Öncelikle soruyu düşünürken ilk hatamız şu oluyor; Trenin ışık hızında gittiğini kabul ediyoruz. Ancak ışık hızında giden bir tren içindeki her şeyle birlikte tamamen enerji olacağından kütlesel manada bir şeyi kalmayacaktır, yani o artık tren değil ve sen de içeride yürüyebilecek bir form değilsindir.
Soruyu şu şekilde düzeltmek daha doğru olacaktır. Işık hızına çok yakın bir hızda giden bir trende, aynı yönde toplam hızımız ışık hızından fazla olacak şekilde hareket etsen ışık hızını geçebilir misin?
Ancak bu soruda da şöyle bir sıkıntı oluyor. Normal hızlarda uzay-zaman ayrılmaz ikiliymiş gibi gözükse de ışık hızına yaklaştıkça uzay-zaman dokusunda bozulmaya ve zaman anlayışında kaymaya yol açılır. Bunun en basit örneği trenin içinde sen elindeki saate bakıp 1 saniye geçtiğini gördüğünde, dışarıdan izleyen benim için daha çok zaman geçmiştir.
Bu önemsiz bir detay gibi gözükse de sonuçta şuna yol açıyor; Hız dediğimiz kavram alınan yola ve zamana bağlı olduğundan, senin birim zamanda aldığını düşündüğün yol dışarıdan bakan bir gözlemci için (trenden bağımsız senin hızından bahsediyorum) birim zamanda düşündüğünden daha az bir yol alacağın anlamına geliyor. Ve trenin hızı ne kadar artarsa senin hızın da o kadar yavaşlayacağından popüler görüş hiçbir şekilde bu toplamı sağlayamayacağını söylüyor.
Aynı zamanda trenin içi ve dışına göre değişen tek şey zaman değil uzunluktur da, bu da bir yönden istediğimiz hızı imkansızlaştırıyor. Atacağım kaynak ışık hızında giden trende farklı bir soruyu cevaplandırıyor ancak oradan bu uzunluk kaymasını daha iyi anlayabilirsin.
[1]
Kaynaklar
- Prof. Costas Papaliolios.. Science Demonstrations Harvard. Alındığı Tarih: 4 Eylül 2022. Alındığı Yer: sciencedemonstrations.fas.harvard.edu | Arşiv Bağlantısı