Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Utku Derin
Utku Derin
364K UP
Aktaran 2 gün önce 3 dk.

PLOS ONE dergisinde yayınlanan yeni bir araştırma, evcil kedilerin sahiplerinin kokusu ile bir yabancının kokusu arasındaki farkı anlayabildiğini öne sürüyor.[1] Tokyo Tarım Üniversitesi tarafından yapılan çalışma, kedilerin tanımadıkları insanların kokularını içeren tüpleri, sahiplerinin kokusunu içeren tüplere kıyasla belirgin şekilde daha uzun süre kokladığını ortaya koydu.

Araştırmacılar, bu durumun kedilerin kokularına dayanarak tanıdık ve tanımadık insanları ayırt edebildiğini gösterdiğini, ancak kendi sahipleri gibi belirli kişileri bu yolla tanıyıp tanıyamadıklarının henüz net olmadığını belirtiyor.

1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Baran Cudi Eker
5 gün önce
Etrafımda ne kadar fazla insan da olsa kafamın içinde hep tek başımayım
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bbbb Ccccc
Üye 3 saat önce Henüz cevap yok.
gun icinde soylediklerimden, hareketlerimden,davranislarimdan pisman oluyorum spontone olarak verdigim cevaplardan sonra bu sekilde dememeliydim diyorum kafamda kendime uygun bi kimlik yaratmaya calisiyorum ama basarili olamiyorum
0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 29 Ağustos 2018 23 dk.

Tüm Dünya'da modern bilimin en önemli parçalarından biri olan evrimin kabul edilirliği giderek artıyor. İnsanlar evrimsel biyolojinin detaylarını öğrendikçe, yıllar yılı meydanları dolduran "yaratılışçı" ve evrim karşıtı akımların hiç de söyledikleri gibi bir kavram olmadığını, son derece basit ve anlaşılır bir doğa gerçeği olduğunu kavramaya başladılar. Bu da, akıllarda şu önemli sorunun doğmasına neden oluyor:

Bu sorunun altında yatan ana sorunun kaynağı, aslında bir "yaratıcı süpergücün" (kısaca "tanrı"nın) varlığı ile ilişkilendirilir. Çünkü "Eğer yaratma olayı varsa, bir yaratıcı da olmalıdır." düşüncesi, teolojinin asırlardır kullandığı felsefi bir argümandır. Her ne kadar yaratılma olayı ile yaratıcı arasında kısmen bir ilişki olsa da, yaratılma sözcüğünün özünde ifade ettiği eylem ile yaratma eyleminde bulunduğu iddia edilen süpergüç arasındaki ilişki, evrim karşıtlarının halka yansıttığı kadar sıkı olmayabilir. İzah edelim:

301
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatma Nur İnakçı
Aktaran 4 gün önce 3 dk.

Panama kıyılarındaki Jicarón Adası'nda ilginç ve bir o kadar da endişe verici bir olay yaşanıyor. Araştırmacıların 19 Mayıs'ta Current Biology'de yayınladıkları rapora göre, Jicarón Adası'nda yaşayan beş genç kapuçin maymunundan oluşan bir çete, uluyan maymunların yavrularını kaçırmaya başladı.[1] Bu olayın nedeni net olarak bilinmiyor olsa da kaçırılanlar için genellikle ölümcül oluyor. Almanya'nın Konstanz kentindeki Max Planck Hayvan Davranışları Enstitüsü'nde evrimsel davranış ekolojisti olan Brendan Barrett şöyle diyor:

Primatlar arasında bebek kaçırma olayları nadir değildir. Bilim insanları daha önce de makakların birbirlerinden bebek çaldığını ve genç erkek kapuçinlerin bazen bebek bakıcılığı yapmak için gruplarındaki bebekleri kaçırdığını gözlemledi. Çalışmada yer almayan Kaliforniya Üniversitesi evrimsel antropoloğu Susan Perry şu sözleri söylüyor:

15
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Haluk Ertan
Haluk Ertan
75K UP
Yazar 5 Eylül 2020 55 dk.

“Abiyogenez” üzerine yazmaya karar veren kişi oldukça zor bir işe kalkıştığını bilir. Çünkü, cansız maddelerden canlının oluşum sürecini tanımlayan kavram, bilimin en önemli ama aynı zamanda en karmaşık araştırma alanı olan “Yaşamın (canlılığın) Kökeni” konusunun merkezinde yer alır. Bundan dolayı, sözlü olsun yazılı olsun bütün kültür tarihi boyunca insanlık, bu sorunla ilgili sayısız çeşitlilikte bilgi ve düşünce ortaya koymuştur ve bu uğraş günümüzde de devam etmektedir.

