Uzaydaki İlk Maymun: Ham
Fotoğrafta gördüğünüz, Temmuz 1957'de günümüzün Kamerun'unda doğan Ham isimli bu şempanze, sadece 4 yıl içinde maymunlar, yani Simiyen infratakımının en büyük başarılarından birisinde rol alacağını bilmiyordu.[1] Daha ufacıkken hayvan kaçakçıları tarafından ağlarla yakalandı ve kısa bir süre içerisinde ABD'nin Miami kentindeki Nadir Kuş Çiftliği'ne satıldı. Yaşam alanından koparılan bu kuyruksuz maymun, 1959 yılında sıra dışı bir kurum tarafından satın alındı: Birleşik Devletler Hava Kuvvetleri Komutanlığı. Aynı yılın temmuz ayında Holloman Hava Üssü'ne getirildi.
Eğer Ham'in beynine girebilseydik, muhtemelen neler olup bittiğini anlamayan, korkmuş, ailesinden koparılmış ama halen sevecenliğinden ve zekasından hiçbir şey yitirmemiş bir hayvan olduğunu deneyimlerdik.
Ham, Holloman Hava Üssü'nde kendisi gibi 39 diğer şempanze ile tanıştı. Ancak gün be gün bu maymunların sayısı azaldı. Önce 40 şempanzeden 18'i kaldı, birkaç hafta sonra ise sadece 6 tanesi... Şempanzelerin hepsi çok zeki ve başarılıydı; ancak içlerinden sadece en neşeli ve uyumlu olanlar seçiliyordu. Sona kalan 6 şempanzeden bir tanesi de kıvrak zekası, kolay öğrenebilmesi ve son derece uyumlu doğası nedeniyle Ham oldu. Başlangıçta adı Ham değildi, 65 numara olarak isimlendirilmişti. Bakıcıları ise ona "Chop Chop Chang" diye sesleniyordu. Resmi olarak isimlendirilmeme nedeni, ola ki görev sırasında başına bir şey gelirse, isimlendirilmiş bir şempanzenin öldüğünü basına ilan etmenin halk tabanında daha yoğun duygusal tepkiye neden olabilecek olmasıydı.
Halen neyin olup bittiğini anlamayan ama kendisine sürekli çeşitli komutlar öğretilen, değişik tuşlara basması ve bu hareketleri tekrarlaması istenen Ham, sadece birkaç ay içinde Dünya'nın en meşhur şempanzesi olacağından bihaberdi. O sıralarda kendisini bir sinirbilimci olan Joseph Brady ve ekibi eğitiyordu. Özellikle ışık ve seslere bağlı olarak belli kolları çekmesi ve tuşlara basması vermesi isteniyordu. Örneğin mavi bir ışığın yanıp sönmesi halinde, 5 saniye içinde bir kolu çekerse muz parçalarıyla ödüllendiriliyordu. Bunu başaramazsa, ayaklarına elektrik şoku veriliyordu.[3]
Kısa bir süre sonra Ham, görevini anladı: Uzaya giden ilk insansı hayvan olacaktı. Tüm bu hazırlıklar, kendisinden birkaç ay sonra Freedom 7 aracıyla uzaya gidecek ilk Amerikalı astronot Alan Shephard'ın güvenliği içindi. Ham, evrimsel olarak hayatta olan en yakın 2. kuzeni insanların uzay yolculuğunu mümkün kılacak ilk adımları atmak üzere seçilmişti. Tüm o basılması gereken tuşlar ve çekilmesi gereken kollar, gerçekten bir uzay aracını kontrol etmeye yarıyordu!
Gerçekten de 31 Ocak 1961 günü, Ham'in kaderi değişecekti. MR-2 (Mercury-Redstone 2) adı verilen bir Merkür Projesi uçuşuyla, Florida'da Cape Canaveral üssünden uzaya fırlatıldı. Hedef, tam olarak uzay değildi; bir yörünge altı uçuşuydu. Ancak bu uçuşun başarılı olması, insan görevlerinin de mümkün olduğunu ispatlayacaktı.
