Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Ardil Yıldırım
2 saat önce
Çay, çok cahil bir sıvıdır...











ARDIL YILDIRIM.

1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 26 Haziran 2011 17 dk.

Evrimsel biyolojinin bize açtığı en temel ufuğun, var olmuş, var olan ve var olacak tüm canlıların birbiriyle akraba olduğu gerçeği olduğunu biliyoruz. Evet, türlerin birbirleriyle akraba olduklarını bilmek önemli bir adım; ancak bu akrabalık ilişkilerini nasıl göstereceğiz? İşte burada bilimsel bir metodolojinin takip edilmesi gerekmektedir. Bu makalemizde sizlere en ilkin evrim ağacı oluşturma ve filogeni yaratma yöntemlerinden birini adım adım öğretmeye çalışacağız. Bu analizimizde genlere ve daha kapsamlı analizlere girmeyecek, sadece elinizde belli sayıda tür varken, bunları dış görünümlerine bakarak hangi sırayla evrimleştiklerini ve birbirleriyle olan akrabalık ilişkilerini bir evrim ağacı üzerinde gösterebilmenizi sağlayacak kadar bilgi vereceğiz. Dolayısıyla biliniz ki modern evrimsel biyolojide burada öğreteceklerimizden kat kat daha derin ve kapsamlı yöntemler kullanılmaktadır; ancak bunlardan en basitini öğrenmenin, evrimle ilgilenen birçok kişi için faydalı bir bilgi olacağını düşünüyoruz. 

Giriş kısmında da belirttiğimiz gibi, burada göstereceğimiz analiz genetikte pek doğrudan kullanılmamaktadır. Bizler genlere değil, canlıların dış görünümlerine bakarak bir sınıflandırma yapacağız. Bu, gerçek analizlerin isabetliliğinden farklı sonuçlar verebilir. Çünkü dış görünüm aldatıcıdır. Birbirinden tamamen farklı gözüken canlılar aynı türün bireyleri olabileceği gibi, birbirlerinin tıpatıp aynısı gözüken canlılar evrim ağacının iki apayrı dalı üzerinde bulunuyor olabilir. Örneğin taksonominin babası olarak bilinen Linne bile, sadece dış görünüşlere bakarak sınıflandırma yaptığı için, Agelaius phoenicus türünün erkeği ile dişisini birbirinden farklı türler olarak sınıflandırmış ve büyük bir hataya düşmüştü. Çünkü bu kuş türünün iki cinsiyeti birbirinden tamamen farklı gözükmektedir; ancak aslında aynı türe aittirler. Benzer bir şekilde, Microcebus cinsine ait lemurların bazıları farelere büyük oranda benzemektedirler. Çok dikkatli yapılmayan bir analizde bu iki tür kolayca birbirine yakın akraba olarak kabul edilebilecektir. Ancak genetik analizler sayesinde emin olabilmekteyiz ki, fareler ile lemurlar evrim ağacının iki ayrı dalında yer almaktadırlar. 

63
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nihal Günay
Nihal Günay
22K UP
Çeviren 4 gün önce 4 dk.

Küçük bir Avusturya köyünde bulunan bir mumyanın incelemesi sırasında araştırmacılar, alışılmadık materyallerden oluşan bir karışımın bedeni korumak için kullanıldığını keşfetti. Mumyalama yöntemiyle ilgili ilk rapora göre çok az çürüme belirtisi gösteren mumya ince dallar ve talaşla doldurulmuş, çinko klorürle işlenmişti. Bu, alışılagelmiş Mısır tarzı mumyalamadan oldukça farklıydı. Daha ayrıntılı incelemeler sonucundaysa mumyanın yaklaşık 300 yıl önce bu bölgede yaşamış bir papaz olduğunu ortaya çıktı.

Yüzyıllar boyunca gezegenin dört bir yanındaki pek çok topluluk ölülerini (genellikle dinsel sebeplerle) mumyaladı. Tüm bu kültürler, bu işlem için farklı metotlar kullandıysa da her yöntem diğerleri kadar detaylı araştırılmayabiliyor.