Deneysel bilimin güçsüz olduğu antik dönemlerde, “Nereden geliyoruz?” sorusuna yanıt bulma ihtiyacını, kadim inançlar ve folklorik efsaneler karşılamıştı. Daha sonra tek tanrılı göksel dinlerin dogmaları ve felsefe devreye girdi. Binlerce yıllık bu entelektüel çabanın ortaya koyduğu devasa külliyat, insan bilincini derinden etkiledi ve bu etkinin hâlâ sürdüğü herkesin bildiği bir gerçek. Başka bir anlatımla, ele alınan konu, efsanelerin, mitolojinin, dogmaların, safsataların, önyargıların gerçek sanıldığı ve çağdaş bilimin henüz yeni araştırdığı bir alanda kalem oynatmaktır. Fakat öte yandan, bilimin açıklayamadığını hiçbir şeyin açıklayamayacağı gerçeği bizlere, yaşamın yani canlının kökeniyle ilgili bilimsel bulguları toplumla paylaşma yükümlülüğü veriyor.

286
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Rasul Nurullazade
İnceleyen9 6 gün önce
Gerçekten izlerken çok keyif aldığım bir film. Filmin neredeyse her anında beklenmedik olay örgüsü ile karşılaşıyorsunuz. Ancak bazı kısımlarda bilimsel olarak absürt sahneler içerdiğini de söylemek isterim.
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Aslıhan Niksarlı
Yazar 4 Ocak 2022 16 dk.

Orangutan (Pongo), Endonezya ve Malezya yağmur ormanlarına özgü bir kuyruksuz maymun cinsidir. Günümüzde sadece Borneo ve Sumatra'da bulunsalar da, Pleistosen Dönem'de, yani günümüzden 2.5 milyon yıl öncesine kadar olan dönemde, Güneydoğu Asya ve Güney Çin boyunca geniş bir alanda yaşamışlardır.

Orangutanlar cinsel olarak dimorfiktir, yani dişileri ve erkekleri arasında ciddi anlamda boyut ve şekil farkı vardır. En belirgin fark yüz morfolojilerinde görülür. Erkeklerin yanak yastıkları daha geniş ve yana doğru uzanırken, dişilerin yüz hatları daha sivridir. Erkek orangutanların bir diğer benzersiz özelliği ise daha da iri görünmelerine sebep olan uzun, kalın tüyleri ve vokalizasyon için kullandıkları boğaz keseleridir. Erkekler olgunlaştıkça boğaz keseleri de çok daha büyük hale gelir.

79
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Mimas: Büyük Kraterli Küçük Uydu

Mimas’a her ne çarptıysa, onu neredeyse yok ediyordu. Geriye kalan şey, Satürn’ün en küçük küresel uydularından birinin üzerindeki, en büyük çarpma kraterlerinden birisidir. Yapılan analizler, biraz daha büyük bir çarpışmanın, Mimas’ı tamamen yok edeceğini gösteriyor. Yaklaşık 130 kilometrelik bir alana yayılan ve görselde de görülebilen Herschel isimli devasa krater, adını 1789 yılında Mimas’ı keşfeden Sir William Herschel’den alıyor. Mimas’ın düşük kütlesi, küresel bir şekle sahip olmaya ancak yetecek kadar güçlü, ancak nispeten büyük yüzey şekillerini mümkün kılacak kadar da zayıf bir kütleçekimi oluşturmaktadır. Mimas, çoğunlukla su buzundan ve bir miktar kaya parçasından oluşur. Bu sebeple, büyük ve kirli bir kartopu olarak tanımlanır. Bu görüntü, 2010 yılında, Satürn’ün yörüngesindeki robotik uzay aracı Cassini tarafından, Mimas’a şimdiye kadarki en yakın geçiş gerçekleştirirken yakalandı.

31 Mayıs 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı ve Telif Hakkı: NASA, JPL-Caltech, Space Science Institute, Cassini
Çeviren: Ege Can Karanfil
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Yunus Sahin
Seslendiren 4 gün önce 11:40
Albert Einstein, gelmiş geçmiş en büyük bilimsel dehalardan birisidir. Dolayısıyla Einstein'ın din ve tanrı hakkındaki görüşleri de, birçoklarının merak...
8
Selen Gündüz Ve Meriç Öztürk
Selen Gündüz Ve Meriç Öztürk Seslendiren 28 Kasım 35:30
Pozitif ebeveyn kimdir, nasıl olunur? Çocuklarla iletişim kurmanın şekilleri hayatınızı kolaylaştıracak - İşte karşınızda pozitif ebeveyn olma rehberi!
21
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 8 Kasım 2011 21 dk.

Çeşitlilik, bir canlı popülasyonunun içinde gen ve özellikler konusunda görülen farklı kombinasyonların tümüne verilen isimdir. Evrimsel biyolojinin halk arasında kolay anlaşılamama sebeplerinden birisi, doğada bulunan çeşitliliğin bilinmemesi veya göz ardı edilmesidir.

Canlılığı boy, renk, uzunluk, çeşitli organların varlığı, büyüklüğü, vb. çok sayıda fiziksel parametrenin farklı kombinasyonları şeklinde tanımlayacak olursak, çeşitlilik, "uçsuz bucaksız bir parametreler listesinde, atalardan veya çağdaşlardan farklı özellikler göstermek" şeklinde de tanımlanabilir.

