Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 1 ay önce İzmir₺9.000,0029 Haziran
Kuantum Açık Sistemlere Sezgisel Bir Bakış
29 Haziran 2025 15:00 tarihinden 06 Temmuz 2025 12:00 tarihine kadar.

Kuantum açık sistemleri, bir kuantum sisteminin çevreyle etkileşimini göz ününe alır. Genel olarak çevre, sisteme kuantum özelliklerini veren eşevrelilik ve dolaşıklık gibi kuantum etkilerin yitirilmesine sebep olur ancak çevreyi, sistemi ve aralarındaki ilişkiyi istediğimiz şekilde modelleyerek bunu tersine çevirmek mümkündür. Böylece sistemler kuantumluklarını (quantumness) koruyabilir, hatta yeni ilintiler üreterek geliştirebilirler. Açık sistemleri incelemekte kullanılan farklı yöntemleri karşılaştırdığımızda hesapsal ve kuramsal avantajlarıyla kuantum çarpışma modeli öne çıkar. Etkinlikte, kuantum çarpışma modeli kullanarak, kuantum nitelikler bağlamında sistemin düşmanı olarak gördüğümüz çevreyi sıkı bir dost haline nasıl getirebileceğimiz üzerine çalışacağız. Bu etkileşmeyi anlayabilmek için gerekli olan tüm bilgiler adım adım sunularak, hem sayısal hem analitik örneklerle pekiştirilecektir.

Devamını Göster
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Alper Kaan Selçukoğlu
Aktaran 2 gün önce 3 dk.

2025 yılında Nature dergisinde yayınlanan bir çalışma polimer bazlı plastik atıkların, mikrobiyal sistemler kullanılarak tıbbi açıdan önemli kimyasallara (özellikle ağrı kesici ve ateş düşürücü olarak kullanılan parasetamole) dönüştürülebileceği gösterdi.[1] Edinburgh Üniversitesi’nden Dr. Stephen Wallace’ın ekibi, Escherichia coli bakterisini genetik ve metabolik olarak yeniden düzenleyerek genellikle sadece laboratuvar ortamında gerçekleştirilebilen Lossen yeniden düzenleme reaksiyonu (İng: "Lossen rearrangement") adlı kimyasal reaksiyonu ilk kez canlı bir hücre içinde gerçekleştirmeyi başardı.[1]

Çalışmanın ilk aşamasında, yaygın olarak içecek ambalajlarında kullanılan PET (polietilen tereftalat) türevi plastik atıklar, kimyasal veya enzimatik hidroliz yoluyla temel monomer bileşenlerine (başlıca tereftalik asit ve etilen glikol) ayrıştırılmıştır. Bu monomer yapıtaşları, bakterinin yeniden programlanan metabolik yolları sayesinde çeşitli biyotransformasyon basamaklarından geçirilmiş ve ara ürün olarak p-aminobenzoik asit gibi farmasötik öncü moleküllere dönüştürülmüştür.

14
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gökçe Başbuğ
Yazar 24 Kasım 2020 6 dk.

Evrim Ağacı’nda aşı karşıtlığı ve nedenleri üzerine hatırı sayılır sayıda yazı yayınlandı. Bu yazıların odak noktası, aşı karşıtlığını körükleyen komplo teorileri ve aşı karşıtı kampanyalar idi. COVID-19 ile birlikte aşıya duyulan güvensizliğin daha da büyüdüğü yapılan çeşitli çalışmalarla gözlenmekte. Kuşkusuz bunda, virüsün kökenine dair öne sürülen komplo teorilerinin de etkisi var.

Ancak koronavirüs aşısına yönelik güvensizlikte, politika yapıcılarının ve sağlık otoritelerinin salgın süresince ortaya koydukları politika ve uygulamalarının başarısız, yaptıkları açıklamaların tutarsız olmasının da payı olduğunu anlamamız gerekiyor. Bu güvensizliğin, belki de komplo teorileri ya da aşı karşıtı kampanyalardan çok başarısız salgın yönetimi tarafından körüklendiği söylenebilir.