17
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mehmet Emre Demir
Çeviren 25 Ocak 2014
25 Ocak 2004 (UT) tarihinde, Opportunity keşif aracı Mars'a indi ve inişinin üzerinden bugün tam 10 yıl geçti. Golf arabası büyüklüğündeki bu robot, orijinal görev süresi yalnızca üç ay olarak planlanmış olmasına rağmen, 3.500’den fazla Mars-Güneş gününden sonra hala Kızıl Gezegen’i aktif bir şekilde keşfetmeye devam ediyor. Bu otoportre, Opportunity’nin panoramik kamerası ile bu ayın başlarında çekildi. Görüntü mozaiğinden kameranın destek direği çıkarılmış olsa da, gölgesi aracın güvertesindeki tozlu güneş panelleri üzerinde görülebiliyor. Karşılaştırma yapmak için 2004 yılının sonlarına ait bir otoportre, küçük bir görsel olarak eklenmiştir. İniş alanından yaklaşık 39 kilometre (24 mil) uzaklaşan Opportunity, şu anda Endeavour Krateri’nin kenarındaki Solander Noktası’nda bulunuyor.
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Utku Derin
Utku Derin
389K UP
Aktaran 4 gün önce 3 dk.

Sivrisinek ısırıkları, yaz aylarında ortaya çıkan kırmızı ve kaşıntılı can sıkıcı bir durumdan çok daha fazlasıdır. Bu canlılar küçük olsa da taşıdıkları her yıl dünya çapında 700.000'den fazla insanın ölümüne neden olan hastalıklar son derece büyüktür. Dahası, birçok sivrisinek, aynı zamanda çevre ve sağlık açısından risk oluşturabilen sentetik böcek ilaçlarına karşı direnç geliştirmiştir.

Mikrobiyologlar, bu soruna bir çözüm olarak canlı organizmalardan elde edilen biyopestisitleri araştırıyor. Applied and Environmental Microbiology dergisinde yayınlanan bir araştırma, Akdeniz'deki Girit adasından toplanan bir bakteri izolatının, Culex pipiens molestus sivrisineklerine karşı böcek ilacı etkisi gösterdiğini ortaya koyuyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında şehrin yeraltı tren istasyonlarına sığınan insanları ısırdığı için "Londra Metrosu sivrisineği" olarak adlandırılan bu tür, Batı Nil Virüsü ve Rift Vadisi Ateşi Virüsü gibi tehlikeli patojenleri insanlara bulaştırabilir.

15
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Abdullah Vatansever
Lise mezunu, biyoloji hedefleyen bir öğrenciyim 6 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Çınar Çandır tarafından sorulmuştur.

Yaşamın sonsuz bucaksız evrende sadece dünyada olduğunu düşünmüyorum. Öyle ki uzak diyarlarda belkide, bizim kullanamadığımız atomlardan evrimleşen canlılar vardır, kim bilir. Bizim bildiğimiz ötesinde, oksijen kullanmayan, karbonu canlılığın temeline koymayan bir canlı formu. Evrimde ufak bir değişim bile büyük sonuçlar çıkarıyorsa, atomların bu evrendeki dağılışıda canlılığın farklılaşmasını sağlar bana göre.

4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 21 Şubat 2014 2 dk.

Mars'a hep "Kızıl Gezegen" deriz, çünkü günümüzde (neredeyse) tamamen kurudur ve çöl gibidir. Ancak görselde sol tarafta gördüğünüz, Mars'ın muhtemelen 3.8 milyar yıl önce nasıl gözüktüğüdür. Bu görüntü, "Mars Okyanusu Hipotezi"ne dayanarak hazırlanmıştır. Yani bir zamanlar, henüz görselde sağ tarafta gösterildiği gibi kızıl değil de, belki de tıpkı gezegenimiz gibi "Mavi Gezegen" iken...

