Çoğu zaman kullandığımız karmakarışık teknolojik aletlerin özünde yalnızca elektronların kablolar içinde bir noktadan diğerine akışı sayesinde çalıştığını idrak etmek insana zor gelir. Çünkü çoğumuz, teknolojik araştırmaların son ürününü kullanırız. Onların geçmişi, üretim basamakları, "evrimi" bizi pek alakadar etmez. Son kullanıcı için önemli olan, o cihazın tanıtıldığı gibi çalışmasıdır. Bu nedenle, sanki o karmaşık halleriyle bir anda kullanımımıza sunuldukları ve var oluverdikleri algısı oluşur. Bu karmakarışık makinaların elektron yığınlarına indirgenebildiği gerçeği bize tuhaf gelir. Doğru olmaması gerektiğini, daha fazlası olması gerektiğini düşünürüz. Halbuki tüm elektronik cihazların çalışma prensibi, bir devre üzerinde elektronların nereye, ne şekilde aktığından ibarettir. Ama hiçbiri o noktaya birdenbire gelivermemiştir.
Her şey, bir sopayı düzgün doğrultabilmemiz ve ucunu sivriltebilmemiz ile başladı. Sonrasında o sopa, çekice, tornavidaya, orağa dönüşmüş, diğer malzemeleri şekillendirecek ve kontrol edecek araçlara evrimleşmiş ve bin bir ara basamaktan geçerek bildiğimiz tüm "insan ürünü" teknolojilerin her birine dönüşmüştür.