Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Platon'un Epistemolojisi ve Ontolojisi: Gerçeğin Doğası Nedir?

Platon'un Epistemolojisi ve Ontolojisi: Gerçeğin Doğası Nedir? Felsefe.gen.tr
6 dakika
11,109
Tüm Reklamları Kapat

Sokrates’in öğrencisi, Aristoteles’in de hocası olan Platon; aristokrat bir ailenin oğlu olarak Atina'da dünyaya gelmiştir. Asıl adı “Aristokles” olmasına rağmen, kendisine geniş anlamındaki “Platon” lakabı verilmiştir. Arkasında yazılı bir eser bırakmayan Sokrates’e dair birçok bilgi, Platon sayesinde günümüze ulaşmıştır. Metinlerini diyaloglar halinde yazan Platon, genellikle dört dönem altında incelenmektedir: Gençlik Dönemi, Geçiş Dönemi, Olgunluk Dönemi ve Yaşlılık Dönemi.

Bu metinde, ilk olarak episteme-doxa ayrımı ele alınacak, daha sonra bölünmüş çizgi analojisi üzerinden idealar teorisinin ontolojik ve epistemolojik yönüne bakılacaktır.

Episteme-Doxa Ayrımı

Episteme'nin ne olduğuna ilişkin her girişimin ilk basamağı, onu inançtan ayırt etmektir; episteme doğruluğa işaret ederken inanç yanlış da olabilir.[3] Platon, episteme ve doxa’yı kesin olarak birbirinden ayırmıştır, aynı zamanda her ikisinin de nesnesinin farklı olduğunu dile getirmiştir. Doxa'nın nesnesi görünen dünyadır, yani algıladığımız tekillerin var olduğu dünyadır. Görünen dünya, değişime tabidir ve duyular yoluyla algılandığı ve duyuların da insanı yanıltma ihtimali olduğu için doxa’nın nesnesi hâline gelmektedir. Bu kısımda Platon'un “Mağara Alegorisi”ni örnek göstermek, konunun iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır.

Tüm Reklamları Kapat

Devlet adlı kitabının “Yedinci Bölümü"nde Platon, sadece bir yerden girişi olan bir mağara ve çocukluğundan beri ellerinden, ayaklarından ve boyunlarından zincire vurularak mağaraya duvara yüzleri dönük bir şekilde bağlanmış insanlar hayal etmemizi söyler; aynı zamanda bu mağaranın yüksek bir yerine ateş yakıldığını ve ateşin önünde türlü kuklalar oynatarak ve konuşarak gölgelerin duvara yansıtıldığını söyler.[3] Buraya kadar olan kısma bakıldığında, bu insanlar, duvardaki nesneleri gerçek sanacaklardır çünkü gördüklerinin sadece birer gölgeden ibaret olduğunun farkında değillerdir.

Bu adamların gözünde gerçek, yapma nesnelerin gölgelerinden başka bir şey olamaz ister istemez, değil mi? - İster istemez.[3]

Alegorinin buradan sonraki kısmında, zincirden birinin kurtulduğu ve dış dünyaya baktığı söylenir, o kişi duvarda gördüklerinin aslında sadece yansımalar, gölgeler olduğunun farkına varacaktır. Buradan hareketle, hem dış dünyanın hem de duyularımızın bizi yanılttığı sonucu çıkarılabilmektedir, bu sebepten ötürü ne yansımalar ne de görünen şeyler bilginin nesnesi olamamaktadır.

Episteme'ye bakıldığında, onun nesnesi görünen dünya değil, kavranabilen dünyadır. Platon, gerçek bilginin duyular dünyasından ayrılarak kavranabilir dünyaya geçmeyi gerektirdiği görüşü üzerinde durmaktadır.[2] Tekrar alegoriye dönersek, mağaradan çıkışın bunun ilk adımı olduğunu söylemek mümkündür. Bir kez mağaradan çıkılıp episteme'nin yoluna ayak basıldıktan sonra, nihayet idealar tüm gerçekliği ve güzelliği içinde seyredilebilecektir.[2] Kişinin episteme'ye ulaşmak için, sıradan duyu algısından ayrılıp zihnin saf anlama yetisinin nesnelerine yönelmesi gerekmektedir.[2] Episteme, sürekli değişen ve yanıltıcı olan görünen dünya alanını değil; değişmeyen, kavranabilir dünya alanını kendine nesne edinir. Burada sorulması gereken soru şudur: Görünen dünya ve kavranabilir dünya nasıl birbirinden ayrılmaktadır, kendi içinde ayrımlar nasıldır ve bu ayrımlara hangi varlıklar denk düşmektedir? Bu kısımda, “Bölünmüş Çizgi Analojisi”nin ele alınması gerekir.

