Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Zaman Yönetimi, Yoğun Yaşamlarımızı Sadece Daha Kötü Hale Getiriyor!

6 dakika
3,682
Zaman Yönetimi, Yoğun Yaşamlarımızı Sadece Daha Kötü Hale Getiriyor!
Tüm Reklamları Kapat
Tess... aceleyle ilerlemenin mümkün olmadığı, karanlık ve eğri olan yola çıktı; birkaç santimetrelik topraklar değerlenmeden ve tek kollu saatler, günü yeterince bölüme ayırmadan önce kurulmuş bir sokağa doğru. —Thomas Hardy

Hayatınızda zamanın olmadığını, sürekli geç kaldığınız hissi yaşamadığınızı, işleyen saatin karşı konulmaz gücüne karşı verdiğiniz savaşı bir daha kaybetmenin verdiği hayal kırıklığını yaşamadığınızı kafanızda canlandırın. Gün içinde keşke daha fazla saat olsaydı demediğinizi hayal edin. 

Zamana her zaman kafayı takmış değildik. Aslında, tarihçi E.P. Thompson'ın bir yüzyıl önce üzerini çizdiği gibi, Sanayi Devrimi'nden önce saatler geniş ölçüde konu dışıydı. İnsanlar zamana uyum sağlamak yerine işe uyum sağlıyordu. Yapacak oldukları işler vardı ve bu yüzden onları doğal zamanda, doğal bir sırayla yapıyorlardı. Bu durum, geniş ölçüde tarımsal bir toplumda etkili oldu. Ancak, Sanayi Devrimi'nin fabrikaları, yüzlerce insanın eş zamanlı şekilde aynı zamanda işe gitmesini düzenlemeye ihtiyaç duymuştu ve bu durum saatleri gerektirdi. Bu yüzden iş liderleri, ellerindeki işgücüne "saat zamanı"nı (dirençle karşılaşmış olsalar da) kabul ettirdiler ve Benjamin Franklin gibi ünlü liderler "vakit nakittir" gibi sözlerle bunun değerini pekiştirdiler.

Bu yıllardan itibaren saati 250 yıl ileriye aldığınız zaman, hepimizin zamanı saplantı haline getirdiğini görürüz. Zaman disiplinini bize kabul ettirecek idarecilere ihtiyacımız yok, bunu kendimiz yapıyoruz çünkü artık çok meşgulüz. Görünüşe göre, istek ve beklenti tsunamisinin karşısındaki tek seçenekle her gün karşı karşıya kalıyoruz: Zamanımızı düzenliyor ve bütün verimliliğimizi her bir güne sıkıştırıyoruz. Zaman yönetiminin, meşguliyetimizin çözümü olduğuna inanıyoruz: Eğer zamanımızı daha iyi düzenleyebilirsek, daha az bunalacağımızı, daha mutlu ve daha verimli olacağımızı sanıyoruz. Üç varsayımın tümünde de tamamen hatalıyız ve bu, özel yaşamımız ile iş yaşamımıza zarar veriyor. 

Tüm Reklamları Kapat

Zaman Yönetimi Bizi Sadece Daha Meşgul Yapıyor

Araştırmaların gösterdiğine göre, eğer insanların zaman farkındalığını artırırsanız (örneğin onların önüne büyük bir saat yerleştirerek), daha fazla şey yapıyorlar (tatilinizden önceki son gün ne kadar fazla iş yaptığınızı düşünün). Daha fazla şey yaparak, olaylara daha fazla hakim durumdaymışız gibi hissediyoruz. Bundan ayrı olarak, zaman yönetiminin en büyük düşlerinden birisi şudur: Eğer daha düzenli olursanız, her şeyin üstesinden gelirsiniz. Ancak, bu sadece sınırlı bir dünyada işe yarıyor. Uzun bir süredir o dünyada yaşamıyoruz. Bizim sınırsız dünyamızda, hiçbir zaman herşeyin üstesinden gelemeyeceğiz çünkü yapılacak çok fazla şey bulunuyor. Yunan mitolojisinde, Hidra'nın başlarından birisini kestiğiniz yerden iki baş daha çıkar. Hidra'da olduğu gibi, daha fazla işi bitirdiğimiz zaman tüm olan şey, bunların yerlerine yenilerinin gelmesidir, daha fazla e-posta göndeririz, daha fazla yanıt alırız. Aslında, zamanımızı daha iyi yönetmenin bir sonucu olarak daha fazla şey yaparsak, hepsini bitiremeyiz; sadece daha meşgul hale geliriz. 

