Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Egemen Süzer
Çeviren 30 Nisan 2024
GK Per yıldız sisteminin resimde görülen üç bulutsudan sadece ikisiyle ilişkili olduğu bilinmektedir. 1500 ışık yılı uzaklıktaki Nova Persei 1901 (GK Persei) şimdiye kadar kaydedilen en yakın ikinci novadır. Beyaz cüce yıldızın merkezinde, eski bir Güneş benzeri yıldızın hayatta kalmayı başarmış çekirdeği yer almaktadır. Beyaz cücenin çevresi 1901 yılında kaydedilen termonükleer bir patlamayla (bir nova) fırlatılan gazdan oluşan dairesel Havai Fişek Bulutsusu ile çevrilidir. Havai Fişek bulutsusunu çevreleyen parlak kırmızı gaz, eskiden yıldızı çevreleyen atmosferdir. Bu gaz novadan önce dışarı atılmıştır ve dağınık bir gezegenimsi bulutsu olarak görünmektedir. Boydan boya uzanan soluk gri gaz, tesadüfen karemizin içinden geçiyormuş gibi görünen yıldızlararası sirrustur. 1901 yılında GK Per'in novası Betelgeuse'den daha parlak hale gelmiştir. Benzer şekilde, T CrB yıldız sisteminin de bu yıl içinde bir novayla patlaması bekleniyor, ancak tam olarak ne zaman ve ne kadar parlak olacağını bilmiyoruz.
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Arsel Berkat Acar
Yazar 12 Nisan 2013 27 dk.

UFO’lar (Tanımlanmamış Uçan Cisim) spesifik bir iddia değil, genel bir konudur. Los Angeles Savaşı, Kemerburgaz UFO ve Phoenix Işıkları gibi olaylar UFO’lar konusunda spesifik birer iddiadır. Bu sebeple böylesine geniş bir konuyu uzunca işlediğimiz için elbette her yönüne değinmemiz mümkün olmayacaktır.

Bu makalede; 51. Bölge, Ekin Çemberleri, Roswell Olayı, Antarktika’daki Naziler, Mars’taki Yüz, Reptilianlar gibi UFO komplolarıyla ilişkilendirilen birçok konuya değinmeden, UFO’lara dair bilimsel bir perspektif sunmaya çalışacağız.

63
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 18 Mayıs 2013 25 dk.

Yeryüzündeki tüm insanlar, birbiriyle akrabadır. Yani bugüne kadar yaşamış insanlar arasında tek bir kişi yoktur ki, diğer insanlarla akraba olmasın. Avustralya'da yaşayan bir yerli, Norveç'teki bir kadın, Türkiye'deki bir erkek, Meksika'da 100 yıl önce yaşamış bir köylü, Arktik Çember'de yaşayan bir Eskimo, Afrika'da yaşayan San Kabilesi üyeleri, Albert Einstein, Marie Curie, Aziz Sancar, Frances Arnold, bu yazıyı yazan ben, bu yazıyı okuyan siz ve diğer tüm insanlar, birbiriyle uzaktan veya yakından akrabadır. Çünkü var olan, var olmuş ve öngörülebilir bir süre boyunca var olacak tüm insanlar, ortak atalardan gelirler. Bunun ne demek olduğuna birazdan geleceğiz.

Aynı şey, farklı canlı türleri için de geçerlidir. Dünya'da, sonradan yok olsa bile bir dönem var olmuş veya şu anda var olan canlıların hepsi, mutlaka birbirleriyle akrabadır. Yani yeryüzünde 1 tane canlı türü var olmamıştır ki, diğer türlerle akraba olmasın. Bir bakteri, bir çam ağacı, bir yılan, bir insan, bir mantar ve aklınıza gelebilecek diğer tüm canlılar, birbirleriyle akrabadır.

99
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Sosyal Bilimler konusunda geliştirebilirsin.

Eric Rose
Eric Rose
209K UP
Yazar 28 Temmuz 2017 24 dk.

Galileo ile ilgili en yaygın yanılgılardan birisi, engizisyon tarafından ölüm cezasına çarptırıldığı iddiasıdır. Galileo, 1610 yılında Sidereus Nuncius (Yıldız Habercisi) isimli kitabını yayınlamış ve içerisinde, yeni teleskobu ile yaptığı şaşırtıcı gözlemlerden bahsetmiştir. Venüs'ün evreleri ve Jüpiter'in uydularına dair bu gözlemler, Kopernik'in "Güneş Merkezli Galaksi" teorisini doğrulamaktaydı. Yani kilise tarafından kabul edilen "Dünya Evren'in merkezidir." algısını yıkmaktaydı. Bu bulgular, Katolik Kilisesi'ni telaşlandırdı ve 1616 yılında bu teorinin kabulünü yasakladı.

