Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
Yiğit Gülay
Yiğit Gülay
2,167 UP
Üye
1

Normal ne demektir acaba?

Normal ne demektir diye uzunca araştırdım sizin cevaplarınızı almak isterim
2,396 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
3 Cevap
Görkem Öge
Kozmoloji meraklısı.

Herhangi bir sözlüğe bakarak bile cevaplanabilecek bir soruyu sormanız hiç de "normal" olmadığı için bu soruyu hangi kasıtla sorduğunuzu anlamaya çalışmak da normal olsa gerek. :)

Kelime anlamı ile alışıldık, şaşırtıcı olmayan, olağan demek. Ama anlamının içinde bir de "kurallara uygun olan" kastı var ve bence işler burada karışıyor. Çünkü dünyanın hemen her bölgesinde ve tarihin tüm zamanlarında sayısız "kurala uygun olmayan" şey, olağan ve alışıldık olmuştur. Buna göre evet haklısınız, "normal nedir?" sorusunu sormak gayet normal ve haklı olur.

Örneğin ülkemizde "kadına şiddet" gayet normaldir çünkü ne yazık ki çok sık rastlanan bir şeydir. Her gün şiddet haberi görüyoruz, her yıl binlerce kadın şiddete maruz kalıyor ve onlarca kadın da eşleri, sevgilileri ya da akrabaları tarafından öldürülüyor. Yani hiç birimiz aslında kadına şiddet haberi duyduğumuzda şaşırmıyoruz. Bunun sık rastlanan bir şey olduğunu biliyoruz çünkü. Ama "kurallara ve ahlaka uygun"luk açısından bakarsak elbette kadına şiddet hiç de normal bir olgu değil. Yani kadına şiddet vakalarına şaşırmıyor olmamız onu normal olarak gördüğümüz ve kabullendiğimiz anlamına gelmiyor. Ama aslında bu durum, tanıma uyuyor.

Tüm Reklamları Kapat

Başka bir örnek verelim: Dünyaya büyük bir göktaşı çarpacak olsa bu tüm dünya insanları için son derece anormal bir durumdur. Bu olayı normal olarak görüp karşılayacak insana rastlamak zor olur. Ama aslında bu olay o kadar normaldir ki. Çünkü bildiğimiz kadarı ile 65 milyon yıl önceki, dinozorların kökünü kazıyan göktaşı çarpması olayından beri dünyadaki neredeyse tüm canlılığı yok eden bir göktaşı çarpması olayına rastlamadık. Ama galaksimizde ya da evrenin bütününde muhtemelen her saniye milyonlarca gök cismi birbiri ile çarpışıyor. Yani bu olay aslında son derece normal.

Kanser olmak, trafik kazası geçirmek, gelişmiş dünyada kölelik ve diktatörlük, sömürü, cinsel taciz ve tecavüzler, açlık sefalet fakirlik... Başka bir çok örnek verebilirim ama uzatmamak adına toparlıyorum: Normal olgusunu, kendi hayatlarımız, ahlaki yargılarımız ve "ideal olan" tanımlamamız ile esnetiyoruz. İnsanlık olarak bir karar vermemiz gerekiyor. Sık rastlanana normal diyecek isek bu andığım korkunç durumların hepsi aslında gayet normal. Çünkü sık karşılaşılıyor. Bunlar dünyada, hayatlarımızda, çevremizde bol bol var. Ama kanuni ve ahlaki olarak kabul edilmez oldukları ve onlarla mücadele etmenin yollarından birinin onları anormal olarak kabul etmek olduğu için onlara normal demiyoruz. Bu durum bence, birbiri ile çelişen doğruların ortaya çıkardığı bir paradoks. İki taraf da haklı, iki tercih de kendi içinde doğru. Yani "normal"in ne olup ne olmadığı meselesi de gayet normal bir sorun. Anormal olan şu: Bunun farkında değiliz. Normal ve anormal olgularına bir adım geriye çekilerek bakmayı başaramıyoruz ya da bunu yapmayı istemiyoruz. Kendisinden 5 değil 10 yaş büyük birine aşık olanı bile anormal olarak görmeye meyilli olduğumuz için "normal"liğin medeniyetimize daha uzun süreler uğramayacağını düşünüyorum ve bunu bile gayet normal olarak değerlendiriyorum.

