Tyrannosaurus rex (T. rex) Nedir? Sesi Gerçekte Nasıldı? Kolları Ne İşe Yarıyordu?
T. rex: Sürüngenlerin Tiranını Yakından Tanıyın!
Tyrannosaurus rex (veya kısaca T. rex), büyük bir teropod dinozor türüdür. Teropod, yani "vahşi canavar ayaklı" dinozorlar, içi boş kemik yapısı ve üç parmaklı ayaklarıyla bilinen bir dinozor grubudur. İsmi "zalim kertenkele kralı" anlamına gelen Tyrannosaurus rex ise, özellikle de Jurassic Park kitabı ve filmleri sayesinde geniş bir kitle içinde üne kavuşmuş bir dinozordur.
Diğer tyrannosauridler gibi, Tyrannosaurus da uzun, ağır bir kuyrukla dengelenmiş büyük bir kafatasına sahip, iki ayaklı bir etoburdu. Tyrannosaurus'un ön ayakları, büyük ve güçlü arka bacaklarına kıyasla oldukça kısaydı; ancak bu ön kolları, boyutlarına göre alışılmadık derecede güçlüydü. Her iki kolda da iki pençeli parmaklar vardı. Elimizdeki en eksiksiz T. rex fosili, 12.3–12.4 metre uzunluğdadır; ancak T. rex, 12.4 metreden yüksek olabilir ve kalça yüksekliği bakımından 3.66–3.96 metreye kadar uzayabilir. En modern tahminlere göre T. rex, 8.4 ila 14 metrik ton ağırlıktaydı. Diğer teropodlar boyut olarak Tyrannosaurus rex'e rakip olsalar ve hatta kimi durumda onları aşsalar da, T. rex, hala bilinen en büyük kara yırtıcıları arasındadır ve tüm kara hayvanları arasında en güçlü ısırma kuvvetine sahip olduğu tahmin edilmektedir.
Yaşadığı habitatta açık ara farkla en büyük etobur olan Tyrannosaurus rex, büyük olasılıkla hadrosaurları, ceratopsianlar ve ankylosaurlar gibi genç zırhlı otoburları ve muhtemelen sauropodları avlayan üst düzey (apeks) bir avcıydı. Bazı uzmanlar, dinozorun başlangıçta bir "çöpçü tür" olduğunu ileri sürdüler; yani diğerlerinin avladığı avları yiyordu. Tyrannosaurus'un bir apeks avcı mı yoksa tamamen bir çöpçü mü olduğu sorusu paleontolojideki en uzun tartışmalardan biriydi; ancak bugün çoğu paleontolog, Tyrannosaurus'un hem aktif bir avcı hem de çöpçü olduğunu kabul etmektedir.
Aslında T. rex, jeolojik ve evrimsel açıdan çok kısa bir süreliğine, günümüzden 68 ilâ 66 milyon yıl öncesinde, yaklaşık 1-2 milyon yıl kadar bir süreyle var olmuştur. Ancak günümüzün Kuzey Amerika kıtasının batısına karşılık gelen, o dönemde Laramidia olarak bilinen bir ada-kıta üzerinde, diğer bütün teropodlardan çok daha geniş bir yayılıma eriştiği için (ve Kretase-Paleojen yok oluşundan önce var olan, kuş-olmayan dinozorların sonuncusu - ve tyrannosoidlerin de sonuncusu olması nedeniyle), paleontolojik anlamda da önemli bir türdür.
Günümüzde türe ait, nasıl saydığınıza bağlı olarak 32 ilâ 50 arasında değişen sayıda bireyin fosili bulunmuştur. Bu, tüm T. rex popülasyonunun 80 milyonda biri kadarına karşılık gelmektedir.
Tyrannosaurus rex fosilleri arasında neredeyse tam olan bazı örnekler de bulunmaktadır. Bu örneklerden en az 1 tanesinde yumuşak doku ve proteinler de keşfedilmiştir. Fosil materyalinin bolluğu, T. rex'in yaşam öyküsü ve biyomekaniği de dahil olmak üzere dinozor biyolojisinin birçok yönü hakkında önemli araştırmaların önünü açmıştır.