101
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Canan Zehra Ekti
İnceleyen10 17 Haziran
Breaking Bad dizisinin başı aslında oldukça psikolojiye dayanacak şekilde başlıyor.Walter'ın bastırılmış toplum tarafından kabul görmeyecek tarafının kanser olmasıyla beraber ailesine bakma bahanesiyle ortaya çıktığını görüyoruz.Gerçekten ailesine bakma endişesiyle böyle tehlikeli bir işe başladı diyenlere şöyle cevap verebilirim; eğer bu sebeple bu işe atılmış olsaydı , ailesini kaybettikten sonra da bu işi yapmaya devam etmezdi .Aslında bastırılmış kişilik veya yön dediğim şey Freud'un öğretilerinin en belirgin öğelerinden biriydi.Bu açıdan "Breaking Bad" dizisinin beni düşündürttüğünü söyleyebilirim.Ayrıca birbirinden oldukça farklı olan sıradışı karakterlere yer vermesi de insanlara karşı olan perspektifimizi genişletiyor.Walter'ın (ilk başta ne kadar fedakarlık yapıyormuş gibi gözükse de) son derece bencil ,garantici,gergin,olmasına karşın Jessie karakterinin düşünmeden hareket eden,duygusal,fedakar ,laubali olması ve bir diğer önemli karakter olan Gustavo'nun soğuk,rasyonel,kibirli ve resmi olmasını karakterlerin birbirinden ne kadar farklı olduğuna örnek olarak gösterebiliriz.Ayrıca işin içindeki gerilim unsurları da diziye müthiş bir hava katıyor .İyi bir senaryo ve kaliteli oyuncular bölümlerde sürüklenmenize sebep oluyor.Dizi için yapıcı bir eleştiride bulunmayı çok isterdim ama benim açımdan bir sorun göremiyorum .
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
12K UP
Gözlemi Yapan 4 gün önce Türkiye, Çankırı
Yapraklı İlçesi
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Meltem Çetin Sever
Uyarlayan 17 Mart 2020 6 dk.

Yeni koronavirüs Dünya’nın her yerinde çok hızlı bir şekilde yayılmaya devam ediyor. An itibariyle Antarktika, Madagaskar ve bazı Afrika ülkeleri hariç tüm Dünya'yı sarmış durumda. Ülkelerin çoğunluğu virüsün hızla yayılmasını engellemek için çeşitli önlemler alıyorlar; insanların topluca bir araya geleceği tüm etkinlikler ertelenmiş durumda, okullar kapatılıyor ve hatta sınırlar kapatılıyor. Sosyal izolasyonu sağlamak için yaptırımlı önlemler alınıyor.

Virüsle başa çıkabilmek için 2 farklı yöntem öneriliyor. İlki, Çin, İtalya ve İspanya gibi ülkelerin yaptığı, katı karantinalar ve sosyal mesafelendirmeler yoluyla vaka sayısını asgariye indirme stratejisi. Buna baskılama deniyor.

15
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Deniz Uyanık
Deniz Uyanık
78K UP
Yazar 29 Temmuz 2020 6 dk.

İnsan, düşünen bir varlıktır. Tahmini rakamlar insanın günde en az 20.000 kez düşündüğünü hesaplamaktadır. Daha yüksek tahminler 60.000 ile 100.000 olarak hesaplanmıştır[1]. Hayatın önemli bir parçası olan düşüncelerin bir kısmının rahatsız edici olması kaçınılmazdır. Genellikle bir anda, nedensizce aklımızda beliren bu karanlık düşünceler, çoğu insan için rahatsız edici olabilir. Mesela, metro istasyonunda beklerken tren gelmeden, şu anda atlasam ne olur diye bir düşünce hiç geçti mi? Ya da, o sabah ocağı kullanmamanıza rağmen, ocağı açık mı unuttum düşüncesi?

Rahatsız edici düşünceler çoğu insanın hayatında önemli bir yer tutmaz. Obsesif kompülsif bozukluk (OKB), tekrarlanan rahatsız edici düşüncelerin (takıntıların) insan hayatını çekilmez bir hale getirmesi ile oluşur. Peki, nasıl?

62
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
6 gün önce
Binghamton Üniversitesi araştırmacıları, suda uzun süre kalan parmakların neden kırışıkladığını ve bu kırışıklıkların her seferinde aynı desende oluştuğunu keşfetti. Kan damarlarının suda kalma sonucu büzülmesiyle oluşan kırışıklıklar, 24 saat arayla yapılan denemelerde özdeş şekillerde tekrarlandı. Araştırmacılar ayrıca median sinir hasarı olan kişilerde kırışıklık oluşmadığını gözlemledi. Bu bulgular adli tıp alanında, özellikle parmak izi tespiti ve suda uzun süre kalmış cesetlerin kimliklendirilmesinde kullanılabilir.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Söz
Fatih Barış Gök
Alıntıyı Ekleyen 30 Eylül 2023
Tanrı bizi çamurdan yarattığında
biliyordu bu dünyada ne işimiz olacak
işlediğim bütün günahlar hep onun emriyledir.
O halde cehennemde beni niçin yakacak?
Kaynak: Rubailer'den alıntıdır.
45
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close