470 görüntülenme
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Şamil Kurt
Şamil Kurt
54K UP
Psikolog

Bununla ilgili kendü yorumumu içeren bir blog yazısı yazdım. Yazıdaki ilgili kısmı aşağıda okuyabilirsiniz. Umarım faydalı olur.

Gelelim normal kavramının özgürlükle ilişkisine. Türk Dil Kurumuna göre normal “alışılagelen, kurala uygun olan, şaşılacak bir yönü bulunmayan, olağan, doğal.” şeklinde tanımlanmaktadır. Bu tanım bir şeyin normal olup olmamasının kültüre, çevreye ve canlıya göre ve orada kabul gören norma göre belirlendiği dolayısıyla neyin normal olduğunun da göreceli olduğu sonucuna bizi götürmektedir. Psikolojide ise genel olarak kabul gören yaklaşım bir durum kişiyi rahatsız ediyorsa veya işlevselliğinde düşüşe sebep oluyorsa bu normal değildir denir. Buna biyolojik, psikolojik, sosyal ve ekonomik açıdan bakılabilir. Mesela hasta olmak kötüdür çünkü hastalık bizi belirli bir duyguyu hissetmeye, düşüncelerimize etki etmeye(sağlıklı düşünememize) ve belirli davranışları yapmaya veya davranışlarımızı kısıtlama gibi durumlara zorlar ancak kişiyi hastalıktan sağlıklı bir duruma getirmek aslında kişinin hastalık döneminde hissettiği duyguları hissedebilme, o yönde düşünme özgürlüğü ve hastalık dönemindeki davranışları yapma seçeneklerini de barındıracak bir şekilde diğer seçenekleri de kişinin rahatça seçebilmesine olanak verir. Yani aslında normal olan şey kişinin bir şeylerin baskısı altında kalmadan olabildiğince çok şeyi seçebilme ihtimalidir. Örnekler üzerinden gidersek mesela yemek yerken ağız şapırdatmak bazı toplumlarda çok kaba bir hareket olarak görülürken bazı toplumlarda yemeğin çok lezzetli olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla bir iltifat olarak kabul görmektedir bu da normali göreceli yapmaktadır. Burada kişi eğer bu durumun hoş karşılanmadığı bir toplumda ise bu eylemi yapmak normal değildir çünkü kişinin gördüğü sevgi, saygı diğer insanlar tarafından azaltılır, topluluğun dışına itilir ve kabul görmeyen bir kişi haline getirilir. Bu durumda aslında kişinin seçeneklerini kısıtlayan, o seçenekleri tekrar kazanmak için daha fazla çaba gerektimesini gerektirecek yorucu ve zaman alan bir hale gelir ancak bunun iltifat olarak karşılandığı bir toplumda bu durum bir iltifat olarak görüldüğü için kişi daha çok sevilecek dolayısıyla seçeneklerini artaracaktır. Yani normal dediğimiz şeyler toplumun o şeye ne türden bir anlam yüklediği ile ilgilidir. Bu anlam da bir gösteren işlevi gördüğü için normal olan veya olmayan şeyin kişi için, toplum için, o çevrede, o zaman aralığında, o yaş grubunda, o canlıda neyi gösterdiğini, neyi temsil ettiğini bilmemiz ve anlamamız gerekir. Bu bizi neyin normal olduğuna götürür. Ancak tabiki bazı anormal denen durumlar başka insanların özgürlüğünü kısıtlamamasına rağmen toplum tarafından kabul edilmeyen şeylerdir. Bu da bizi toplumsal baskı denen kavrama götürür.Daha açık bir örnek olarak hayır diyemeyen birisini düşünelim. Bu kişi insanlara hayır diyemediğinde o insanlarla olan ilişkisinin devam etmesi, sevilmesi, kabul görmesi gibi seçenekleri artıran işlevlere sahip olmakla beraber kendi