Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Mars Yüzeyinde Fotosentezin Mümkün Olduğu Gösterildi!

Mars Yüzeyinde Fotosentezin Mümkün Olduğu Gösterildi!
9 dakika
1,725
Evrim Ağacı Akademi: Fotosentez Yazı Dizisi

Bu yazı, Fotosentez yazı dizisinin 9. yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Fotosentez Nedir? Fotosentezin Evrimiyle Başlayan Büyük Oksitlenme Olayı, Atmosferde Oksijen Devrimini Nasıl Yarattı?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
Tüm Reklamları Kapat
Mars yüzeyindeki mikro-oyuklarda özellikle fotosentezin mümkün olduğunu ilk kez göstermiş olduk.

Almanya - Berlin’deki Alman Uzay Merkezi’ne bağlı Gezegen Araştırma Enstitüsü’nde çalışan bilim insanı Jean-Pierre de Vera böyle diyor. Antarktika likeni, Dünya’da simüle edilen Mars koşullarında hayatta kalmanın ötesine geçip koşullara uyum sağlayabileceğini göstermiştir.

34 günlük deney sırasında -51 santigrat kadar düşük sıcaklıklarda hayatta kalma ve radyasyon bombardımanlarına dayanma becerisi bile kendi başına bir başarı gibi görünebilir. Fakat bir mantar ve yosun ortakyaşarlığı olan liken, bu kadar sert Mars koşullarında normal bir yaşam sürdürmeye fizyolojik olarak uyum sağlayabileceğini de kanıtladı, Mars toprağı veya kayalarındaki çatlaklar gibi “mikro-oyuklar” içinde radyasyona karşı siperde kalarak “korumalı” koşullar altında olmak şartıyla. De Vera şunları söyledi:

Tüm Reklamları Kapat

Daha önce Mars koşullarına uyum konusunda herhangi bir çalışma yapılmamıştı. Uyum sağlamanın araştırılması çok önemlidir, çünkü çevresiyle ilişki içindeki yaşamın etkileşimleri hakkında bize birçok bilgi sağlar.

Önceki Mars simülasyon deneyleri, verilen bir süre sonunda organizmaların sadece hayatta kalıp kalmadığını ölçmeye odaklanırdı. De Vera ile Alman ve ABD meslektaşlarından oluşan grubu, aksine, deney boyunca likenin aktivitelerini ölçtüler ve Journal Planetary and Space Science dergisinin Eylül 2013 sayısında ayrıntılarıyla yayınladılar. Likenin sadece uyku durumunda hayata tutunmaktan ziyade normal aktivitelerine devam edip etmediğini görmek istediler.

İki liken örnek grubu, yaklaşık düdüklü tencere büyüklüğündeki Mars simülasyon haznesinin içine yerleştirildi, hazne de yaklaşık gardırop büyüklüğündeki buzdolabının içine oturtuldu. Bu, araştırmacıların Mars koşullarıyla ilgili atmosferik kimya, basınç, sıcaklık, nem ve güneş radyasyonu gibi hemen hemen her şeyi simüle etmelerini sağladı, yalnızca Mars kütleçekimi ve galaktik radyasyonun ilave katkısı dışında her şeyi.

Tüm Reklamları Kapat

Mars haznesindeki liken örneklerinden biri Mars yüzeyinde görülebilecek şiddetli radyasyona maruz bırakıldı, ikinci örnek grubu ise “korumalı” koşullardaki yaşamı simüle etmek için yaklaşık 24 kez daha düşük radyasyon dozu aldı. Üçüncü bir liken örneği grubu haznenin dışında kontrol amacıyla tutuldu.

İki liken örnek grubu da Mars koşullarında bir ayı hayatta kalarak tamamladılar. Fakat yüzey radyasyon koşullarını simüle eden ksenon lambasından verilen ağır radyasyon dozu, korumasız örnek grubunun hayata tutunmaktan daha fazlasını yapmasını engelledi.

Sadece “korumalı” liken, güneş ışığını kendisi için kimyasal enerjiye çevirmek amacıyla fotosentezi kullanmak gibi normal aktivitelerine devam etti. Korumalı liken, başlangıçtaki “şok” sürecinden sonra, deneyin başından sonuna dek fotosentez aktivitelerini durmadan artıracak kadar iyi bir şekilde uyum sağlayarak çabucak toparladı. De Vera durumu şöyle açıkladı: “Mars yüzeyindeki mikro-oyuklarda özellikle fotosentezin mümkün olduğunu ilk kez göstermiş olduk.”

