Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 4 Ağustos 2019 14 dk.

1950'nin sıcak bir yaz gününde Los Alamos Ulusal Laboratuvarında sıradan bir öğle yemeğiydi. Ancak böylesi üst düzey bir laboratuvardaki öğle yemekleri bile sıra dışı muhabbetlere sahne olabiliyor. Hele ki yemekte bir araya gelenler, dönemin en üst düzey nükleer fizikçileri olan Edward Teller, Herbert York, Emil Konopinski ve Enrico Fermi ise...

Bu isimler çoktan "insanlığın nükleer çağı" olarak bilinen dönemi inşa etmiş dehalardı. Bu isimler ve daha nicelerinin çalışmaları sonucunda hem nükleer santraller ve nükleer bombalar gibi teknolojiler mümkün oldu, hem de atom fiziğinde yepyeni devrimler yaratılabildi. Ancak bu hikayede bizi ilgilendiren, spesifik bir öğle yemeği sırasında bu arkadaşlar arasında geçen muhabbet.

149
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Utku Derin
Utku Derin
323K UP
Aktaran 6 gün önce 3 dk.

Yüzlerce yıldır Amazon, altın kaynağı olarak sömürülüyor. Günümüzde bu değerli metal hala büyük talep görse de, geriye kalan mikroskobik altın parçacıklarını bulmak çok daha zor. Madencilik faaliyetleri genellikle zanaatkar ve küçük ölçekli operasyonlar şeklinde yürütülüyor. Bu da çevrenin kirlenmesine ve insan sağlının bozulmasına sebep oluyor.

Uluslararası bir araştırma ekibi, atmosferik cıva salınımının nerede ve ne zaman gerçekleştiğini belirlemek için Peru Amazon'una özgü ağaç türlerinin halkalarını inceledi. Cornell Üniversitesi’nde biyolojik ve çevresel mühendislik alanında yardımcı doçent olan ve Frontiers in Environmental Science dergisinde yayımlanan çalışmanın başyazarı Dr. Jacqueline Gerson şunları söylüyor:[1]

9
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kalp nakışlı bu t-shirt, sade ve şık tasarımıyla her kombine uyum sağlarken %100 pamuklu yapısıyla gün boyu konfor sunar.

Tişörtü satın alarak çalışmalarımıza katkıda bulunmak için bizimle iletişime geçebilirsiniz:

🌐pazar.evrimagaci.org
Fatih Birinci
Yazar 29 Ocak 2019 11 dk.

Okullardaki tarih kitaplarının içeriğini hatırlayın; eğitim süreci içinde size öğretilen tarih sanat tarihi ya da bilim tarihi değil, ağırlıklı olarak savaş tarihidir. İnsanlık tarihi gerçekten de büyük savaşlar ve katliamlarla doludur. İnsanlığın tuttuğu kayıtların atılım yapması dolayısıyla yirminci yüzyıl içinde yer alan bu korkunç şiddet olaylarına daha detaylı olarak tanıklık etmekteyiz. Görsel ve işitsel belgeler, savaşların ve katliamların sarsıcı dehşetine ilişkin bizlere daha çok bilgi veriyor.

Örneğin Japonya’nın, Nanking Katliamı’nda 300.000’den fazla sivili öldürdüğünü biliyoruz. Sovyet askerlerinin Doğu Avrupa’da en azından binlerce, potansiyel olaraksa yüz binlerce kadına tecavüz ettiğinden haberdarız (Rzheshevsky, 2002), (Beevor, 2002). ABD tarafından Hiroshima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarının yüz binlerce insanın ölümüne, daha fazlasının ise sakat kalmasına neden olduğuna tüm dünya şahit oldu.

