Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 29 Ekim 2014 6 dk.

Bilimin hiçbir sahasının olmadığı gibi, Evrim Teorisi (ve evrimsel biyoloji) statik bir çalışma sahası değildir. Sağlam temellere dayanan teorik altyapısı 1859 yılında Darwin'in tam adı "Doğal Seçilim Yoluyla Olan Türlerin Kökeni veya Yaşam Mücadelesinde Desteklenen Irkların Korunumu" olan, kısaca "Türlerin Kökeni" olarak bilinen kitabı yayınlamasıyla inşa edildi. Ancak o yayınla sonlanmadı, hatta o kitap, devasa bir patlamanın ilk kıvılcımından ibaretti. İlk kıvılcım olması bakımından müthiş öneme sahiptir; ancak bu sahanın yarattığı asıl önemli bilimsel sonuçlar ve bilimde açılan çığırlar bakımından o kadar da önemli değildir. Çünkü bu yayın, 155 yıl geride kalmıştır ve o zamandan bu yana çok fazla şey keşfettik. Darwin'in birkaç noktadaki hatasını (özellikle popülasyonların sayısal genişlemesi ve genetik gibi konulardaki hatalarını ve bilgisizliklerini) düzelttik ve genişlettik. Bunun haricindeyse, Darwin'in açtığı kapı, evrimsel biyolojiye her zaman temel olarak kaldı ve muhtemelen hep de öyle kalacak. Evrimin günümüzdeki modern tanımını eksiksiz ve çarpıtmalardan arındırılmış olarak öğrenmek için buradaki kısa yazımızı okuyabilirsiniz.

O zamandan bu yana Evrim Teorisi'yle ilgili birçok yeni açıklama getirildi, geçerli bir teori olduğu matematiksel olarak ispatlandı, bilgisayar modelleriyle doğrulandı, elimizi değdiğimiz her türde gözledik, bütün fosiller evrimsel süreci onayladı, karşılaştırmalı anatomi, morfoloji, genetik sahalarındaki çalışmalar bir bütün olarak evrimsel süreçleri tam da teorinin öngördüğü şekilde doğruladı ve daha nicesi... Bu yolda yepyeni hipotezler ileri sürüldü, bazıları çok güçlü şekillerde doğrulanarak (veya hala yanlışlanamayarak) teorinin güçlü bir parçası haline geldiler, bazıları çürütüldü ve unutuldu. Tüm bu baş döndürücü gelişmeler, bulgular, deliller ve araştırmalar göz önüne alındığında, Darwin'in evrimle ilgili çizdiği çerçeve son derece basit ve yalın kalmaktadır. Evrimin özünü anlamak ve anlatmak bakımından bu tespitler halen çok değerlidir; fakat evrimsel biyolojiyi Darwin'den ve onun ileri sürdüğü haliyle Evrim Teorisi'nden ibaret görmemiz imkansızdır.

449
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Ece Müker
Ece Müker
559.0K UP
1 gün önce
SpaceX, Starship programında yeni bir döneme geçti. 14 Ekim 2025’te Teksas’taki Starbase üssünden yapılan son Starship V2 test uçuşu, programın hedeflerine ulaşarak V3 aşamasının başlamasını sağladı. Yaklaşık 120 metre uzunluğundaki roket, Super Heavy iticisini başarılı bir şekilde yeniden ateşleyip Meksika Körfezi’ne yumuşak inişle görevi tamamladı.

Üst kademe ise sekiz adet sahte Starlink uydu simülatörü konuşlandırdı ve gelecekteki inişler için geliştirilen “dinamik bankacılık manevrası” profilini test etti. SpaceX, bundan sonraki testlerde V3 prototipini kullanacak; bu versiyon, yörüngede kenetlenme ve yakıt transferi gibi Mars ve Ay görevleri için kritik teknolojileri deneyecek.

NASA, bu başarıyı “Ay’ın güney kutbuna iniş yolunda büyük bir adım” olarak değerlendirdi. SpaceX, Artemis 3 görevi kapsamında insanlı Starship iniş sistemini geliştirmek için NASA’dan 4 milyar dolardan fazla destek almış durumda.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 5 Şubat 2015 5 dk.

Evren'de her şeyin bir enerji değeri vardır.