Bu yasaklar Galileo'yu durdurmadı. Aynı yıl, gelgitlerin varlığının Dünya'nın hareket ettiğinin bir kanıtı olduğunu ileri sürdü. 1619 yılında ise kuyrukluyıldızlarla ilgili gözlemlerde bulundu. 1632 yılında, iyice yaşlı bir adam olduğunda, yasağa rağmen üstü kapalı bir şekilde Güneş'in merkezde olduğunu savunduğu "İki Merkezi Dünya Sistemi Üzerine Diyaloglar" isimli kitabını yayınladı. Kitap, büyük ses getirdi. Kitap içerisinde teoloji, astronomi ve felsefe üzerine birçok fikir ve görüş de bulunuyordu.

109
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Onur Özer
Onur Özer
12K UP
Yazar 27 Temmuz 2014 31 dk.

“Doğa bir savaş alanıdır.” sözünü, çayırlarda koşturan aslan ve geyiklerden çok, bağışıklık sisteminde yaşananlar olarak anlamak mümkündür. Moleküler düzeydeki evrimsel savaşın en serti patojenler (yani hastalık yapan organizmalar) ile konak canlıların bağışıklık sistemi arasında gerçekleşmektedir desek abartmış olmayız. Birlikte evrimin en güzel örneklerini görebileceğimiz bu çekişme, aslında temel olarak bir organizmanın “ben ve diğerleri” ayrımını yapabilmesine dayanmaktadır. Patojenler için evrimsel başarı ise bu ayrımdan kaçabilmelerine bağlıdır.

Modern tıbbın önlenebilir hastalıklara karşı bağışıklık sistemimiz kadar iyi bir iş çıkardığını reddedemeyiz. Tedavi ve aşı yöntemleri sayesinde (ve tabi ki gıda, temizlik gibi birçok faktörün de birleşimi ile) insan ömrü 1900’lerin başından bu yana iki katına çıkmıştır. Fakat elbette bu bağışıklık sistemlerini araştırmayı bir kenara bırakacağımız anlamına gelmiyor. Henüz çare bekleyen birçok hastalığın yanında aslında bu sistemler birazdan da anlatmaya çalışacağımız gibi hiç tahmin edemeyeceğimiz teknolojik yeniliklere yol açabilir ki zaten temel bilim çalışmalarının tamamı böyle değil midir?

153
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

İnceleme
Beril Sıla Topak
İnceleyen9 5 gün önce
Fleabag feminizm, kadın bedeni ve kadın cinselliği üzerine düşünmeyi sağlayan içerisinde trajedi, kara mizah bulunan sanki baş karakterle aranızda küçük sırlarınız varmış hissiyatıyla bir çırpıda bitirebileceğiniz ama çokça düşünme alanı sunan bir dizi. Karakterin duygu dünyası ve psikolojik durumlarını dışarıdan bir gözle analiz edebilmenin etkileyiciliğini bu dizide bulabildim. Dizinin başkarakteri annesini ve sonrasında ise en yakın arkadaşını -hatta tek arkadaşını- kaybetmiş bir kadındır. Yasını ve üzerindeki baskıları içinde yaşar ve bunları paylaşacağı kimseye sahip değildir. Feminizme bazen düşündürücü bazen de güldürücü şakalarla sıkça vurgu yapan başkarakterin kendi çelişikilerini sıkça yansıttığı olay akışındaki ailevi problemler, yalnızlık ve psikolojik problemlerin nasıl dışa yansıdığına iyi değinildiğini düşünüyorum. Benim için çok güzel bir 12 bölümdü. Tavsiye edilir!!!!!!
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yusuf Yiğit Arslan
Yazar 30 Nisan 2023 3 dk.

Asteroitler; Kepler yörüngesinde Güneş'in etrafında hareket eden, atmosferi olmayan kayalık veya metalik gök cisimleridir. Asteroitlerin büyük bir çoğunluğu Mars ile Jüpiter arasında, Güneş'e 2 ila 4 astronomik birim uzaklıktaki asteroit kuşağında bulunmaktadır. Şu anda bilinen asteroit sayısı bir milyondan fazladır ve bu sayı yeni keşifler yapıldıkça artmaktadır.