Zamanımızı En Yüksek Düzeye Çıkarmak, Dikkatimizi Dağıtmak Anlamına Geliyor

Cihazlarla donanmış olarak bizler, "zamanımızı en yüksek düzeye çıkarmak" için hiçbir zaman bundan daha iyi kuşanmamıştık. Hep yanımızda olan telefonlarımız, zamanımızın tamamını üretken bir şekilde doldurmamıza, gerçek zamanlı olarak iletişim kurmamıza ve birden fazla iş üzerinde hokkabazlık yaparak, güçlü ve etkili bir şekilde, gelen isteklere bir ninja gibi vurmamıza olanak sağlıyor. Zamanımızı en üst düzeye çıkarmaya çalıştıkça, onu çok daha küçük parçalara bölüyoruz. Bu durum, Brigid Schulte'ün zaman konfetisi adını verdiği şeye yol açıyor; buna rağmen gerçek etki, zamanımız üzerine değil, dikkatimiz üzerine oluyor. Dikkatimizi bin adet küçük iş üzerine dağıttığımız zaman, kendimizi iş üzerine yoğunlaşmaktan veya düzgün bir şekilde düşünmekten alıkoyuyoruz.

Sevdiklerimiz ile yaptığımız yaşam arttırıcı sohbetler, sık sık gelen kutusuna attığımız "üretken" bakışlarla birlikte yok oluyor; düşünme becerimiz, bildirim sesinin dikkatimizi dağıtmasıyla önemli ölçüde azalıyor. Mihaly Csikszentmihalyi'nin psikolojik entropi olarak adlandırdığı kaotik bir zihinsel etkinlik durumunu sürdürüyoruz. Bu durum, kesintisiz şekilde bir işe dalmak için kendimizden geçtiğimiz, düşüncelerimizin, eylemlerimizin ve hedeflerimizin uzun süreler boyunca mükemmel bir uyum içinde olduğu en uygun psikolojik akış halinin zıttıdır. Akış, ufak zaman parçalarında değil, büyük dikkat yığınlarında gerçekleşir. Son birkaç haftanızı düşünün. Sahip olduğunuz gerçek kavrayış veya mutluluk anlarının tümü, umursamaz bir kendinden geçmeyle dikkatinizi o ana ve o işe gömdüğünüz zamanlardan gelmişti. Aslında, akışın gerçek özelliklerinden birisi, zaman duygusunu kaybetmektir. Zamanımızı en üst seviyeye çıkarırken, o anları, renklerinden yoksun bırakıyoruz.

Zamanın Farkında Olmak Bizi Daha Az Verimli Yapıyor

Bütün bunları duyduktan sonra hâlâ, verimli olabildiğiniz müddetçe daha meşgul ve daha az mutlu hissetmeye istekli olduğunuzu düşünüyor olabilirsiniz. Maalesef, zaman yönetimi bu alanda da verimimize engel oluyor. Verimlilik iki çekirdek yetenekten gelir: öncelik verme ve başarma. Önceliği doğru bir şekilde belirlediğimizde, sadece belli olan şeyleri değil, doğru şeyleri yapmayı seçeriz. Fakat güçlü bir zaman farkındalığına sahip olduğumuzda, dikkatimiz daralır ve iyi seçimler yapma becerimiz geriler. Uzaklaşıp daha büyük resme bakmak yerine, acil isteklere dayalı seçimler yaparız. Önemli ve taktiksel olanlar yerine, acil olanları önceliklendiririz. Zamanın kontrolü ele geçirmesiyle çılgına dönen bizler, gelen kutusu ve görev listesi gibi şeylerden gözlerimizi nadiren çeviririz. Örneğin Microsoft tarafından yapılan araştırma, İngiltere'deki işçilerin yüzde 77'sinin, eğer gelen kutularını temizlemişlerse daha verimli bir gün geçirdiklerini hissettiklerini öne sürmüştü. Boş bir gelen e-posta kutusuna sahip olma veya 'görevi tamamla' hedefine odaklanan blog ve kitapların sayısını görmek beni korkutuyor - sanki iki hedef de uğraşmaya değermiş gibi! Hiçbir iş veya yaşam, boş bir gelen kutusu tarafından çözülmemiştir ve bütün görevlerini tamamlamış birisi, sözcüğün en basit haliyle, hayalgücünden yoksundur!