618
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çınar Civan
Çeviren 8 Ocak 2024
Venüs evrelerinden geçiyor. Tıpkı Ay'ımız gibi Venüs de tam dairesel bir disk, ince bir hilal veya bu ikisi arasında herhangi bir şey şeklinde görünebilir. Genellikle gün batımından sonra veya gün doğumu öncesi gökyüzündeki en parlak nesne olan Venüs o kadar küçük görünür ki, mevcut aşamasını net bir şekilde görebilmek için genellikle dürbün veya küçük bir teleskop gerektirir. Bu zaman atlamalı pozlanmış görsel, 2015 yılında altı ay boyunca Fransa'nın Charente-Maritime kentindeki Surgères kentinden alınmış ve yalnızca Venüs'ün nasıl faz değiştirdiğini değil, aynı zamanda açısal boyutunu da değiştirdiğini gösteriyor. Venüs, Güneş'in Dünya'dan uzak tarafında olduğunda açısal olarak en küçük ve tam evreye en yakın görünürken, Venüs ve Dünya Güneş'in aynı tarafında olduğunda Venüs daha büyük, ancak hilal şeklinde görünür. Bu ay, Venüs şafaktan önce şişkin ay evresinde yükseliyor.
6
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı İstanbul Topluluğu
Etkinliği Ekleyen 1 ay önce İstanbulÜcretsiz20 Nisan
Aşkın Psikolojisi
20 Nisan 2025 12:00 tarihinden 20 Nisan 2025 15:30 tarihine kadar.

Aşkın karmaşık dünyasına bilimsel ve duygusal bir yolculuk yapmaya hazır mısınız? Bu ücretsiz etkinlikte, Klinik Psikolog Eren Yalçın rehberliğinde aşkın farklı yönlerini keşfedeceğiz.

Neler Öğreneceksiniz?

  • İlk Buluşma Senaryoları: Farklı kişilik özelliklerinin ilk buluşma dinamiklerini nasıl etkilediğini deneyimleyerek öğreneceğiz.
  • Bağlanma Stilleri: Güvenli, kaygılı ve kaçınmacı bağlanma stillerinin ilişkilerdeki rolünü anlayacağız.
  • Aşkın Biyokimyası: Aşkın farklı aşamalarında salgılanan hormonların (dopamin, oksitosin, serotonin vb.) duygusal durumumuzu nasıl etkilediğini keşfedeceğiz.
  • İlişki Çatışmaları ve Çözüm Yolları: İlişkilerde sıkça karşılaşılan çatışmaları ve bu çatışmaların üstesinden gelmek için kullanabileceğimiz etkili stratejileri öğreneceğiz.
  • Mitler ve Gerçekler Oyunu: Aşkla ilgili yaygın mitleri ve bilimsel gerçekleri eğlenceli bir oyunla ayırt edeceğiz.

Etkinlik Detayları:

  • Tarih: 20 Nisan 2025 Pazar
  • Saat: 12:00 - 15:30
  • Yer: Müze Gazhane, T Atölye
  • Adres: Hasanpaşa, Kurbağalıdere Cd. No:125, 34722 Kadıköy/İstanbul

Bu etkinlikte:

  • Rol canlandırma, grup tartışmaları ve tiyatro teknikleri gibi interaktif yöntemlerle öğrenmeyi deneyimleyeceksiniz.
  • Aşk ve ilişkiler hakkında bilimsel ve duygusal bir anlayış geliştireceksiniz.
  • İletişim becerilerinizi ve empati yeteneklerinizi artıracaksınız.
  • Farklı ilişki dinamiklerini deneyimleyeceksiniz.

Aşkın gizemli dünyasını keşfetmek ve ilişkilerinizi daha iyi anlamak için bu ücretsiz etkinliğe katılın!

Devamını Göster
9
2 Yorum
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Taner Beyter
Taner Beyter
395K UP
Çeviren 2 gün önce 10 dk.

Olağan bir günün olağan bir sabahında uyandığınız ve o ana dek hem sizin hem de dünyanın çoğunun sahip olduğu tüm bilgilerin yanlış ve güvenilmez olduğunu öğrendiğinizi hayal edin.

Bu tasavvur ilk bakışta pek olası görünmese de, bazı çığır açıcı keşiflerin insanların çoğunun benimsediği temel inançları temelinden sarsması mantıksal olarak mümkündür. Benimsediğiniz veya inandığınız şeylerin temellendirilmiş veya açıklanabilir olmasını sağlamanın bir yolu var mıdır? Felsefenin bilgi ve inançla ilgilenen çalışma alanı olan epistemoloji, tam da bu mesele ile ilgilenir.