Tyrannosaurus rex'in beslenme alışkanlıkları, fizyolojisi ve potansiyel hızı, bilim insanları arasında hâlen tartışmalı olan bir konudur. Örneğin bazı bilim insanları, Asya'dan Tarbosaurus bataar'ın ikinci bir Tyrannosaurus türü olduğunu düşünürken, diğerleri Tarbosaurus'un ayrı bir cins olduğunu iddia etmektedir; bu bakımdan, T. rex taksonomisinin de tartışmalı olduğu söylenebilir. Kuzey Amerika'da yaşadığı keşfedilen ve başlangıçta farklı türler/cinsler olduğuna inanılan çok sayıda tyrannosaurid cinsi de zamanla Tyrannosaurus ile eşanlamlı hale getirilmiştir.
Tiranozorların küçüklük çağı ve yetişkinlik çağı arasındaki boyut farkını hayal etmek oldukça güçtür. Devasa bir boyut değişimiyle sonuçlanan bu sıra dışı gelişim süreci, T. rex gelişiminin tek basamaklı değil de birden fazla kademeden geçerek yaşandığı konusunda oldukça güçlü bir argüman sunmaktadır.[6] Bir örnek vermemiz gerekirse: Bulunmuş ve bir tiranozora ait olduğu düşünülen en küçük örnek 30 kilogram civarındayken, birazdan bahsedeceğimiz fosil, tahminen 5.600 kg civarındaydı! Kısaca, küçük bir tiranozorun gerek besin zincirindeki yeri bakımından, gerekse sosyal etkileşimler bakımından ebeveynlerinden oldukça farklı bir yaşam sürüyor olması çok olası gözükmektedir.
En Meşhur T. rex: "Sue"!
Bilimsel adı "FMNH PR 2081" olan, ama genellikle kâşifinin adıyla "Sue" olarak anılan bir T. rex fosili günümüze dek bulunmuş en büyük ve daha da önemlisi en "bozulmamış" örneklerden bir tanesidir.
Sue, sahip olduğu kemik kütlesinin neredeyse tamamını (%90) korumasının yanı sıra, kemiklerinde diğer fosillere nazaran daha fazla belirleyici etmen olduğu için paleontologlar açısından yüksek önem taşımaktadır. Örneğin Sue'nun sağ koluna aldığı bir darbe sonucu yırtılan tendon, bilim insanlarına bir T. rex ne ile çatışırken böyle bir hasar almış sorusuna cevap arama fırsatı sunmaktadır. Aynı şekilde Sue'nun hayat döngüsünün sonlarında olması (kemik analizlerine göre 28 yaşındaydı) bize T. rex hakkında daha bütüncül bir perspektif sağlamaktadır.
Özellikle büyük teropodların omurga ve femur gibi büyük kemikleri, tıpkı ağaçlar gibi yaş halkaları barındırır ve bu halkaların bir bölümünü de büyüme dönemi halkaları oluşturur. Paleontologların, Sue'ya değer vermesinin bir nedeni de budur: Sue gibi yetişkin (hatta yaşlı sayılabilecek) dinozorlarda çocukluk, gelişim ve yetişkinlik dönemleri çok daha açık bir şekilde görülebilmektedir.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
T. rex Hakkında Bazı Temel Bilgiler
Derinlemesine inceleme fırsatı bulunulmuş yetişkin örneklerin aksine, genç T. rex'ler hem daha nadirlerdir hem de ayırt edilmeleri daha zordur. Ancak bunun tek sebebi boyut farkı değildir; çünkü genç bir T. rex, gerek kafatası yapısı gerekse postür bakımından ergin bir bireyden oldukça farklı gözükebilmektedir.
Örneğin günümüzde "gençlik döneminde birer T. rex" olarak kabul edilen örnekler, ilk bulunulduklarında Nanotyrannus adlı apayrı bir cins olarak sınıflandırılmıştı. Bu hata, yapay bir tür olan Nanotyrannus örneklerinin yetişkin bir tiranozordan oldukça farklı bir kafatası olduğu göze alındığında, oldukça anlaşılırdır.
