Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Bilinç
Abd
Akademik
Fotoğraf
Canlılık Ve Cansızlık Arasındaki Farklar
Avcı
Kahve
Test
Küresel Salgın
Yılan
Bir
Evrimsel Antropoloji
Retrovirüs
Sağlık Bakanlığı
Arı
Deniz
Göz
Beslenme Biçimi
Kök Hücre
Karanlık Madde
Malzeme
Büyük Patlama
Kuantum Fiziği
Coronavirus
Eşeyli Üreme
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
İnceleme
Hüseyin Güngör
İnceleyen5 5 Kasım
Gerekli bir yapım mıydı? Evet. Olmasa da olur mu? Olur... Wanda Vision'da tanıttıkları ve sevilen karakter Agatha'nın üstüne de eğilmeliyiz dediler ve doğru yaptılar. Marvel elindeki her karakteri kullanmaya çalışıyor, yani ne kadar çok yapım o kadar iyi gibi kendisine yakışır bir ticari kafayla hareket ediyor bence. Jac Shaeffer da Black Widow filminde Black Widows filmi çektiği gibi Agatha dizisinde de yine başka bir karakterin dizisini çekmiş. Sloganı iddialı ama fazla kaliteli bulmadım. Wanda Vision bile ite kaka işlenmişti. Dizinin vurucu tek bir elementi vardı bence ki onu bile muazzam kullanmışlar diyemem. Sağlam bir cadı dizisi de diyemem. Farklı bir ton olması güzel sadece. Bu arada Wanda Vision'ı tekrar ediyor da çok rahatlıkla diyebilirim. Özetle olmasa da olur ama meraklısı izleyebilir.
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Eser
Ece Müker
Ece Müker
465K UP
Eseri Ekleyen 3 gün önce Film
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Erdal Kozan
Erdal Kozan
143K UP
Yazar 7 Şubat 2021 12 dk.

Bir grup insanı, hiç bilmedikleri bir kültürün orta yerine götürüp bıraksak nasıl davranırlardı? Bu soru karşısında heyecan duymayacak bir psikolog bulamazsınız. Ancak psikologlar tarafından cevabı merak edilen pek çok sorunun deneysel olarak araştırılması mümkün değildir. Bunun sebebi, son birkaç on yılda kurulmuş olan ve deneylerde yer alacak katılımcıları olası zararlara karşı koruma amacındaki etik kurulların, insan haklarını ihlal etme potansiyeli olan çalışmalara izin vermemesidir.

Ancak bilimde olanın aksine, sanattaki yöntemleri daha özgürdür. Bir grup insanın hiç alışık olmadıkları bir kültürün orta yerinde nasıl davranacaklarını hayal eden kitaplar yazabilir, filmler çekebilir hatta bu durumu tasvir eden tablolar, heykeller yapabilirsiniz. O halde bu sorunun cevabını tartışabilmek için en uygun zemin sanatın özgür suları olacak. Tunç Okan’ın senaristliğini ve yönetmenliğini yaptığı 1975 yapımı Otobüs filmi, yazının başında bahsettiğimiz soruya kendi perspektifinden oldukça çarpıcı bir yanıt veriyor. Bu yazının eksenini de psikolojinin kültür alanındaki çalışmaları ile Otobüs filminin anlatısı arasında ilişki kurma gayreti oluşturuyor.

81
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mücahid Köse
Çeviren 5 gün önce 4 dk.

Yapay zekânın hızlı evrimi, bir zamanlar bilimkurgu ile sınırlı gözüken büyük ve önemli etik soruları da gün yüzüne çıkarmaktadır: Yapay zekânın bilinç kazanması mümkün olabilir mi? Bir gün yapay zekâ sistemleri insanlar gibi "düşünebilir" hale gelirse, bu sistemler insanlar gibi içsel deneyimlere sahip olabilir mi? Acı çekebilirler mi ve eğer öyleyse, insanlık bu sistemlerin haklarını gözetecek mi?..

