"Yeterince İyi", Yeterince İyidir: İşlerinizi Bitirmek İstiyorsanız, Mükemmelliyetçiliği Bir Kenara Bırakmalısınız!
"Yeterince iyi" ilkesi, bir şeye ne kadar kaynak sunarsanız sunun onu anlamlı ölçüde iyileştiremiyorsanız, o şeyi olduğu gibi bitirip yolunuza devam etmenizi önerir. Aslında bu; zaman, para ve efor gibi oldukça değerli kaynakları pek de büyük bir fark yaratamayacakları bir yere harcamak yerine, "yeterince iyiyse yeterince iyidir" fikrine kucak açmanız gerektiği anlamına gelir.
Örneğin, yazdığınız bir makaleyi gözden geçirdiğinizi düşünelim. Öyle bir nokta olacak ki, zaten yeterince iyi bir yazı olduğu için, ne kadar uğraşırsanız uğraşın yazının kalitesinde anlamlı bir değişiklik yapamayacak hale geleceksiniz. Üstelik daha değerli pek çok aktivite yapabilecekken bunu yaparak zamanınızı boş yere harcamış olacaksınız.
"Yeterince iyi" ilkesi çeşitli durumlarda kullanışlı olabilir, özellikle de konu kişisel üretkenliğinizi artırmak olduğunda. Dolayısıyla bu makaleyi dikkatle okumanızda fayda var.
"Yeterince İyi" İlkesine Örnekler
"Yeterince iyi" kavramının insanların çalışmalarına rehberlik edebileceği bazı örnekler şunlardır:
- Spora başlamak isteyen birinin, en azından başlangıçta, mükemmel bir egzersiz programı bulmaya çalışıp sporu ertelemesi yerine yeterince iyi olan bir başlangıç programı oluşturması spora başlamasına yardımcı olabilir.
- Kitap yazan birinin, çalışmasının yeterince iyi olduğu noktada başkalarından geri bildirim istemeye başlayabilmesi, eseri ortaya koymadan onu sürekli yeniden gözden geçirdiği bir durumdan kaçınmasına yardımcı olabilir.
- Yeni bir yazılım üzerinde çalışan birinin, ilk aşamalarda ilerlemenin ne zaman yeterince iyi olduğunu bulması, daha sonra önemli ölçüde değişmesi muhtemel olan bir kod için çok fazla zaman ve çaba harcayarak erken optimizasyon yapması yerine iyi bir ilerleme kaydetmesine yardımcı olabilir.
- Yeni bir ürünü test etmek isteyen birinin, ürünün mükemmel olmasa da yeterince iyi olduğundan emin olması, ürün/pazar uyumuna sahip olmayan bir ürüne fazlaca zaman ve para yatırmasını önlemeye yardımcı olabilir. (Not: Böylesi bir ürün genellikle "minimum viable product", yani riske karşı en yüksek yatırım getirisine sahip üründür.)
Ancak şunu unutmamak gerekir ki, tüm bu durumlarda "yeterince iyi" olarak tanımlanan seviyenin amaçlarınız için gerçekten yeterince iyi olduğundan emin olmalısınız. Örneğin, egzersiz planınız aslında olması gerektiği kadar iyi değilse, etkisiz oluşu yüzünden motivasyonunuzu kaybedip çalışmayı bırakabilirsiniz veya çok tehlikeli olabilir ve yaralanmanızla sonuçlanabilir.
Aynı şekilde eğer yeterince iyi bir şekilde gözden geçirmeden kitabınızı geri bildirim almak için yollarsanız insanlar kitabı bitirmek istemeyebilir ya da size yardımcı tavsiyelerde bulunamayabilirler.
Yine benzer şekilde, aslında yeterince iyi olmayan bir ürünü piyasaya sürerseniz ürün yalnızca bazı önemli özelliklerden noksan olduğu için başarısız olur ve sırf bu yüzden kaynaklarınızı kaybedebilir, iyi bir fırsatı kaçırabilirsiniz.
Genel olarak, bu örnekler "yeterince iyi" ilkesinin değerini vurgularken aynı zamanda bu ilkeyi hayata geçirirken bunu dikkatli bir şekilde yapmanız gerektiğini gösterir. Yani yeterince iyi olarak belirlediğiniz seviyenin gerçekten yeterince iyi olduğundan emin olmalısınız.
"Yeterince İyi" İlkesini Uygulamak
Yeterince iyi ilkesini uygulamak "mutlaka düşük kalitede işler yapmaya gayret etmelisiniz" anlamına gelmez. Aksine, çalışmanızın sonucuna ve neyi başarmayı umduğunuza bağlı olarak, kendinize özgü koşullarınızda "yeterince iyi"yi açıkça tanımlamanız gerektiği anlamına gelir. Bu tanım farklı senaryolarda çeşitlilik gösterecektir ve bazı durumlarda yeterince iyi standardınız oldukça yüksek olabilir.
