Nick Bostrom
“Bi' dakika nasıl olabilir ne okuyorum ben anlamıyorum ya neden herkes bundan bahsetmiyor!” serimizin ikinci bölümüne hoş geldiniz.
Nick Bostrom
“Bi' dakika nasıl olabilir ne okuyorum ben anlamıyorum ya neden herkes bundan bahsetmiyor!” serimizin ikinci bölümüne hoş geldiniz.
Bir gün çağımız dışına çıkıldığında, şöyle bize uzaktan bakıldığında insanlar bizden iğrenecekler. O kadar da olmaz diyecekler, insanlar bu kadar deliremezler, bu kadar hastalanamazlar diyecekler. Ben gerçekten çağımdaki kötülüklerden çok utanıyorum. Çağımız bir yanı ile mutlu bir çağ; uzayda yürüyen insanı ve atomuyla. Ama kötülükleri cinayetleri bu başarısını gölgeliyor!
Rutgers Üniversitesi araştırmacıları, metabolizmadan sorumlu protein yapılarının kökenini keşfetti: Dünya'da erken yaşama güç veren ve NASA'nın diğer gezegenlerde yaşam aramak için kullanabileceği kimyasal sinyaller işlevini de gören basit moleküller! 3.5 ila 2.5 milyar yıl önce, ilk proteinlerin nasıl göründüğünü tahmin eden araştırmaları, PNAS dergisinde yayınlandı.
Bilim insanları, binlerce parçadan oluşan bir yapboz gibi, günümüzden uzak geçmişe, enzimlerin (proteinlerin) evriminin kökenine indiler. Yapbozun çözümü için iki eksik parça gerekliydi ve Dünya'da yaşam, onlarsız var olamazdı. Metabolizmadaki rollerine bağlı bir ağ kuran ekip, bu eksik parçaları keşfetti. Araştırmacılar, çalışmalarının önemini şöyle anlatıyorlar:
Uluslararası bir fizikçi ekibi, NASA ve diğer devlet kurumlarının tanımlanamayan hava olayları (İng: "unidentified aerial phenomena", "UAP") üzerine yürüttükleri mevcut araştırmalara yardımcı olmak amacıyla yeni bir metodoloji geliştirdi. Ortaya çıkan strateji, kısmen karanlık maddeyle ilgili kendi çalışmalarından ilham alan özel olarak tasarlanmış bir yapay zekâ programını da kullanıyor.
Daha çok tanımlanamayan uçan cisimler veya UFO'lar olarak bilinen UAP'ler, artık onlarca yıl önceki kadar tuhaf kabul edilmiyor. Başka bir gezegenden gelen gizemli ziyaretçilere işaret eden çeşitli teoriler bir kenara bırakıldığında, analizler giderek daha çok dünyevi açıklamaları belirlemeye odaklanıyor. UAP'ler genellikle gizli deneysel uçaklar, astronomik olaylar veya basitçe bir insansız hava aracının yanlış tanınması gibi durumlarla açıklanıyor. Bununla birlikte, gözlemlerin küçük bir yüzdesi uzmanları şaşırtmaya devam ediyor.
Evrenin başlangıcından bu yana, hidrojen çok açık arayla en baskın element olagelmiştir. Hidrojenin hemen ardındansa helyum gelir. Şaşırtıcı şekilde, evrendeki üçüncü en baskın elementi oksijendir ve onun arkasından da karbon gelir. Aşağıdaki grafik, atom numarası düşük elementlerin evrendeki yoğunluklarını göstermektedir. Bu grafikte dikey eksenin logaritmik ölçekte olduğuna dikkat edilmelidir. Bu, dikey düzlemde bir birim artışın evrendeki asıl yoğunluk değerinin on katı bir artışı temsil ettiği anlamına gelir.
