17. Yüzyılda Felsefe - 1: Yeni Düzen Arayışı
- İndir
- Dış Sitelerde Paylaş
17.yy’a dair hazırlanan bu yazı serisinin temel amacı, modern bilimin disiplinler arası konumunu felsefeyle bütünleştirmesinin başlangıcına giderek dönem felsefesini ve dolayısıyla modern bilimin oluşum zeminini anlaşılır şekilde sınamaktır. Yazı serisinin iyice anlaşılabilmesi için dönemleri iki ana başlığa ayırma gerekliliği duydum. İlk seri 17.yy’ın önemli isimleri olan Galilei Galileo, Rene Descartes, Isaac Newton ve son olarak emprist filozoflar John Locke ve David Hume’u kapsarken ilk serinin bitişi ve ikinci serinin başlangıç noktası ise 1781 yılında Immanuel Kant tarafından sunulan Kritik der reinen Vernuft (Saf Aklın Eleştirisi) eseridir. İlk serinin başlangıcını oluşturan bu makale öncelikle 17.yy’a ait temelleri sunacaktır. ‘’Yeni Düzen Arayışı’’ başlığı, özünde hangi ortamda meydana çıkan bir felsefe olduğunu anlatmak için seçilebilecek en uygun betimlemedir.
17.yy ortaları, Batı Avrupa’da çalkantılı bir dönemdi. Hiçbir şeyde istikrar yoktu. Kozmosun tabiatı, insanın onun içindeki yeri ve statüsü, bilginin sınırı ve kaynağı yönündeki çıkmazlar dünyevi karmaşanın parçalarıydı. Kıtada Fransa, Hollanda, İspanya ve Almanya prenslikleri 30 Yıl Savaşları’yla yıpranmıştı. Kıta yer yer enkaz halinde, düşüncelerse sefaletin sebepleri kadar kendi varoluşlarının arayışındaydı. 1658’de Oliver Crownwell’in ölümüne kadar kargaşa devam etti. Daha sonra duraklama dönemine geçildi. Sokaklarda insanlar hem açlıkla hem de bir bilinmezlikle yürüyorlardı. Roma Katolik Kilisesi’nin reform karşıtlığı, saldırgan engizisyonla (1) desteklendi. Eski yerleşik kurallar altüst olmuştu. Herkes doğruyu konuştuğunu iddia edebilirdi. Çünkü ortada doğru, gerçek ve güzel kalmamıştı. 1640 yılında yeni fiziğin ve metafiziğin başlangıcı sayılan filozof Rene Descartes’ın bazı yazıları yayımlanmıştı. 1642 yılında ise klasik matematiksel fiziğin mimarı Isaac Newton dünyaya gelmişti. İnsanlığın düşüncelerini değiştirmek için yalnızca 45 yılı vardı. Onlarla temellenen fizik ve arkasında yatan “Aydınlanma Hareketleri’ni” hazırlayan fikirler dünyayı yeniden tasarlamamıza neden olacaktı. Bu yeni tasarımlarımız bir cümleyle şöyle ifade edilebilir:
Kozmos ve kozmostaki her şey fizik yasalarıyla tanımlanabilecek bir şekilde işleyen uçsuz bucaksız bir makinenin ta kendisidir.
Şunu vurgulamalıyız ki temel tasarımın doğuşunu hazırlayan her iki düşünür de aslında mekanik doğanın insan eylemlerini açıklayamayacağını düşünüyorlardı. Her ikisi de makinenin bir ruha sahip olduğuna inanıyorlardı. Dönemin filozoflarının ve bilim insanlarının kaçınılmaz şekilde kabul etmek zorunda oldukları bir şey daha vardı. O da evreni düzenleyen, var eden ve etkilemeye devam eden kadri mutlak Tanrı düşüncesiydi. Yine de bu zorunluluk ve kabullere rağmen onların öne sürdüğü fikirler, temelde doğa felsefesini (özellikle Kartezyen düşünce (2) himayesiyle) tamamıyla seküler bir görüş haline getirdi.
