Iapetus: Satürn'ün İki Renkli, Gizemli Uydusu!
Satürn'ün En Büyük 3. Uydusu Olan Iapetus'un Yarısının Kömür Kadar Siyah, Diğer Yarısının Buz Kadar Parlak Olmasının Sırrı Ne?
Giovanni Cassini tarafından 1671 yılında keşfedilen Iapetus, Satürn'ün en büyük 3. uydusudur. İsmini Yunan Mitolojisinden alan Iapetus, Yunan tanrıları Uranus ve Gaia'nın oğlu ve Kronos'un (Satürn'ün) kardeşidir. Satürn'e 3,561,300 km uzaklıkta bulunan bu uydunun yarıçapı 718 km'dir. Iapetus yörüngesindeki hareketini Satürn'e hep aynı yüzü dönük olacak şekilde devam ettirir (yani "kütleçekim kilidi" halindedir) ve bu önde kalan taraf, karanlık yüzüdür. Bu dönüş 79 günde tamamlanır.
Iapetus'un yörüngesiyle ilgili ilginç bir durum, Satürn'ün en büyük üçüncü uydusu olmasına rağmen Satürn'e yakın olan bir sonraki büyük uydu olan Titan'dan çok daha uzak bir yörüngeye sahiptir. Ayrıca düzgün uydular arasında en eğik yörünge açısına sahip uydulardan birisidir. Sadece Phoebe gibi düzensiz uydularda bu düzeyde eğik bir yörünge açısı görülür. Bu durum, az sonra da göreceğimiz gibi, Iapetus'un belki de Güneş Sistemi dışından gelmiş bir Satürn uydusu olabileceğini düşündürmektedir. Ancak uyduyla ilgili tek gizem bu değildir.
Iapetus'un Gizemi: Yin & Yang
Iapetus'un gizemi, iki yarım küresinin farklı renkte olmasından kaynaklanır. Bu esrarengiz uydunun bir yarımküresi kömür kadar siyah, diğeri buz kadar parlaktır. Cassini Regio olarak isimlendirilen karanlık bölgenin sırrı hala tam çözülememekle birlikte, içerisinde demir içeren minerallerinde bulunduğu karışık bir opak, organik materyalden oluştuğu düşünülmektedir.
1980 ve 1981 yıllarında Voyager uzay aracı, bu uyduyu gözlemlemek üzere yönlendirilmiştir; ancak karanlık tarafın gözlemlenmesi ancak 2007 yılında Cassini uzay aracıyla başarılabilmiştir. Çünkü Voyager, sadece aydınlık bölgedeki buz tabakası ve oradaki kraterler hakkında bilgi sağlayabilmiştir.
Cassini sayesinde Iapetus'un parlaklığının bu değişkenliğine dair bir kaç teori ortaya konulmuştur. Bunlardan ilki, termal ayrışma teorisidir. Bu teori, Iapetus'un dönüş hızının çok yavaş olmasına ve bir tam turunu 79 günde tamamlaması nedeniyle gün içindeki sıcaklık döngüsünün çok uzun olmasına dayanır. Koyu renkli Cassini Regio bölgesi, uydunun geri kalanına göre ısıyı daha çok emer. Böylece buharlaşabilen maddeler bu bölgeden uzaklaşır ve daha soğuk olan aydınlık yarım kürede tekrar buza dönerek oranın parlaklığını arttırır. Bu teori bize karanlık bölgenin devamlılığını açıklar, peki ya Cassini Regio'nun ilk oluşumu hakkında bildiklerimiz nelerdir?
Karanlık bölgenin başlangıcına dair olan bir diğer teori, bu karanlık bölgenin ana sebebinin diğer bir Satürn uydusu olan Phoebe'den kaynaklandığını söyler. Phoebe, tıpkı Iapetus'un Cassini Regio'su gibi karanlık ve şekli düzensiz bir uydudur. Satürn'e Iapetus'tan daha uzak bir yörüngede bulunan bu küçük uydunun, dış güneş sisteminden geldiği ve Satürn'ün çekim kuvvetine yakalanarak yörüngesinde kalmaya başladığı düşünülüyor. Iapetus, Phoebe'nin bu karanlık maddelerini süpürüyor ve kendi üzerine çöktürüyor olabilir. Çünkü Cassini'nin sağladığı ölçümlere göre karanlık bölgedeki materyalin kalınlığı sadece 30 cm ile bir kaç metre arasındadır. Bununla birlikte, uydunun üzerinde bulunan devasa kraterler de üzerine düşen gök cisimlerinin kanıtıdır. Çok fazla saldırı altında kalan Iapetus'un karanlık bölgesinin oluşmasına bu gök cisimleri de katkı sağlamış olabilir.
Bu gizemli uydunun sırları burada bitmiyor. Ekvatorunda bulunan çok yüksek sıra dağların oluşturduğu "Ekvator Sırtı" 1300 kilometre boyunca uzanır. 20 kilometre genişliğinde ve 13 kilometre yüksekliğe ulaşan bu dağlarda çok fazla krater bulunmasıysa bize Iapetus'un çok erken dönemlerde oluşturduğunu gösteriyor. Hakkında bildiklerimiz çok sınırlı olan bu gizemli uydunun sırları hala çözülmeyi bekliyor!
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 12
- 6
- 5
- 3
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- NASA. Iapetus. (19 Aralık 2019). Alındığı Tarih: 30 Ekim 2020. Alındığı Yer: NASA Solar System Exploration Research | Arşiv Bağlantısı
- C. Sagan. (2016). Tanrının Kapısını Çalan Bilim. ISBN: 978-975-21-0913-1. Yayınevi: Altın Kitaplar. sf: 64-65.
- B. Buratti, et al. Iapetus. (4 Kasım 2020). Alındığı Tarih: 4 Kasım 2020. Alındığı Yer: Britannica | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 18:42:22 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9494
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.