Fırlatma Öncesi Hazırlıklar
31 Ocak 1961 güneş doğarken, 56. Fırlatma Kompleksi (İng: "Launch Complex 56") bölgesinde çalışan ekipte ateşli hazırlıklar devam ediyordu. Uzay Görev Grubu (İng: "Space Task Group") yardımcı başkanı Walter Williams, yeni tamamlanan Merkür Kontrol Merkezi'nden üçüncü kez operasyonları yönetiyordu. NASA'dan, askeri hizmetlerden ve endüstriyel müteahhitlerden oluşan yaklaşık 500 kişilik bir ekip de ona destek oluyordu. Görevi takip eden kilit isimler arasında kurtarma kuvvetleri komutanı, menzil komutanı, fırlatma direktörü, kapsül test koordinatörü, uçuş direktörü, Atlantik Roket Menzili (İng: "Atlantic Missile Range") koordinatörü, ağ durumu monitörü, menzil güvenlik gözlemcisi ve tıbbi operasyonlar direktörü bulunuyordu. Akşam saat 5'e doğru tüm sistem kontrolleri yolunda gidiyordu ve bu sıralarda, uçuş dinamikleri memuru Tecwyn Roberts, komut kontrollerinin hepsinin "Tamam" (İng: "A. OK.") olduğunu bildirdi.
Veri seçim döngüsünde olan Merkür Kontrolü dahilindeki Goddard bağlantısı dışında, iletişim kontrolleri ve yörünge kontrolleri de yolunda gözüküyordu. Fırlatmadan çok önce keşfedilen kopuk Goddard bağlantısı da düzeltildi ve veri seçim döngüsü geri yüklendi. Hava durumu biraz riskli olmasına ve roketin Dünya'ya dönüşünde ineceği bölgede 1.5 metrelik dalgalar rapor edilmesine rağmen, geri sayımın ikinci yarısı sabah 7:25'te başladı. Sayım, 20 dakika ilerledikten sonra, sabahın ilk sıkıntısı da ortaya çıktı: Kapsül otomatik kontrol sistemindeki küçük ama önemli bir elektronik invertör, aşırı ısınmıştı. Buna rağmen 7:53'te Ham, uzay aracına yerleştirildi ve fırlatma alanının temizlenmesi uyarısını veren korna çalındı.
MR-2 görevi için iki verici monte edilmişti ve bu sayede 8 kanaldan veri akışı sağlanabiliyordu. Bu kanallardan üçü, uçuş tıbbıyla ilgiliydi: Ham'in vücuduna bağlanan sensörler sayesinde, astroşempanzenin nabzı, nefes ritmi ve nefes derinliği takip ediliyordu. Diğer kanallardan ise, aracın 90 farklı noktasından toplanan yapısal sıcaklık, kabin sıcaklığı, basınç, gürültü ve titreşim verileri izleniyordu.[4]
Ham'in rokete bindirilmesinden birkaç dakika sonra, invertör sıcaklığı tekrardan yükselmeye başladı ve birkaç sefer daha fırlatma durdurulmak zorunda kaldı. Bekleme süreleri uzadıkça, uçuş direktörü Christopher Kraft da endişelenmeye başladı. Görevde yer alan uzmanlardan, Ham'ın ne kadar uzun süre beklemeye dayanabileceği konusunda bilgi istedi. Uçuş koridorunda görev alan tıbbi gözlemci William S. Augerson, Kraft'a hayvanın iyi olduğuna dair güvence verdi. Ham'ın kıyafeti, vücudunu yaklaşık 18 derecede tutuyordu; ancak inverter, bunun en az üç katı daha sıcaktı. Sonunda invertör 65oC seviyesine dek soğutuldu ve sayım, 10:45'te, kaldığı yerden devam etti.
Ne var ki roketlere verilen güç kaynağı tekrar açılır açılmaz, inverter sıcaklığı da yeniden yükseldi. Bunun üzerine, 11:40'a kadar sürecek bir yeniden bir soğutma emri verildi. Ancak artık daha fazla beklenemeyecekti: Fırlatma ya şimdi olacak, ya da asla yapılamayacaktı. Bu noktada geri sayım, invertörün sıcak olması nedeniyle neredeyse dört saat ertelenmişti; ancak başka bazı diğer küçük sorunlar da vardı: Portal asansörü sıkıştı; insanların fırlatma alanını terk etmesi çok uzun sürdü; çevre kontrol sisteminin kontrol edilmesi, planlanandan 20 dakika daha uzun sürdü ve güçlendirici kuyruk tapasının kapak kanatları bir süre sıkıştı ve kontrol edilemedi.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Ancak tüm bu engeller, Ham'in başarısına gölge düşüremeyecekti.