Örneğin, akademik bir makaleyi yayına hazırlarken, prestijli bir dergide kabul edilebilmesi için sonucun genellikle yüksek kalitede olması gerekir. İlk taslağınız genellikle yeterince iyi olmayacağından, muhtemelen makaleyi gerekli düzeye getirene kadar onu birden fazla kez gözden geçirmeniz gerekecektir.
İşte "yeterince iyi" kavramı tam da burada devreye giriyor. Makaleyi gözden geçirmek kesinlikle gerekli olsa da eninde sonunda yazının üzerinden geçmenin artık kalitesinde kayda değer bir iyileşmeye yol açmadığı azalan getiriler noktasına (İng: "point of diminishing returns") ulaşacaksınız. Bu üçüncü, beşinci ve hatta onuncu taslağınızda ortaya çıkabilir; ancak sonunda bütün bu ek gözden geçirmelerin yalnızca küçük ve önemsiz değişikliklerle sonuçlandığı, makalenin kalitesinde önemli ölçüde artış sağlamadığı bir noktaya ulaşacaksınız.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bu durumda, yeterince iyi ilkesini kullanmanın kilit noktası, hangi aşamada makale üzerinde yapılacak ek çalışmalardan artık fayda sağlamayacağınızı belirlemek ve o noktaya geldiğinizde onu hedef derginize göndermektir.
Yeterince iyi olan noktaya ulaştığınızda genellikle bırakmakta zorlandığınızı biliyorsanız, önceki deneyiminize dayanarak, işe başlamadan önce zorlu bir zaman sınırı belirlemeye karar verebilirsiniz. Örneğin, yukarıda açıklandığı gibi bir araştırma makalesi yazılması durumunda alabileceğiniz bazı kararlar:
- Makaleyi yazmaya totalde ne kadar zaman ayırmak istediğinize karar vermek.
- Makaleyi teslim etmeniz gereken bir tarihe karar vermek.
- Son versiyona karar vermeden önce kaç tane taslağı gözden geçireceğinize karar vermek.
- İkinci taslak yazıldıktan sonra, bunu geri bildirim almak için bir meslektaşınıza göndereceğinize ve ardından bu geri bildirime dayalı olarak durumu yeniden değerlendireceğinize karar vermek.
En önemlisi, zaman, para, çaba veya başka bir kaynak açısından ekstra iş yapmanın her zaman bir maliyeti olduğunu unutmamalısınız. Maliyet yapılan şeye değmediğinde, çalışmayı bırakmanız ve yapmanız gereken bir sonraki şeye geçmeniz gereken noktadasınız demektir.
Genel olarak, yeterince iyi ilkesini uygulamanın anahtarı, yeterince iyi noktanızın ne olduğunu belirlemek ve oraya vardığınızda durmaktır. Sizin için yeterince iyi anlamına gelen standart gerektiği kadar düşük veya yüksek olabilir. Önemli olan bu standardı uygun bir muhakeme süreci kullanarak belirlemektir.
Not: Bu ilkeyi pratikte uygulamanıza yardımcı olabilecek bir şey, kendinize uygun zaman geldiğinde, hali hazırda “bitmiş” olan işin "mükemmel" olandan çok daha iyi olabileceğini hatırlatmaktır.
80/20 Kuralı ve "Yeterince İyi" Noktanız
80/20 kuralı, herhangi bir durumda sizin için yeterince iyinin ne anlama geldiğini belirlemeye gelince akılda tutulması gereken yararlı bir kavram olabilir. Spesifik olarak bu kural, yaptığınız işin kabaca %20'sinin sonuçların %80'inden sorumlu olacağını belirtir. Bu, belirli bir noktadan sonra bir şeye ne kadar çok emek harcarsanız, harcadığınız zaman ve emekten o kadar düşük getiri elde edeceğiniz anlamına gelir.
Yeterince iyi ilkesini uygularken bu kuralı göz önünde bulundurabilirsiniz. Böylece, maliyet/fayda oranı açısından verimliliğinizin hangi noktada yeterince düşük olduğuna ve ek çalışmanın buna değecek kadar fayda sağlamayacağına karar verebilirsiniz. Bunun tam olarak 80/20 oranında olması gerekmez. Örneğin sizin durumunuzda işin %30'u size %90 fayda sağlayacaktır ve bu nedenle yeterince iyi noktanızı bu orana koymayı seçmiş olabilirsiniz.
