Bir bilgiyi bilmenin çok derece ve mertebeleri vardır..
Öncelikle hayal ve düşünce olarak bilmek gelir.Bu mertebede çok kuşku ve şüphe olur..
Cünkü sağlam ve kesin kanıtlar ile bir blgiye sahip değildir.
Fakat deliller,kanıtlar çoğaldıkça bilmenin derecesi artar..
Yani hayal ve düşünceden daha derinlemesine bilmek derecelerine dogru gider..
İşte bilgide derinleştikce yani kanıtlar arttıkça şüphe ve tereddütler azalır..
Mesela bu koca,büyük evrenin bir sahibi vardır diye kabul ediyor ama kanıt olarak elinde tam bilgi yok ise şüpheye düşer..
Fakat bu evrendeki en küçük kuark ve atomlardan..hücre ve mikroorganizmalara kadar..
En büyük galaksi ve yıldızlardan,aylara güneşlere kadar..
Her şey şekilleri,düzgün bir şekilde işlemeleri, çok hassas dengede durmaları ve sanatları ile kendilerini yapan bir ustaları olduklarını kanıtlıyorlar..
diye bilmek işte bu bilgide derinlik olur..
Bu yönde derinleştikce yani evrendeki kanıtları okudukça öğrendikce şüphe ve kuşku azalır hatta kalmaz..