Bunu daha önceden burada ve burada detaylıca açıklamıştık. Konuyu tam olarak anlayabilmeniz için her ikisi de okumanızı önemle tavsiye ederim; ama özetle, evrimin yaratılışı çürütüp çürütmediği, "yaratılış" sözcüğünden ne anladığınıza bağlı.
Eğer yaratılış, canlıların hiç yoktan, birdenbire, son ve karmaşık halleriyle, "puf" diye var oluvermesiyse, evet, bu türden bir yaratılışın doğru olmadığını kesin olarak biliyoruz. Geleneksel olarak "yaratılışçılık" adı verilen sahtebilim türü (popüler kültürde evrimle çatışan yaratılışçılık), bu türden bir yaratılışa inanıyor. Dolayısıyla bilim-dışı bir kültten fazlası değil ve asla olamaz da.
Ama "yaratılış"tan anladığınız, "ilahi bir güç tarafından var edilmek" ise ve bu var edişin "fiziksel olarak ölçülebilir ve tekrar edilebilir yolları/yordamları varsa", örneğin Tanrı'nın evrimsel biyolojinin ortaya koyduğu yollarla, canlıları kademeli bir şekilde "yarattığına" inanıyorsanız, bir sorun yok. Zaten evrimsel biyoloji (veya bilimin geri kalanı) bu konuda doğru veya yanlış bir şey söyleyemez; çünkü bu tür inançlar bilimin alanı değil.
Genel tavır olarak bilimde bu tür inançları pek dikkate almıyoruz, ama bunun nedeni ateistik bir merak/çaba değil, bilimin metodolojisi dahilinde pozitif kanıtlarla ispatlanmadan ileri sürülen pozitif yönlü iddiaların varsayılan olarak reddedilmesi gerekiyor. Aksi takdirde herkesin her fikrini/iddiasını otomatik olarak "gerçek" kabul etmemiz gerekirdi ve bu, bilim için yıkıcı olurdu. Bu konuyu ve gerekçelerini daha iyi anlamak isterseniz, boş hipotez kavramını öğrenmenizi öneririm.
Özetle: Canlıların birdenbire, son ve karmaşık halleriyle var edildiklerine inanıyorsanız, bilimsel olarak yanlış olduğunu kesin olarak bildiğimiz bir inanç besliyorsunuz demektir ve evrim, bunu kesin ve nihai olarak çürütmüştür. Ama evrimin, Tanrı'nın canlıları yaratma yolu olarak görüyorsanız (keza kütleçekimini Tanrı'nın gezegenleri yaratma yolu olarak görüyorsanız, katlı oranlar yasasını Tanrı'nın karmaşık molekülleri yaratma yolu olarak görüyorsanız, vs.), bunun evrimle çelişen bir tarafı yok ve olamaz da, çünkü bu inanç, bilimle ilişkili bir konu değil. Dolayısıyla hem bu tür bir "yaratılışa" inanıp, hem de bilimsel bir gerçek olan evrimi kolaylıkla kabul edebilirsiniz - ki günümüzde saygın teologların ve alanında uluslararası ölçekte söz sahibi din filozoflarının neredeyse tamamı bu tür bir inanç besliyor.
Dediğim gibi, başta verdiğim iki yazı, geleneksel anlamıyla yaratılışçılığın neden yanlış olduğunu ve evrimle yaratılış inancının hangi noktada bağdaşabileceğini anlamanıza fazlasıyla yardımcı olacaktır.