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Deney için seçilen liken, P. klorofanum, Mars simülasyonu öncesinde de hayatta kalma şampiyonu olarak kendini kanıtlamıştı. Araştırmacılar liken örneklerini Antarktika’daki Kuzey Victoria Toprakları’nda bulunan kayalık Black Ridge’in tepesindeki evinden test için topladılar; Mars’taki birçok yerden farklı olmayan donmuş, kurak arazilerden.

Son Mars simülasyon deneyi, bir ay boyunca bütün gezegeni battaniye gibi örten Mars toz fırtınalarını simüle etmeye çalışmadı. Fakat de Vera likenin toz, kar veya buzla kaplı olsa da Dünya’da binlerce yıl dinlenme hâlinde hayatta kaldığına dikkat çekiyor.

Mars’ta hayatta kalabilecek tek Dünyalı, liken değildir. De Vera tarafından yürütülen diğer çalışmalar, metanojen olarak bilinen metan üretici bakterilerin de Mars’ta varlığını sürdürebileceğini göstermiştir. De Vera konuyla ilgili olarak şunu söyledi:

Araştırmanın yapıldığı süre boyunca Dünya’daki yaşamın Mars’ta yaşamak, yani metabolik olarak aktif olmak ve fizyolojik olarak uyum sağlamak üzere hayatta kalabileceğine dair önemli göstergeler elde edilmiştir.

Deney sonuçları, bir süredir Mars’ta yaşam kanıtları aramakta olan robotik çalışmalar için müthiş çıkarımlar sunmaktadır. Öncelikle böyle çalışmaların olası Mars yaşamını yüzey radyasyonuna karşı korumalı olan toprak altındaki veya kaya içlerindeki “mikro-oyuk” ortamında aramaya odaklamasını doğrulamaktadır. İkinci olarak da Mars yaşamının, tabii eğer Dünya’daki yaşama benziyorsa, bugüne kadar gerçekten hayatta kalabileceği düşüncesine umut vermektedir.

Likenin Mars koşullarına dikkat çekici uyumu, üçüncü ve eşit derecede önemli bir ders daha göstermekte, NASA ve diğer uzay kuruluşlarının sürekli yaptığı Dünya organizmalarının Mars’a kazara gitmemesi gerektiği uyarısını haklı çıkarmaktadır. İnsanların Mars’ı kolonize etmeye ve belki de bu süreç dâhilinde gezegenin arazi yapısını değiştirmeye karar verdiği o olası gün gelinceye kadar, gezegen koruma tedbirlerine devam etmek uygun gibi görünmektedir.

Tüm Reklamları Kapat

Günümüzde Mars yüzeyi bütün bir yıl boyunca kupkuru ve donmuş olduğundan, Dünya üzerinde tam anlamıyla Mars gibi olan bir alan içinde laboratuvar simülasyonu bulmak zordur. Fakat iki bölge, Antarktika’daki Yukarı Kuru Vadiler ile Şili’deki Atacama Çölü’nün aşırı kurak iç bölgeleri neredeyse benzerdir. Bu bölgeler, Dünya üzerinde yaşamın noktalarını veya Mars’taki yaşam olasılıklarını anlamak isteyen bilim insanlarının ilk gidecekleri yerdir.

Maryland, Baltimore’daki Johns Hopkins Üniversitesi’nde biyoloji doçenti olan Jocelyne DiRuggiero iki bölgeden alınan örnekler üzerinde çalışmaktadır. Bu iki uç çöl bölgesinde yaşayan mikrobik topluluklar arasındaki benzerlikler ve farklılıklarla ilgilenmektedir. İki yerde de çok az sıvı su vardır. Atacama’nın iç bölgelerinde iki yağış arasında yıllar geçebilir, ancak burada hava sıcaktır, bu nedenle yağış olduğunda çok kısa bir süre için kayda değer miktarda sıvı su bulunabilir.

Antarktika’daki Yukarı Kuru Vadileri’nden biri olan Üniversite Vadisi’nde sıvı su farklı bir şekilde mevcuttur. Üniversite Vadisi Atacama’dan daha düzenli yağış alır, fakat burası o kadar soğuktur ki yağış hep kar şeklindedir ve hep donmuş kalır.

