Yüzündeki Yarayı Ağrı Kesici Etkisi Olduğu Bilinen Bir Bitkiyle Tedavi Eden Orangutan Gözlendi!
Endonezya'da vahşi bir orangutan, yanağında acı veren bir yara oluştuğunda, araştırmacıları hayrete düşüren bir şey yaptı: Ağrı kesici ve iyileştirici özellikleri olduğu bilinen bitki yapraklarını çiğnedi, bitkinin özütünü açık yaraya sürdü ve ardından yaprakları yarasını örtmek için lapa olarak kullandı! Konuyla ilgili bir makalenin ilk yazarı olan biyolog Isabelle Laumer, NPR'ye yaptığı açıklamada şöyle diyor:
Bu vaka, vahşi bir hayvanda tıbbi bir bitkiyle aktif yara tedavisinin bilinen ilk vakasını temsil ediyor.
Yaklaşık 150 orangutanın koruma altındaki bir yağmur ormanında yaşadığı Sumatra'nın kuzeybatısındaki Gunung Leuser Ulusal Parkı'ndaki Suaq Balimbing araştırma alanında belgelenen orangutanın bu yeniliği karşısında "çok heyecanlandığını" da sözlerine ekliyor.
Orangutanın adı Rakus. Laumer, Rakus'un bu büyük yarayı rakip bir erkekle kavga ederken almış olabileceğini söylüyor. Birkaç gün sonra, yarasını tedavi etmek için bir bitki kullanırken görüldü. Yara, daha sonra görünüşe göre herhangi bir enfeksiyon olmadan iyileşti.
Laumer ve bir başka araştırmacı Caroline Schuppli, Almanya'daki Max Planck Hayvan Davranışları Enstitüsü ve Endonezya'daki Universitas Nasional'dan bilişsel ve evrimsel biyologlardan oluşan bir ekibe liderlik etti.
Orangutana Ne Oldu?
Rakus, 22 Haziran 2022'de yeni yarasıyla görüntülendi. Üç gün sonra, araştırmacıların Suaq'taki orangutan nüfusunun nadiren yediğini söylediği bir sarmaşığın sapını ve yapraklarını yemeye başladı. O andan itibaren davranışları giderek daha kasıtlı ve spesifik hale geldi.
Rakus, bitkiyi toplam 13 dakika boyunca yedi ve ardından 7 dakika boyunca yaprakları çiğnedi ama yutmadı, bunun yerine bitkinin akan suyunu yarasına sürdü. Sinekler yarasına konmaya başladığında Rakus, yarayı tamamen yapraklarla kapladı ve bitkiyi yemeye devam etti.
Beş gün içinde yara kapanmıştı. Biyologlar, Scientific Reports'ta yayınlanan makalelerinde, 19 Temmuz 2023'te (yani yaralanmadan yaklaşık bir ay sonra) "yaranın tamamen iyileşmiş göründüğünü ve sadece hafif bir yara izi kaldığını" yazıyorlar.
Eğer Rakus kendi hemşiresi gibi davranıyorsa, aynı zamanda iyi bir hasta olduğu da görülüyor: Yaprakları ilk kez uyguladıktan sonraki gün, orangutan bitkiyi bir kez daha bulmayı başardı ve daha fazla yaprak yedi. Ayrıca normalden çok daha fazla dinlendi ve araştırmacılar bunun vücuduna iyileşmek için daha iyi bir şans verdiğini söylüyor.
Orangutan İlaç Olarak Hangi Bitkiyi Kullandı?
Yaygın adı Akar Kuning olan Fibraurea tinctoria, bir tür sarmaşıktır; yani diğer sarmaşıklar gibi Akar Kuning de güneş ışığına ulaşmak için ağaç gölgeliklerine tırmanan bir asma türüdür. Bitki analjezik, antipiretik ve diüretik etkilere sahiptir; bölgedeki geleneksel tıpta dizanteri ve diyabetten sıtmaya kadar birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır.
Araştırmacıların yayınladığı makaleye göre, bitkinin kimyasal bileşiklerinin analizi, "antibakteriyel, anti-enflamatuar, anti-fungal, antioksidan ve yara iyileşmesiyle ilgili diğer biyolojik aktivitelere sahip olduğu bilinen furanoditerpenoidlerin ve protoberberin alkaloidlerinin varlığını" gösteriyor. Şöyle yazıyorlar:
Bitki, ayrıca jatrorrhizine (antidiyabetik, antimikrobiyal, antiprotozoal, antikanser ve hipolipidemik özellikler... ve palmatine (antikanser, antioksidasyon, anti-inflamatuar, antibakteriyel, antiviral özellikler) içerir.