Bunun, yeterince iyi noktanızın ne olduğunu belirlerken yalnızca elde etmeyi umduğunuz sonuca bakmaktan biraz farklı bir yaklaşım olduğunu unutmayın; çünkü bu, aynı zamanda kullanmanız gereken kaynakları da aktif olarak hesaba katar.
Bu avantajlı olabilir; çünkü yeterince iyi noktanızın ne olduğunu belirlerken durumu yeni bir perspektiften değerlendirmenize yardımcı olabilir. Bununla birlikte bu tür düşüncelerin, yeterince iyi noktanızı kabul edilemez bir düzeye indirmesine izin vermemek önemlidir çünkü bu, oraya ulaşmak için yapmanız gereken işi vurgular.
Bu gizli tehlikeden kaçınmak için kendinize daima başarmayı umduğunuz şeyi göz önüne aldığınızda bu noktanın gerçekten yeterince iyi olup olmadığını sorun. Ve neredeyse yeterince iyi olanın sizin için yeterince iyi olana dönüşmesine izin vermediğinizden emin olun.
"Yeterince İyi" İlkesi ve Parkinson Yasası
Parkinson yasası, "Bir iş, tamamlanması için verilen zamanı dolduracak şekilde genişler." şeklindeki vecizedir. Bu, belirli bir göreve önceden ne kadar çok zaman ayırırsak daha kısa sürede tamamlanabilse bile, verilen süre kadar uzun süreceğini gösterir.
Yeterince iyi ilkesini uygulamak, bazı durumlarda bu sorundan kaçınmanıza yardımcı olabilir. Spesifik olarak, başlangıçtan itibaren yeterince iyi olan noktayı belirleyerek bir göreve gerçekten ne kadar zaman ayırmanız gerektiğine karar verebilirsiniz. Bu da en başından kendiniz için gerçekçi zaman kısıtlamaları belirlemenize yardımcı olacaktır. Ayrıca, yeterince iyi bir nokta belirleyerek ve ona ulaşır ulaşmaz durarak, başlangıçta bunu planlamamış olsanız bile, projeyi erkenden bitirdiğinizde zamandan tasarruf edebileceksiniz.
Mükemmeliyetçilikle Başa Çıkmak
Mükemmeliyetçilik Sorunu
Mükemmeliyetçilik, kusursuzluk için çabalamakla karakterize edilen bir kişilik özelliğidir.[1] Voltaire, "Mükemmel, iyinin düşmanıdır." der.
- Dış Sitelerde Paylaş
Bu özellik, insanları yüksek standartlar belirlemeye ve çok çalışmaya ittiğinde nispeten olumlu bir şekilde kendini gösterebilir.[2] Öte yandan, insanların ulaşılamaz hedefler peşinde koşmasına veya önemsiz ayrıntılara odaklanarak zaman kaybetmesine ve çoğu zaman aşırı eleştirel olmasına neden olduğunda nispeten olumsuz bir şekilde de kendini gösterebilir.[3] Mükemmeliyetçiliğin bu olumsuz biçimi hem doğası gereği sorunludur hem de stres, kaygı ve depresyon gibi çeşitli mental sağlık sorunlarıyla ilişkilidir.[4], [5]
Ek olarak, çoğu durumda mükemmeliyetçilikle ilgili genel bir sorun, harekete geçmemiz ve başarısızlık riskini göze almamız gereken durumlarda işleri ağırdan almak ya da ertelemek için kendimize bahane sunmamıza hizmet edebilmesidir. Örneğin, kötü bir şekilde kabul edileceğinden endişe ettiğimiz için çalışmamızı herkese açık hale getirmekten korkarsak, onu mükemmelleştirmeye çalışma kılıfı altında çalışmamızı süresiz olarak geliştirmeye devam edebiliriz.
Not: Pozitif mükemmeliyetçilik kavramına yönelik olarak, "Olumlu mükemmeliyetçiliği tanımlama ve kavramsallaştırma girişimleri, mükemmeliyetçilik ve vicdanlılık arasındaki ayrımı bulanıklaştırmış olabilir." gibi bazı eleştiriler vardır.[6]
Mükemmeliyetçiliği Bırakmak ve "Yeterince İyi"yi Kabul Etmek
Yeterince iyi ilkesini uygulamak söz konusu olduğunda, mükemmeliyetçilik hem bu ilkeyi uygulamak istemenizin bir nedeni hem de bunu başarılı bir şekilde yapmak için aşmanız gereken bir engel olabilir.
Esasen, mükemmeliyetçiliğe yatkınsanız, yeterince iyi ilkesini uygulamak, işinizi halka duyurmadan önce çok uzun süre bekleme eğilimi gibi bu özellikle ilişkili yaygın tuzakların çoğundan kaçınmanıza yardımcı olabilir. Ancak aynı zamanda mükemmeliyetçi olmanız bu ilkeyi uygulamanızı da zorlaştırabilir çünkü bu ilke her şeyin olabildiğince mükemmel olduğundan emin olma arzunuzla çelişir.