Antarktika’daki Kuru Vadi, Dünya’nın su tesisatının nasıl şekillendiğini inceleyen bilim insanları için ideal bir yerdir; bugünkü arazi yapısı milyonlarca yıl önce aşınarak oluşmuştur ve o zamandan beri çok az artçı erozyona uğramıştır. Araştırmacılar, Dünya üzerinde milyonlarca yıl önce neyse bugün de aynı olduğu bilinen tek bölge olduğu için, Kuru Vadileri “kadim (eski) bölge” olarak isimlendirmişlerdir.

Tüm Reklamları Kapat

Johns Hopkins Üniversitesi jeologlarından Bruce Marsh, Kuru Vadileri 1993 yılında keşfetti. Marsh, yürüyerek gezebileceğiniz bir “müze” olarak tanımladığı bu yer hakkında şunları söylüyor:

Dünya’nın su tesisatının bu şekilde açıkta olduğu tek yerdir burası. 180 milyon yıl önce oluşan magmatik aktivitelerin geride bıraktığı katılaşmış lav tabakalarının üzerinde durabilirsiniz. Büyüleyici bir yer.

DiRuggiero şunları söylüyor:

Böyle bir yeri incelerken orada nelerin bulunduğunu, bu organizmaların neler yaptığını, hangi sınıfa girdiklerini, organizmaların metabolik olarak gerçekten aktif olup olmadıklarını ya da sadece bir rüzgârla geldikleri için mi orada bulunduklarını anlamaya çalışırız.

DiRuggiero’nun kullandığı esas araç DNA dizilimidir. Bir gramın onda biri veya ikisi kadar ağırlıkta (bir çay kaşığı kadar) toprak örnekleriyle çalışarak her örneğin içinde var olan her mikrobun DNA’sını çıkarır. Sonra bu DNA’yı dizilim tespiti için bir laboratuvara gönderir.

Örneklerinde çok fazla mikrop bulunmadığından örnek hazırlama işi zor bir işlemdir. Her bir gram toprak yaklaşık yüz ile bin adet mikrop içerir, ki bu oldukça düşük bir sayıdır. Sıradan bir toprağın aynı büyüklükte örneği, genellikle on milyon ile bir milyar organizma içerir.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Sherlock Holmes - Kızıl Dosya

“Renksiz hayat çilesinin içinden kızıl bir cinayet ipliği geçer ve bizim görevimiz onu çözmektir!”

Kana bulanmış odada bir ceset bulunur ama üzerinde tek çizik bile yoktur. Sadece duvara kanla yazılmış, yarım kalmış bir isim ve sonradan ortaya çıkan bir nikâh yüzüğü… Sherlock Holmes, Londra’daki bir evden Vahşi Batı’ya uzanan bu çarpıcı öyküde, zamanla imzası haline gelecek “çıkarım bilimi”ni ilk kez sınayacak. Yeni arkadaşı Dr. Watson için ise hâlâ en büyük esrar, Sherlock Holmes’un ta kendisi.

İngiltere’nin çizgi roman dünyasındaki önemli temsilcilerinden Ian Edginton ve I.N.J. Culbard tarafından uyarlanan bu dört Arthur Conan Doyle klasiğinden ilki Kızıl Dosya Kutlukhan Kutlu çevirisiyle karşınızda.

“Culbard tam tadında fırça darbeleriyle karakterlere hayat veriyor. Edginton ise romanı uyarlamak konusunda harika iş çıkarmış.”
–Newsarama

Devamını Göster
₺135.00
Sherlock Holmes - Kızıl Dosya
  • Dış Sitelerde Paylaş

DiRuggiero’nun çalıştığı örneklerin mikrop sayısı çok az olduğundan kirlenme ciddi bir problemdir. Örneklerinin içine deri hücresi veya saç düşmemesi için dikkatli olmak zorundadır. Üstlerine doğru hapşırmak veya öksürmek onları kirletebilir. Bu nedenle DiRuggiero işini dışarıdaki havayla teması önleyen özel bir körüklü örtünün altında yapmaktadır. Böyleyken bile sorun yaşamaktadır, çünkü örneklerinden DNA’yı çıkarmak için kullandığı silika filtrelerden bazıları, üreticisinden üzerinde mikrobik hücreler varken gelebilir.

