Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Türkiye ile İlgili İlk Basılı Akademik Makale: "Türkiye Hakkında Sorular" (1667)

Türkiye ile İlgili İlk Basılı Akademik Makale: "Türkiye Hakkında Sorular" (1667) Royal Society Publishing
5 dakika
25,247
Tüm Reklamları Kapat

Ülkemiz hakkında yazılmış akademik makalelerin tarihini incelediğimizde, en eski kayıtlardan birisinin 30 Mayıs 1667 tarihinde, Kraliyet Cemiyeti'nin (Royal Society) Philosophical Transactions (Felsefe Tutanakları) isimli dergisinin 1. cildinin 20. sayısında rastlamaktayız.

Bu tarih öylesine eski ki... Şöyle izah edelim: İnsanlık tarihindeki ilk akademik yayın, 5 Ocak 1665 tarihinde Amsterdam'da Journal des sçavans ismiyle yayımlandı. Bu yayında ünlü isimlerin ölümlerinden, kilise tarihinden, yasal raporlardan bahsedilmekteydi. Bundan çok kısa bir süre sonra, 6 Mart 1665 tarihinde Philosophical Transactions of the Royal Society, yani Türkiye ile ilgili makalenin yer aldığı bu dergi yayın hayatına başladı. Birçok uzman, yayın hayatına halen devam eden bu dergiyi insanlık tarihinin ilk bilimsel jurnali olarak kabul eder. Zaten makale formatının ne kadar farklı olduğundan, zamanın eskiliğini ve "akademik makale" kavramının atalarının neye benzediğini göreceksiniz.

Makalenin başlığı Inquiries for Turky (Türkiye Hakkında Sorular) olarak geçmektedir. Bu başlıktaki "Turky" kelimesi makalenin orijinalinde de bu şekilde hatalı yazılmış mı emin olamadık; çünkü cemiyetin belirttiğine göre bu metinler dijital ortama Optik Karakter Tanımlama (OCR) teknolojisiyle aktarılmış ve hatalı karakterler bulunması ihtimali olduğu belirtiliyor. Bu nedenle Evrim Ağacı olarak Kraliyet Cemiyeti Kütüphane Yöneticisi Rupert Baker'a ulaşarak konuyu aydınlatmasını istedik. Yanıtı şöyle oldu:

Tüm Reklamları Kapat

Türkiye'nin İngilizce ismi olan "Turkey" 1667 makalesinde gerçekten de "Turky" olarak yazılmıştır. Ekranda gördüğünüz tarama, doğrudan doğruya orijinal yayından alınmış bir taramadır. Bu yazım günümüz standartlarında "hatalı yazım" olarak görülebilir; evet. Ancak unutmamak gerekiyor ki 17. yüzyıl İngilizcesinde birçok kelime bugünkünden farklı şekillerde yazılmaktaydı. Umuyorum bu size yardım eder.

17. Yüzyılda "Türkiye"?

İlk etapta bu kadar eski bir makalede "Türkiye" sözcüğünün geçmesi sizi şaşırtabilir; çünkü birçokları "Türkiye" sözcüğünün cumhuriyetin ilanından sonra kullanıldığını; bundan önce sadece Anadolu, Osmanlı İmparatorluğu veya Asia Minör gibi kavramların kullanıldığını düşünmektedir. Halbuki Türkiye (veya İngilizcesi olan "Turkey") sözcüğü, Orta Çağ Latincesindeki Turchia veya Turquia sözcüklerinden gelmektedir. Bu kelimenin anlamı "Türklerin Toprakları"dır. Orta Çağ İngilizcesinde bu sözcük "Turkye" olarak kullanılmıştır; zaten "Turky" kullanımı da bunun bir uzantısıdır. Bunun haricinde sözcüğün İngilizcesi Turkye, Torke, Turkie şeklinde de kullanılmıştır. Bu arada kelimenin "hindi" isimli hayvanın İngilizcesiyle de aynı kelime olmasının ülkemizle çok bir ilgisi bulunmamaktadır. Buradaki yazımızda bunu daha detaylı şekilde incelemekteyiz.

Makaleye geçmeden önce, bu makaleyi çevirmemize vesile olan sevgili Prof. Dr. Bayram Tekin'in TEDx konuşmasını da hatırlatmak isteriz. Az sonra okuyacağınız makaleden bu sunumunda birazcık söz etmekte, makaleyi okuduktan sonra videoyu izlemenizi de tavsiye ederiz:

Daha fazla lafı uzatmadan sizi makaleyle baş başa bırakıyoruz. Makaleye açıklama amaçlı eklemeler yaptığımızda bunu vurgulayacağız.