Tüm Reklamları Kapat

Kötü seçimler yapmaya ek olarak, Michael DeDonno ve Heath Demaree tarafından yapılan araştırma, zaman baskısını hissetmenin, başarma yeteneğimizi de düşürdüğünü gösteriyor. Bulduklarına göre, zaman yoksunluğu hissiyatı (gerçek bir zaman yoksunluğundan ziyade) verimimizi azaltıyor. Ayrıca Harvard Üniversitesinden Teresa Amabile de zamana odaklanma arttığında, sorun çözme becerimizin ve yaratıcı çözümler üretme kapasitemizin azaldığını göstermişti. Saatin gölgesi altında çalışırken, daha az verimli düşünüyoruz.

Zaman Yönetimi Çağının Sonu

Şu durum gerçek ki eğer zamanımızı yönetmeye odaklanırsak, daha fazla şey yapabileceğiz. Fakat bugünün iş ortamında, Sanayi Devrimi'nde olduğu gibi fazla tekrara dayanan ve eşzaman gerektiren eylemlere ihtiyacımız yok. Daha fazla düşünmeye, daha çok yaratıcılığa ve daha fazla sorun çözmeye ihtiyacımız var. Zamana odaklanmak, tüm bunların altını kazacaktır. Sizi daha boğulmuş ve daha perişan halde de hissettirecektir. Zaman yönetimi parlak bir icattı ve 250 yıl önce toplumu dönüştürmeye yardımcı olmuştu. Fakat artık yardımcı olmuyor; aslında, çok fazla şeyin olduğu bir dünyada zararlı. Farklı bir taktik geliştirmenin zamanı geldi; bu da şu fikri kabul etmekle başlıyor: Meşguliyetlerimizin çok fazla olduğu dünyamızda, en büyük eksiklik zaman değil, dikkattir. Başka bir deyişle söylemek gerekirse, vakit artık nakit değildir. 

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
21
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 11
  • Muhteşem! 4
  • Merak Uyandırıcı! 4
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 3
  • Umut Verici! 3
  • Bilim Budur! 2
  • İnanılmaz 1
  • Güldürdü 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Çeviri Kaynağı: Quartz | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 05/12/2024 20:19:22 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/5216

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Işık
İspat Yükü
Olumsuz
Diyabet
Moleküler Biyoloji
Endokrin Sistemi
Nöron
Kurbağa
Fizyoloji
Dünya Dışı Yaşam
Uzay Aracı
Metal
Doğru
Kanser Tedavisi
Toprak
Coğrafya
Doku
Kahve
Doğum
Tehlike
Cinsellik Araştırmaları
Yatay Gen Transferi
Fobi
Odontoloji
Biyoteknoloji
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
T. Crabbe, et al. Zaman Yönetimi, Yoğun Yaşamlarımızı Sadece Daha Kötü Hale Getiriyor!. (28 Ağustos 2017). Alındığı Tarih: 5 Aralık 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/5216
Crabbe, T., Zaloğlu, O., Özdil, A. Ş. (2017, August 28). Zaman Yönetimi, Yoğun Yaşamlarımızı Sadece Daha Kötü Hale Getiriyor!. Evrim Ağacı. Retrieved December 05, 2024. from https://evrimagaci.org/s/5216
T. Crabbe, et al. “Zaman Yönetimi, Yoğun Yaşamlarımızı Sadece Daha Kötü Hale Getiriyor!.” Edited by Ayşegül Şenyiğit Özdil. Translated by Ozan Zaloğlu, Evrim Ağacı, 28 Aug. 2017, https://evrimagaci.org/s/5216.
Crabbe, Tony. Zaloğlu, Ozan. Özdil, Ayşegül Şenyiğit. “Zaman Yönetimi, Yoğun Yaşamlarımızı Sadece Daha Kötü Hale Getiriyor!.” Edited by Ayşegül Şenyiğit Özdil. Translated by Ozan Zaloğlu. Evrim Ağacı, August 28, 2017. https://evrimagaci.org/s/5216.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close