İlk etapta çok havalı gibi gözüken bu önerme, Evren'imiz içerisindeki nesnelerin yapısından kaynaklı basit bir fiziksel gerçektir aslında... Var olan her madde, belli sayıda atomdan oluşur. Bu atomların her birinin ve bunlardan oluşacak her molekülün belli bir enerjisi vardır. Bu enerji sağlanmaksızın, o yapıların bir araya gelerek oluşması (kuantum mekaniği düzeyi haricinde) mümkün değildir. Bu enerji, Büyük Patlama'dan beri Evren'in her köşesini doldurur. Dolayısıyla, fiziksel olan her nesnenin belli bir enerji değeri vardır. Bu da, onların "değeri"ni belirler. 

33
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Hasan Bilge
Hasan Bilge
37.4K UP
22 saat önce
• 1960 sonbaharında Jane Goodall, David Greybeard adını verdiği bir şempanzenin uzun bir ot parçasını dikkatlice koparıp bir termit yuvasına soktuğunu, bir süre bekledikten sonra geri çekip üzerindeki termitleri yediğini gözlemledi.

• Bu basit ama sarsıcı davranış, o zamana dek yalnızca insana özgü olduğu sanılan alet kullanma yeteneğinin şempanzelerde de bulunduğunu kanıtladı. Jane Goodall'ın bulgularını aktardığı paleoantropolog Louis Leakey’in meşhur cevabıysa şuydu: "Ya alet tanımını ya insan tanımını değiştirmeli ya da şempanzeleri insan olarak kabul etmeliyiz."

• Jane Goodall’ın çığır açan gözlemleri bununla da sınırlı kalmadı. Kısa bir süre sonra, vejetaryen sanılan şempanzelerin et yediğine de tanık oldu. Bu keşifler, insanı diğer hayvanlardan ayırdığı varsayılan o kalın duvarı çatlattı ve aslında sınırın o kadar da keskin olmadığını hatırlattı.

0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yusuf Berat İlgin
Yazar 3 saat önce 6 dk.

Başıboş gezegenler (İng: "rogue planets"), galaksimizde kütle çekimiyle herhangi bir yıldıza bağlı olmadan, yıldızlararası uzayda tek başına seyahat eden dünyalardır. Bu yalnız gezegenler, yakınlarında kendilerini aydınlatacak bir yıldız ışığı olmadığı için karanlık ve soğuk bir varoluş sürdürürler.

Yeni araştırmalar, başıboş gezegenlerin evrende sanıldığından çok daha yaygın olduğunu gösteriyor. Bilim insanları, bu tür yalnız dünyaların, Samanyolu Galaksisi'nde bir yıldızın yörüngesinde dönen gezegenlerden bile daha fazla olabileceğini öne sürmektedir.

1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Berat Mutluhan Seferoğlu
Yazar 24 Ağustos 2019 1 sa.

Çağdaş felsefede ön planda olan iki felsefe geleneği olduğunu görüyoruz. Bu gelenekler analitik felsefe ve kıta felsefesi olarak adlandırılıyor. Bu yazıda iki gelenek hakkında bilgi vermek, bu gelenekleri karşılaştırmak ve analitik felsefe/kıta felsefesi ayrımına dair bazı noktaları açıklığa kavuşturmak istiyorum.

Başlamadan önce bir uyarı yapmam gerekiyor: Ben, analitik felsefe ve kıta felsefesi ekolleri arasından analitik felsefeye yakınım. Dolayısıyla söz konusu ekoller arasında yaptığım karşılaştırmanın ve yaptığım çıkarımların taraflı görünebileceğinin farkındayım. Bu ayrım, kişilerin felsefeye nasıl baktığıyla öyle yakından ilişkili ki, kamplardan herhangi birine yakınsanız, analitik felsefe ve kıta felsefesi karşılaştırmasını taraflardan birini ‘kayırmadan’ yapmanız pek mümkün değil. Bu nedenle konu hakkındaki taraflılığımla ilgili olarak okuyucuyu uyarma ihtiyacı hissediyorum.

172
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Halime Samsa
Halime Samsa
34.1K UP
Yazar 19 Ekim 2020 16 dk.