Türkiye Hakkında Sorular

Her ne kadar Türkiye ile ilgili birçok ilişki ve tanım basılı olarak bulunuyor olsa da, bu yazılar özellikle bazı önemli detayları atlamaktadır. Bu detaylar, büyük oranda Bay H. tarafından, Türkiye'ye doğru yola çıkan bir Yerli Centilmen için derlenmiştir. Bu detaylara yönelik soruların, ülkeyi ziyaret edecek başkalarınca da bilinmesi istenmektedir:

Tüm Reklamları Kapat

1. Rusma, kılları dökmek için kullanılan bir çeşit topraktır. Türkiye'nin hangi yöresinde rusma bulunmaktadır ve ne miktarda bulunmaktadır? Türkler bunu herhangi bir başka amaçla da kullanmakta mıdır? Farklı çeşitleri var mıdır? Kılları dökmekte nasıl kullanılır ve nasıl depolamak gerekir?

2. Türkler afyonu (opium) sadece güç ve cesaret için mi almaktadır, yoksa atlarına, develerine, hörgüçlü develerine de, onların yorulduklarını gördüklerinde veya seyahat sırasında bayılacak olurlarsa aynı amaçla vermekteler midir? Afyonun alınabilecek en yüksek dozu nedir, bu dozda afyonu almış herhangi bir insan bilinmekte midir? Nasıl hazırlanmaktadır?

3. Sadece zaten bahsettiğimiz afyondan değil, aynı zamanda kahve, banyo, kafa tıraşı, pirinç kullanımının gözlenebilir etkileri nelerdir? Sulanmadığı sürece büyümeyen şeyleri neden buğday, vs. gibi bir şeye tercih etmektedirler?

4. Şam çeliğini nasıl üretmektedirler ve temperlemektedirler (sertleştirmektedirler)?

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

5. Giyim tarzları nasıldır? İnce ve esnek olmasına rağmen suyu dışarıda tutan deriyi üretme yöntemleri nedir?

6. O harika ve aşırı meşhur olan atları yetiştirmek için kullandıkları yol nedir?

7. Zehirlemede nasıl söylendiği kadar yetenekli olabilmektedirler? Ürettikleri zehirler ne kadar tedavi edilebilirdir ve nasıl edilir?

8. Ermeniler etleri nasıl iddia edildiği kadar uzun süre, taze ve tatlı olacak şekilde koruyabiliyorlar?

9. Öğrenilecek ne sanatları ve becerileri vardır?

10. Şam'da monflac denen ağaçtan var mı? İddiaya göre bu ağaç her yılın aralık ayında köke yakın bir noktadan kesilse de, sadece 4-5 ayda yeniden büyümektedir, yaprak, çiçek ve meyve vermektedir; ancak verdiği meyve sadece 1 adet elmadır (ama harikulade bir meyvedir).

Tüm Reklamları Kapat

11. Verimli Arabistan'ın (arabia felix) güney kısmındaki Reame'de çekirdeksiz üzümler olduğu doğru mudur? O ülkede yaşayan birçok kişinin 120 yıla kadar sağlıklı bir şekilde yaşadığı doğru mudur?

12. Kandiya'da (E.A. Açıklaması: Girit'in eski adı) hiçbir zehirli yaratığın olmadığı ve buradaki sürüngenlerin de zehirleri olmadığı doğru mudur?

13. Kıbrıs adasındaki tüm meyvelerin, otların, toprağın, çeşmelerin doğal olarak tuzlu olduğu doğru mudur? Adanın o bölgelerinde yaşayan insanların diğerleri kadar sağlıklı olduğu doğru mudur?

Tüm Reklamları Kapat

14. Kıbrıs'ta bulunan Amianthus (E.A. Açıklaması: uzun, yumuşak, ince fiberli asbestos)nasıl saklanır ve nasıl kullanılır?

15. Arabistan'daki kumların altında, o topraklarda seyahat eden ölülerinin bedenlerinin gömülmesi sonucu oluşan mumyalar olduğu doğru mu? Normal şekilde mumyalanmış olanlardan farkı ne?

16. Konstantinopolis (E.A. Açıklaması: İstanbul'un eski adı) Şehri veya Asia Minor'ün (E.A. Açıklaması: Anadolu toprakları) bir kısmının, eskiden olduğu kadar sık deprem yaşadığı doğru mu? Ve o Doğu rüzgarları şehri sise gömüp de iddia edildiği gibi hava durumunu dengesizleştirmiyor mu?

17. Zant ve Cephalonia (E.A. Açıklaması: Ege Denizi'ndeki adalardan ikisi) topraklarındaki depremlerin çok sık olduğu ve bir ay içinde bazen 9-10 defa gerçekleştiği doğru mu? Ve adaların pek geniş ve ferah olmadığı doğru mu?