Bir grup filozof ve bilgisayar bilimcisi, "yapay zekâ özlüğü" konusunun ciddiye alınması gerektiğini öne sürmektedir. 4 Kasım 2024'te ön baskı olarak yayımlanmış bir makalede yapay zekâ şirketlerinin geliştirdikleri sistemlerin yalnızca bilinç ve özerk olarak karar verme kapasitelerini değerlendirmekle yetinmemeleri, aynı zamanda bilinç geliştiren bir sisteme karşı nasıl davranılması gerektiğine dair protokoller de belirlemeleri önerilmektedir.[1]

13
3
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Mehmet Samet Acar
Uyarlayan 21 Ağustos 2021 7 dk.

Karanlık ve fırtınalı bir gecede ortaya çıkan Frankenstein, ya da diğer adıyla Modern Prometheus, ateş başında anlatılan bir hayalet hikayesi olarak başlayan ve daha sonra ise dünyaca ünlü bir esere dönüşen, hakiki bir başyapıttır. Kitabın genç yazarı Mary Shelley, ürkütücü olduğu kadar da iddialı bir hikaye ortaya çıkarmak için kabuslarından faydalandı.

Hikaye, 1816'daki "yazsız yıl"da şekil almaya başladı. 1815'te, Sumbawa Adası'ndaki (Günümüz Endonezya'sındadır) Tambora Yanardağı'nın patlaması sonucunda havaya yüklü miktarda kül, kaya ve kükürt tozu salındı. Bu olay, sonraki yıl, dünyanın birçok bölgesinde sıcaklıkları önemli ölçüde azalttı. 1816 yılında, dünyanın her yerinde ilginç hava olayları görüldü: Kuzey Amerika'da yaz donları, İtalya'da kırmızı kar ve İrlanda'da sekiz hafta boyunca süren aralıksız yağmur...

40
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Analist 13 Mayıs 2012 5 dk.

"Del" diye bir acı ölçüsü birimi bulunmamaktadır ve verilen sayılar herhangi bir anlama sahip olmayan, uydurma değerlerdir. Doğum, gerçekten de aşırı sancılı bir süreç olsa bile, insanların deneyimleyebileceği en acı verici olay değildir ve "20 kemiğin kırılmasıyla" eş değer bir acı olduğunu gösteren herhangi bir çalışma bulunmamaktadır. Kadınların doğum sırasında acı eşikleri yükselmez; yani hangi sinyal şiddetinden sonra acıyı algılamaya başladıkları değişmez. Salgılanan hormonlarla beyinleri uyuşturularak beyne ulaşan sinyallerin iletim miktarı düşürülerek acıyı algılama biçimleri değişir; yani aynı miktarda acı deneyimlerler ancak bu miktar ile algıladıkları acı hissi azalır.

İddia, yıllar önce ilk olarak e-posta yoluyla, sonradansa sosyal medya sitelerinde aşağıdaki türden grafiklerle yayılmıştır.

60
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 27 Ocak 2013 25 dk.

Onu görürsünüz... Gözlerine baktığınızda, kokusunu duyduğunuzda, tenine dokunduğunuzda içiniz içinize sığmaz. Kalp atışlarınız hızlanır, yüzünüz pembeleşir, göğüs kafesiniz üzerinde bir yumru hissedersiniz, karnınızın burulduğunu, içerisinde "kelebeklerin uçuştuğunu" hissedersiniz. Eğer etki yeterince güçlüyse dizleriniz zayıflar ve ağırlığınızı taşıyamamaya başlar. 

Sadece bu kadar değil! Terlersiniz, göz bebekleriniz büyür. Koltuk altlarınızdan ve cinsel organından etrafa, ter kokunuz ile karışacak şekilde düşük miktarda koku hormonları (feromonlar) saçmaya başlarsınız. Bunların miktarı, etkilendiğiniz kişinin çevresinde kalmayı sürdürdüğünüz müddetçe gidere artar. Bu sırada iştahınız kapanır ve mideniz ile bağırsaklarınız daha yavaş çalışmaya başlar, ağzınız kurur. Çünkü vücut hayatta kalmaya yönelik fonksiyonlardan, üremeye (sekse) yönelik fonksiyonlara yönelir. Erkekseniz penisiniz sertleşir, dişiyseniz vajinanız ıslanır ve kabarır. Beyninizin aktivitesi artar, vücut, var olma amacını gerçekleştirmek üzere hazır hale getirilir. 