Mükemmeliyetçiliğinize rağmen bu ilkeyi başarıyla uygulamak söz konusu olduğunda kullanabileceğiniz çeşitli teknikler vardır, örneğin:
- Uygulamada hedeflerinizin ne olması gerektiğini net bir şekilde belirleyin ve kendinize onlara ulaşmak için çalışmanızın mükemmel olması gerekmediğini gösterin.
- İşinizi "yeterince iyi" bir noktada bitirmekle ilgili olarak kendinize neyden korktuğunuzu sorun ve ardından kaygılarınızın temelsiz olup olmadığını anlamak için düşünün.
- Zaman ve emek gibi kaynaklarınızı "yeterince iyi" noktasını geçen projelerinizle boşa harcamak yerine nasıl değerlendirebileceğinizi düşünün.
Not: Karar verme söz konusu olduğunda ilgili olan bir diğer kavram, "tatmin etme" kavramıdır. Bu kavram, koşullar göz önüne alındığında yeterince iyi kararlar almaya çalışmayı içerir. Öte yandan yine bu kavram, maliyeti ne olursa olsun her durumda mümkün olan en iyi kararı vermeyi içeren maksimize etme kavramıyla ile çelişir.
Özet ve Sonuçlar
- Yeterince iyi ilkesi, bir şeye daha fazla kaynak harcamanın onu anlamlı bir şekilde iyileştirmeyeceği bir noktayı belirlemenizi ve bu noktada olduğu şekliyle bitirip ve devam etmenizi önerir.
- Örneğin, yazdığınız bir makaleyi gözden geçirdiğinizi düşünelim. Öyle bir nokta olacak ki, zaten yeterince iyi bir yazı olduğundan ne kadar uğraşırsanız uğraşın yazının kalitesinde anlamlı bir değişiklik yapamayacak hale geleceksiniz. Üstelik daha değerli pek çok aktivite yapabilecekken bunu yaparak boşa zamanınızı harcamış olacaksınız.
- Yeterince iyi ilkesini uygulamak -mutlaka düşük kalitede işler yapmaya gayret etmelisiniz- anlamına gelmez. Aksine çalışmanızın sonucuna ve neyi başarmayı umduğunuza bağlı olarak, kendinize özgü koşullarınızda "yeterince iyi"yi açıkça tanımlamanız gerektiği anlamına gelir.
- "Yeterince iyi" bir noktaya ulaştığınızda genellikle bırakmakta zorlandığınızı biliyorsanız, çalışmaya başlamadan önce önceden zorlu son tarihler belirlemeye karar verebilirsiniz.
- Bu ilkeyi uygulamanıza yardımcı olabilecek diğer teknikler, özellikle mükemmeliyetçiyseniz, uygulamada hedeflerinizin ne olması gerektiğini net bir şekilde belirlemeyi ve işinizi "yeterince iyi" noktada bitirme konusunda neyden korktuğunuzu kendinize sormayı içerir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 35
- 19
- 11
- 9
- 9
- 6
- 5
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ J. Stoeber, et al. (2007). Perfectionism And Competitive Anxiety In Athletes: Differentiating Striving For Perfection And Negative Reactions To Imperfection. Personality and Individual Differences, sf: 959-969. doi: 10.1016/j.paid.2006.09.006. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Stoeber, et al. (2016). Positive Conceptions Of Perfectionism: Approaches, Evidence, Challenges:. Personality and Social Psychology Review, sf: 295-319. doi: 10.1207/s15327957pspr1004_2. | Arşiv Bağlantısı
- ^ B. A. Fedewa, et al. (2005). Positive And Negative Perfectionism And The Shame/Guilt Distinction: Adaptive And Maladaptive Characteristics. Personality and Individual Differences, sf: 1609-1619. doi: 10.1016/j.paid.2004.09.026. | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. A. Terry-Short, et al. (1995). Positive And Negative Perfectionism. Personality and Individual Differences, sf: 663-668. doi: 10.1016/0191-8869(94)00192-U. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. J. Bieling, et al. (2004). Is Perfectionism Good, Bad, Or Both? Examining Models Of The Perfectionism Construct. Personality and Individual Differences, sf: 1373-1385. doi: 10.1016/S0191-8869(03)00235-6. | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. L. Flett, et al. (2016). Positive Versus Negative Perfectionism In Psychopathology: A Comment On Slade And Owens's Dual Process Model. Behavior Modification, sf: 472-495. doi: 10.1177/0145445506288026. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 20:49:11 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11196
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.