Öldükten birkaç dakika sonra vücudumuzdaki son oksijen tükenir ve beyin dalgalanmaya başlar nöronlar çalışmayı bıraktıkça beyin bedeni düzenleyen hormonları salgılamayı bırakır. Birkaç dakika boyunca vücutta kalan son ATP sayesinde vücut bazı bedensel aktivitelere devam edebilir. Daha sonrasında kaslar gevşemeye başlar (vücut kendini bırakır). Yaklaşık 15/20 dakika içerisinde vücut ölüm beyazlığı rengini alır. Kalp çalışmayı durdurduğu için aktif bir kan akışı yoktur bu sebeple kişinin duruşuna göre kan aşağıda birikir. (yerçekimi nedeniyle) Bir kaç saat böyle bekledikten sonra vücutta morlaşmalar görülmeye başlar bu morlaşma devam eder ve yaklaşık 12 saatin ardından bedende belirgin bir morlaşma gözlenir. 3/6 saat sonra "rigor mortis" devreye girer. Hücresel organellerde bulunan kalsiyum kas hücrelerine sızmaya başlar ve bu kas kalmalarından sorumlu proteinlere bağlanır bu da kasların kontrolsüz kasılmasına ve bedenin sertleşip katılaşmasına sebep olur. Beden bundan dolayı 24/48 saat kasılı kalabilir. Bundan sonra hücrelerin ölmesiyle vücut ayrışmaya başlar bu ölü hücreler CO2 biriktirir. Hücre zarının zayıflaması nedeniyle hücrelerde bulanan hücre sıvısı dokulara daha da zarar vermeye başlar. Vücudumuzda bedenimizin parçalanmasına yarayacak yaklaşık 100 trilyon mikroorganizma bulunur. Bu mikroorganizmalar vücudu parçalarken kokuşma dikkat çekmeye başlar (çürüme işlemi somut bir şekilde başlamıştır) bu organizmalar, bakteriler sayesinde dokuya yumurta bırakan kurt sineği leş böcekleri gibi canlılar vücuda hücum etmeye başlar. Bıraktıkları larvalar büyüyene kadar vücuttan beslenirler. 1 hafta içinde bu kurtçuklar bedenin yaklaşık yüzde 60 kadarını bitirirler. 20/25 gün sonrasında ise kuru çürüme evresine girer bu süreç (kuru çürüme) bir yıl kadar bile devam edebilir.