Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Yusuf Yiğit Arslan
Yazar 24 Mart 4 dk.

Kemilüminesans, (İng: "Chemiluminescence") kimyasal tepkimeler sonucu ışık emisyonu olayıdır. Başka bir ifadeyle bir kimyasal tepkime sonucunda tepkimenin gerçekleştiği ortamdan ışık yayılmasıdır. Genellikle moleküllerde bulunan atomların elektronlarının enerji seviyelerini değiştirmelerinden dolayı gerçekleşmektedir.

Kemilüminesans tepkimeleri hem görsel olarak ilgi çekici olmaları hem de birçok molekülün varlığının tespit edilmesine yardımcı olmaları nedeniyle kullanım alanı oldukça yaygın olan tepkimelerdir.

37
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Özgür Babal
Seslendiren 3 Aralık 2020 7:58
Bizi diğer primatlardan ayıran en temel özelliğimiz, vücut büyüklüğümüze göre daha iri olan beyinlerimizdir. İnsan olmayan ama primat olan atalarımızdan...
Bionluk Logo sponsorluğunda seslendirildi.
32
Özel tasarlanmış “Enoch” adlı bir yapay zekâ programı, Ölü Deniz Parşömenleri’nin bazı metinlerinin tahmin edilenden daha eski olabileceğini ortaya koydu.

📜 İlk belgeler 1946’da Batı Şeria’daki Kumran Mağaraları’nda keşfedildi ve yaklaşık 15.000 parşömen parçası toplandı.

🧠 “Enoch”, radyokarbon ve paleografi yöntemlerini kullanarak eski metinlerin tarihlerini seçici şekilde yeniden inceledi.
⏳ Bu analiz, bazı parşömenlerin MÖ 516–MS 70 olarak kabul edilen İkinci Tapınak Dönemi’nden daha da eski olabileceğini gösterdi.

🧩 Bu sayede antik Yahudi ve erken Hristiyan dönemine dair bilgilerin kökeni yeniden sorgulanmaya başladı.

🔍 Bu yöntem, arkeolojide klasik tarihleme tekniklerine yapay zekâyı entegre eden bilimsel bir adımı temsil ediyor.