6
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Berat Mutluhan Seferoğlu
Yazar 9 Şubat 2020 49 dk.

Metafizik, günümüzde felsefedeki anlamından farklı imalara sahip olan bir terim. Günlük hayatta metafizik denince pek çok insanın aklına gelen ilk şeyin fizikötesi, doğaüstü, mistik, okültist, ‘uçuk kaçık’ şeyler olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle felsefeyle ilgilenen biri metafizik çalıştığını söylediği zaman birbirine zıt iki tür tepki geldiğini görüyoruz. Ya bu kişinin saçma sapan şeylerle uğraştığı, bir tür bilim karşıtı olduğu ve ‘uçuk’ bir takım inançlara sahip olduğu düşünülüyor; ya da metafiziğin gündelik hayattaki anlamına sıcak bakan insanlar bu kişiyi ‘kendilerinden biri olduğu’ düşünülüyor.

Ancak felsefedeki anlamıyla metafizik böyle bir şey değil. Burada metafizik teriminin gündelik kullanımının yanlış olduğunu ve felsefedeki kullanımının doğru olduğunu söylemek istemiyoruz. Sadece bu yazıda kastettiğimiz anlamıyla metafiziğin farklı bir şey olduğunu söylüyoruz. Ancak kastettiğimiz şey bir metafizikçinin doğaüstü inançlarının olamayacağı ya da bilim karşıtlığı yapamayacağı da değil. Kastettiğimiz şey, bunların felsefedeki anlamıyla metafiziğin asli unsurları olmadıkları...

209
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Furkan Kurtulmus
İnceleyen 6 gün önce
Yani izlenebilir Imdb düşük ama warner bros job o yüzden bişi diyemicem.
Puan Ver
Orjinal Adı : A Minecraft Movie
Yönetmen: Jared Hess
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
2 gün önce
AlphaGeometry2, Uluslararası Matematik Olimpiyatları'nda altın madalya seviyesini aşarak yapay zekanın matematik alanındaki hızlı yükselişini kanıtladı. Google DeepMind'in Gemini entegrasyonu ve geometrik nesneleri hareket ettirme kabiliyeti sayesinde model, son 25 yıldaki olimpiyat geometri sorularının %84'ünü çözmeyi başardı. Uzmanlar, yapay zekanın olimpiyatlarda tam puan almasının yakın olduğunu düşünürken, 2025 Avustralya'daki olimpiyatlarda duyurulacak yeni problemler sistemler için gerçek bir sınav olacak.
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tuğçe Barut
Ekleyen 10 Nisan 2020 10 dk.

Toksik şok sendromu, bakteriyel toksinlerin neden olduğu bir çok sistemli (birden fazla sistemi etkileyen) ve ciddi bir hastalıktır. Özellikle A Grubu Streptococcus pyogenes (GAS) ve Staphylococcus aureus türü bakterilerin neden olduğu, nadir bir tepkisel süreçtir. Streptokokal farenjit neredeyse hiçbir zaman toksik şok sendromuyla ilişkili değildir.

Streptokokal toksik şok sendromuna, bazen toksik şok benzeri sendrom (İng: "toxic-shock-like syndrome" veya kısaca "TSLS") denilebilir. Staphylococcus aureus bakterisi pek çok insanın cilt, burun, dirsek, vajina gibi bölgelerindeki normal florada bulunmasına rağmen yara ve benzeri açıklıklardan kan dolaşımına girip toksinler ürettiğinde ortaya çıkan bu rahatsızlık tedavi edilmediğinde organ kayıplarına ya da ölüme neden olabilir.

19
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Tüm Reklamları Kapat
Elif İnan
Elif İnan
27K UP
Çeviren 3 Mayıs 2018 10 dk.

Ötücü kuşlar, bölgelerini savunmak ve eşlerinin dikkatini çekmek için çetrefilli ötüşler kullanır. Yavru kuşlar daha küçükken bu şekilde ötmeyi nasıl öğrenir? Bu kompleks davranışı kontrol eden şey nedir?