69
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
517K UP
1 gün önce
İngiltere'de karaağaç ormanlarında büyüyen yeni ağaç nesilleri, karaağaç solgunluğu hastalığına karşı eski ağaçlara kıyasla daha dayanıklı olduklarını gösteriyor. Bu önemli keşif, Royal Botanik Bahçeleri Kew ve Queen Mary Londra Üniversitesi araştırmacıları tarafından yapıldı ve Science dergisinde yayımlandı.

Karaağaç solgunluğu, 2012 yılında İngiltere'ye gelen ve karaağaçlara büyük zarar veren Hymenoscyphus fraxineus isimli bir mantar tarafından ortaya çıkarıldı. Hastalık, İngiliz kırsalında milyonlarca karaağaç ağacının ölmesine neden oldu. Önceki tahminlere göre, ağaçların %85'i hastalığa yenik düşecekti ve tam bağışıklık gösteren ağaç yoktu.

Araştırmacılar, hastalık öncesi ve sonrası yetişmiş karaağaçların DNA’larını karşılaştırdılar. Genom üzerinde binlerce noktada, sağlıklı ağaçlarla ilişkili genetik varyantların frekanslarında küçük ama anlamlı değişiklikler gözlemlediler. Bu da genç karaağaç neslinin, atalarına göre mantara karşı daha dirençli olduğunu ortaya koyuyor.

Bu çalışma, doğal seçilimin gerçek hayatta ve genetik düzeyde gözlemlenebileceğine dair önemli bir kanıt sunuyor. Ayrıca, direncin çok sayıda gen tarafından kontrol edilen karmaşık bir özellik olduğunu gösteriyor.

Queen Mary Üniversitesi’nden Evrimsel Genetik Profesörü Richard Nichols, “Ağaçlar için trajik olan bu durum, bilim insanları için bir fırsat oldu. Binlerce genin bu hastalıkla mücadelede rol oynadığını gösterebildik.” diyor.

Ancak, araştırmacılar doğal seçilimin tek başına tam dirençli karaağaçlar yaratmaya yetmeyebileceğini belirtiyor. Popülasyondaki genetik çeşitlilik sınırlı olabilir ve ağaç sayısı azaldıkça seçilim hızı düşebilir. Bu nedenle, insan müdahalesi olarak seçici yetiştirme ve genç ağaçların geyiklerden korunması gibi yöntemler, direnç gelişimini hızlandırabilir.

Royal Botanik Bahçeleri Kew’den Evrimsel Genomik Profesörü Richard Buggs ise, “Karaağaçlar, çok sayıda fidan üretmeleri sayesinde doğal seçilimin etkili olabildiği farklı bir dinamik sergiliyor. Elmaların tersine, karaağaçlar hastalığa karşı direnç kazanma yolunda umut veriyor.” diyor.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Tüm Reklamları Kapat
Çağan Yetkin Seyit
Öğrenci 3 Temmuz Sen de Cevap Ver
Bu soru, Hasan Uzunkaya tarafından sorulmuştur.

Suya daldığınız zaman suyun basıncı vücudunuza ve giysinize etki etmektedir. Su şortun içine girdiği anda özellikle ani hareketler veya dalış sırası içerisinde şortun içinde sıkışan hava kabarcıkları oluşturabilir. Şort suya girerken kumaşın içindeki hava, su tarafından sıkıştırılır ve dışarı çıkamaz. Bu ise şortun şişmesine neden olur.

Kaynakça:

[1] Nedir Anlamı | Hava Kabarcığı Ne Demek?

Tüm Reklamları Kapat

Kaynaklar

  1. Kolektif. Hava Kabarcığı Ne Demek?. (22 Eylül 2023). Alındığı Tarih: 3 Temmuz 2024. Alındığı Yer: Nedir Anlamı | Arşiv Bağlantısı
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Mitek Papilio
Mitek Papilio
149K UP
İnceleyen 8 Kasım 2021
Stephen Hawking'in Leonard Mlodinow ile birlikte yazdığı, evrenin ortaya çıkışına dair bilimin son geldiği noktayı açıklayan; sonlara doğru biraz fizik bilgisi gerektiren bir kitap.
9.9/10
(15 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Grand Design
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ebrar Özgen Arslan
Aktaran 5 gün önce 3 dk.