Mars'ın kuzey kutbundaki düzlükler, yani Vastitas Borealis dümdüzdür, kraterlerden yoksundur. Üstelik gezegenin ortalama rakımından 4-5 kilometre alçaktır. Bu düzlüğün sınırlarıdaki tepelerde nehir yatakları ve deltalar bulunmaktadır! Tüm bunlar, Mars'ta bir zamanlar devasa bir okyanus olduğu fikrini desteklemektedir.

22
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Aktaran 16 Mart 2 dk.

Astronomlar, Satürn'ün etrafında dönen 128 yeni uydu keşfetti. Bu durum, Satürn'ü Güneş Sistemi'ndeki uydu sayısı bakımından açık ara lider konumuna getirdi. Daha önce "uydu kralı" unvanı Jüpiter'deydi. Ancak yeni uydularıyla birlikte toplam uydu sayısı 274'e yükselen Satürn'ün uydu sayısı, diğer tüm gezegenlerin toplam uydu sayısının neredeyse iki katına ulaştı.

Keşifleri yapan ekip, daha önce Kanada Fransa Hawaii teleskobunu kullanarak 62 yeni Satürn uydusu keşfetmişti. Daha fazla uydu olabileceğine dair ufak ipuçlarını fark eden araştırmacılar, 2023'te yeni gözlemler yapmaya koyuldu. Tayvan'daki Academia Sincia Astronomi ve Astrofizik Enstitüsü'nde doktora sonrası araştırmacı olarak görev yapan Dr. Edward Ashton şöyle anlatıyor:

33
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 1 ay önce İzmir₺9.000,0020 Temmuz
Atomlardan proteinlere: Yapısal Biyoloji ve Yapısal Taklit
20 Temmuz 2025 15:00 tarihinden 27 Temmuz 2025 12:00 tarihine kadar.

Amino asitler nasıl bir araya geliyor, 3 boyutlu yapı nasıl oluşuyor? Protein yapılarını çözmek, incelemek ve karmaşık protein etkileşimlerini anlamak için hangi teknikleri kullanıyoruz? Etkinlikte bu sorulara cevap ararken, teorik ve pratik oturumlar aracılığıyla protein yapılarını ve etkileşimlerini inceleyeceğiz. Pratik derslerle veritabanı kullanımı (NCBI BLAST, Expasy), protein görselleştirme (PDB, Chimera X), yapı modelleme (AlphaFold), protein etkileşimleri (PISA) ve moleküler kenetleme (HADDOCK, SWISSDOCK) konularını işleyeceğiz.

Devamını Göster
7
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Yapay Zeka konusunda geliştirebilirsin.

Söz
Rasul Nurullazade
Alıntıyı Ekleyen 4 gün önce
İki tür ahmak vardır: Biri, olmayan şeye inanan; diğeri ise gerçek olanı inkar eden.
Kaynak: AZ Quotes (AZ Quotes)
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Furkan Coşar
Furkan Coşar
26K UP
Türü Ekleyen 5 gün önce
Endonezya küçük doğanı, gündüz yırtıcı kuşları takımının doğangiller familyasından bir kuş türüdür. Dünya'nın en küçük yırtıcı kuşlarından biridir. Boyu yalnızca 14 – 16 cm'dir. Brunei, Myanmar, Tayland, Malezya, Singapur and Endonezya'da bulunur.
2
Ayşegül Şenyiğit Özdil
Yazar 12 Ocak 2016 18 dk.

Bilgisayar üreticilerince üretilen işlem gücü muazzam bilgisayarlara rağmen henüz, hız ve işlem kapasitesi bakımından günümüzün bilgisayarları, susuzluğumuzu gidermeye yetmemektedir. Ürettiğimiz bilim ve teknolojiler karmaşıklaştıkça, günümüzde var olan "geleneksel" bilgisayarların ve işlemcilerin (hatta "süperbilgisayarların" bile) işlem gücü, bu kadar devasa verileri işlemeye yeterli olamamaktadır. Örneğin Evren'in kapsamlı simülasyonları ya da evrimsel süreçte belli bir popülasyonun son 250.000 yıldaki değişiminin analizi gibi işlemleri tamamlayabilmek için evlerinizde kullandığınız bilgisayarların yüzlerce ve hatta binlerce yıl boyunca aralıksız çalışması gerekirdi! Süperbilgisayarlarla bile bu tür analizler kimi zaman birkaç ay kadar sürebilmektedir. Dolayısıyla incelemek istediğimiz veri miktarı arttıkça, devasa süperbilgisayarlarımız bile hesap makinesi gibi kalmaktadır. Peki, bir gün ihtiyacımız ve istediğimiz güçte işlem gücüne sahip bilgisayarlara sahip olabilecek miyiz?

