Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Tüm Reklamları Kapat
Yaşam Ağacı Gözlemi
Alim Alim
Gözlemi Yapan 6 gün önce Türkiye, Balıkesir
Telefona bakarken yukarıdan ağ örüp masama gelmiş. Şimdi ona bir teraryum yapıcam ve bir kaç hafta misafirim olucak.
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Öne Çıkan EtkinlikKültürel Etkinlik
Orhan Aydın
Etkinliği Ekleyen 1 hafta önce AnkaraÜcretsiz13 Haziran
Kvasir Dergi: Açık Eleştiri Akşamı
13 Haziran 2025 19:30 tarihinden 13 Haziran 2025 21:00 tarihine kadar.

13 Haziran Cuma, 19:30'da, Kvassir Kafe'de, herkesin katılımına açık bir söyleşi.

Yazarlar hem birbirlerini eleştiriyor hem de sizden gelen yorumları değerlendiriyorlar.

Dergideki öyküler ya da doğrudan "öykü" üzerine düşündüğünüz her şeyi saygı çerçevesinde söyleyebilir, yazarlarımızla ve diğer katılımcılarla tartışabilirsiniz.

E tabii hiç konuşmaya da bilirsiniz. :)

Etkinliğe gelmeden önce dergiyi okumuş olmanız tavsiye edilir ama şart da değildir.

Mayıs ve Haziran sayılarını kafeden ya da diğer satış noktalarından edinebilirsiniz.

Etkinlik yaklaşık bir buçuk saat sürecektir.

Katılım ücreti yoktur.

Devamını Göster
5
0 Yorum
3
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Ulaş Başoğlu
İnceleyen7 1 gün önce
Yazar kambriyen öncesi fosil eksikliği problemine yaptığı saha çalışmalarından örnekler vererek bir perspektif sunmaya çalışıyor. Bunu yaparken hikayeleştirmeler, benzetmeler kullanıyor. Bilimsel metod ile ilgili vurgular yapıyor. Okuması yer yer zor bir kitap olduğunu düşünüyorum.
9.0/10
(3 Kişi)
Puan Ver
Hayvan Yaşamının Gizli Tarihi
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Aslıhan Niksarlı
Yazar 16 Aralık 2021 11 dk.

Bonobo (Pan paniscus), şempanzelerle birlikte Pan cinsini oluşturan iki türden biridir. Günümüzde şempanzelerden farklı bir tür olarak kategorize edilseler de, ilk keşfedildiklerinde fiziksel benzerliklerinden ötürü şempanzelerin (Pan troglodytes) bir alttürü olduklarına inanılmıştır.

Bonoboların vücutları ve suratları siyah kıllarla kaplıdır ancak yüzlerinde, kulaklarında, parmaklarında, ellerinin içleri ve ayaklarının altlarında kıl bulunmaz. İnce bir üst gövdeye, dar omuzlara, ince boyuna, uzun kollara, bacaklara ve büyük, uzun parmaklı ellere sahiptirler. Kolları bacaklarından daha uzun, esnek ve güçlüdür. Koyu renkli yüzleri, büyük pembe dudakları, geniş burun delikleri ve ortadan ayrılmış saçları, en önemli ayırt edici fiziksel özellikleridir. Erkekleri 34 ila 60 kg, dişileri ise ortalama 30 kg civarında olurlar.

96
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tom Cochrane
Yazar 7 Ağustos 2022 46 dk.

Eğer iki bireyin beyinlerini birbirine bağlayacak olsaydık, bu durum, bireylerin bilinçli deneyimlerini nasıl etkilerdi? Daha spesifik olaraksa, iki kişinin insanın bilinçli deneyimlerinden herhangi birini paylaşması mümkün mü? Peki ya iki insanın farklı özneler olarak kalırken, aynı anda bazı deneyimlerden ortak olarak yararlanmaları mümkün mü? Beyinleri talamustan bağlı olan Hogan ikizleri vakası (kraniyopagus yapışık ikizler), tüm bunların olabileceğini gösteriyor gibi görünüyor. Pratik ampirik yöntemler bize, ikizlerin bilinçli deneyimleri paylaşıp paylaşmadıklarını doğrudan söyleyemese de, beyinde içerik işlemenin yerelliği hakkındaki düşünceleri gözeterek, büyük olasılıkla bunun olması gerektiğini savunuyorum.