Aktaran: Utku Derin
Editör: Ufuk Derin

ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
İnceleme
Esat Kudret
Esat Kudret
634.1K UP
İnceleyen 6 Ekim
Enigma
Yara depreştiren bir film. Evrimin, yanlış zaman ve mekâna dayalı, ta Galile' den ve öncesinden bu yana kanımca ve belki de göreli başarısız olduğu yegane şey olan cehalete boyun eğişinin mihenk taşlarından birine vurgu yapan bir film: 'Uyum'a amenna fakat akıl bu denli kolay elenmemeli dedirten cinsinden.
Alan Mathison Turing. Ölüm tarihi 1954, 41 yaşında bir deha. Ölüm sebebi: Yanlış zaman ve mekan. Netice: Cehaletin zaferi...
Cidden yarayı istisnasız ve kesintisiz kanatıyor.
Türümüzün bu insanları hak ettiğinden emin değilim.
İzleyin ve okuyun, ne demek istediğimi anlayacaksınız.
Film
9.7/10
(12 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Imitation Game
Yönetmen: Morten Tyldum
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
7
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Seda Baştürk
Seda Baştürk
193.5K UP
Çeviren 6 Ağustos 2020
Messier 20 olarak da bilinen güzel Üç Boğumlu Bulutsu, küçük bir teleskop ile bulutsu açısından zengin bir takım yıldız olan Yay Takım Yıldızı’nda kolayca bulunabilir. Yaklaşık olarak 5,000 ışık yılı uzaklıkta bulunan bu kozmik, renkli görüntü yaklaşık 1 derecelik bir alanı kapsıyor ve sağdaki Messier 21 açık yıldız kümesi ile bu alanı paylaşıyor. Toz şeritleri ile beraber üç katına çıkan Üç Boğum yaklaşık olarak 40 ışık yılı genişliğinde ve sadece 300,000 yıl yaşında. Bu da onun, gaz ve toza gömülmüş yeni doğan ve embriyonik yıldızlarla gökyüzümüzün en genç yıldız oluşum bölgelerinden biri olmasını sağlıyor. Açık yıldız kümesi Messier 21’e olan uzaklık tahminleri M20’ninki ile benzerlik gösteriyor. Teleskoptan çekilen bu muhteşem gök manzarasını paylaşsalar bile ikisi arasında görünürde bir bağlantı yok. Aslında, M21’in yıldızları çok daha yaşlı, yaklaşık 8 milyon yaşında.
6
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Alican Aktaş
Alican Aktaş
100.2K UP
İnceleyen7 28 Şubat
Film, "The Godfather III" veya "The Young Pope" gibi Vatikan'da geçen diğer yapımlarla benzer temaları işliyor. Ancak, konsey sürecine odaklanarak ve bu süreci bir gerilim unsuru olarak kullanarak özgün bir yaklaşım sergiliyor. Bana kalırsa filmin en güçlü yanlarından birisi, her bir karakterin kendi motivasyonu olması ve gerçekten bir mücadele ediyor hissi vermesi. Her birinin kendi sırları olması, gizliden gizliye birbirlerine olan haset kıskanma ırkçılık düşmanlık temasını çok yumuşak bir biçimde anlatmış bize Edward Berger. Ralph Fiennes, Stanley Tucci ve John Lithgow gibi deneyimli oyuncuların performansları filme ayrı bir değer katıyor. Daha önce izlediğim, başrolünde Anthony Hopkins'in de yer aldığı "The Two Popes" dan daha sürükleyici ve daha detaya inen bir filim. Bu tarz bir filmin bu zamana kadar bu kadar güzel bir şekilde işlenememiş olması da ayrı bir şaşkınlık uyandırıyor. Yönetmen ve oyuncuların başarılarına da ayrı bir şapka çıkarılır.
Film
6.5/10
(2 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Conclave
Yönetmen: Edward Berger
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Esra Demirden
Esra Demirden
3,180 UP
Çeviren 14 Ağustos 2018 9 dk.

Canlı organizmalar arasındaki böylesi farklı davranışların nedenleri nelerdir? Davranışı nasıl inceleriz? Hayvan davranışına yönelik araştırmalar, çevrebilim ve evrim hakkında bilgi vermekte ve doğal çevrenin korunması ile ilgili sorunlara çözümler sunmaktadır.

Davranış, canlı organizmaların temel özelliklerindendir. Bakteriler kimyasal gradyanlara tepki olarak aktif bir şekilde hareket ederler, amipler besinin etrafını sarmak için şekil değiştirirler ve nergisler mutedil rüzgârlarda çiçeklerini rüzgâr yönünde çevirirler (Berg 2000, Etnier & Vogel 2000). Süngerler gibi basit yapılı çok hücrelilerden eklembacaklılar, derisidikenliler ve kordalılar gibi organ sistemi olan hayvanlara kadar tüm hayvanlar iç ve dış çevreden gelen uyaranlara tepki gösterirler.

36
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Blog ~ Mek
Blog ~ Mek
50.8K UP
İnceleyen9 4 gün önce
Kürk Mantolu Madonna’da Neyi Severiz?

Kürk Mantolu Madonna Sabahattin Ali’nin en çok sevilen romanıdır desek herhalde yanlış olmaz. Günümüzde hâlâ kitap en çok satanlar listesinde yerini almaktadır. Bu kitabı bu kadar çok sevdiren ne, diye sorduğumuzda yazarın karakterlerin iç dünyasını şiirsel bir üslupla, başarılı bir şekilde yansıtması diyebiliriz. Öyle ki kitapta geçmişe yapılan geri dönüşle gençlik yılları anlatılan Raif’in içine düştüğü bunalımlar, yaşamı sorgulamaları, aşık olunca hissettiklerinde herkes kendinden bir parça bulabilir. Anlatılanlar oldukça gerçekçi ve samimidir.