Ardıç kuşu, ötleğen kuşu ve sakaların melodik şakımaları, baharın gelişinin ilk habercilerindendir. Kuşlar bu karmaşık ötüşleriyle eşlerini cezbeder ve bölgelerini rakip türdeşlerine karşı savunur. Bu makalede, kuşların nasıl ve niçin bu ötüşleri öğrendiğini ve ötüşlerinden bizim neler öğrenebileceğimizi irdeleyeceğim.

52
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Kayroxss 05
Kayroxss 05
50K UP
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
Sizi siz yapan,beynimizde gelişen değil,beyninizde yok edilen şeylerdir.
Kaynak: Beyin
12
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Utku Derin
Utku Derin
323K UP
Aktaran 6 gün önce 3 dk.

Küresel sıcaklıkların Mart ayında tarihi rekorlarda seyretmesi, Avrupa iklim gözlemcisinin Salı günü bildirdiği üzere, bilimsel beklentileri zorlayan olağanüstü bir sıcaklık dalgasının devam ettiğini ortaya koydu.

Copernicus İklim Değişikliği Servisi, bu Mart ayının Avrupa'da kaydedilen en sıcak Mart ayı olduğunu ve bu durumun, diğer kıtalardan daha hızlı ısınan bir kıtada yağış aşırılıklarını tetiklediğini raporladı.

16
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 18 Ocak 2019
Amaç, hiç kimsenin görmediği bir şeyi görmek değildir. Herkesin gördüğü bir şey hakkında, kimsenin henüz düşünmediği bir şeyi düşünebilmektir.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
33
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
6 gün önce
Mart ayında küresel sıcaklıklar tarihi yüksek seviyelere ulaştı ve Avrupa, kaydedilen en sıcak Mart ayını yaşadı. Avrupa’da sıcaklık 2014’teki rekoru 0.26°C aşarken, kıta genelinde bazı bölgeler en kurak, bazıları ise en yağışlı Mart ayını gördü. Küresel sıcaklıklar Temmuz 2023’ten beri rekor seviyelerde seyrediyor ve Mart, sanayi öncesi döneme göre 1.6°C daha sıcaktı. Bilim insanları bu aşırı sıcaklıkların nedenlerini araştırırken, Paris iklim anlaşmasının 1.5°C hedefinin giderek zorlaştığını belirtiyor.
10
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ebubekir Yücel
Üye 5 gün önce Henüz cevap yok.
Bu fosili deniz kabuklularının fosillerinin olduğu bir bölgede buldum.
Sizce bu fosil hangi canlıya ait? Yumurta fosili olabilir mi?
Sizce bu fosil hangi canlıya ait? Yumurta fosili olabilir mi?
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Discord
İnceleme
Nusret Kağan Bilen
İnceleyen10 6 gün önce
Hem başlığıyla hem de içeriğiyle okuyucuyu çarpıcı bir düşünsel alana davet eden bu kitap, "Francis Fukuyama’nın 'tarihin sonu' tezini" doğrudan hedef alarak, kapitalizmin nihai zafer ilanına karşı radikal bir karşı duruş sergiliyor. Žižek, tarihin sona ermediğini, "sadece 'cennetin içindeki belanın' üstünün örtüldüğünü" savunuyor – yani kapitalizm hâkimiyetini pekiştirdikçe içsel çelişkileri daha da derinleşiyor. Žižek’in buradaki temel iddiası şu: Kapitalizmin “zafer” ilanı bir son değil bir "askıya alma", bir "çürümenin estetikle kaplanmasıdır". Bu bağlamda “cennette bela” kavramı hem ironik hem de eleştirel bir bakış içerir; çünkü içinde yaşadığımız dünya, tüketim bolluğu ve teknolojik gelişmelerle süslenmiş bir “cennet” gibi görünse de bunların altında sınıfsal eşitsizlik, çevresel kriz, yabancılaşma ve etik çöküş barındırmaktadır.