Fırlatma ve Uçuş...
Nihayet, 1961'in Ocak ayının son günü, öğle vaktinden tam beş dakika önce, MR-2 roketleri tutuşturuldu ve bundan sadece 1 saniye kadar sonra Redstone'un kalkışı başarıyla gerçekleşti.
Fırlatma aracı yükselirken, Redstone'un üst kısmına harici olarak monte edilmiş transistörlü bir televizyon kamerası, mühendislere, uzay aracının fırlatma aracından uzaklaşması sırasında ne tür bir uçuş davranışı sergilediğini kuşbakışı olarak gösterecek veriler sağlayacak biçimde, kapsülün ve adaptör halkasının yüzeyini tarıyordu. Bilgisayarlar, fırlatmadan 1 dakika sonra, uçuş rotası açısının olması gerekenden en az bir derece yüksek ve giderek de yükseldiğini algıladı.
2. dakikada, bilgisayarlar 17-g değerinde bir yük olacağını öngörüyordu. Ardından, uçuşun 137'inci saniyesi civarında, sıvı oksijen kaynağı tükendi ve bundan yarım saniye kadar sonra motor, ilk defa kullanılan zamanlayıcı ile programlanmış plana uygun bir şekilde kapandı. Redstone'daki kapalı döngü iptal sistemi, sıvı oksijen beslemesinin tükenmesi sonucu motor bölmesi basıncında oluşan değişikliği algıladı ve Ham'i Dünya yüzeyine döndürecek kapsül kaçış sistemini, planlanandan yaklaşık yarım saniye erken ateşledi. Bu ayrılma, kurtarma kuvvetlerinin beklediği uyarı sinyalini doğru bir şekilde verdi. Böylece helikopterler ve gemiler, Ham'in inmesi beklenen bölgeye hareket etmeye başladılar.
Erken ayrılma ve beklenenden daha yüksek yüksek gerçekleşen uçuş açısı, yaklaşık 1 saniye boyunca 23.500 kilogram-kuvvetlik itme yarattı ve bu, Ham'in görev için planlanan 7.093 km/h hız yerine, 8.273 km/h'lik maksimum hıza ulaşmasına neden oldu. Kulenin durdurma emri vermesi üzerine, geri tepme roketleri vaktinden önce ateşlendi ve bu da, Dünya'ya yeniden giriş sırasında uzay aracının yapay olarak yavaşlayamaması ve bu nedenle, hesaplanandan daha fazla yol kat etmesi anlamına geliyordu.
Yerden 252 kilometre yükseğe kadar ulaşan bu uçuş sırasında, beklenmedik tek şey bu değildi: Fırlatmadan 2 dakika 18 saniye sonra, Ham'in hava devresi arıza verdi ve kabin basıncı, 0.3 bar düzeyinden 0.07 bar düzeyine kadar düştü. Bu arıza üzerine sonradan araştırma yapan uzmanlar, bir yay sayesinde kapalı konumda kalması sağlanan ve küçük bir kilit pimi ile yerinde tutulan bir cihaz olan hava giriş şnorkel valfinin arızalandığını keşfedecekti. Fırlatmadan kaynaklı güçlü titreşimler, bu pimi gevşetmiş ve valfın açılmasına izin vermişti; halbuki bu valfin, ancak ve ancak ana paraşüt bir su birikintisine doğru inişe geçtiğinde açılmalıydı. Neyse ki uçuş boyunca basıncın tümü kaybedilmedi ve Ham, giydiği uçuş kıyafeti sayesinde dikkate değer bir hasar almadı.
Fırlatma aracının aşırı hızlanması ve kaçış roketinden kaynaklı ek enerji nedeniyle Ham, normalde 4.9 dakika sürmesi planlanan ağırlıksızlık hissini, 6.6 dakika boyunca yaşadı ve yaklaşık 16.5 dakika süren bir uçuş sonunda, fırlatma noktasından 679 kilometre uzağa indi (normalde 466 kilometre uzağa inmeliydi ve uçuş 14.25 dakika sürmeliydi). Ayrıca tüm bunlar, Ham'in iniş sırasında 11.7-g ivme yerine 14.7-g ivme deneyimlemesine neden oldu.
Gerçek Bir Astronot: Ham!