Sabahattin Ali Kurtuluş Savaşı yıllarında yaşamış; buna rağmen yazdığı romanlarında o dönemi anlatmak yerine bireyin iç dünyasını anlatmayı tercih etmiştir. Kitaplarındaki karakterlerinde derin psikolojik tahlillere yer vermiştir. Küçük yaşta babasından aldığı uyarı onu gördükleri ve hissettiklerini yazma konusunda cesaretlendirmiştir. Bir yıl kadar Berlin’de yaşamış oradaki gözlemlerinin etkisiyle Kürk Mantolu Madonna’yı yazmıştır. Romanda tüm hisleriyle çırılçıplak karşımızda duran Raif Bey dışardan bakıldığında kimseyle pek münasebet kuramayan, içe dönük, etliye sütlüye karışmayan biridir. İçini döktüğü defteri olmasa, o ve hayatı hakkında kimsenin bir şey bileceği yoktur. Hâlbuki herkes gibi kafasının içinde dönüp duran türlü düşünceleriyle kendine has bir dünyası vardır. “Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir!.. Niçin bunu anlamakta bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz?” Bu dünya aslına bakarsak çok da iç açıcı değildir. Raif her daim kendisini toplumdan soyutlanmış, yalnız hissetmekte, insanlarla yakınlık kurmaktan çekinmektedir. Kitabın sonlarına doğru yazar Raif’in aile yapısından söz ederek insan psikolojisinde içinde büyüdüğü aile ve çocukluk yaşantılarının ne kadar önemli olduğuna işaret etmiştir. Raif’in babası ailesiyle gerçek bir ilişki kuramayan, bir gölge gibi onların yanında duran –ne var ki Raif de ileride evlenip böyle bir baba olacaktır- oğlunda hiçbir güzel hatıra bırakamamış bir babadır. Raif onun öldüğünü duyduğunda bile pek bir şey hissedemez. Annesi ise pasif ve zavallı bir kadın olarak karşımızdadır. Ailesinde aradığını bulamayan bu genç bir türlü içindeki değersizlik hissinden kurtulamaz. O resminden hayran kaldığı, sonra tanışıp aşık olduğu Kürk Mantolu Madonna’ya (Maria) en yakın olduğu anda bile içindeki huzursuzluk devam eder. Terk edilmekten korkar. “Yalnız onun yanındayken içimi müthiş bir korku, onu kaybetmek korkusu sarardı.” Her an içinde bunun tedirginliği vardır. Nitekim bu tedirginliği kendini gerçekleştiren kehanet misali yaşadıkları güzel anlara rağmen çok sevdiği kadının ondan uzak durmayı istemesiyle neticelenecektir.

