Tsunamiler, yeryüzünde bilinen en yıkıcı doğa olaylarından birisidir. Japoncada "liman dalgası" (津波) anlamına gelen ve (hatalı bir şekilde) "gelgit dalgası" olarak da bilinen "tsunami", genellikle depremler, volkanik patlamalar ve diğer su altı patlamaları (örneğin insan yapımı patlamalar, su altı heyelanları, buzul parçalanmaları, meteorit çarpması ve diğer yıkıcı unsurlar) etkisiyle çok miktarda suyun yer değiştirmesi sonucu okyanus, deniz ve büyük göllerde meydana gelebilen, sıra dışı yükseklikteki ve uzunluktaki dalgalara verilen isimdir.[1] Tsunamiyi en sık tetikleyen unsur depremler olsa da (tüm tsunamilerin %88'ini depremler tetikler), tsunaminin tetiklenmesi için illâ depremlere veya su altı olaylarına ihtiyaç yoktur; su yüzeyindeki olaylar da tsunamileri tetikleyebilir.[2]
Bir tsunamiyi; rüzgarlar veya gelgitlerin sebep olduğu, normal yaşantımızda çok daha aşina olduğumuz yüzey dalgaları veya gelgit dalgalarından ayıran ana unsur, tsunamilerdeki iki dalga tepesi arasındaki mesafenin (dalgaboyunun) aşırı büyük olmasıdır. İzah edelim: Yüzey ve gelgit dalgaları, suyun yüzeyini veya genelini bozan etkenlerin etkisi altında suyun dairesel olarak hareket etmesidir. Aslında su, dalga şeklinde hareket etmemektedir, dışarıdan bakan bizler suyun dalgalar halinde hareket ettiği izlenimine kapılırız. Eğer öyle olsaydı, su yüzeyinde yüzmeye çalıştığımızda, dalgalarla birlikte yol alırdık; halbuki bir dalga "üzerimizden geçerken", neredeyse olduğumuz yerde yükselip alçalırız - dalganın görünen hızına nazaran çok az miktarda yer değiştiririz.[3] Yüzey dalgalarının gerçekte nasıl hareket ettiğini, aşağıdaki görselde görebilirsiniz.