zamanından, işlerinden, değerlerinden, enerjisinden de feda ederek kendisiyle ilgili farklı alanlardaki özgürlük alanı kısıtlanmaktadır. Bir yanda insanlardan kabul görmek dolayısıyla seçenekleri artıran bir durum varken bir yandan kişinin günlük hayatındaki işlevselliğini azaltan, çok zamanını alan ve yorucu bir eylemler dizisi var. İşte bu noktada normal olan dengeyi kurabilmektir. Kendi isteklerimizin ve arzularımızın gerçekleşme olasılığını artırmak ile toplumdaki olası seçenekleri artırmak arasında bir denge kurulması gerekir. Bu iki durumdaki seçeneği de maksimuma çıkarmaya çalışırız. Ayrıca burada önemli olan bir diğer şey ise bu hayır diyememeye dair kendini mecbur hissetmesine yol açan zorlantıdır. Kişinin kendisinin arzuları pahasına karşıdakinin isteklerini yapmaya dair bir zorlantısı vardır. Bu yüzden diğer şeylere bir alan kalmaz bu yüzden kişi bu durumu engelleyemediği için özgürlüğünün kısıtlandığı bir durum oluşmaktadır bu yüzden hayır diyememek duruma göre, şartlara göre değerlendirilerek normal ya da anormal diye nitelendirilir ki bu durumda hayır demek kişi için görünürde bir seçenek olsa bile içsel zorlantısı evet demekten başka bir seçenek bırakmamaktadır. Burada kişiyi normal yapacak olan şey bu zorlantıyı engelleyerek istediği zaman evet demesi istediği zaman hayır diyerek başka şeylerle rahatça ilgilenebilmesidir. Kısaca yine normal dediğimiz kavramı belirleyen şey kişinin seçeneklerinin ne oranda fazla olduğu ve bu seçenekleri seçerken ne oranda içsel veya dışsal baskı altında olduğudur. Başka bir örnekte ise birine zarar vermek veya öldürmek normal olarak bakılmaz ve toplumda bir hastalık olarak görülür. Birini öldürmek normal midir gibi bir soru sorulabilir. Bu durumun cevabı hem evet hem hayırdır. Eğer kişi duygularını kontrol edemiyorsa yani seçim şansı olmasına rağmen zarar verip vermemek arasındaki seçimi çok yoğun bir duygusal dürtü ile gerçekleştiriyorsa veya psikotik hastalıklarda olduğu gibi gerçekliği, seçenekleri doğru bir şekilde değerlendiremiyorsa bu kişi normal değildir deriz. Ancak bunların olmadığı bir durumda bir kişi birine zarar veriyorsa eylem veya sonuç aynı olmasına rağmen bunu yapan kişiye normal diyebiliriz çünkü seçim yapabiliyor durumdadır. Tam da bu yüzden bazı suçları işleyenleri akıl hastanesine koyarken bazı kişileri hapise göndeririz. Normal biri olan ancak birine zarar veren veya öldüren bir kişinin yaptığı şey aynı zamanda iyi değildir zıttı olarak kötüdür çünkü kişinin hapse girmesi bir çok olasılıktan mahrum kalmasına aynı zamanda zarar verdiği kişinin de seçeneklerini azaltmaya yöneliktir. Görüldüğü gibi bu iki kavram hem birbiriyle ilişkili hem de özgürlükle ilişkilidir.

Tüm Reklamları Kapat

1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Hayruss Hayruss
felsefe meraklisi hayati sorgulayan o eleman

gorkem ogenin yazdigina tamamen katiliyorum. bu buyuk resmi goremeyen bi bireyle normal anormal tartismasi yapmistim. ama celal hocaminda dedigi gibi cahille tartisamazsin. o sadece sana kendi dusuncesini dayatir. o yuzden bu konu hakkinda kimseyle tartismaya girmiyorum :)

0
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close