DiRuggiero daha çok Atacama’dan gelen örneklerle çalışma fırsatı bulduğu hâlde, Üniversite Vadisi örneklerinin özellikle ilginç olduğunu söylüyor. Üniversite Vadisi hem Güney Kutbu’na çok yakın hem de deniz seviyesinden 1.600 metre (1 mil) yukarıda olduğundan buradaki zemin yazın bile donmuş durumdadır. Dünya üzerinde bu durumun yaşandığı çok az yer vardır. Buradaki toprağın Atacama toprağından yaklaşık 40 derece Celcius kadar daha soğuk olduğunu söylüyor DiRuggiero. Bu, yaklaşık 70 derece Fahrenheit ediyor.

Bu sıcaklık farklılığı, yaşanabilirlik açısında önemli bir fark oluşturur. Üniversite Vadisi toprağında Atacama toprağından daha çok mikrop vardır. DiRuggiero şunları söylüyor:

Şu anda tek parametre… ölçümlerimiz sonucunda Antarktika ve Atacama’daki organizma sayısının farklılığına yol açan tek parametre, sıcaklıktır. Her iki bölgede de topraklar çok kuru, topraklardaki organik miktarı çok düşük, makul miktarda tuz içeriyor. Esas farklılık sıcaklıktır. Şimdilik bunun ne anlama geldiğini tam olarak bilmiyoruz.

Mikropların sıcak bir çöldense donma derecesinin altındaki koşullarda daha mutlu olması tuhaf gelebilir. Kaliforniya, Moffett Field’da bulunan NASA Ames Araştırma Merkezi gezegen bilim insanlarından Chris McKay, e-postasında şunları belirtti:

Bu, insan deneyimine zıt düşüyor fakat mikroplar için mantıklı. Soğukta uyurlar, bu da iyi bir hayatta kalma mekanizmasıdır. Bu sonuç, Mars’ın soğuk çöllerinde yaşam olasılığı için iyiye işarettir.

McKay, NASA’nın finanse ettiği IceBite ekibinin sorumlusudur; ekip, ileri tarihli bir Mars misyonunda kullanılabilecek karot sondajının prototip testlerini gerçekleştiriyor. DiRuggiero’nun üzerinde çalıştığı Üniversite Vadisi örneklerini IceBite ekibi çıkardı.

Bu zamana kadar DiRuggiero, IceBite ekibinin 2009’da, Üniversite Vadisi’ndeki ilk yılında topladığı örneklerle çalışmıştı. DiRuggiero, 2010’un sonunda toplanan daha kapsamlı örneklerle çalışmaya başlamayı sabırsızlıkla bekliyor, örnekler hâlâ Antarktika’dan dönüş yolunda. DiRuggiero şunları söylüyor:

Üniversite Vadisi’ndeki kuru toprak tabakasının altı, buz-betonlaşmış taban diye adlandırdığımız aslında donmuş çamurdur. Ve bu çamur binlerce, binlerce yıldır donmuş hâldedir. Bu nedenle üzerinde çalıştığımız soru, mikroorganizmaların kullanabileceği suyun bulunup bulunmadığı ve kuru topraktaki mikrobik topluluklarla hemen altında yer alan bu buz-betonlaşmış tabandakiler arasında bir fark olup olmadığıdır.

DiRuggiero şöyle devam ediyor:

IceBite ekibinin geçen yıl topladığı iklim verilerine göre kuru toprakla donmuş çamur arasındaki yüzeyde yazın biraz erime olabileceğine dair kanıtlar var. En azından belli bir zaman süresince su olabilir ve en azından yılın kısa bir diliminde mikroplar aktif olarak büyüyüp metabolizma işlevlerini yerine getirebilirler.

Burada bahsedilen “erime”, toprağın sırılsıklam sulu veya çamurlu olması anlamında değildir veya sıcaklığın donma derecesinin üstüne çıkması demek değildir. Daha çok, toprağı oluşturan kum taneciklerinin arasında veya altındaki buzun içinde ince ince sıvı su tabakaları oluşması anlamındadır. Tabii bu, mikroplar için yeter de artar bile. Küçücük olduklarından çok fazla suya ihtiyaç duymazlar. McKay bu durumu şöyle açıkladı:

“-20 ᵒC’un (-4 ᵒF) üstündeki sıcaklıklarda, kum taneciklerinin arasında veya buzun içinde donmamış su tabakası vardır. Bu tabakalar, mikrobik yaşamı en azından -15 ᵒC’a (5 ᵒF) kadar destekleyebilir. Bugün Mars’ta taban buzu sıcaklıkları bu etkinin işe yaramasına yetemeyecek kadar düşüktür.”

