Bilmiyorlar. "Bilmek", sinirbilimle alakalı bir terim. Sinirleri olmayan bir yapının "bilmek" eylemini yapabilmesi mümkün değil. Bu semantik gibi gözüken bir tartışma olsa da, değil: Bir düşünün. "Atomun bilmesi" ne demek? Nasıl biliyor? Hafızası var da oradan mı çağırıyor? Hayır. Atomlar veya canlı olmasına rağmen sinir sistemi olmayan varlıklar hiçbir şeyi "bilmiyorlar". Sinir sistemi olmayan sistemler de belli "bilgileri" depo edebilirler; mesela basit bir bakterinin de genomunda "bilgi" vardır ve o bilgiye bağlı olarak belli kimyasal tepkimeler vücudunda daha sık yaşanır, belli tepkimeler yaşanmaz; çünkü o tepkimeleri mümkün kılacak proteinlerin üretimi o DNA'da birikecek şekilde evrimleşmiştir.
Şöyle düşünün: Madem hücreler yarayı tamir etmeleri gerektiğini biliyorlar, neden Von Willebrand Hastalığı gibi bazı hastalıklarda, hücreleri olan insanlar, yaralarını tamir edemiyorlar? Madem hücrenin "bilgisi" var, neden bu "bilgisini" kullanmak için belli maddelerin (örneğin Von Willebrand Hastalığı örneğinde "Von Willebrand faktörü" denen bir maddenin) varlığına muhtaçlar? Çünkü bilmiyorlar. Vücudumuzdaki fizyolojik süreçler veya Evren'deki fiziksel süreçler, bilerek veya arzulayarak olan şeyler değiller!
Belli moleküller, sadece belli moleküllerle tepkimeye girebiliyorlar. Bunun nedenini elektron konfigürasyonlarına, onun nedenini de kuantum mekaniğine kadar takip edebilirsiniz. Bu moleküller "yara" dediğimiz yerde oksijenin bulunmasına bağlı olarak belli değişimler geçiriyorlar. O değişimler de yeni kimyasal tepkimeleri mümkün kılıyor, bunun sonucunda mesela pıhtılaşma kaskadı dediğimiz biyokimyasal süreç yaşanıyor (bu, bir çeşit zincirleme reaksiyon ve her basamağı, kendinden bir önceki basamakta üretilen parçalara bağımlı ve onlar olmadan çalışamıyor, onlar fazla olursa da başka sorunlara neden oluyor):
![](https://thumbor.evrimagaci.org/d59hgEyrOhTzHpXdrDo_kgQNLpQ=/588x0/old%2Fqna_media%2Fa6864e464970dc5112f784d229318487.jpeg)
Ayrıca akıllı bir sistemin oluşabilmesi için bütün parçalarının akıllı olması gerekmiyor, bu tamamen hatalı bir düşünce: Bu tür mantık kurmaya parça-bütün safsatası diyoruz. Bir cismin parçalarında olmayan bir özelliğin bütünde de olamayacağı veya bir cismin bütününde olmayan bir özelliğin parçalarında da olamayacağı fikri... Tamamen hatalı bir akıl yürütme örneği. Birkaç örnekle gösterelim:
- Atomlar bilinçsizdir. Dolayısıyla atomlardan oluşan insanlar da bilinçsiz olmalıdır.
- Bir madeni paranın atomları gözle görülemediğinden madeni para da gözle görülemez.
- Evren'deki hiçbir şey ezeli ve ebedi değildir; dolayısıyla Evren'in kendisi de ezeli ve ebedi olamaz.
- Bir arabanın tüm parçaları hafif ve taşınabilir olduğuna göre arabanın kendisi de hafif ve taşınabilirdir.
- Evren'deki her şeyin bir nedeni olduğu için, Evren'in kendisinin de bir nedeni olmalıdır.
- Bir uçağın hiçbir parçasının tek başına uçma becerisi olmadığına göre, uçak da uçamaz.
- Bir savaş tankı, bir arabadan daha fazla benzin harcar. Dolayısıyla Dünya'daki tüm tanklar, toplamda, Dünya'daki tüm arabaların toplam harcadığından daha fazla benzin harcar.
- Bir kaplan, bir insandan daha fazla yemek yer. Dolayısıyla kaplanların bir yılda yediği toplam yemek, tüm insanların bir yılda yediği toplam yemekten daha fazladır.
- Takımın her bir oyuncusu, harika birer futbolcu. Dolayısıyla takım, harika bir takımdır.
- Filmde kullanılan her efekt harikaydı. Dolayısıyla film, harika bir filmdir.