Bölünmüş Çizgi Analojisi

Platon’un epistemolojisi ve ontolojisi, analoji yoluyla, “Devlet” kitabının “Altıncı Bölüm”ünde verilmiştir. Analoji, görünen ve kavranan dünyayı birbirinden ayırarak işe başlamaktadır.[3] Bu iki parçayı da ikiye ayıran Platon, görünen dünyanın doxa, kavranabilir dünyanın ise episteme'nin nesnesi olduğunu söylemiştir. İlk olarak görünen dünyanın ele alınması daha uygundur, görünen dünya da kendi içinde ikiye ayrıldığından dolayı, ilk olarak Platon'un sahte dünya olarak adlandırdığı[3] yansımaların, yani gölgelerin ele alınması gerekir çünkü analojiye bakıldığında en altta o bulunmaktadır.

Tüm Reklamları Kapat

Platon; gölgeleri, yani yansımaları, analojide en alt bölüme yerleştirmiştir. Bunun sebebi, gerçeklikte duyumsanan nesneleri taklit etmeleridir. Örnek verecek olursak resim, heykel gibi sanatlar, bu kategori altında değerlendirilmeye açıktır; resim gerçeklikte var olan bir şeyi taklit etmektedir. Görünen dünyanın diğer parçasına, yani ikinci bölüme gerçek dünya adı verilmektedir ve bu kısımda tüm canlı varlıklar ve insanın yaptığı nesneler bulunmaktadır.[3] Bu kısımdaki var olanlar, zaman içinde değişime uğramaktadır, bu yüzden gerçeklik alanına da güvenmemek gerekir. Gölgeler, yani yanılsamalar, bu gerçeklik alanını taklit etmektedir.

Analojinin üçüncü bölümüne bakıldığında, bu kısımda matematiksel nesneleri görmek mümkündür. Platon'a göre matematik bilgisi güvenilirdir. Matematiksel önermeler gerçekten zaman dışı ve zorunlu olarak doğrudurlar ama yine de bu, onların mutlak doğru olduğu anlamına gelmemektedir.[2] Cottingham buna örnek olarak Eukleides geometrisini göstermiştir:

Eukleides teoremlerinin zorunluluğu, yalnızca Eukleides aksiyomlarından sıkı mantıksal bir biçimde türetilmelerinden kaynaklanmaktadır; aksiyomlar ise temel kabul edilir ve kanıtlanamazlar çünkü kanıt için başka bir aksiyom gereklidir ve bu da sonsuz geri gidişe yol açar.[2]

Matematiksel önermeler, aksiyomlar doğruysa doğrudur; mutlak anlamda bir doğruluktan söz edilememektedir.

En üst bölüme bakıldığında, Platon'un oraya “idea”ları yerleştirdiği görülmektedir. İdealar, diğer tüm şeylerin kendilerinden pay aldığı ideal var olanlardır. Örneğin bir gülün “kırmızıdan pay aldığını” söylemek, gülde kırmızının olduğunu söylemektir ama bu aynı zamanda gülün dışında ondan bağımsız bir kırmızının olduğunun da göstergesidir.[4] Aynı şekilde çok sayıda bireyin ortak bir adı vardır ve ortak bir ideası vardır; çok sayıda yatak olmasına rağmen, bunların tek bir ideası vardır.[1]

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Platon'un ontolojisini özetlersek en alt bölümde gölgeler bulunmaktadır. İkinci bölümde ise gerçek dünya, yani görünen, görünülen nesneler bulunmaktadır. Bu ikisi görünen dünyanın parçalarıdır. Üçüncü bölüme bakıldığında, Platon buraya matematiksel nesneleri yerleştirmiştir. Son bölümde, yani dördüncü bölümde ise her şeyin kendilerinden pay aldığı idealar bulunmaktadır. Bu dört bölüme karşılık gelen dört bilme tarzı vardır. Şimdi bunların ele alınması gerekir.