Kimi zaman iki beyni birbirine bağladığımızda, bu beyinlerle ilişkili bireysel zihinleri de birleştirebileceğimiz varsayılır. Derek Parfit, felsefe camiasında ünlü olan bir şekilde, iki bireyin bedenlerinden beyin yarılarının çıkarıldığı ve daha sonra yeni bir bedende birleştirildiği bir düşünce deneyini anlatır:[1] Parfit, iki beyin yarısı arasında bir rekabet olup olmayacağını, örneğin birleşme öncesi bireyin fikirlerinin diğerine baskın gelip gelmeyeceğini ya da bir tür uzlaşmaya varıp varmayacaklarını merak eder. Yine de Parfit'in düşünce deneyinde, tekil bir zihnin ortaya çıkacağı temel fikri varsayılmaktadır. Benzer varsayımlar, kişisel kimlik literatüründe de bolca bulunmaktadır.[2][3][4][5][6][7]

139
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Söz
Çağrı Mert Bakırcı
Alıntıyı Ekleyen 23 Nisan 2024
Makinelerin eninde sonunda tüm entelektüel alanlarda insanlarla rekabet edeceğini umabiliriz. Ama hangileriyle başlamak en iyisidir? Bu bile zor bir karar. Birçok kişi satranç oynamak gibi çok soyut bir faaliyetin en iyisi olacağını düşünmektedir. Makineye paranın satın alabileceği en iyi duyu organlarını sağlamanın ve ardından ona İngilizce anlamayı ve konuşmayı öğretmenin en iyisi olduğu da savunulabilir. Bu süreç bir çocuğun normal eğitimini takip edebilir. Nesneler işaret edilir ve isimlendirilir vs. Yine doğru cevabın ne olduğunu bilmiyorum ama bence her iki yaklaşım da denenmelidir. Sadece kısa bir mesafeyi görebiliyoruz ama orada yapılması gereken çok şey olduğunu görebiliyoruz.
Kaynak: Turing bu sözü 1950 yılında yayınladığı "Computing Machinery and Intelligence" başlıklı makalesinde söylemektedir. (Mind)
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
40
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Pedram Türkoğlu
Yazar 6 Aralık 2018 3 dk.

Aslında Güneş gibi bir kaynaktan sürekli olarak enerji alan bir gezegende (Dünya), enerji üretimi için Güneş'ten yararlanan organizmaların evrimleşmesi pek de şaşırtıcı değil. Dolayısıyla fotosentezin varlığı çok da sıradışı olmamalı. Ancak süreç öylesine ilgi çekici ki, bilim insanları çok uzun yıllardır fotosentezin ayrıntılarını gün yüzüne çıkarmaya çalışıyor. Günümüzde fotosentezden daha az verimli olan, onun "atası" olabilecek, fotosentez sürecine oldukça benzeyen ancak bazı noktalarını barındırmayan kemosentez gibi başka biyokimyasal süreçler biliniyor.

Yaklaşık olarak 3 milyar yıl önce fotosentezin evriminde ilkin prokaryotlardan ayrılan bir grup siyanobakterinin sahip olduğu kimyasallardan ışığa duyarlı olan bazılarının özelleşmesi sonucu, canlılık açısından çok "özel" olarak görebileceğimiz; ancak aslında doğa açısından son derece sıradan olan bir kimyasal tepkimenin olabilirliğini sağlamıştır: Fotosentez. Ardından mitokondrinin evrimine benzer şekilde endosimbiyoz teorisinde açıklandığı gibi fagolizozomdan kurtulan ve hücre içinde hayatta kalan siyanobakterilerin seçilimi ile kloroplast evrimleşmiştir. Fotosentezin evrimini ayrıntılı olarak incelediğimiz makalemize buradan ulaşabilirsiniz.

72
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 20 Şubat 2021 4 dk.

Grip soylarının tuhaf isimleri içerisindeki H ve N harfleri, gribe neden olan virüsün yüzey proteinleri olan Hemaglutinin (Hemagglutinin, H) ve Nöraminidaz (Neuraminidase, N) isimli kimyasallardan gelmektedir. Sayılar ise, bu yüzey proteinlerinin farklı tiplerinin keşfedilme sırasını belirtmektedir: Örneğin H5N3 tipi virüsün Hemaglutinin proteini, H9N5'ten önce keşfedilmiştir.