Maria ile beraberken hissettiği korkuyla karışık mutluluk yine de ona başka bir hayatın mümkün olduğunu sezdirir, bir ruhu olduğunu hatırlatır. Türkiye’ye döndüğünde yıllarca onunla yaşamak için hayal kurar, tüm acılarının onunla yaşarsa son bulacağına inanır. Ona kavuşamamanın verdiği ızdırapla yaşamına hep bir mutsuzluk ve hayal kırıklığı eşlik eder. Acaba hayal ettiği gibi Maria ile beraber yaşasa içindeki yalnızlık son bulacak ve aradığı huzuru bulabilecek midir? Bu sorunun cevabı bu romanda olmasa da ” İçimizdeki Şeytan” romanında verilmeye çalışılmıştır. Oradaki başkişi Ömer yine iç dünyası karanlık tereddütler içerisinde bir karakter olarak karşımıza çıkar. Bir tesadüf sonucu vapurda karşılaştığı Macide’ye aşık olan Ömer, uzun ve etkileyici konuşmalarıyla onun gönlünü alır ve kısa zamanda evlenirler. Ancak bu aşık genç maddi yükümlülüklerin de altında ezilerek zamanla değişmeye başlar. O beklediği huzura bir türlü kavuşamaz. İki gönül bir olunca samanlık seyran olmaz ve bu evlilik son bulur. Kürk Mantolu Madonna’da ise yazar her ne kadar Raif’in yaşadığı mutsuzluğun aşık olduğu kadına kavuşamadığı için olduğunu vurgulasa da gerçekleri bilir ve İçimizdeki Şeytan’da zaten bunu işlemiştir. İnsanın içindeki boşluğun kapanması bir başkasıyla hayatını birleştirerek olacak bir şey değildir. Daha derin, daha ulvi bir boşluktur. Yazar bunu İçimizdeki Şeytan’da şöyle ifade eder: “İnsan bu dünyaya yemek, içmek, koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı. Daha büyük ve insanca bir sebep lazımdı.”

Romanlarında kişilerinin iç dünyasını yansıtmakta ve derin psikolojik gözlemlerle onların kafasındaki düşüncelere ışık tutmakta başarılı olan Sabahattin Ali, karakterlerini sadece iyi ya da kötü olarak değil her yönüyle romanlarında işlemiştir. İnsan bir yandan acizliği ve içine düştüğü bunalımlarla kendine kötülük ederken; diğer yandan sevince sevdiğinden hiçbir yardımı esirgemeyecek kadar merhametli de olabilmektedir. Ki Maria hastalanınca tutarsız davranışlarına rağmen Raif ona günlerce bakmıştır. Romanın sonunda Maria’nın bu tutarsız davranışlarının aslında bir sebebe bağlanması yine bu karaktere karşı içimizde bir merhamet duygusu uyandırır.

İnsan kendini tanıma arzusunda olan, başkalarının iç dünyasını da merak eden bir varlıktır. Aslında bu merak da yine kendini anlamaya yöneliktir. Öyle ki kitaplarda kendimizden bir şeyler buldukça ve hatırladıkça içimizi anlaşılmış olmanın huzuru kaplar. Ortaklıklar bulduğumuz karakterler bize yalnız olmadığımızı fısıldar. Sabahattin Ali Kürk Mantolu Madonna’da tam olarak bunu yapar. İçimizi okuyan bir dost gibi bize insanlık hallerimizi anlatır. Tüm eksikliklerimiz, acılarımız ve iyi ve kötü yanlarımızla insan…
9.7/10
(170 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Meryema Şermet
Meryema Şermet
105.2K UP
Alıntıyı Ekleyen 4 gün önce
İnsanların ve eşyanın birbirine çok benzediğini fark ettim birden, ikisinin de belirli bir ömrü var, Dünya üzerinde sayılı gün yaşadıktan sonra aniden yok olup gidiyorlar. Öte yandan, misal kırılan testinin parçalarını süpürüp suyunuzu yeni bir testiye koyduğunuzda eskisinin yerini doldurmuş oluyorsunuz ama insanlar için böyle değil. Her insanın doğumunda, ona şekil veren kalıp sonsuza dek parçalanıyor ve bu yüzden her insan diğerinden farklı.
Kaynak: Görmek kitabı
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Blog ~ Mek
Blog ~ Mek
50.8K UP
İnceleyen10 4 gün önce
“Benim Adım Kırmızı” Üzerine Bir Tahlil Denemesi