371
3
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
3 gün önce
İngiliz hekim ve bilim insanı Edward Jenner, 26 Ocak 1823'te hayatını kaybetti. Jenner, dünyanın ilk aşısı olan çiçek aşısını geliştirmiş, Cowpox’un çiçek hastalığına karşı koruyucu etkisini 1798'de yayınladığı Inquiry into the Variolae Vaccinae adlı eserinde açıklayarak “aşı” terimini literatüre kazandırmıştır.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Hevi Elif Engin
Çeviren 14 Ağustos 2018 10 dk.

Biyolojik antropologlar, insanların büyük kuyruksuz maymunlarla ortak evrimsel ilişkilerini anlamak ve genetik geçmişimizin onlarınkinden nasıl farklılaştığını incelemek için genetik verileri kullanırlar.

Kuyruksuz maymunlar ailesi, Hominidae, günümüzde hala var olan dört cinsten oluşur: Sumatra ve Borneo  orangutanlarının dahil olduğu Pongo (orangutanlar), batı ve doğu gorillerinden oluşan Gorilla (goriller), şempanze ve bonobolardan oluşan Pan (şempanze ve bonobolar) ve son olarak da insanlardan oluşan Homo (Görsel 1). Bu cinsler arasından, Afrika büyük kuyruksuz maymunları, Pan ve Gorilla yaşayan en yakın akrabalarımızdır. Biyolojik antropolojinin temel odak noktası, maymunlarla sahip olduğumuz ortak evrimsel ilişkileri göstermek, genetik geçmişimizin onlarınkinden nasıl farklılaştığını incelemek ve son olarak da ‘bizleri insan yapan’ eşsiz adaptasyonları anlamaktır. Bu soruları cevaplamak için, morfolojik, genetik, ekolojik ve davranışsal da dahil olmak üzere pek çok veri türü kullanılmıştır. 20. yüzyıl sonları, insan ve kuyruksuz maymunların ortak evrimsel geçmişine ışık tutan çok sayıda genetik çalışmaya şahit olmuştur. Bu çalışmalar, büyük kuyruksuz maymun türlerinde görülen çeşitliliğin hangi evrimsel süreç sonucunda ortaya çıktığı ve bu süreçlerin türler arasında nasıl farklılaştığı konularını da gündeme getirmiştir. Bu çalışmalar aynı zamanda, Pliyosen Çağ ve Buzul Çağı süresince bir arada yaşayan inanılmaz hominin çeşitliliğine katkıda bulunmuş olabilecek faktörlere ek olarak insanlar ve Afrika kuyruksuz maymunlarının son ortak atasındaki türleşmeyi teşvik etmede katkısı olabilecek faktörler hakkında tartışmalara da sebep olmuştur (Foley 2002).

59
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Evren Yıldız
Türü Ekleyen 2 gün önce
Büyük ve kahverengi bir kartaldır. Başı altın rengine yakındır. Alttan kanat telekleri örtü tüylerinden ve gövdesinden açık renklidir. Gencinin gövdesi siyaha yakındır, uçuşta beyaz kanat içi ve kuyruk dibiyle rahatça ayrılır. Başını ve boynunu ileri uzatır, kanadı gövdesine doğru daralır, kuyruğu diğer kartallardan uzun ve Haliaeetus kartalları gibi kamalı değil, küttür. Uçuşta görkemli ve zariftir, diğer kartallardan farklı olarak süzülürken ve dönerek yükselirken kanatlarını yukarı kaldırır. Kayalık dağlarda ve dağlık ormanlarda yaşar.
3
Oyun Teorisi alanında yapılan çalışmalar, sadece taraflar arasında rekabetin değil, uygun koşulların oluşması durumunda işbirliğinin de faydalı bir strateji...
Bionluk Logo sponsorluğunda seslendirildi.
37
Itamar Shatz
Itamar Shatz
497K UP
Yazar 10 saat önce 7 dk.