Bu isimlendirmenin kökenleri, Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) 1980'de işleme soktuğu isimlendirme kurallarına dayanmaktadır. Normalde virüslerin adı H1N1 gibi isimlendirmelerden çok daha uzundur. Kurallara göre ismin başına eğer virüs insanda tespit edilmediyse, tespit edildiği hayvanın adı; keşfedildiği coğrafi bölge; soy hatlarının sayısı; virüsün izole edildiği yıl ve protein antijen tipi eklenmek zorundadır. Dolayısıyla 2009 yılında dünyayı kasıp kavuran meşhur domuz gribi virüsünün adı aslında H1N1 değil, A/Kaliforniya/04/2009(H1N1)'dir. 2021 itibariyle bilinen Hemaglutinin sayısı 18, Nöraminidaz sayısı ise 11'dir. Dolayısıyla H18 ve N11'e kadar gidilmektedir.

26
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Üzeyir Yazıcı
Yazar 21 saat önce 24 dk.

Diferansiyel denklemler, doğada ve insan yapımı sistemlerde meydana gelen sürekli değişimleri matematiksel olarak ifade eden denklemlerdir. Isaac Newton[1] ve Gottfried Wilhelm Leibniz'in 17. yüzyıldaki katkılarıyla ortaya çıkan bu alan, fiziksel olayları modellemekten mühendislik sistemlerini analiz etmeye kadar birçok alanda kullanılmaktadır. Diferansiyel denklemler sayesinde bir sistemin zamana veya bir başka değişkene bağlı davranışı öngörülebilir ve çözülebilir hâle gelir.

Modern dünyada mühendislik ve bilim dallarının büyük bir kısmı, diferansiyel denklemlerle ifade edilen süreçleri anlamaya dayanır. Hareket eden bir nesnenin konumunun belirlenmesinden, elektrik devrelerindeki akımların analizine kadar pek çok problem, bu denklemler yardımıyla çözülmektedir.

4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Hakan Orhan
Hakan Orhan
59K UP
Uyarlayan 3 gün önce 4 dk.

Yaklaşık yüz yıl önce, 29 Mayıs 1919'da bir güneş tutulması sırasında yapılan ölçümler, Einstein’ın genel görelilik teorisini doğruladı. Bundan daha önce ise Einstein, ışığı anlama biçimimizi kökten değiştiren özel görelilik teorisini geliştirmişti. Bu teori günümüzde bile parçacıkların uzayda nasıl hareket ettiğini anlamamıza rehberlik ediyor ki bu da uzay araçlarını ve astronotları radyasyondan korumak için hayati bir araştırma alanı.

Özel görelilik teorisi, ışık parçacıklarının, yani fotonların boşlukta saatte yaklaşık 1.079.252.848 km gibi sabit bir hızla yol aldığını gösterdi. Bu hız, ulaşılması son derece zor ve de bu ortamda aşılması imkânsız bir hızdır. Ancak uzayın her yerinde, kara deliklerden Dünya’ya yakın çevrelere kadar parçacıklar gerçekten inanılmaz hızlara çıkmaktadır; bazıları ışık hızının %99,9’una kadar ulaşmaktadır.

4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
1 gün önce
Amerikalı matematikçi David Bryant Mumford 11 Haziran 1937'de doğdu. Cebirsel geometri alanındaki çalışmalarıyla 1974 Fields Madalyası'nı kazandı. 1980'lerde araştırma odağını görsel algılama ve örüntü teorisine kaydırdı. Bu alanda matematiksel modelleme teknikleri geliştirdi. MacArthur Bursu'nu aldI. 2010'da Ulusal Bilim Madalyası'na layık görüldü.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

İnci Şardağ
Uyarlayan 25 Aralık 2020 22 dk.

HIV’in keşfinden çeyrek asır sonra bilim insanları, laboratuvar hayvanları üzerinde yüzlerce aday aşı geliştirmişti. Aşıların bir düzineden fazlası, insanlar üzerinde yapılan araştırmalarda en azından erken faz testlerinden başarıyla geçti. Ancak henüz hiçbirinin insanlarda HIV’e karşı yeterli koruma sağladığı tespit edilemedi. AIDSVAX’ın Amerika ve Tayland’daki ve Merck/STEP’in Amerikadaki klinik araştırmaları sonucunda karşılaşılan başarısızlıklar, bilim insanlarının önümüzdeki 10 yıl içerisinde aşı üretme umutlarını tamamen yitirmesine sebep oldu. 2008 yılının şubat ayında Amerikan Bilim İlerleme Derneği Başkanı David Baltimore bu durumu şu sözlerle özetledi:

Tayland'da son yayımlanan araştırmalarda, Sanofi Pasteur'ün ALVAC'ına güçlendirici AIDSVAX dozları eklendiğinde HIV vakalarında gözlemlenen %31'lik düşüş, basın tarafından bile şüpheyle karşılandı. Çünkü önceki denemelerde iki aşı adayı da birlikte veya ayrı ayrı koruyuculuk sağlayamamıştı. Bu yazıda, HIV aşısına ilişkin mevcut karamsarlığın yanlışlığına değinmek istiyoruz. Her ne kadar bilimsel engeller oldukça zorlu olsa da ekonomik engeller de onlarla aynı zorluk derecesindedir.