Tüm bu zorluklara rağmen Ham, Dünya'da öğrendiği her şeyi, neredeyse birebir aynı hızda yapabiliyordu!
Öncelikle, yapılan incelemelere göre Ham'in sağlık sinyalleri uçuş boyunca beklenen aralıklarda kaldı. Dikkatsizliği nedeniyle kendisine verilecek şoklardan kaçınmak amacıyla görevini başarıyla yerine getirebiliyordu. Koltuğunun hemen önünde, bilek hizasında bir kontrol paneli vardı. Panel üzerinde 2 ışık ve 2 kol bulunuyordu. Bu kolların hareket ettirilebilmesi için 1 kilogram-kuvvetlik kuvvet uygulamak gerekiyordu.
Ham, uçuş boyunca nasıl sakin kalması gerektiğini biliyordu. Gerek ağırlıksız kaldığı süre boyunca, gerekse de yoğun g-kuvvetlerine maruz kalırken, istifini neredeyse hiç bozmadı ve tam 16 dakika 39 saniye boyunca süren görevi boyunca tüm görevlerini başarıyla yerine getirdi. Örneğin sağ taraftaki kolu çekmesini söyleyen beyaz ışık yandığında, eğer kolu çekmeyi başarırsa, kendisini rahatsız eden elektrik şoku 15 saniye erteleniyordu. Bu sırada Ham'in sol kolu da kontrol etmesi gerekiyordu: Eğer mavi ışık yanacak olursa (ki yaklaşık her 2 dakikada bir yanıyordu), bu kolun 5 saniye içinde itilmesi gerekiyordu, yoksa ayaklarına şok veriliyordu.
Ham, uçuş boyunca bu görevleri yaklaşık 50 def başarıyla gerçekleştirmeyi başardı. Tüm uçuş boyunca sağ kolu itme konusunda sadece 2 defa hata yaptı; sol kolda ise hiç hata yapmadı. Tepki süresi 0.82 saniye olarak ölçüldü - ki yeryüzünde yapılan denemelerde de bu süre 0.8 saniye olarak ölçülmüştü. Bir düşünün: Dünya'dan ayrılma sırasında muazzam bir g-kuvvetine maruz kalmıştı, sonrasında 6 dakika kadar kendi ağırlığını deneyimleyememişti, sonrasında da yüzeye geri dönerken yoğun g-kuvvetlerine maruz kalmıştı ama neredeyse hatasız bir şekilde bütün görevlerini yerine getirmişti!
İniş
Ham'ın kapsülü öğleden sonra 12:12 gibi yeniden yeryüzüne döndüğünde, henüz ufukta tek bir insan bile yoktu. Yaklaşık 12 dakika sonra, kapsülden gelen ilk elektronik kurtarma sinyali alındı ve hızlı bir şekilde yapılan üçgenleme (İng: "triangulation") hesabı sonucunda kapsülün en yakın kurtarma gemisi olan Ellison destroyer'ından yaklaşık 96 kilometre uzakta olduğu anlaşıldı. İnişten yaklaşık 27 dakika sonra, P2V arama uçağında bulunan Teknisyen G. T. Beldervack, kapsülün Atlantik Okyanusu'nda, tek başına ve dik bir şekilde süzüldüğünü gördü. Ellison'ın bu noktaya ulaşması için en az iki saat gerekeceğini düşünen Uzay Görev Grubu yetkilileri, Donanma'ya ulaşarak, bölgeye en yakın en yakın gemi olan LSD Donner'dan bir helikopter kaldırmalarını rica etti.
Helikopter iniş yerine vardığında, uzay aracını yan tarafında, su alırken ve batmak üzereyken buldular. Görünen o ki iniş sonrasında yüksek dalgalara maruz kalan kapsül, eğer biraz daha geç kalınsaydı, Ham'in sonunu getirecekti. Yapılan incelemelerde, çarpışmanın ardından berilyum ısı kalkanı su üzerinde sıçrarken kapsülün titanyum basınç bölmesinde iki delik açmıştı. İniş çantasındaki plastik kumaş bu sırada ciddi biçimde yırtılmıştı ve ısı kalkanı, araca ulaşılmadan önce tamamen kopmuştu. Kapsül alabora olduktan sonra, uçuş sırasındaki titreşimler nedeniyle erken açılan kabin basınç tahliye vanası, kapsüle daha fazla deniz suyunun dolmasına neden olmuştu.
