Walpole, bu kısa ve öz sözünde gerçekten çok önemli bir noktaya vurgu yapıyor. Bilim, bir açıdan bakıldığında, hata yapma sanatıdır. Bir mühendisin şunu dediğini sıklıkla duyarsınız: "Hiçbir zaman bir ürün, ilk denendiği anda çalışmaz." Mutlaka hatalar olacaktır. Benzer şekilde, doğa bilimlerinde de ileri sürülen hipotezler pek nadiren ilk atışta %100 isabetlidir. Çoğu zaman onlarca, hatta yüzlerce defa açıklamak istediğimiz soruna yönelik geçici cevaplarımız olan hipotezlerimizi değiştirmek, güncellemek, geliştirmek zorunda kalırız. Bunu yapmamızı sağlayan, hatalarımızdır. Hatalar, her ne kadar toplum içerisinde negatif anlamlı bir sözcük haline getirildiyse de, bilim için sıradan bir gerçekliktir. Şöyle ifade edelim: Hatalar olmasaydı, bilim olmazdı.
Ancak hata demişken, yanlış anlaşılmasın... Hatanın binbir türlü çeşidi vardır ve bilimdekiler, bizim "dürüst hata" veya "faydalı hata" dediğimiz hatalardır. Bu hatalar, insan aklının ve bilimsel metodolojinin sınırlılığından kaynaklanırlar. Yapacak bir şey yoktur, istemsiz olarak oluşurlar. Yapan kişi bunu fark etmez, dürüsttür. Ancak bunu yapması müthiş avantajlıdır, zira hata sayesinde, gerçeğe bir adım daha yaklaşırız.