Bir önceki yazımızda, insanların kendi kendilerine zarar verme davranışlarını incelemiş, bunu önlemek için neler yapabileceğimize bakmıştık. Bu yazıda ise intihar kavramına odaklanacağız. Çünkü insanın ruhsallığı yaşam dürtüsüne yaklaştıkça kurucu, uzaklaştıkça ise yıkıcı bir hal alabilir. Hangisine daha yakın olacağımızı ise erken çocukluk döneminde kurduğumuz ilişkiler, mizacımız, genetik yatkınlarımız ve travmatik deneyimlere verdiğimiz ruhsal tepkilerin tümü belirler. Akılda tutulmalıdır ki, yaşam ve ölüm dürtüsü sadece bir ucunda durabileceğimiz, katı ve değişmez ruh halleri değildir. Hayatımız bu iki dürtü arasında salınarak geçer. Ancak, intihar (özkıyım) kişinin benliğine yönelmiş olan ölüm dürtüsünün serbest kalarak, maskelerinden arınarak bütün şiddetiyle karşımızda durduğu zorlu bir ruh halidir.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün yapmış olduğu açıklamalara göre, her yıl intihar nedeniyle 800 bin insan hayatını kaybediyor. Dünyada her 40 saniyede bir kişi hayatına son veriyor ve her 20 intihar teşebbüsünden biri ölümle sonuçlanıyor.

266
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Alperen Karaçor
Alperen Karaçor
52.1K UP
Alıntıyı Ekleyen 4 gün önce
İşte biz insanlar böyleyiz ,tam zıddı bize ibret olana kadar bulunduğumuz koşulun gerçek mahiyetini asla bilmeyiz.
Kaynak: Robinson Crusoe
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 30 Ekim 2021 14 dk.

Bilim, metodolojisi ve tarihi üzerine kafa yormuş herkesin varmak zorunda olduğu bir soru vardır: Bilimin sınırları nedir? Bilim, nerede biter, nerede başlar? "Bilim" olan ile olmayani, bilim ile "sahtebilimi" nasıl ayırt ederiz? Bilim felsefesinde buna, demarkasyon problemi veya sınır belirleme problemi adı verilir.

Eğer bilimin kesin bir reçetesi olduğunu düşünüyorsanız, net bir şekilde söyleyebiliriz ki hayır, bu şekilde evrensel bir reçete bulunmuyor. Dahası, tarihsel olarak bir şeyin bilim mi, sahtebilim mi, hatta felsefe dalı mı olduğu bolca tartışılmış olan, sıklıkla ateşli kavgalara ve hatta kimi zaman bilim dalları içerisinde ayrışmalara neden olan bir sorundur.

132
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Yiğit Kaan Murat
İnceleyen10 4 gün önce
Stephen Hawking' in gerçekten ustalıkla yazdığı ve kara delik gibi karmaşık bir konuyu gayet akıcı ve net işlediği bir kitap, hemen herkesin anlayabileceği bir dille yazılmış ve çok uzun olmaması ile olayı gayet iyi özetlemiş.
9.9/10
(59 Kişi)
Puan Ver
Kara Delikler Hakkında Son Bilgiler
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Yeni fosil verileri ve anatomi analizleri, T.rex’in tamamen sucul olmadığını ama kısmen yüzme yeteneği geliştirmiş olabileceğini düşündürüyor.

🔍 Teropod dinozorlara ait izler, yüzme hareketi izlerini gösteriyor. Utah ve İspanya’daki paleontologlar yüzme izleri bulmuş durumda.
🦴 T.rex’in hafif iskelet yapısı ve hava kesesi sistemleri onun su yüzeyine yakın şekilde hareket etmesine imkân sağlayabilir.
🏞️ Derin sularda yüzmeden ziyade, sığ sularda “dipten iterek” ya da kıyı şeridinde yürüyerek avlanmak için suyu kullanmış olabilir.

Yazar: Riley Black
Çeviren: Poyraz Savaş
Editör: Sabri Küsüroğlu

ℹ️ Bu içerik Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Berika Tuğrul
Üye 11 Haziran 2021 1 Cevap
Malumunuz şuan gündemde olan Marmara Denizi ve müsilajı. Hemen çalışmalara başlandı ve müsilaj tabakası yüzeyden toplanıyor sanırım ama (bu da apayrı bi konu galiba yüzeyden toplanması yeterli mi?) bu toplanan müsilaj sonrasında atık olarak mı muamele görüyor, nereye atılıyor, ya da bir çeşit ürünlerin üretilmesine mi gidiyor?
826 görüntülenme
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close