- Sodyum (Na) ve Klor (Cl), tek başlarına insan için zararlı elementlerdir. Dolayısıyla oluşturdukları her türlü bileşik de insanlar için zararlıdır.
- "Laissez-faire" kapitalist ekonomik sisteminde, her birey kendi ekonomik çıkarlarına göre hareket eder. Bu halde toplum da en iyi ekonomiye ulaşacaktır.
- Bu top mavidir, dolayısıyla bu topu oluşturan atomlar da mavi renkte olmalıdır.
- Canlıları oluşturan hücreler organiktirler. Dolayısıyla hücreleri oluşturan kimyasallar da organik olmalıdır.
- Murat büyük bir apartmanda oturmaktadır, dolayısıyla Murat'ın evi de büyük olmalıdır.
- Sodyum klorür (sofra tuzu) güvenle yenilebilir; dolayısıyla parçaları olan Sodyum ve Klor da güvenle yenilebilir.
- Dünya çapında düşünüldüğünde erkekler, kadınlardan daha fazla okula gönderilmekte ve eğitim almaktadırlar; dolayısıyla Dr. Hasan Kantar, Dr. Meltem Zengin'den daha zekidir.
- ABD, Dünya'daki en zengin ülkedir; dolayısıyla ABD'de yaşayan herkes zengin olmalıdır.
- Profesyonel sporculara akıl almaz paralar ödendiğine göre, her sporcu zengin olmalıdır.
- Adalet sistemimiz adil olduğuna göre, bu zanlı da adil bir şekilde yargılanmıştır.
- Din tarihinde çok kötü ve cani şeyler yapılmıştır. Dolayısıyla tüm dindarlar kötü ve canidir.
Bunların hepsi, mantık safsatasına dayalı argümanlardır. Hiçbirinin bilimsel ve/veya mantıksal geçerliliği bulunmamaktadır. Her birinde, ya parçadan yola çıkarak bütünle ilgili aceleci bir genelleme yapılmaktadır ya da bütünden yola çıkılarak parçalarla ilgili hatalı bir çıkarsama yapılmaktadır. Her birinde, parçadan bütüne gidiş sırasında farklı unsurlar devreye girerek, varılan sonucu hatalı kılmaktadır.
Örneğin bir tank, arabadan daha fazla benzin harcıyor olabilir; ancak Dünya’da günlük olarak aktif biçimde kullanılan araba sayısı, tank sayısından çok daha yüksek olduğu için, tankların toplamının daha fazla benzin harcaması gerektiği argümanı geçersiz olmaktadır.
Keza, atomların bilinçsiz olmasının, atomlardan oluşan her şeyin bilinçsiz olması gerektiğine yönelik argüman da, "sinerji" kavramını görmezden gelmektedir: Parçaların oluşturduğu bütün, parçaların her birinin ayrı ayrı toplamından daha esnek ve yüksek beceriye sahip olabilir; karıncaların her biri oldukça düşük zekalı olsa da, bir karınca sürüsünün müthiş bir sürü zekasına sahip olması gibi...
Son bir açıklama da sodyum klorürden gelsin. Sodyum ve klor, tek başlarına bambaşka nitelikteler: biri patlayıcı bir metal, diğeri zehirli bir gaz. Birleştiklerinde oluşan sodyum klorür ise, yemeğinize kattığınız sofra tuzu. Bunların 1 elektron yitirdiklerinde veya 1 elektron kazandıklarındaki özellikleri, saf hallerinden bambaşka. Çünkü fiziksel ve kimyasal özellikler zaten proton sayısı veya elektron sayısı gibi şeylere göre belirleniyor. Bunlar, atomun yapabileceği şeyleri değiştiriyor. Böylece daha karmaşık moleküllere giden kademeli bir süreç başlamış oluyor.
Bunun hangi durumlarda bir safsata olmadığını anlamak ve safsatayı daha iyi tanımak için buradaki yazımızı tekrar öneririm.
Kaynaklar
- A. Cline. What Is The Fallacy Of Composition?. (16 Ekim 2021). Alındığı Tarih: 13 Şubat 2022. Alındığı Yer: ThoughtCo | Arşiv Bağlantısı
- A. Cline. What Is The Fallacy Of Division?. (15 Ekim 2021). Alındığı Tarih: 13 Şubat 2022. Alındığı Yer: ThoughtCo | Arşiv Bağlantısı
- J. E. Gough, et al. The Fallacy Of Composition. (6 Mart 2009). Alındığı Yer: Scholarship at UWindsor | Arşiv Bağlantısı
- E. Alparslan. Parça-Bütün Safsataları: Parçaların Özellikleri Bütünde, Bütünün Özellikleri Parçalarında Görülmek Zorunda Mı?. (14 Şubat 2022). Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı