Platon'un Epistemolojisi ve Ontolojisi: Gerçeğin Doğası Nedir?
Sokrates’in öğrencisi, Aristoteles’in de hocası olan Platon; aristokrat bir ailenin oğlu olarak Atina'da dünyaya gelmiştir. Asıl adı “Aristokles” olmasına rağmen, kendisine geniş anlamındaki “Platon” lakabı verilmiştir. Arkasında yazılı bir eser bırakmayan Sokrates’e dair birçok bilgi, Platon sayesinde günümüze ulaşmıştır. Metinlerini diyaloglar halinde yazan Platon, genellikle dört dönem altında incelenmektedir: Gençlik Dönemi, Geçiş Dönemi, Olgunluk Dönemi ve Yaşlılık Dönemi.
Bu metinde, ilk olarak episteme-doxa ayrımı ele alınacak, daha sonra bölünmüş çizgi analojisi üzerinden idealar teorisinin ontolojik ve epistemolojik yönüne bakılacaktır.
Episteme-Doxa Ayrımı
Episteme'nin ne olduğuna ilişkin her girişimin ilk basamağı, onu inançtan ayırt etmektir; episteme doğruluğa işaret ederken inanç yanlış da olabilir.[3] Platon, episteme ve doxa’yı kesin olarak birbirinden ayırmıştır, aynı zamanda her ikisinin de nesnesinin farklı olduğunu dile getirmiştir. Doxa'nın nesnesi görünen dünyadır, yani algıladığımız tekillerin var olduğu dünyadır. Görünen dünya, değişime tabidir ve duyular yoluyla algılandığı ve duyuların da insanı yanıltma ihtimali olduğu için doxa’nın nesnesi hâline gelmektedir. Bu kısımda Platon'un “Mağara Alegorisi”ni örnek göstermek, konunun iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır.
Devlet adlı kitabının “Yedinci Bölümü"nde Platon, sadece bir yerden girişi olan bir mağara ve çocukluğundan beri ellerinden, ayaklarından ve boyunlarından zincire vurularak mağaraya duvara yüzleri dönük bir şekilde bağlanmış insanlar hayal etmemizi söyler; aynı zamanda bu mağaranın yüksek bir yerine ateş yakıldığını ve ateşin önünde türlü kuklalar oynatarak ve konuşarak gölgelerin duvara yansıtıldığını söyler.[3] Buraya kadar olan kısma bakıldığında, bu insanlar, duvardaki nesneleri gerçek sanacaklardır çünkü gördüklerinin sadece birer gölgeden ibaret olduğunun farkında değillerdir.
Bu adamların gözünde gerçek, yapma nesnelerin gölgelerinden başka bir şey olamaz ister istemez, değil mi? - İster istemez.[3]
Alegorinin buradan sonraki kısmında, zincirden birinin kurtulduğu ve dış dünyaya baktığı söylenir, o kişi duvarda gördüklerinin aslında sadece yansımalar, gölgeler olduğunun farkına varacaktır. Buradan hareketle, hem dış dünyanın hem de duyularımızın bizi yanılttığı sonucu çıkarılabilmektedir, bu sebepten ötürü ne yansımalar ne de görünen şeyler bilginin nesnesi olamamaktadır.
Episteme'ye bakıldığında, onun nesnesi görünen dünya değil, kavranabilen dünyadır. Platon, gerçek bilginin duyular dünyasından ayrılarak kavranabilir dünyaya geçmeyi gerektirdiği görüşü üzerinde durmaktadır.[2] Tekrar alegoriye dönersek, mağaradan çıkışın bunun ilk adımı olduğunu söylemek mümkündür. Bir kez mağaradan çıkılıp episteme'nin yoluna ayak basıldıktan sonra, nihayet idealar tüm gerçekliği ve güzelliği içinde seyredilebilecektir.[2] Kişinin episteme'ye ulaşmak için, sıradan duyu algısından ayrılıp zihnin saf anlama yetisinin nesnelerine yönelmesi gerekmektedir.[2] Episteme, sürekli değişen ve yanıltıcı olan görünen dünya alanını değil; değişmeyen, kavranabilir dünya alanını kendine nesne edinir. Burada sorulması gereken soru şudur: Görünen dünya ve kavranabilir dünya nasıl birbirinden ayrılmaktadır, kendi içinde ayrımlar nasıldır ve bu ayrımlara hangi varlıklar denk düşmektedir? Bu kısımda, “Bölünmüş Çizgi Analojisi”nin ele alınması gerekir.
Bölünmüş Çizgi Analojisi
Platon’un epistemolojisi ve ontolojisi, analoji yoluyla, “Devlet” kitabının “Altıncı Bölüm”ünde verilmiştir. Analoji, görünen ve kavranan dünyayı birbirinden ayırarak işe başlamaktadır.[3] Bu iki parçayı da ikiye ayıran Platon, görünen dünyanın doxa, kavranabilir dünyanın ise episteme'nin nesnesi olduğunu söylemiştir. İlk olarak görünen dünyanın ele alınması daha uygundur, görünen dünya da kendi içinde ikiye ayrıldığından dolayı, ilk olarak Platon'un sahte dünya olarak adlandırdığı[3] yansımaların, yani gölgelerin ele alınması gerekir çünkü analojiye bakıldığında en altta o bulunmaktadır.