Orhan Pamuk’un romancılık serüveni Cevdet Bey ve Oğulları ile başlar. Benim Adım Kırmızı da
onun en önemli eserleri arasında kabul edilir. Pamuk’un hem sanat yönü vardır hem de felsefe. Bu felsefe
yönünün romanlarında gittikçe derinleştiğini söyleyebiliriz. Benim Adım Kırmızı, onun postmodern romanlarının
ikincisi olarak değerlendirilir. Bu çerçevede Kara Kitap ve Benim Adım Kırmızı hem roman anlayışı hem de
renkler bakımından ilgi çeken eserlerdir. Roman, renklerle ilgili isimlendirmeden dolayı batı edebiyatında ve
bizim edebiyatımızda renklerle isimlendirilmiş bazı romanları (Kırmızı ve Siyah, Mai ve Siyah gibi) hatırlatır.
Yazıda, Benim Adım Kırmızı alışılagelmiş bir tahlil planı çerçevesinde incelemeye alınmıştır. Pamuk, yüz kırk
yıllık romanımıza yeni ve zengin bir kaynak göstermiş, nakkaşların aralarındaki kavganın sonu ile Kara’nın
Şeküre ile olan aşklarının, hayat anlayışlarının sonu eserin okuyucuya verdiği sonuçlar olarak tespit edilmiştir.
Yapılan değerlendirmeler ise sonuç başlığı altında ortaya konulmuştur.
10.0/10
(8 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
3
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Karman Çorman Hayvan

HER SAYFASI HAYVANLAR VE SENİ BEKLEYEN GÖREVLERLE DOLU!

Ters yöne uçan flamingoyu bulabilir misin?
Peki ya penguenlerin arasına saklanmış kardan adamı?

Bu kitabın her sayfası tıka basa hayvanlar ve onlar hakkında ilginç bilgilerle dolu. Ama hepsi bu kadar değil!

Bu curcuna içinde seni bekleyen görevler var: İlerleyebilmek için bazen zebraları sayman, bazen tüküren deveyi bulup ona biraz görgü kurallarından bahsetmen gerekecek.

Çok sevilen Krokadali’nin yazarından, çocukları hayvanların dünyanın dört bir yanındaki evlerinde misafir edecek rengârenk bir bulmaca kitabı.

Devamını Göster
₺210.00
Karman Çorman Hayvan
Blog Yazısı
Umut Güner
Umut Güner
54.2K UP
Blog Yazarı 3 dk.

ABD yönetimi Başkan Joe Biden öncülüğünde yeni “Ulusal Güvenlik Stratejisi”ni yayınladı. Yeni strateji en başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere küresel dünya ve dolayısı ile hepimizi yakından ilgilendiriyor. ABD yönetiminin yayınladığı strateji Biden yönetiminin gelecekte uygulamayı planladığı politikaları öngörmesi ve kurgulaması bakımından oldukça önemli. Bilhassa küresel enflasyon, petrol krizi, Ukrayna ve Rusya savaşı gibi muhtelif sorunların yaşadığı günümüzde ABD’nin stratejik vizyonu önemli anahtar ifadeler içermektedir. Bütün bu hususlar göz önünde bulundurulduğunda Biden yönetiminin ulusal güvenlik ve savunma stratejisini anlamak ve yorumlamak hepimiz için önemli bir kazanım olacaktır.

Öncelikle Başkan Joe Biden ve ekibinin yeni dönem stratejisinde dünyanın önemli bir dönüm noktasında olduğunun sıklıkla vurgulandığı ve Rusya ile Çin gibi önemli küresel güçlere dikkat çekildiği görülmektedir. Stratejide Çin’in uluslararası düzeni yeniden şekillendirme ve küresel liderlik niyetinde olduğu ve ABD’nin yeni dönem stratejisinde Çin ile rekabeti kararlı bir şekilde sürdüreceği ifade edilmektedir.