Žižek’in üslubu alışıldık biçimde provokatif, örneklemelerle dolu ve çok katmanlıdır. Hollywood filmleri, popüler kültür unsurları, psikanaliz, Hegelci diyalektik ve Marksist analiz, kitapta iç içe geçiyor. Özellikle ideolojilerin nasıl yeniden üretildiği, sistemin krizlerine nasıl estetik çözümler sunulduğu ve bireyin bu sahte huzurda nasıl konumlandırıldığı detaylı biçimde işlenmiştir. Kitap boyunca "radikal eylem" ve "muhalefet düşüncesi" öne çıkar. Žižek yalnızca eleştirmekle yetinmez, aynı zamanda düşünsel bir direniş çağrısı yapar. Ancak bu çağrı yüzeysel bir aktivizme değil "kökten bir düşünce dönüşümüne ve felsefi farkındalığa" dayanır. Bu yönüyle kitap, bir siyasal bildirge olmanın ötesinde "varoluşsal bir meydan okuma" gibidir.

Kapitalist düzenin içsel çelişkilerini cesurca masaya yatıran, tarihin “son”una dair liberal masalları yıkan ve okuyucuyu düşünmeye zorlayan güçlü bir eser olarak buraya bırakıyorum. Slavoj Žižek’in düşünsel derinliğiyle yüzleşmeye hazır olan, özellikle siyaset felsefesi, ideoloji eleştirisi ve güncel krizler üzerine kafa yoran herkesi okumaya davet eder ve iyi kafa patlatmalar dilerim.
10.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
Tarihin Sonundan Kapitalizmin Sonuna
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Sara Bükülmez
Blog Yazarı 2 dk.

İnsan dünyaya gelirken onu ilk anne babası karşılar.Kimisi şanslı doğar kimisi de küçük yaşta hayata atılır.O küçük yaşında hayatla mücadele eder ;çocukluğu çalışıp para kazanmak için heba olur.Büyüdükçe isyan etmeye başlar içindeki boşluğu sevgi özlemi daha fazla içinde tutamayarak isyan eder durur ama onu susturmaya çalışırlar.Ne kadar sevgiye ihtiyacı varken onun öyle bir hakkı yokmuş gibi davranıyorlar.

Tek suçu dünyaya gelmek miydi? O isyanla farkedilmesini sevilmek istediğini haykırıyordu.Bu çığlığı susturmaya istediler.Çünkü kendileri sevgi görmemiş sevilmemiş nasıl sevebilirler ki başkasını o çığlığı duymak istemediler. Bu dünyanın en sert darbesini yemiş ve yemeye devam ediyordu.Bu dünyaya neden geldiğini anliyamiyordu İnsanların dertleri paraydı.İnsanlar robot muamelesi yapıyor gücü yetene sanki insan değildi karşılarındaki hiç de şikayetçi değillerdi bu düzenden ne kadar sinir bozucu değil mi.?Güçlü olmaya karar verdi.Bir yandan çalışmaya devam ediyordu.İçindeki sesleri susturamıyordu kendini suçlamaya hayatta öfke beslenmeye başlamıştı.İçten içe nasıl çıkacaktı ki bu durumdan yardım istemeyi denedi.Her çaldığı kapı suratına kapanıyordu.Artık kafasındaki sesleri susmuyordu bir çözüm yolu bulması gerekliydi.Ama nasıl kime gidecekti kime derdini anlatacaktı kim yardımcı olacaktı ona kim gibi sorularla kalmıştı bir başına.Niye sevmediler ki sevselerdi ne olurdu dünyanın sonu mu gelecekti sanki.Büyük bir sessizlik içini kapladı sessizlik çok şey anlatıyordu.Artık konuşmuyor gülmüyordü sadece öylesine yaşıyordu insan kendi sesine yabancı olur mu?artık sesi yabancılaşmıştı ona ne yapacaktı? nasıl yaşayacaktı kendi bile bilmiyordu artık kimse onu anlamıyordu. Anlamaya çalışmadılar bile onun da hakkı değil miydi gücü, makamı,parası olmadığı için mi bu haldeydi? Biz ne zaman insanlığımızı kaybettik diye soracak olursak biz

15
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close