Asteroitler kendi aralarında üç türe ayrılmaktadır. Bunlar metalik olan M tipi, kondritli olan C tipi ve silikalı olan S tipidir.

27
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Refikcan Filiz
bence... 6 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Oğulcan Akdal tarafından sorulmuştur.
Nedir zamanı değerli kılan?
Nedir zamanı değerli kılan?

Zamanı değerli kılan ölümdür, sondur. Yaşamımız boyunca yeni fikirler ediniriz, bunları geliştirir ve daha fazlasını yapmaya çalışırız. Ancak tüm bunların anlamı nedir? Bana göre bunları değerli kılan, yaşamımız boyunca anlam katmak için ürettiğimiz bütün fikirlerin bir gün bizim maddesel varlığımız ile birlikte son bulacak olmasıdır. Dünya üzerinde istisnalar olsada evren gibi sonu hayal bile edilemeyen bu unsurun sonsuz olmadığı gibi bu istisnalarda sonsuz değildir. Özet geçmek gerekirse; yaşamı değerli kılan şey sonunun olmasıdır.

3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
6 saat önce
Kanadalı-Amerikalı moleküler biyolog Sidney Altman 7 Mayıs 1939'da doğdu. RNA'nın katalitik özellikleri üzerine araştırmalar yürüttü; Yale Üniversitesi'nde Moleküler, Hücresel ve Gelişimsel Biyoloji ile Kimya alanlarında Sterling Profesörü olarak görev yaptı. 1989'da Thomas R. Cech ile Nobel Kimya Ödülü'nü paylaştı; bu çalışma RNA'nın enzim benzeri işlevlerini ortaya koydu.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Evin Çiftçi
Evin Çiftçi
71K UP
İnceleyen 18 saat önce
İzlediğim diğer Christopher Nolon filmlerine göre Dunkirk daha az beğendim diyebilirim çünkü konuyu anlamam çok zor oldu, alıştığımı o Christopher Nolon filmlerine benzetemedim ama tabiki de anlattığı konu açısından kesinlikle izlenmelidir.
Savaş durumunu çok iyi yansıtmış, kendimi gerçekten yaşanan çaresizlik içinde buldum zaten filmin sonunda ki Tom Hardy ve mükemmel oyunculuğu iyi ki de izlemişim dedirtti. Christopher Nolon filmi olduğundan dolayı kötü bir yapım olmuş demek imkansız, herkesin izlemesi gerektiğini düşünüyorum
Film
9.5/10
(48 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Ali Ferruh Ekiz
Çeviren 11 Haziran 8 dk.

İnsanlar, özellikle toplumun "milli gururu" söz konusu olduğunda şüphecilerin haksız olduğunu göstermeyi severler. South China Morning Post gazetesi, 3 Kasım 2023'te "Bilim İnsanları, Modern Tıptan 3,000 Yıl Önce Ortaya Çıkan Geleneksel Çin Tıbbının, Proteinlerin Kompleks Ağı Üzerine Kurulu Olduğunu Buldular!" başlıklı bir yazı yayımlamıştı. Bu makale, geleneksel Çin tıbbının bilimsel literatürde "büyük ölçüde sahtebilim" ve "doğrulanmamış teoriler üzerine kurulu" olarak tanımlanması hakkındaki önemli editör görüşleri üzerinde duruyordu.

Öncelikle, belirtmek gerekir ki makale akupunktur, qugong ve hacamat gibi sıklıkla Geleneksel Çin Tıbbı çatısı altında bulunan diğer tedavi yöntemlerini dikkate almamaktadır. Dolayısıyla, bu çalışmanın Geleneksel Çin Tıbbının tamamını doğruladığını iddia etmek anlamsızdır.

19
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Tek Pozda Andromeda

Ne kadar uzağı görebilirsiniz? 2,5 milyon ışıkyılı uzaklıktaki Andromeda Galaksisi, çıplak gözle kolayca görülebilen en uzak gök cismidir. Yıldızlar, kümeler ve bulutsular gibi diğer gökyüzü sakinleri, tipik olarak yüz ila binlerce ışıkyılı uzaklıktadır. Bu uzaklık Güneş sisteminin çok ötesinde ancak kendi Samanyolu Galaksimizin içerisindedir. Portekiz’in güneyindeki eski bir madenden yakalanan bu iyi planlanmış derin gece görüntüsünde M31 olarak da bilinen dış galaksi, bir bacanın tam üzerinde yer alıyor. Görsel, gökyüzünü takip ederek tek bir poz ile yakalandı. Böylece, Andromeda’nın kendisi büyük görünürken, ön plan kameranın hareketi sebebiyle hafif bulanık. Normalde çıplak gözle de görülebilen galaksinin parlak merkez bölgesinden çıkan daha sönük sarmal kollar, gökyüzünde 4 dolunay büyüklüğünde bir alanı kaplar. Tabii ki, Andromeda Galaksisi, Samanyolu ile birleşirken, yalnızca 5 milyar yıl içinde Andromeda’nın yıldızları tüm gökyüzünü kaplayabilir.