T. rex'in avlanma ve sosyal ilişkileri hakkında pek bir bilgimiz olmamasına rağmen, gençlik döneminin ortalama 15-16 yaşlarına kadar devam ettiği tahmin edilmektedir. Bu süreçte T. rex, muhtemelen dönemin daha küçük boyutlu canlılarıyla beslenmekteydi. T. rex gelişiminde asıl büyüme ise bu yaşlardan, 20'li yaşların başına kadar akıl almaz bir hızla gerçekleşir: Bir T. rex, bu süreçte her gün 2 kilogram irileşebilir!
T. rex Yalnız Bir Avcı mıydı?
T. rex'e yönelik olarak yapılan ilk keşiflerde, tek bir keşif alanında birden fazla T. rex bulmak çok sık karşılaşılan bir olgu olduğundan, uzmanlar bu devasa canlıların bir sürü halinde hareket edip avlandığı düşünmüştü. Ancak günümüzde, T. rex'in sadece kimi zaman ortak bir av peşinde bir "çete" (İng: "mob") gibi hareket ettikleri düşünülmektedir.
Bulundukları dönemin "apeks avcısı" (en üst düzey avcısı) olarak kabul edilseler de, avlarının boyutu ve bu avların sahip olduğu savunma mekanizmaları nedeniyle, kimi durumlarda T. rex'in (tıpkı günümüzde komodo ejderlerinin yeni düşmüş bir ava yaptıkları gibi) bir "çullanma" ve "çeteleşme" stratejisi izleyip, diğer zamanlarda kendi bölgelerinde avlandıkları düşünülmektedir.
Hareketsiz Kalarak T. rex'ten Kurtulabilir misiniz?
İlk olarak yaygın bir miti çürütelim: Bir T. rex, yerinizde dursanız da var gücünüzle koşsanız da sizi onlarca metre uzaktan bile rahatlıkla görebilir! Özelikle Sue'nun kafatası üzerinde yapılan çalışmalar, bu muhteşem canlının hem beyinin hem de gözlerinin günümüzde kabul edilene kıyasla çok daha efektif olduğunu ortaya koymaktadır. Hatta bazı çalışmalar, yetişkin bir T. rex'in günümüz kartallarıyla kıyaslanabilecek kadar iyi bir görüşü olduğunu düşündürmektedir; yani bu canlı, muhtemelen siz daha onu göremeden sizi rahatlıkla görebilmekteydi.
T. rex Ne Kadar Hızlıydı?
Bir diğer mit ise, T. rex'in 50 ila 100 km/sa hızla koşabildiği olduğu yönündedir. Ancak çoğu T. rex örneği ile yapılan simülasyonlar, bu boyutlardaki bir terapodun kemiklerinin bahsettiğimiz hızların yol açtığı kuvvetleri kaldıramayacağı yönünde sonuçlar vermektedir. T. rex'in ortalama 15-20 km/sa bir hızla hareket etmesi daha makul gözükmektedir. Dolayısıyla antrenmanlı bir insan koşucu, T. rex'ten koşarak kaçabilecektir; fakat aynısını, T. rex'in avı konumunda olan hayvanların birçoğu için söyleyemeyiz.
T. rex'in Ömrü Ne Kadardı?
T. rex'in ortalama ömrü ortalama 25-30 yıl kadardı. Hatta bu yaşlara erişen birçok T. rex bireyinin birden fazla hastalıkla birden mücadele ettiğini düşündüren bulgulara rastlanmıştır. Sue gibi örneklerin de bize gösterdikleri kadarıyla, gerek kırıldıktan sonra tam kaynaşamamış kemikler, gerek açık yaralardan kapılan iltihaplar, gerekse günümüzde de yakından tanıdığımız pek çok kemik ve kas rahatsızlığı, bu devlerle bizim aramızda bir köprü kurmaktadır. Buna en iyi örnek, insanlar arasında oldukça yaygın görülen ve Sue'nun da muhtemel ölüm sebebi olan gut hastalığıdır.