James Webb Uzay Teleskobu sayesinde araştırmacılar "anormal", "kaotik" ve "garip" olarak tasvir edilen 14 Herculis gezegen sistemine daha yakından bir bakış atabildi. Dünya’dan 60 ışık yılı uzakta bulunan 14 Herculis yıldızının yörüngesinde yer alan 14 Herculis c gezegeni Webb’in NIRCam’i ile başarıyla gözlemlendi. Keşfedilen yaklaşık 6 bin dış gezegenin yalnızca bir kısmı doğrudan görüntülenirken bu gezegenlerin pek çoğunun sıcaklıkları yüzlerce hatta binlerce Fahrenheit değerindeydi. 14 Herculis c ise bu dış gezegenlere kıyasla çok daha soğuk ve bugüne kadar görüntülenen en soğuk gezegenlerden biri. Ulaşılan yeni verilere göre bu gezegen -3 °C sıcaklığında ve Jüpiter’in 7 katı büyüklükte. Johns Hopkins Üniversitesi'nde lisansüstü öğrencisi William Balmer 14 Herculis c hakkında şöyle söylüyor:

Çeşitli gözlemevleri tarafından detaylıca incelenen 14 Herculis c astrofizik camiasında alışılmadık bir gezegen sistemi biçimine işaret ediyor. Merkez yıldızı olan 14 Herculis yörüngesinde 14 Herculis c ile birlikte 14 Herculis b de bulunuyor. Alışılmadık olan ise bu gezegenlerin yıldızları çevresinde aynı düzlemde ilerlememesi, gezegenlerin yörüngeleri ana yıldızı merkezde bırakacak şekilde bir X şekli oluşturarak birbirlerini kesiyor. Yanı 14 Herculis b ve 14 Herculis c gezegenleri birbirlerine 40 derecelik bir açıyla eğimli yörüngelerinde ana yıldızın etrafını dolanırken birbirlerini bazen çekerken bazen de itiyorlar.

14
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Selen Gündüz Ve Meriç Öztürk
Selen Gündüz Ve Meriç Öztürk Seslendiren 4 gün önce 35:16
Dijital çağda çocuk olmak da zor ebeveyn olmak da... Kaç yaşından itibaren çocuklara tablet-telefon verilmeli? Teknoloji sınırlandırılması nasıl yapılmalı?...
1
Çağrı Mert Bakırcı
Çeviren 20 Ekim 2014 11 dk.

Sanılanın aksine, birçok memeli aslında adet görmez. Adet görme, üst düzey primatlara ve bir grup yarasaya ait bir özelliktir. Köpeklerde vajinal kanamalar görülür; ancak bu, bildiğimiz anlamıyla adet değildir. Fil fareleri de, önceden adet gördüğü düşünülen; ancak sonradan bu kanamaların rastgele meydana gelen düşükler olduğu anlaşılan hayvanlardandır. Dolayısıyla adet görme davranışı, memeliler arasında oldukça nadiren görülen bir durumdur.

Dahası da var: Modern dönemde yaşayan insan dişileri, adet gören diğer herhangi bir hayvandan çok daha fazla kanama geçirirler. Bu kanamalar bol miktarda besinin vücuttan atılmasına neden olur, günlük yaşamı son derece olumsuz etkileyebilir ve eğer ki vahşi hayattaysanız, avcıların dikkatini çekmenize neden olur. Bu sebeplerle, adet görme davranışının evrimsel nedenleri çok iyi anlaşılmalıdır. Ancak bunu anlayabilmeniz için, öncelikle hayatınız boyunca size söylenen en büyük yalanlardan birine göz atmamız gerekiyor: anne-fetüs bağına...

157
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Dr. S. Deniz Han
Çeviren 20 Mart 2022 7 dk.