Fakat Mars yalpalamaktadır. Bu aralar Mars, Dünya ekseninin eğikliğiyle aynı açıda eğiktir. Bununla birlikte beş milyon yıl önce Mars yaklaşık 45ᵒ açıyla eğikti ve her Mars yılının neredeyse yarısında (Mars yılının yarısı, yaklaşık bir Dünya yılına eşittir.) kutup bölgeleri sürekli güneş ışığı alıyordu. O zamanlar NASA’nın Phoenix uzay aracının 2008’de indiği bölge gibi “kutup bölgelerindeki taban buzu daha sıcak olabilirdi. -15 ᵒC ile -20 ᵒC aralığında olabileceğini tahmin ediyoruz. Yani sıvı su tabakalarının” geçmişte “olması muhtemeldi.”

Tüm Reklamları Kapat

O zaman şöyle bir soru sorabiliriz: Eğer geçmişte Mars’ın daha sıcak ve daha nemli olduğu zamanlarda yaşam vardıysa, dayanıklı birkaç mikrop derin bir uykuya dalıp her 10 veya 20 milyon yılda bir, taban -20 ᵒC civarına ısındığında uyanarak küçük bir gelişme gayreti gösterecek şekilde hayatta kalma stratejisi geliştirdi mi?

Bu sorunun cevabı, Mars’ın kutup bölgelerine yapılacak bir sonraki görev yolculuğunda, Phoenix’in yapabildiğinden daha derine ulaşılana kadar beklemek zorunda.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
Evrim Ağacı Akademi: Fotosentez Yazı Dizisi

Bu yazı, Fotosentez yazı dizisinin 9. yazısıdır. Bu yazı dizisini okumaya, serinin 1. yazısı olan "Fotosentez Nedir? Fotosentezin Evrimiyle Başlayan Büyük Oksitlenme Olayı, Atmosferde Oksijen Devrimini Nasıl Yarattı?" başlıklı makalemizden başlamanızı öneririz.

Yazı dizisi içindeki ilerleyişinizi kaydetmek için veya kayıt olun.

EA Akademi Hakkında Bilgi Al
3
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

İçerikle İlgili Sorular
Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Umut Verici! 3
  • Bilim Budur! 1
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 1
  • Merak Uyandırıcı! 1
  • Muhteşem! 0
  • Tebrikler! 0
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Çeviri Kaynağı: DailyGalaxy | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 19/04/2024 10:33:20 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/2004

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Kanıt
Sinek
Protein
Uyku
Göz
Yaşanabilir Gezegen
Lipit
Kromozom
Dilbilim
Yanlış
Kütleçekimi
Ara Geçiş Türleri
Doğum
Travma
Tohum
Ecza
Covid-19
Güve
Tekillik
Stephen Hawking
Tahmin
Foton
Evrimsel Tarih
Ekoloji
Kimyasal Bağ
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Kafana takılan neler var?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
-. --, et al. Mars Yüzeyinde Fotosentezin Mümkün Olduğu Gösterildi!. (4 Mart 2014). Alındığı Tarih: 19 Nisan 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/2004
--, -., Ölez, Ş., Bakırcı, Ç. M. (2014, March 04). Mars Yüzeyinde Fotosentezin Mümkün Olduğu Gösterildi!. Evrim Ağacı. Retrieved April 19, 2024. from https://evrimagaci.org/s/2004
-. --, et al. “Mars Yüzeyinde Fotosentezin Mümkün Olduğu Gösterildi!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Şule Ölez, Evrim Ağacı, 04 Mar. 2014, https://evrimagaci.org/s/2004.
--, ---. Ölez, Şule. Bakırcı, Çağrı Mert. “Mars Yüzeyinde Fotosentezin Mümkün Olduğu Gösterildi!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Translated by Şule Ölez. Evrim Ağacı, March 04, 2014. https://evrimagaci.org/s/2004.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close