Sırasıyla aşağıdan yukarıya bakacak olursak, ilk olarak gölgeleri ele almamız gerekir. Bu bölümün bilme tarzı, tahmin anlamına gelen “eikasia”dır. Fakat Platon, bunu bilgi olarak kabul etmemektedir. Bunun sebebi ise gölgelerin taklidin taklidi olmasıdır, daha açık bir şekilde söylemek gerekirse gölgeler gerçekliğin taklididir, gerçeklik ideaların taklididir, bu sebepten ötürü gölgeler taklidin taklidi olmaktadırlar. Görünen dünyadaki nesneleri bilme tarzı, inançtır (pistis). Bu bölüme de pek güvenmemek gerekir çünkü nesneler değişmektedir; bu sebepten ötürü inanç, bilgi sayılmamaktadır. Üçüncü tür bilme tarzı matematiksel nesnelere denk düşmektedir, bu da çıkarım(dianoia) bilgisidir. Yukarıda verilen Eukleides örneğine bakıldığında, teoremlerin aksiyomlardan çıktığı net şekilde görülmektedir. Platon için bu bilgidir fakat daha sağlam bir bilgi türü vardır; o da analojide idealara denk düşen saf akıl, yani sezgi (noesis) bilgisidir. İdealar ancak bu şekilde bilinebilir, bu tür bilgiye herkes ulaşamamaktadır sadece filozoflar ulaşabilmektedir.

Sonuç olarak Platon'un görüşlerinin Orta Çağ felsefesinde önemli bir yere sahip olduğu söylenebilmektedir. Platon'un bu görüşleri daha sonrasında öğrencisi Aristoteles tarafından eleştirilmiştir. Orta Çağ felsefesinin büyük tartışması "tümeller tartışması"nın da bu iki filozof etrafında şekillendiği söylenebilir.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
48
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 10
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 5
  • Tebrikler! 3
  • Umut Verici! 3
  • Bilim Budur! 2
  • Merak Uyandırıcı! 2
  • Güldürdü 1
  • İnanılmaz 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  • ^ B. Russell. (2018). Batı Felsefesi Tarihi 1. Cilt. ISBN: 9786051713014. Yayınevi: ALFA Yayınları.
  • ^ a b c d e J. Cottingham. (2003). Akılcılık. ISBN: 9789759956578. Yayınevi: Doruk Yayıncılık.
  • ^ a b c d e f Platon. (2010). Devlet. ISBN: 9754587173. Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.
  • ^ R. G. Collingwood. (1999). Doğa Tasarımı. ISBN: 605314424X. Yayınevi: İmge Kitabevi.
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 23/04/2024 10:28:35 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9043

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Matematik
Gazetecilik
Diyabet
Aile
2019-Ncov
Zehir
Deniz
İklim Değişikliği
Kedigiller
Mikrobiyota
Popülasyon
Ekonomi
Malzeme
Evrimsel Tarih
Hayvanlar
Mavi
Hücreler
İspat
Köpekler
İnsan Sağlığı
Adaptasyon
Amerika Birleşik Devletleri
Yer
Kitap
Oksijen
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Kafana takılan neler var?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
K. Maral, et al. Platon'un Epistemolojisi ve Ontolojisi: Gerçeğin Doğası Nedir?. (30 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 23 Nisan 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/9043
Maral, K., Şahin, D. (2020, July 30). Platon'un Epistemolojisi ve Ontolojisi: Gerçeğin Doğası Nedir?. Evrim Ağacı. Retrieved April 23, 2024. from https://evrimagaci.org/s/9043
K. Maral, et al. “Platon'un Epistemolojisi ve Ontolojisi: Gerçeğin Doğası Nedir?.” Edited by Damla Şahin. Evrim Ağacı, 30 Jul. 2020, https://evrimagaci.org/s/9043.
Maral, Kürşat. Şahin, Damla. “Platon'un Epistemolojisi ve Ontolojisi: Gerçeğin Doğası Nedir?.” Edited by Damla Şahin. Evrim Ağacı, July 30, 2020. https://evrimagaci.org/s/9043.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close