Bu grafikte bazı eğilimler çok barizdir. Bunlardan bir tanesi, testere dişi gibi bir örüntüye neden olan, çift atom numarasına sahip elementlerin komşuları olan tek sayılı elementlere göre kayda değer şekilde daha baskın olduğu gerçeğidir. Bunun nedeni, yıldızlardaki birçok temel füzyon reaksiyonunun, helyum-4 atomlarının çekirdekleri (2 proton + 2 nötron) olan alfa parçacıkları (a) ile yüksek miktarda kinetik enerjinin (çok hızlı hareket ederler) birleşimi olmasıdır. İki alfa parçacığı, birlikte berilyum atomunun çekirdeğini (4Be8) oluşturabilir. Ancak, böyle bir kombinasyon çok kararsızdır ve neredeyse anında yine iki alfa parçacığına ayrılır. (Yarı ömrü 7 x 10-17 sn'dir.)
Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.
Felsefenin bazı tartışma alanları diğer disiplinlerle doğal bir kesişim alanında bulunmaktadır. Öyle ki bu tartışma alanlarındaki problemleri daha iyi kavramak adına bir alanda uzmanlaşma yeterli olmamaktadır. Bu nedenle felsefeciler olabildiğince interdisipliner bir pozisyon sahibi olmakta artık daha dikkatli davranmaktadır. Bahsettiğimiz kesişim alanlarında bulunan konulardan biri kürtaj hakkındadır. Kürtaj tartışmalarında tıp etiği, hukuk, psikoloji gibi diğer disiplinler de en az felsefeciler kadar çalışma yapmaktadır.
Felsefeciler kürtaj üzerine yaptıkları çalışmaları ahlak felsefesinin alt dallarından biri olan Pratik Etik disiplini içerisinde gerçekleştirir. Bu yazımızda kürtaj tartışmalarına dair önemli gördüğümüz birkaç notu hatırlatmayı amaçlıyoruz; ayrıca her ne kadar yazarın kürtaj yanlısı bir eğilimi olsa da kürtaj tartışmalarına dair fikirlerini düzenli olarak değiştirmekte olduğu ve belirli bir pozisyonu ısrarlı olarak savunmakta zorlandığını da belirtmek isteriz. Bu nedenle yazımızı bir kürtaj savunusu veya reddi olarak okumaya başlamanızı tavsiye etmiyoruz.
Retrograd amnezi, bireyin geçmişteki anılarını kaybetmesiyle karakterize edilen bir tür bellek bozukluğudur. Bu durum kişinin otobiyografik anılarının yanı sıra genel bilgi, kişiler, yerler ve olaylarla ilgili belleğini de etkileyebilir. Hafıza kaybının süresi ve kapsamı değişkenlik gösterir. Bazı bireylerde yalnızca son birkaç hafta veya ay etkilenirken bazı vakalarda çocukluk dönemine kadar uzanan geniş çaplı bir bellek kaybı gözlemlenebilir.
Bellek kaybının hangi anıları kapsadığı ve ne ölçüde olduğu beynin etkilenen bölgesine bağlıdır. Hipokampus ve medial temporal lob hasarı genellikle yakın geçmişteki anıların kaybına neden olur. Frontal korteks lezyonları ise daha eski anıların hatırlanmasını zorlaştırabilir.
Uyarı: Bu yazımızda pornografi tüketimi ve bunun sağlık ile ilişkisinden söz etmekteyiz. İçerikte, pornografik herhangi bir detaya yer vermemekteyiz ve işin bilimsel tarafına odaklanmaktayız. Ancak yerleşik kurala uyarak, 18 yaşından küçük okurlarımız için uygun olmayabileceğini belirtmek istiyoruz.
Pornografi (ya da kısa adıyla porno), cinsel organları ve cinsel faaliyeti içeren herhangi bir materyalin, genellikle estetik veya duygusal sebeplerden ziyade, erotik duyguların uyarılması amacıyla açık olarak sergilenmesi ve ifade edilmesi demektir. Pornografi, illâ sanal ortamda olmak zorunda değildir, bir canlının, bir diğer çifti (veya daha çok sayıda bireyi) cinsel ilişki sırasında gözlemesine, daha doğrusu cinsel ilişki içerisinde olan grubun, bu aktiviteyi diğer bireylere açık halde yapmasına pornografi (kelime anlamıyla "cinsel içeriğin teşhiri") denir.
İntihar kendimize duyduğumuz nefretten mi yoksa merhametten mi doğar?
Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.