Helikopter pilotu Birinci Teğmen John R. Hellriegel ve yardımcı pilotu George F. Cox, nihayet öğleden sonra 2:52'de Ham'in aracına bağlandılar ve aracı sudan kurtardılar. Kapsülü taşırken, içeriye çoktan 360 litre kadar suyun dolduğunu hesapladılar. Donner gemisine dönüş boyunca bolca sallanan Ham, nihayetinde güvenle güverteye indirildi ve Ham, bundan 9 dakika sonra kapsülden çıkarıldı. İyi durumda görünüyordu: Bir elmayı ve yarım portakalı memnuniyetle mideye indirdi.
Tüm görev sırasında yaşanan tek yaralanma, iniş sırasında burnunda yaşanan kanamaydı. Ham, uzayın sınırını zorlayan ilk kuyruksuz maymun olmuştu! Bunu bir Homo sapiens başarabilir miydi?
Astro-Şempanze Ham'in Sonu...
Kısa sürede Dünya çapında bir üne kavuşan bu astro-şempanzeye, Holloman Uçuş Tıbbı Laboratuvarı'ndan Yarbay Hamilton "Ham" Blackshear onuruna "Ham" adı verildi.[2] Ham, kısa sürede birçok gazete ve derginin kapağında yer aldı. Ancak medya ilgisinin sönmeye başlaması sonrası, 5 Nisan 1963'te Washington D.C.'deki Ulusal Hayvanat Bahçesi'ne götürüldü. Burada 17 sene boyunca yaşadı. 25 Eylül 1980'de ise Kuzey Carolina'daki bir diğer hayvanat bahçesine taşındı. Ne yazık ki 19 Ocak 1983'te, 26 yaşında hayata gözlerini yumdu.
Sahipleri, Sovyetler Birliği'nin uzay köpekleri Belka ve Strelka için yaptığı gibi, Ham'i doldurup Smithsonian Enstitüsü'nde sergilemek istediler; ancak bunun halk arasında olumsuz tepki göreceği düşünülerek, bu karardan vazgeçildi. Bunun yerine kemikleri Ulusal Sağlık ve Tıp Müzesi'ne verildi, geri kalan kısımları ise Uluslararası Uzay Onur Listesi Müzesi'ne gömüldü.
Her astronot için olduğu gibi, astro-şempanzelerin de yedekleri vardı. Ham'in yedeği, Minnie isimli dişi bir şempanzeydi ve Merkür Görevi kapsamında eğitilen 4 dişi şempanzeden birisiydi.[2] Kıyas olması bakımından, Amerikalı ilk kadın astronot Sally Ride, Minnie'nin eğitiminden 24 sene sonra, 1983'te uzaya gitti. Ama Minnie'nin kaderi de insan kuzenlerinin dişilerinden pek farklı değildi: Astronotlukta ihtiyaç olmadığının düşünülmesi sonucu Minnie, Hava Kuvvetleri'nin şempanze üretme programına damızlık, ya da daha doğru tabiriyle, mayalık olarak kullanıldı. Kendisinden 9 şempanze yavrusu üretildi ve şempanze kolonisindeki diğer yavruların bakımı görevi verildi. Minnie, astro-şempanzelerin sonuncusuydu ve 14 Mart 1998'de, 41 yaşında öldüğünde, artık uzay görevleri için şempanzeler kullanılmıyordu.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 4
- 3
- 3
- 2
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- Türev İçerik Kaynağı: Wikipedia | Arşiv Bağlantısı
- ^ T. Gray, et al. Animals In Space. (2 Ağustos 2004). Alındığı Tarih: 28 Ocak 2021. Alındığı Yer: NASA | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b NASA. Mr-2: Ham Paves The Way. Alındığı Tarih: 28 Ocak 2021. Alındığı Yer: NASA | Arşiv Bağlantısı
- ^ NASA. (Basın Bildirisi, 1959). Animal Flight Program: Information Guide For Animal Launching: Countdown And Procedures (Animal Subject) For Project Mercury Flight Mr-2. Not: USAF Aeromedical Field Laboratory, Holloman Air Force Base.
- ^ Air Force Missile Test Center. (Yönerge, 1961). Mr-2 Flight Test Profile - Operations Directive No. 1904, Mercury-Redstone Launch. Not: sf: 4-10.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 14:02:12 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/2372
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.