87
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
Selim Yay
Üye
Doğa hakkında hiçbir şey bilmediğimi, bildiğimi sandığım çoğu şeyinse yanlış olduğunu öğrettiğiniz için, ancak en çok da, gerçekleri paylaştığınız için çok teşekkürler Evrim Ağacı!
Ece Müker
Ece Müker
510K UP
43 dakika önce
Moğolistan’da bulunan 86 milyon yıllık iki fosil, T. rex’in evrimsel geçmişine ışık tutan yeni bir dinozor türünün keşfini sağladı. Khankhuuluu mongoliensis adı verilen bu tür, küçük boyutlarına rağmen güçlü çene yapısının erken izlerini taşıyor ve tiranozorların nasıl dev yırtıcılara dönüştüğünü anlamamıza yardımcı oluyor. Araştırma, tiranozor soy ağacının yeniden yazılmasına neden olacak nitelikte.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Taha Basmacı
Araştırma yapmayı seven bir öğrenci. 24 Temmuz 2022 Sen de Cevap Ver

Sigara içiciliğinin neden bağımlılık yaptığına bakmamız gerekli önce. Sigara, içerisindeki pek çok maddeden dolayı sağlığa ve çevreye zararlıdır ama esas sigarayı bırakılamaz bir bağımlılık haline getiren şey içerisindeki "Nikotin" 'dir.[1] Nikotin sigara içen kişi dışında duman olarak aşırı şekilde yayılmaz, sigara dumanında daha çok zehirleyici gazlar bulunur.[2] Bundan dolayı pasif içicilikte olan soluduğunuz nikotin miktarı sizi dumana/sigaraya bağımlı yapmaz genelde. Dediğim gibi çoğunlukla içinde zararlı gazlar bulunur ancak içerisindeki çok az miktarda olan nikotin[3] oranından dolayı da sigara bağımlısı herhangi birisi o tütün dumanını kokladığı zaman otomatik olarak canı sigara/nikotin istemektedir. Bizi ne kadar kesin şekilde bağımlı yapmasa da elimizden geldiğince pasif içicilikten uzak durmaya çalışalım, risk her zaman vardır sonuçta.

146 görüntülenme

Kaynaklar

  1. https://www.yesilay.org.tr/tr/. Nikotin Bağımlılığı Nasıl Gelişir?. Alındığı Tarih: 24 Temmuz 2022. Alındığı Yer: https://www.yesilay.org.tr/tr/ | Arşiv Bağlantısı
  2. havanikoru.saglik.gov.tr. Tütün Dumanının Zararları.. Alındığı Tarih: 24 Temmuz 2022. Alındığı Yer: havanikoru.saglik.gov.tr | Arşiv Bağlantısı
  3. www.ssuk.org.tr. Pasif Sigara Dumanının Sağlık Üzerindeki Etkileri.. Alındığı Tarih: 24 Temmuz 2022. Alındığı Yer: www.ssuk.org.tr | Arşiv Bağlantısı
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
5
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

YouTube, Evrim Ağacı tarafından hazırlanan içerikleri video yoluyla öğrenmenin en iyi yolu! Ayrıca kanalımızda birçok bilim insanıyla röportajlarımızı, çeşitli deney gösterilerini ve diğer bilim içeriklerimizi bulabilirsiniz.

Yaşam Ağacı Türü
Pelin Yaşar
Pelin Yaşar
105K UP
Türü Ekleyen 2 gün önce
Melanargia larissa, Nymphalidae familyasına bağlı, genellikle kara ve beyaz desenli kanatlara sahip bir kelebek türüdür. "Dama kelebeği" olarak da bilinir. Türkiye'de yaygın olarak step ve dağlık bölgelerde, özellikle 1000 m üzeri rakımlarda görülür. Tırtılları buğdaygil familyasındaki bitkilerle beslenir. Kanatlarındaki göz benekleri ve dama desenleriyle kolayca tanınır.
3
İnceleme
Umut Seda Gümüşay
İnceleyen10 16 Aralık 2022
Burada görünce Apple Podcast'ten sadece bir bölüm dinledim, ve diğer bölümleri de dinleyeceğime karar verdim. Etkileyici ve eğlenceli.
9.6/10
(23 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Dinleyeceklerime Ekle
7
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close