Peki, bitkinin tadı neye benziyor? Laumer'e kendisinin hiç deneyip denemediğini sorduk:
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Hayır, denemedim. Suaq'taki orangutanlar tarafından da zaten nadiren yeniyor (yaklaşık 390.000 beslenme taramasının yalnızca %0,3'ünde yendiğini bulduk).
Rakus Kimdir?
Rakus, 1980'lerin sonunda doğduğuna inanılan erkek bir Sumatra orangutanıdır; yani yarasına yaprak sürerken görüldüğünde yaklaşık 32 yaşındaydı. Bölgede ilk kez 2009 yılının Mart ayında gözlemlenmiştir.
Rakus'un kendi kendini tedavi etmesi son derece nadir görülen bir durum: Araştırmacılar, toplamda "21 yıl ve 28.000 gözlem saati boyunca" yapılan gözlemlerde yaralarını tedavi etmek için yaprak kullanan bir orangutanı hiç görmediklerini söylüyor.
Rakus, yarasına bakarken görüldüğü ormanda da yaşamıyor. Schuppli bulgularla ilgili yaptığı basın açıklamasında şöyle diyor:
Orangutan erkekleri ergenlik döneminde ya da sonrasında doğdukları bölgeden uzun mesafelere dağılarak ya başka bir bölgede yeni bir yaşam alanı kuruyor ya da diğerlerinin yaşam alanları arasında hareket ediyor. Bu nedenle, bu davranışın Suaq araştırma alanı dışındaki doğum popülasyonunda daha fazla birey tarafından gösterilmesi mümkündür.
Yaralanmasından yaklaşık iki yıl sonra Rakus gelişmeye devam ediyor. Laumer NPR'ye yaptığı açıklamada şöyle diyor:
Şu anda araştırma alanındaki baskın erkeklerden biri.
"Merhem Davranışı" Nedir?
Makaleye göre Rakus'un görünüşte yenilikçi olan bu davranışı, tıbbi yara tedavisinin insanlar ve orangutanlar tarafından paylaşılan ortak bir atada ortaya çıkmış olabileceğini gösteriyor.
Fibraurea tinctoria ile bir yarayı tedavi etmenin şanslı bir kaza olarak başlamış olabileceğini söyleyen araştırmacılar, bitkinin güçlü ağrı kesici etkileri olduğunu belirtiyor ve orangutanın bir lapa uygulayarak asıl amacının yarasını sineklerden korumak olabileceğini ekliyor.
Ancak orangutanların sosyal öğrenme yoluyla yetişkinlik dönemlerinde de becerilerini geliştirmeye devam ettikleri düşünüldüğünden, bu tedavi stratejisinin "sosyal olarak bireyden bireye de yayılmış olabileceği" de belirtiliyor.
Rakus tıbbi bilgisini diğer orangutanlarla paylaşabilir mi? Bu da sosyal kültür meselesine giriyor. Geçmişte, Sumatra'daki orangutanlar yenilikçi fikirleri paylaşma becerisi göstermiş, popüler davranışlar nehir gibi doğal bir sınıra ulaşana kadar yayılmıştır.
Bulgular, primatlarda kişisel bakım ve tıbbın evrimine dair yeni kavrayışlara yol açabilir.
İnsanların günümüzdeki en yakın akrabaları olan kuyruksuz maymunların, tedavi edici ya da parazit önleyici faydaları için bazı bitkileri yedikleri belgelenmiştir. Araştırmacılar ayrıca Gabon'da şempanzelerin yaralara küçük böcekler uyguladığının görüldüğünü, ancak "bu davranışın etkinliğinin hala bilinmediğini" belirtiyorlar. Schuppli haber bülteninde şöyle anlatıyor:
İnsan yaralarının tedavisinden büyük olasılıkla ilk kez M.Ö. 2200 yılına tarihlenen ve yaraların temizlenmesi, sıvanması ve belirli yara bakım maddeleriyle sarılmasını içeren bir tıbbi el yazmasında bahsedilmiştir.
Bir yarayı tedavi etmek için harekete geçmenin insanların yanı sıra Afrika ve Asya büyük maymunlarında da görüldüğüne dikkat çeken Schuppli, şunları ekliyor:
Tıbbi veya işlevsel özelliklere sahip maddelerin tanınması ve yaralara uygulanması için altta yatan ortak bir mekanizma olması ve son ortak atamızın zaten benzer merhem davranış biçimleri göstermiş olması mümkündür.
Orangutan Yarasına Merhem Sürmeyi Nereden Biliyor?