25 Haziran 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı & Telif Hakkı: Miguel Claro (TWAN, Dark Sky Alqueva)
Çeviren: Ege Can Karanfil
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
İsmail Semi Çankal
15 Temmuz 2023
Ne zaman köye gelip gökyüzünü incelesem, Dünya'da yaşayan bir canlı olarak bu sonsuz boşlukta ne kadar yalnız olduğumuzu hatırlıyorum, eminim uzay boşluğunda mikroorganizma bile olsa yaşayan canlılar var ama biz onlara ulaşana kadar... Gökyüzünde milyonlarca yıl önce patlamış yıldızların tozlarını görmek çok ilginç, hayret de ediyorum, bir toz bile tüm Dünya canlılarından yaşlı :)
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Ege Güven
Ege Güven
56K UP
Blog Yazarı 1 dk.

İlk önce birbirinden çok farklı görünen bu iki alanın nasıl başka bir kavram adı altında birleştiğini öğrenelim. Nöroloji ve dilbilim arasındaki bağ 19. yüzyıldaki afazi durumunu inceleyen afaziyolojinin gelişmesine kadar dayanır. Afaziyoloji oluşan beyin hasarlarının beynin dil işletimi üzerindeki etkilerini inceleyerek beyin yapılarını belli işlevlerle bağdaştırmayı çabalar. Bu alanın gelişmesi belki de nörolinguistik kuramının ortaya çıkmasındaki ilk adımlardı.

Spesifik beyin alanlarını dil işletmesiyle bağdaştıran ilk insanlardan biri Fransız cerrah Paul Broca olmuştur. Broca konuşma zorluğu çeken birçok insana otopsi yapmış ve neredeyse hepsinde günümüzde Broca alanı olarak da bilinen sol frontal lobda hasar olduğunu tespit etmiştir. Bu konu üzerine çalışmalar yapmış Carl Wernicke ise beynin farklı alanlarının farklı dilbilimsel görevleri işlettiğini öne sürdü. Ona göre beynin konuşma alanı olarak bilinen "Serebral Korteksin" 2 alandan oluşmaktaydı, bir tanesi Broca alanı diğeri ise daha sonra kendi isminin verileceği Wernicke alanı. Wernicke; Broca alanının konuşmanın motor üretimini gerçekleştirdiğini, Wernicke alanının ise işitsel kısmını gerçekleştirdiğini düşünüyordu. Wernicke ve Broca'nın yaptığı çalışmalar dil sorunlarının nörolojik temelli olabileceği durumunu gözler önüne seren ilk çalışmalar olmuştur.

14
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Halis Gönül
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
Yarayla alay eder, yaralanmamış olan.
Kaynak: Romeo ve Juliet
10
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı İzmir Topluluğu
Etkinliği Ekleyen 18 saat önce İzmir₺200,0011 Mayıs
Nöropedagoji ve Nöroplastisite
11 Mayıs 2025 17:00 tarihinden 11 Mayıs 2025 18:00 tarihine kadar.

🧠 Nöropedagoji ve Nöroplastisite
📅 11 Mayıs 2025 Pazar
🕔 17.00 - 18.00
📍 Laika Coffee & Culture, Karşıyaka

Beyin nasıl öğrenir, nasıl değişir?
Eğitim ile nörobilim kesiştiğinde karşımıza çıkan en heyecan verici alanlardan biri: Nöropedagoji.
Bu etkinlikte, beynin yapısal ve işlevsel olarak nasıl değişebileceğini; öğrenmenin sinir sistemi üzerindeki etkilerini ve bu bilgilerin eğitimde nasıl kullanılabileceğini konuşacağız.

🎙️ Konuşmacı: Lokman Topbaş, M.A.
(Ege Üniversitesi Eğitim Bilimleri Yüksek Lisans Öğrencisi, Felsefe Lisans Öğrencisi)

📌 Etkinlik ücretlidir. Bir bilet 200 TL'dir. 30 kişilik kontenjan vardır.

Devamını Göster
2
0 Yorum
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close