Eylem önyargısı, meydana getireceği sonuçları tam olarak düşünmeden eylemi eylemsizliğe tercih etmemize sebep olan bir bilişsel önyargı türüdür. Örneğin, hiçbir şey yapmamaları daha yararlı olsa da insanları yatırım portföylerine gereksiz değişiklikler yapmaya itebilir.

Eylem önyargısının çeşitli alanlarda çok büyük etkileri vardır, bu yüzden iyi anlaşılması çok önemlidir. Bununla birlikte, aktaracağımız makalede bu önyargı hakkında daha fazla bilgi edinip pratikte bu bilgilerle neler yapabileceğimizi öğreneceğiz.

3
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 4 Ekim 2014 14 dk.

Bilimle ve özellikle de evrimle ilgili tartışmalarda sıklıkla karşılaşırsınız: Geçmişte veya bugün, halihazırda gerçekleşmiş, olmuş, bitmiş olayların matematiksel gerçekleşme ihtimallerinden söz ederek bunların ne kadar sıra dışı olduğunu ve dolayısıyla doğal yollarla var olamayacağı iddia edilir; yaratılışçılık gibi bilim dışı akımların primi/reklamı bu şekilde yapılır. Çoğu zaman bu hesaplar zaten hatalı bir şekilde yapılmaktadır; ancak doğru yapılsa bile, bu yaklaşım tamamen hatalıdır ve size doğayla ilgili hiçbir bilgi veremez! İzah edelim:

Olasılık ve istatistik matematiğinin kötüye kullanılmasın ne kadar yaygın olduğunu, Mark Twain tarafından meşhur edilen ve muhtemelen ilk olarak İngiliz eski başbakanı Benjamin Disraeli tarafından sarfedilen şu sözlerden anlayabilmekteyiz:

127
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Yağız Ziya Tuştaş
İnceleyen 4 gün önce
sana diyorum ahmed, düşme dönüşme merak etme merak ettiğine dönüşürsün ahmed!
Film
4.0/10
(3 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mars’a insanlı bir koloni kurma planları, insanlığın geleceği için heyecan verici bir adım olsa da, bu süreçte karşılaşılacak biyolojik zorluklar, özellikle üreme ve çoğalma konusunda önemli engeller teşkil etmektedir.

Mars’a yapılacak uzun uzay yolculuğu, astronotları düşük yerçekimi ve yüksek iyonize radyasyon gibi faktörlere maruz bırakacaktır.

Düşük yerçekimi, erkeklerde endokrin sistemi olumsuz etkileyebilir ve sperm üretimini azaltabilir. Kadınlarda ise, uzayda uzun süreli kalışların adet döngüsü ve hormon seviyeleri üzerinde değişikliklere yol açabileceği gösterilmiştir.

Ayrıca, uzayda maruz kalınan yüksek iyonize radyasyon, genetik materyali hasara uğratarak üreme hücrelerinin kalitesini düşürebilir.

Bu engelleri aşmak için, uzay yolculuğu sırasında astronotların korunması, Mars’ta yaşam alanlarının uygun şekilde tasarlanması ve biyoteknolojik çözümlerin geliştirilmesi gerekmektedir. Ancak, bu zorlukların üstesinden gelmek için daha fazla araştırma ve teknoloji geliştirilmesi gerekmektedir.

💻 Yazar: Kaan Kurnaz
✍🏻 Çeviren: Eda Alparslan

ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Yaşam Ağacı Gözlemi
Burak Özgan
Burak Özgan
54K UP
Gözlemi Yapan 3 gün önce Türkiye, İstanbul
Beşiktaş yıldız parkında yaptığım gözlemden kalan karelerden
10
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Alıntı & Aforizma
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 10 Temmuz 2021
Antibiyotikleri ihtiyaç olmadığında kullanırsak, en çok ihtiyaç duyduğumuz anda kullanamayabiliriz.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
29
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Alıntı & Aforizma
Evren Cemil Çayırlı
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
Kanıtın Yokluğu, Yokluğun Kanıtı Değildir.
Kaynak: Carl Sagan'ın unutulmaz sözlerinden oluşan "İnanmak Değil Bilmek İstiyorum" isimli kitaptan alıntı. (Kitapyurdu)
14
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close