1859'da Fransız bir astronom, Merkür'ün yörüngesindeki kademeli değişikliklerin Isaac Newton'un yerçekimi kavramıyla açıklanamayacağını fark etti. CERN Teori Grubu üyesi Sophie Renner, bunu şöyle anlatıyor:

Gökbilimciler bu gözlemi, görünmeyen bir gezegenin Merkür'ü yavaşça rotasından kendisine doğru çekmesi gibi hatalı bir değişkene bağladılar. Ancak Merkür'ün bahsedilen bu "gizemli oyun arkadaşı" asla bulunamadı. Bunun nedeni, kurulan matematiksel denklemlerin yeni bir değişkene ihtiyacı olmamasıydı. Oysa, teorilerinin bir devrime ihtiyacı vardı.

61
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Kadir Toykan Özdoğan
Çeviren 3 Nisan 2015 7 dk.

Şempanzeler, bizim yaşayan en yakın kuzenlerimizdir. Onlar hakkında pek çok şey yakın zamanda keşfedilmiştir. Abartılı anlatılar ve sanatsal alanda kullanılan kurgular sebebiyle, yanlış bilinen birçok konu bulunmaktadır. Onlarla, çoğu insanın bilmediği benzerlik ve farklılıklara sahibiz. En yakın kuzenlerimizi tanıyarak kendimizi daha iyi anlamamız mümkün.

Şempanzeler, yanlış bir şekilde, sık olarak maymun (monkey) olarak tanımlanabiliyor, fakat onlar bizlerin de dahil olduğu kuyruksuz iri maymun (great ape) grubundandırlar. Kuyruksuz iri maymun (great ape) grubunun diğer üyeleri ise, orangutan ve gorillerdir. Günümüzde yaşıyor olan sadece bir insan türü vardır: Homo sapiens. Geçmişte, birçok bilim insanı, modern insanın birden fazla türü olduğuna dair fikirler üretmişler ve kendilerini “daha üst” bir türe dahil olarak göstermeye çalışmışlardır. Ancak, her insan bir diğeriyle üreyebilen çocuklar yapabilir (tür olmanın tek şartı bu olmasa da), yani bütün insanlar aynı türe mensuptur. Şempanzelerin ise iki türü vardır. Biri, Pan troglodytes, bilindik (bayağı) şempanze, diğeri ise cüce şempanze ya da bonobo olarak bilinen Pan paniscus’tur. Bu iki şempanze grubu, biyolojik olarak tamamıyla farklı türlerdir. İnsanlar ile diğer iki şempanze 5-8 milyon yıl öncesi bir dönemde ortak bir atadan evrimleşmişlerdir. İki şempanze türü ise yaklaşık 2 milyon yıl önce birbirlerinden ayrılmıştır.

25
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 19 Ocak 2019
İyi bir kitap okumak, geçmiş asırların en iyi beyinleriyle sohbet etmek gibidir.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
31
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 12 Ağustos 2018 33 dk.

Modern bilim çerçevesinde evrimin nasıl gerçekleştiğini çok net bir şekilde bilmekteyiz. Ancak her bilim dalında olduğu gibi, oldukça iyi bildiğimiz süreçleri daha yakından inceledikçe, onlara dair çok daha ilginç ve ilk bakışta gözden kaçabilecek detayları keşfetmeye başlarız. İşte evrimsel biyoloji dahilinde Moleküler Evrimin Nötral Teorisi ya da kısaca Nötral Teori olarak bilinen teori, bu ilginç detayların en önemlilerinden birisidir. Ayrıca bu teori, Evrim Teorisi dediğimiz teorinin tek taraflı bir teorik altyapıdan gelmediğini, çok sayıda teorinin bir araya gelip, bir bütün olarak çalışarak, canlıların bugünkü çeşitliliğine nasıl ulaştığını açıklamamızı mümkün kıldığını göstermektedir. Bu da, Evrim Teorisi'nin bu kadar güçlü bir teori olmasının nedenlerinden sadece bir tanesidir.