T. rex'in Sesi Nasıldı?
Eğer hoparlörleriniz varsa sesi sonuna kadar açın, tam ekran yapın ve Vlad Konstantinov ile Alexander Kyshtymov tarafından hazırlanan bu kısacık animasyonda bir anlığında T-rex ile yan yana olduğunuzu hayal edin!
Bu canavarların seslerini; kemik yapılarından, akustikten faydalanarak ve karşılaştırmalı anatomi kullanarak tespit edebiliyoruz. Kemiklerin ve bu kemiklerle sınırlandırılan ses kutusunun çıkarabileceği seslerin belli bir sınırı var ve canlının boyutları bu sesin biçimini büyük oranda belirlemektedir.
Yapılan daha güncel çalışmalar, T. rex'in bu şekilde gür bir sesi değil de, daha pes ve ürkütücü bir sesi olabileceğini düşündürüyor. DangerVille kanalının yayınladığı bir analiz, T. rex'in gerçek sesini aşağıdaki gibi göstermektedir:
Görebileceğiniz gibi, T. rex kükreme davranışını hiç sergilememiş olabilir; çünkü muhtemelen böyle zor ve masraflı bir vokalizasyona hiç ihtiyacı yoktu. Sadece kapalı-ağız vokalizasyonu ile çıkardığı homurtular; T. rex'in sinyallemek istediği mesajı vermeye fazlasıyla yeterdi.
T. rex'in Ön Kolları İşlevsel miydi?
Dinozorların en meşhuru olan Tyrannosaurus rex türünün en meşhur özelliklerinden birisi, vücuduyla orantısız küçüklükteki ön kollarıdır. Bu kollar, büyük oranda işlevini yitirmiş ön bacaklardır. Ancak vücuduna göre fazlasıyla orantısız olan o kolların hiç şakası yoktu: Her biri, 195 kilogram kütleyi rahatlıkla kaldırabilecek kadar güçlüydü!
T. rex, büyük oranda saf çene gücüne dayalı bir avcıydı. Bu nedenle ön kollarına pek ihtiyaç duymuyordu. Ancak bu durumda ön kolları neden tamamen yok olmadı?
Bunun bir sebebi, evrimsel süreçte bir organın birdenbire yok olamayışıdır. Körelme süreci oldukça zorlu ve uzun bir süreçtir ve on binlerce neslin geçmesi gerekebilir. Buna karşılık T. rex, sanılanın aksine sadece 2 milyon yılcık hüküm sürebilmiş bir dinozordur. Bu sürenin sonunda çarpan göktaşı, tüm dinozorların soyunu tüketmiştir. Eğer ki meşhur Kretase-Tersiyer yok oluşu yaşanmasaydı, belki de T. rex kollarını tamamen yitirecekti.
Ne var ki evrimsel süreçte körelen organların bir diğer özelliği, eğer ki bu süreç içerisinde yeni işlevler kazanacak olurlarsa, o yöne doğru evrimleşebilecek ya da körelmeleri durma noktasına kadar yavaşlayabilecek olmasıdır. Yapılan incelemeler, T. rex'in ön kollarını çiftleşme sırasında dişileri tutmak, yere düştüğü zaman ayağa kalkarken destek olarak kullanmak ve avını parçalarken sabit tutmak gibi amaçlarla kullandığını düşündürmektedir. Görselde de izah ettiğimiz gibi, T. rex'in ön kolları göreli olarak zayıf ve küçük olsa da, mutlak değerlerde düşünüldüğünde halen çok güçlü ve kullanışlıdır.
T. rex Yeniden Yaratılabilir mi?
Peki ya bu dev canavarları Jurassic Park'ta olduğu gibi tekrar yaratmamız mümkün mü? Evrimsel biyoloji ve popülasyon genetiği sayesinde teorik olarak bu mümkün. Kolay bir iş olduğunu asla söylemiyoruz; ancak evrimi ve genetiği daha iyi tanıdıkça bunları yapmamız giderek kolaylaşacak. Hatta çok uzak bir gelecekte kendi istediğimiz formlarda canlılar yaratmamız da mümkün olabilir.