16.yy’ın sonunda da Galileo Galilei’nin fikirleri bu temel görüşü oluşturuyordu. Fikirleri mistisizmden uzaktı. Evrenin matematik terimleriyle tanımlanabileceğini ve yegâne gerçek olanın bu niteliklere ait olanlar olduğuna inanıyordu.
Gerçek dünya, matematiksel olarak indirgenebilir hareket yapan cisimlerin dünyasıdır. Bu da gösterir ki gerçek dünya hareket eden cisimler dünyasıdır.
Galileo Galilei
Galileo Galilei’ye göre Eukleides Geometrisi temelli uzay ve zaman nihai gerçekliklerdi, üstüne üstlük mutlaktı. Tüm fiziksel değişiklikler uzay ve zamandaki değişiklikler bağlamında tanımlanabilirdi. Aristoteles’in değişim hakkındaki görüşü olan “olma” ise bir olasılığın gerçek olmasıydı. Değişim aynı zamanda var olmayla bir tutuluyordu. Rönesans filozofları da değişimi ancak bu ışık altında görebiliyorlardı. Aristoteles fiziği ve metafiziğiyle 17.yy’a kadar gelen düşünce basitçe canlı ve cansız tabiat potansiyelini gerçekleştirmeye çalışırdı. Canlı yaratıklar kadar nesnelerde bir tabiata sahipti. Bu nedenle de nesneler pasif varlıklar değillerdi.
Mevcut durum hareketsiz varolur ve sürekli olarak kendi geleceğine yaklaşır.
Aristoteles / Fizik
Nesnelerin, tam gerçeklik veya kusursuzluğa doğru bir amaca sahip olduğunu düşünmek tuhaf olabilir. Ama 17.yy’a kadar, değişimle kastedilen kısaca budur.Nesneler kusurludur ve gerçeklikten o denli uzaktır. Bu yüzden temel amaçları daha az kusurlu ve daha gerçek olmaktır.Bu aynı zamanda zaman kavramınında belli bir yönde ilerlediğini gösterir. Bu hareket nesnelerin kusurluluktan kusursuzluğa doğru gitmesidir. Şu anın statik bir şey olduğu ve geleceği kendine doğru çektiğini düşünmek bize cazip gelebilir. Yine de bu mutlak bir zaman anlayışının mirasına işarettir ve tüm yazı serimizin düşüncelerini kendi tasarısıyla değiştiren Albert Einstein’a kadar bu kabuller tıpkı şu anda Aristoteles düşüncesinin cazip gelmesi gibi oldukça etkin şekilde savunulacaktır. Basit fikirlerin değişimi basit görünebilir ancak bu kusursuz bir Tanrı’dan kusurlu bir Tanrı’ya, oradan da matematiğin himayesindeki bir tasarım evrenine geçmek demekti. Böyle bir geçiş tüm düşüncelerin kabullerini değiştirdi. Kabullerin değişmesi bilginin ve varlığın, dolayısıyla da fizik biliminin temelsiz kalmasına neden oldu. Tek bir çözüm yolu vardı. Tüm felsefeyi yeniden ele almak ve gerçeklik, doğruluk kavramlarını matematiğe bağlayan yeni bir felsefe ortaya koymak!
***
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
(1) Engizisyon: (inquisitio): İspanyol Engizisyonu Castilla kraliçesi I. Isabella'nın ısrarı üzerine, Papa IV. Sixtus tarafından 1483 yılında onaylanan Katolik Kilisesi’ne bağlı mahkeme sistemi.
(2) Kartezyen Düşünce: Kartezyen gelenekte zihin-beden ve özne-nesne ikileminden yola çıkılarak ontolojik açıdan realist ve natüralist bir tavır benimsenir. Rene Descartes’a göre düşünen şey, aynı zamanda zihindir, ruhtur. Çünkü o, zihni ruhla ya da akılla düşünmekten hiçbir zaman ayırmaz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 44
- 14
- 6
- 6
- 4
- 3
- 3
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- J. Trusted. (1991). Physics And Metaphysics: Theories Of Space And Time. ISBN: 978-0415059480. Yayınevi: Routledge.
- J. H. Brooke. (2014). Science And Religion: Some Historical Perspectives. ISBN: 978-1107664463. Yayınevi: Cambridge University Press.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 11:47:04 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/5302
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.