Günümüz teknolojisine hız ve güç katan, her geçtiğimiz sene birazcık daha küçülen transistörler ve mikroişlemcilerdir. Küçülmek neden daha fazla hız ve güç demek diye sorabilirsiniz. Sebebi çok basit: Eskiden belli bir alana 100 işlemci sığdırabilirken, artık birebir aynı alana 100.000 işlemci sığdırabiliyoruz. Transistör kapı açıklıklarını daha da küçük boyutlarda ürettikçe, söz konusu işlemcilerin aynı alana sığabilecek olan sayısı daha da fazla olacaktır. 

100
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ahtapotlar, doğanın en sıra dışı canlılarından biridir. Sekiz kolu, üç kalbi ve yaklaşık 500 milyon nöronuyla dikkat çekerler. Bu nöronların üçte ikisi kollarında bulunur, bu da onların kollarını beyinlerinden bağımsız olarak kullanabilmelerini sağlar.

Ahtapotların kolları, çevresel uyarıcılara doğrudan tepki verebilir ve hatta koparıldıktan sonra bile belirli hareketleri gerçekleştirebilir.

Her kol, kendi sinir ağına sahip olup, çevresini “tatma” ve “koklama” yetenekleriyle analiz edebilir. Bu özellik, ahtapotların çevrelerine hızlı ve etkili bir şekilde uyum sağlamalarına olanak tanır.
🐙

Ahtapotların sinir sisteminin bu benzersiz yapısı, sadece biyolojik araştırmalar için değil, aynı zamanda yumuşak robot teknolojileri gibi alanlarda da ilham kaynağı olmaktadır.

Bu canlılar, doğanın ne kadar yaratıcı ve etkileyici olabileceğinin canlı bir örneğidir.

📝 Yazar: Mindly Weisberger
󰜼 Uyarlayan: Mücahid Köse
💻 Editör: Çağrı Mert Bakırcı

Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
İnceleme
Ali Aldı
Ali Aldı
136K UP
İnceleyen7 17 Haziran 2023
Popcorn filmi, fazla beklenti olmadan izlemesi eğlenceli.
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İrem Çakar
İrem Çakar
3,915 UP
Çeviren 26 Ocak 2019 42 dk.

Bu makale, oy verme eyleminin mantığı ve ahlaki boyutu hakkındaki 6 temel soruya odaklanmaktadır:

6. soru, demokratik hükümet seçimine dayalı yönetim biçimlerinin, diğer yönetim biçimlerine göre tercih edilir olup olmadığına dair daha geniş bir soruyu ele almaktadır; konunun uzun bir tartışması için ve demokrasinin temellendirilmesi konusunda Thomas Christiano tarafından yazılan "Demokrasi" makalesine bakılabilir. Hangi oylama yönteminin "grup iradesini" yansıtmakta daha uygun olduğuna dair bir tartışma için Eric Pacuit'in 2011 tarihli "Oy Verme Metotları" makalesi okunabilir. Gizli oylama lehine ve aleyhine görüşler ve tartışmalar içinse Axel Gosseries tarafından 2005 yılında yazılan "Alenilik" makalesi okunabilir.