Ne yazık ki, Jurassic Park'ın temel iddiası hatalı. Keşke olmasaydı, o zaman her şey çok kolay olurdu. Ancak reçine içerisinde de olsa hiçbir DNA molekülü ortalama 450.000 yıldan fazla korunamıyor (çok çok nadiren 700.000 yıl civarına çıkabiliyor bu süre). Fakat bizim dinozorlardan bahsederken sözünü ettiğimiz zaman, en az 65 milyon yıl öncesi... Bu tarihlerden korunmuş DNA molekülü bulmak teorik olarak bile imkansıza yakın, bırakın pratik olarak bu kadar şanslı olabilmemizi...
Peki o zaman neden mümkün diyoruz? Çünkü dinozorlar tamamen yok olmadılar. 2 büyük torunları, timsahlar ve kuşlar halen yaşıyorlar! Bu canlılar, özellikle de kuşlar, dinozorların doğrudan soyundan geliyor. Bir diğer deyişle, dinozorlar ile kuşlar kuzen değiller; aralarında doğrudan ata-torun ilişkisi var! Bu da, teorik olarak, elimizde dinozorlara ait DNA olduğu anlamına geliyor.
En önemli sorun, bu DNA'nın son 150 milyon yıldır sürekli evrimleşmiş olması. Fakat eğer ki genlere ve DNA'ya çok daha üstün bir şekilde hakim olabilirsek, bu evrimsel değişiklikleri geriye doğru takip ederek, dinozorları yeniden üretmemiz mümkün olabilir!
Şu anda oldukça uzak gözüken bir hedeften bahsediyoruz; ancak bundan 30 sene önce bir canlının bütün genomunu birkaç saatte dizileyebileceğimiz iddiası bile komik derecede hayaldi. Şimdi ise, birkaç saatte birden fazla canlının genomunu paralel olarak dizilememiz mümkün.
Aynı şey, soyu tükenmiş canlıları yeniden yaratmakta da olacak. Şu anda, mamutlar üzerinde çalışılıyor bile! Bir canlıda başarabilirsek, diğerleri de gelecektir.
Tabii bunun ürkütücü tarafları yok değil. Sadece bizleri avlamalarından ziyade, Neandertaller gibi modern insan haricindeki "insan" türlerini yeniden yaratabiliriz. Hatta Homo erectus gibi kendi atalarımızı veya yakın kuzenlerimizi bile yaratabiliriz. Bunların getireceği etik problemlerden bahsetmeye başlamıyoruz bile!
Gelecek, ürkütücü olduğu kadar heyecan verici de!
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
İçerikle İlgili Sorular
Soru & Cevap Platformuna Git- 54
- 35
- 29
- 21
- 15
- 14
- 10
- 7
- 6
- 2
- 1
- 1
- B. Strauss. Why Did Tyrannosaurus Rex Have Tiny Arms?. (4 Mayıs 2019). Alındığı Tarih: 27 Şubat 2020. Alındığı Yer: ThoughtCo. | Arşiv Bağlantısı
- Field Museum. Sue The T. Rex. (5 Şubat 2018). Alındığı Yer: Field Museum | Arşiv Bağlantısı
- W. S. Persons. (2020). An Older And Exceptionally Large Adult Specimen Of Tyrannosaurus Rex. The Anatomical Record, sf: 656-672. doi: 10.1002/ar.24118. | Arşiv Bağlantısı
- A. Lyle. Paleontologists Identify Biggest Tyrannosaurus Rex Ever Discovered. Alındığı Yer: www.ualberta.ca | Arşiv Bağlantısı
- M. . B. . Meers. (2013). Maximum Bite Force And Prey Size Of Tyrannosaurus Rex And Their Relationships To The Inference Of Feeding Behavior. Historical Biology, sf: 1-12. doi: 10.1080/0891296021000050755. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Magazine. Tiny Terror: Controversial Dinosaur Species Is Just An Awkward Tween Tyrannosaurus. (28 Ekim 2015). Alındığı Yer: Smithsonian Magazine | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 14:45:46 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/7656
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.