Genel evrimsel süreci bilirsiniz, biz de bolca anlattık. Evrimin tamamını iki büyük aşamaya ayırmak mümkündür: Çeşitlilik Mekanizmaları ve Seçilim Mekanizmaları. İlki, popülasyon içinde durmaksızın çeşitlilik yaratan mekanizmalardır. Bunlar arasında mutasyonlar, kromozom çaprazlanması (crossing-over), yatay gen transferi gibi birçok mekanizma bulunur. Bunlar gerçekleştikçe, popülasyon içindeki genlere yeni varyantlar (çeşitler) katılır veya var olan varyantlar birbirleriyle karışır. Bu varyantlar, genler ve bu genlerin değişimi/karışımı yoluyla oluşur. Böylece popülasyon içi çeşitlilik dağılımı rastgele bir şekilde değişir. Ancak bu rastgeleliği eleyip, düzenli bir forma sokan ikinci basamak Seçilim Mekanizmaları'dır. Söz konusu var olan ve durmaksızın değişen çeşitlilik, çevresel etmenlere karşı her an sınava tabi tutulur. Kimi çeşitlilik, diğerlerine göre daha avantajlıdır ve o çeşitliliğe sahip bireylerin daha kolay hayatta kalmasına ve/veya daha kolay üremesine yardımcı olur. Böylece bu çeşitliliğe rastgele bir şekilde sahip olan bireyler daha kolay hayatta kalır ve/veya ürerler; bu sırada da kendilerini avantajlı kılan genleri gelecek nesillere daha sık aktarırlar. Bazı genlerden doğan bazı varyantlar ise, popülasyonun içinde bulunduğu çevre şartlarında diğer bireylere göre daha dezavantajlı konumda kalırlar. Bunlar ya daha az hayatta kalır ve/veya ürerler, ya da hiç hayatta kalamaz ve/veya hiç üreyemezler. Bu durumda, onları zayıf kılan dezavantajlı genler de gelecek nesillere ya hiç aktarılmaz ya da daha seyrek aktarılır. Böylece bu şekilde bol çeşitli varyantlar arasından, içinde bulunulan çevreye en uyumlu olan varyantların sayısı her nesilde birazcık artar; uyumsuz olanların sayısı ise her nesilde birazcık azalır. Böylece canlıların popülasyonunun geneli, çevrelerine giderek daha uyumlu hale gelecek biçimde değişir.

96
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Meltem Çetin Sever
Uyarlayan 24 Şubat 2020 3 dk.

Bilim insanları, Madagaskar'da yaşayan ve oldukça nadir bir makimsi tür olan ay-ayların (İng. aye-aye) beş parmağının yanında başparmak görevi gören ve anatomik bir yapıya sahip ekstra bir parmak olduğunu keşfettiler. Bu parmağımsı uzuv, küçük nesneleri ve dalları kavramaya yardımcı oluyor. Dev pandalarda da gözlemlenen bu anatomik benzerlik, pandaların bambuları daha iyi kavramasını sağlıyor.

Öncelikle, bu hayvanlar memeliler sınıfının primatlar takımında yer alıyorlar. Daubentoniidae (Uzun parmaklıgiller) familyasının tek üyesi olup, tür adları Daubentonia madagascariensis. Madagaskar’da yaşadıkları için Madagaskar maymunu olarak biliniyorlar.

18
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'na katkı sağlamanın bir yolu, Agora Bilim Pazarı'na uğrayarak, burada bilimseverlerle buluşturduğumuz bilim kitapları, ders kitapları, hediyelik eşyalar ve diğer ürünlerden satın almak. Bir göz atın, hoşunuza giden bir şeyler bulacağınıza hiç kuşkumuz yok!

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Ergül Can
Ergül Can Seslendiren 15 Ekim 2021 14:02
Ben Nikolas Kopernik, veya Niklas Koppernigk ya da Lehçe söylersek Mikolaj Kopernik, Almancaya ne dersiniz? Nikolaus Copernikus… Size biraz garip mi geldi?...
61
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close