2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Ufuk Derin
3.2M UP
4 gün önce
Alman mineralog ve analitik kimyacı Heinrich Rose 6 Ağustos 1795'te doğdu. 1846'da niyobyum elementini yeniden keşfederek tantalumdan farklı olduğunu kanıtladı. 1845'te pelopium adını verdiği yeni bir element bulduğunu açıkladı, ancak bunun tantalum ve niyobyum karışımı olduğu anlaşıldı. Berlin Üniversitesi'nde profesörlük yaptı ve fosforesans üzerine çalışmalarıyla tanındı. İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi'nin yabancı üyesi seçildi ve 1860'ta Amerikan Felsefe Topluluğu'na kabul edildi.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Moderatör Uyarısı
Yetersiz Kaynak 1 moderatör tarafından eklendi
Güvenilir bir kaynak belirtilmemiş.
5
Söz
Yüksel Baki Özeken
Alıntıyı Ekleyen 20 Haziran 2022
Bırakın doğruları gelecek söylesin, herkesi başarılarına ve eserlerine göre yargılasın. Bugün onların olsun, nasıl olsa gelecek benimdir.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
22
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Veli Sarıgül
Veli Sarıgül
147.7K UP
Gözlemi Yapan 6 gün önce Türkiye, İzmir
6
1 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sena Küçükkıvanç
Yazar&Editör 3 gün önce Sen de Cevap Ver

Eğer denklem E=mc² yerine E=mc olsaydı, maddeden enerji elde etmek yaklaşık 300 milyon kat daha verimsiz olurdu ve evrenimizdeki en güçlü nükleer santraller bile bir çaydanlığı ancak ısıtabilirdi.[1]

Diyelim ki bu E=mc evreninde yaşayan Meraklı Mucit Yiğit adında bir dâhimiz var. Yiğit, yıllarını verip parlak, metalik ve fütüristik bir araba yapıyor: "Fasulye-Füzyon 3000". Bu arabanın en büyük iddiası, yakıt olarak sadece tek bir kahve çekirdeği kullanması. Yiğit, tüm mahalleyi topluyor, kameralar çekimde, büyük bir seremoniyle kahve çekirdeğini yakıt haznesine atıyor. Herkes nefesini tutmuşken şoför koltuğuna oturup devasa "MOTORU ÇALIŞTIR" düğmesine basıyor. Arabadan bir motor kükremesi beklerken sadece belli belirsiz bir "vızz" sesi geliyor ve... o kadar. Hiçbir şey olmuyor. Yiğit arabadan inip kaputu açtığında çalışan tek şeyin, arabanın kahve bardağı koyma yerindeki minik ısıtıcının hafifçe ılıması olduğunu görüyor.

İşte bütün fiyaskonun sebebi, denklemdeki o küçücük "kare"nin eksikliğidir. Bizim gerçek E=mc² evrenimizde o tek kahve çekirdeği, doğru teknolojiyle Hiroşima'ya atılan bombanın yarısı kadar bir enerji açığa çıkarabilirdi. Ancak Yiğit'in "kare"siz evreninde bu enerji, ışık hızı (c) kadar, yani yaklaşık 300 milyon kat daha azdır. Bu da bir ejderhanın ateşini beklerken doğum günü pastasındaki mumun titrek alevini bulmaya benzer. Yani Yiğit'in evreninde nükleer enerji diye bir şey muhtemelen olmazdı, yıldızlar bugünkü gibi parlayamazdı ve madde, enerjinin inanılmaz yoğun bir deposu olmak yerine, oldukça sıkıcı ve verimsiz bir yakıt olurdu. Yani çoooooooooook yüksek ihtimalle hayat da olmazdı.

Tüm Reklamları Kapat

Kaynaklar

  1. ScienceDirect. Sciencedirect. Alındığı Tarih: 7 Ağustos 2025. Alındığı Yer: sciencedirect | Arşiv Bağlantısı
6
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Günsu Bostancı
Alıntıyı Ekleyen 10 Mayıs 2024
Mutlu olmak değil artık dileğim, yalnızca bilinçli olmak.
Kaynak: Tersi ve Yüzü, sayfa 70
10
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close