Burada şunu anlamamız gerek: Bu hayvanlar çok büyük ihtimalle bu "şifalı bitkileri" büyük bir bilgelikle bilip de kullanmıyorlar. Daha ziyade, nasıl ki insan da dahil bir hayvan acıktığında içinde "yemek yeme" yönünde bir dürtü oluşuyor ve bunu giderecek bir çare arıyor (ki ona "yemek yeme" diyoruz), hayvanlar da birçok durumda bir davranış sergilerken bu tür çok temel, çok mekanistik, büyük oranda genetikten kaynaklı dürtüleri takip ediyorlar.
Bu, tabii ki onların tamamen “otomatik makinalar” olduğu anlamına gelmiyor; insanların diğer hayvanlarla ilgili olarak düştüğü en büyük hata bu: Bir insan acıktığında ve bunu gidermek için yemek aradığında ona “otomatik makine” diyor muyuz? Hayır! Ama acıkma ve bunu giderme döngüsü, doğduğumuz ilk andan beri sahip olduğumuz bir güdü. Her ne kadar onlara soramıyor olsak da, çok büyük ihtimalle bu hayvanlar da o spesifik şeyleri yemeye, onları yemeye dönük güdülerini takip ederek karar veriyorlar.
- Dış Sitelerde Paylaş
Bu güdüleri ortaya çıkaran şeyse, tıpkı acıkma güdüsünde olduğu gibi, nesiller boyunca süregelen hayatta kalma mücadelesi. Orangutanların yaralandığı günlerde herhangi bir sebeple o bitkiyi yemeyi seçmesine sebep olan genlere sahip olan ataları (bunu tatlı veya ekşi aşermek gibi düşünebilirsiniz), daha kolay hayatta kalıp daha çok üreyebildiler ve o güdülere sebep olan genleri torunlarına daha çok aktardılar. Tabii ki bu seçilim aşırı güçlü olmadığı için, günümüzdeki orangutanlarda (ve diğer hayvanlarda) da bu güdüyü çok yaygın olarak görmüyoruz. Nihayetinde, doğadaki bir bitkinin yapraklarını yemenin farmakolojik etkileri, insanların özenle seçtiği moleküllerle yapılan ilaçların yanında bir hiç. Ama yine de %5-10 gibi bir avantaj bile birkaç nesilde anlamlı bir fark yaratabilir.
Öte yandan bu tür davranışların illâ evrimsel bir kökeni olması da gerekmiyor: Orangutanlar gibi hayvanlar, gözümüzün önünde yepyeni bir davranışı öğreniyor da olabilirler. Evrimin aksine öğrenme, nesiller boyunca olan bir süreç değil; daha ziyade tek bir bireyde yaşanıyor ve onunla birlikte ölüp gidiyor. Ama diğer hayvanların aksine, orangutanların çok özel bir tarafı var: Tıpkı insanlar gibi primatların bir üyesi oldukları için, oldukça zeki ve sosyal olabilen hayvanlar. Dolayısıyla öğrendikleri şeyleri diğer orangutanlara öğretebilme ihtimalleri bulunuyor, bunu bazı diğer konularda maymunlarda hâlihazırda gözlemeyi başardık.
Bu "öğrenme"nin ötesine geçen "öğretme" olayı, kolektif olarak "kültür" dediğimiz şeyin de kalbinde yatıyor. Dolayısıyla orangutanlar, arada sırada bu tür davranışları öğrenip sergiliyor olabilirler; ancak inşa ettikleri popülasyonlar yeterince çok sayıda bireyden oluşmadığı ve bilgi aktarımı insanlardaki kadar sağlam olmadığı için, bu öğrenilen müthiş davranışlar sık sık unutuluyor ve kayboluyor (ve sonra yeniden keşfediliyor) olabilir. Araştırmacılar, bunlardan hangisinin doğru olduğunu araştırmaya devam ediyorlar.
Ne olursa olsun, Rakus'un yaptığı şey hayvan davranış bilimi (etoloji) açısından çok büyük sonuçlara sahip: Bu olay, yaban hayatta yaşayan hayvanların fiziksel sağlıklarını ne ölçüde anladıkları ve bunu yönetmek için ne kadar kasıtlı eylemlerde bulunabildikleri hakkında yepyeni sorular doğuruyor. Ayrıca bu keşif, hayvanlar aleminde kendi kendine ilaç verme ve sağlığın korunmasının evrimine dair daha derin içgörülerin ortaya çıkmasına da olanak sağlıyor. Yaşayan en yakın akrabalarımız arasında yer alan orangutanlarda bu davranışların gözlemlenmesi, insanlardaki benzer uygulamaların kökenlerine ışık tutabilir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 11
- 6
- 5
- 2
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- Türev İçerik Kaynağı: NPR | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 15:50:00 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/17514
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.