183
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
522K UP
5 gün önce
Norveç açıklarındaki Kuzey Denizi'nin dibinde keşfedilen dev kum yığınları, bilim insanlarını şaşkına çevirdi. Jeologlar, bu yapıların alışılmışın dışında bir jeolojik süreçle oluştuğunu ve şimdiye kadar bu ölçekte hiç gözlemlenmediğini belirtiyor. Yapılan yeni çalışmaya göre, yoğun kum katmanları milyonlarca yıl önce daha az yoğun olan ve fosil mikroorganizmalardan oluşan "çamurumsu tortuların" (ooze) altına sızarak bu daha hafif yapıyı yukarı doğru itti. Bu da, normalde üstte olması gereken genç katmanın altta, yaşlı tortunun ise üstte bulunmasına neden oldu.

Araştırmacılar bu benzersiz oluşumlara “sinkit” (batan kum) ve yukarı çıkan çamur kütlelerine “floatit” (yüzen katman) adını verdi. Bu keşif, jeolojik katmanların nasıl hareket ettiğine dair bilgilerimizi gözden geçirmemiz gerektiğini gösteriyor.

Çalışmanın başyazarı Mads Huuse’a göre, bu yapıların oluşmasında depremler veya yer altı basınç değişimleri etkili olmuş olabilir. Araştırmanın bir diğer amacı ise bölgenin karbon yakalama ve depolama için ne kadar güvenli olduğunu değerlendirmekti. Elde edilen veriler, yer altı rezervuarlarının güvenliği, sızdırmazlığı ve sıvı hareketleriyle ilgili anlayışımızı büyük ölçüde etkileyebilir.

Bu beklenmedik keşif, Dünya’nın derinliklerinde hâlâ çözülememiş birçok jeolojik gizem olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.









ChatGPT’ye sor


4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gökhan Polat
Gökhan Polat
180K UP
Bilim ve felsefe sevdalısı 4 Mart Sen de Cevap Ver

Merhaba

Einsteinin 2 temel postülatı var

Bizim bakacağımız 2. Postülat

Tüm Reklamları Kapat

Öncelikle şunu belirtelim postülatlar birnevi ön kabuldür ve teori bu ön kabullerin üstüne şekillenir (basit ve temel açıklaması bu)

Eğer Einsteinin postülatlarını kabul etmezsen lorentz değişimleri bozulur ve ortaya saçma sapan sonuçlar çıkar.

Yani postülatları red etmek için hem göreliliğin açıkladığı şeyleri hemde açıklayamadığı şeyleri açıklayan teori geliştirmen ya postülatların yanlış olduğunu kanıtlaman veya paralel bir teori geliştirmen gerek

Lakin einsteinin postülatlarını kabul ederek göreliliğe girdiğimizde tersten bakınca postülatların yanlış olmadığı doğru oluğu anlaşılıyor

Tüm Reklamları Kapat

Örneğin ether ortamının olmadığı michealson morley deneyinde kanıtlandı

Kennedy thorndike deneyinde ışık hızının kaynağından bağımsız olduğunu doğruladı

Maxwell denklemleri ile tutarlı bir sonuç ortaya koydu ki denkleme baktığınızda hızın gözlemci ile ilişkilendirilecek bir şeye bağlı olmadığı görülüyor[1]

Yani eğer einsteinin postülatları kabul edilmeyip göreliliğe aykırı bir anlayış sergileseydik hem bizi zor durumda bırakırdı hemde ışığın ne yapısında ne hızında bir değişiklik yaratmazdı çünkü bilimsel olguları sen kabul et etme öznel bir yargıya bağlı değildir hala bu postülat ve göreliliğe göre haraket ederdi sen bilmesen veya red etsen bile.

Kaynaklar

  1. The Editors of Encyclopaedia Britannica, et al. Maxwell Equations. Alındığı Tarih: 15 Ocak 2025. Alındığı Yer: Britannica | Arşiv Bağlantısı
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

YouTube, Evrim Ağacı tarafından hazırlanan içerikleri video yoluyla öğrenmenin en iyi yolu! Ayrıca kanalımızda birçok bilim insanıyla röportajlarımızı, çeşitli deney gösterilerini ve diğer bilim içeriklerimizi bulabilirsiniz.

Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close