Platon; gölgeleri, yani yansımaları, analojide en alt bölüme yerleştirmiştir. Bunun sebebi, gerçeklikte duyumsanan nesneleri taklit etmeleridir. Örnek verecek olursak resim, heykel gibi sanatlar, bu kategori altında değerlendirilmeye açıktır; resim gerçeklikte var olan bir şeyi taklit etmektedir. Görünen dünyanın diğer parçasına, yani ikinci bölüme gerçek dünya adı verilmektedir ve bu kısımda tüm canlı varlıklar ve insanın yaptığı nesneler bulunmaktadır.[3] Bu kısımdaki var olanlar, zaman içinde değişime uğramaktadır, bu yüzden gerçeklik alanına da güvenmemek gerekir. Gölgeler, yani yanılsamalar, bu gerçeklik alanını taklit etmektedir.
Analojinin üçüncü bölümüne bakıldığında, bu kısımda matematiksel nesneleri görmek mümkündür. Platon'a göre matematik bilgisi güvenilirdir. Matematiksel önermeler gerçekten zaman dışı ve zorunlu olarak doğrudurlar ama yine de bu, onların mutlak doğru olduğu anlamına gelmemektedir.[2] Cottingham buna örnek olarak Eukleides geometrisini göstermiştir:
Eukleides teoremlerinin zorunluluğu, yalnızca Eukleides aksiyomlarından sıkı mantıksal bir biçimde türetilmelerinden kaynaklanmaktadır; aksiyomlar ise temel kabul edilir ve kanıtlanamazlar çünkü kanıt için başka bir aksiyom gereklidir ve bu da sonsuz geri gidişe yol açar.[2]
Matematiksel önermeler, aksiyomlar doğruysa doğrudur; mutlak anlamda bir doğruluktan söz edilememektedir.
En üst bölüme bakıldığında, Platon'un oraya “idea”ları yerleştirdiği görülmektedir. İdealar, diğer tüm şeylerin kendilerinden pay aldığı ideal var olanlardır. Örneğin bir gülün “kırmızıdan pay aldığını” söylemek, gülde kırmızının olduğunu söylemektir ama bu aynı zamanda gülün dışında ondan bağımsız bir kırmızının olduğunun da göstergesidir.[4] Aynı şekilde çok sayıda bireyin ortak bir adı vardır ve ortak bir ideası vardır; çok sayıda yatak olmasına rağmen, bunların tek bir ideası vardır.[1]
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Platon'un ontolojisini özetlersek en alt bölümde gölgeler bulunmaktadır. İkinci bölümde ise gerçek dünya, yani görünen, görünülen nesneler bulunmaktadır. Bu ikisi görünen dünyanın parçalarıdır. Üçüncü bölüme bakıldığında, Platon buraya matematiksel nesneleri yerleştirmiştir. Son bölümde, yani dördüncü bölümde ise her şeyin kendilerinden pay aldığı idealar bulunmaktadır. Bu dört bölüme karşılık gelen dört bilme tarzı vardır. Şimdi bunların ele alınması gerekir.
Sırasıyla aşağıdan yukarıya bakacak olursak, ilk olarak gölgeleri ele almamız gerekir. Bu bölümün bilme tarzı, tahmin anlamına gelen “eikasia”dır. Fakat Platon, bunu bilgi olarak kabul etmemektedir. Bunun sebebi ise gölgelerin taklidin taklidi olmasıdır, daha açık bir şekilde söylemek gerekirse gölgeler gerçekliğin taklididir, gerçeklik ideaların taklididir, bu sebepten ötürü gölgeler taklidin taklidi olmaktadırlar. Görünen dünyadaki nesneleri bilme tarzı, inançtır (pistis). Bu bölüme de pek güvenmemek gerekir çünkü nesneler değişmektedir; bu sebepten ötürü inanç, bilgi sayılmamaktadır. Üçüncü tür bilme tarzı matematiksel nesnelere denk düşmektedir, bu da çıkarım(dianoia) bilgisidir. Yukarıda verilen Eukleides örneğine bakıldığında, teoremlerin aksiyomlardan çıktığı net şekilde görülmektedir. Platon için bu bilgidir fakat daha sağlam bir bilgi türü vardır; o da analojide idealara denk düşen saf akıl, yani sezgi (noesis) bilgisidir. İdealar ancak bu şekilde bilinebilir, bu tür bilgiye herkes ulaşamamaktadır sadece filozoflar ulaşabilmektedir.
Sonuç olarak Platon'un görüşlerinin Orta Çağ felsefesinde önemli bir yere sahip olduğu söylenebilmektedir. Platon'un bu görüşleri daha sonrasında öğrencisi Aristoteles tarafından eleştirilmiştir. Orta Çağ felsefesinin büyük tartışması "tümeller tartışması"nın da bu iki filozof etrafında şekillendiği söylenebilir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 10
- 6
- 3
- 3
- 2
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ B. Russell. (2018). Batı Felsefesi Tarihi 1. Cilt. ISBN: 9786051713014. Yayınevi: ALFA Yayınları.
- ^ a b c d e J. Cottingham. (2003). Akılcılık. ISBN: 9789759956578. Yayınevi: Doruk Yayıncılık.
- ^ a b c d e f Platon. (2010). Devlet. ISBN: 9754587173. Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
- ^ R. G. Collingwood. (1999). Doğa Tasarımı. ISBN: 605314424X. Yayınevi: İmge Kitabevi.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 21:34:50 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9043
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.