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Klasikler Seti 2 (8 kitap)

Ağaçlar
“Üzgün olduğumuzda ve hayata katlanamadığımızda bir ağaç şöyle konuşabilir bizimle: Sus! Bak bana! Yaşamak kolay değil, yaşamak zor değil. Bunlar çocuksu düşünceler. Bırak konuşsun içindeki Tanrı, o zaman susacaklar. Yolun seni anandan ve yurdundan uzaklaştırdığı için endişelisin. Ama attığın her adım, her yeni gün seni anana yaklaştırır. Orası ya da şurası değildir yurdun. Yurt ya içindedir ya da hiçbir yerde.

Yollara düşme özlemiyle kederlenir yüreğim, akşamları rüzgârda uğuldayan ağaçları duyduğumda. Sessizce, uzun uzun dinlerseniz, bu özlemin esası da anlamı da çıkar ortaya. Sanıldığı gibi acıdan kaçıp gitme arzusu değildir bu. Yurda, ananın belleğine, hayatın yeni kıssalarına duyulan özlemdir. Eve götürür insanı. Her yol eve götürür, her adım doğumdur, her adım ölümdür, her mezar anadır.

Böyle uğuldar ağaç, çocuksu düşüncelerimizden ürktüğümüz akşam vakitlerinde. […] Ağaçları dinlemeyi öğrenen, ağaç olmayı arzulamaz artık. Kendisi dışında başka bir şey olmayı arzulamaz. Yurt budur. Mutluluk budur.”

Resimli Başyapıtlar: Aurélia

Gérard de Nerval

Resimleyen: Ali Çetinkaya

“Yavaş yavaş aydınlanan belirsiz bir yeraltıdır uyku, burada gölgeden ve gecenin içinden, arafı mesken tutmuş, ciddiyetle hareketsiz duran soluk siluetler çıkagelir.”

Nerval rüyaları bildiğimiz dünyayla gerçeküstü dünya arasındaki iletişimi sağlayan bir vasıta olarak görür. Yazıları onun mantık ve tutarlılıkla kuvvetli bağını sarsan hayaller ve fantezilerle doludur. Bunun en önemli örneklerinden biri olan ve en önemli eseri kabul edilen Aurélia’da düşle gerçeklik, delilikle yaratıcılık arasındaki belirsiz, gizemli çizgiyi, kendi ruhsal deneyim ve arayışlarından yola çıkarak inceliyor.

Fransız romantizminin önemli yazar ve şairlerinden, sembolizm ve gerçeküstücülük akımını olduğu kadar T. S. Eliot, Ahmet Hamdi Tanpınar, Charles Baudelaire ve Marcel Proust gibi pek çok yazarı etkilemiş Nerval eşsiz ve zarif edebi üslubuyla saflık, kaybedilmiş gençlik, kendini gerçekleştirme ve güzellik ideallerini yansıtan imgeleri Aurélia’da buluşturuyor.

Resimli Başyapıtlar: Beyaz Geceler

Fyodor Mihayloviç Dostoyevski

Resimleyen: Nicolai Troshinsky

“Hayalperest eski hayallerinin arasında, külleri karıştırır gibi, soğumuş yüreğini yeniden ısıtacak, onu yeniden hayata döndürecek bir kıvılcım arar boş yere. Bulacağı kıvılcımla sönen o güzel hayallerinin ateşini yeniden yakacak, kanını kaynatan, mutluluk gözyaşları döktüren müthiş düşlerine tekrar kavuşacaktır.”

Sekiz yıldır yaşadığı St. Petersburg’da kimseyle yakınlaşamamış ama şehri evleriyle, yüzleriyle ezbere bilen yalnız, kederli, hayalperest bir genç adamın dört beyaz gecesinin öyküsü bu.

Hayalperestimiz sıradan gece yürüyüşlerinden birinde Nastenka’yla karşılaşır. Hayatın yabancısı bu ikili kısa sürede hikâyelerini, dertlerini, hayallerini paylaşacak kadar yakınlaşır; birlikteyken kederleri, huzursuzlukları uğramaz yanlarına; geceleri ve ruhları aydınlanır. İnsanın tek başınalığı, kalbini birine korkusuzca açabilmesinin imkânıyla bir aradadır Beyaz Geceler’de. Bu imkân bir an kadar bile olsa, “Böyle bir an ömrü boyunca yetmez mi insana?”

Dünya edebiyatının en güçlü yazarlarından Dostoyevski’nin külliyatında kendine has, ayrı bir yeri olan Beyaz Geceler’in zarif ve yalın üslubuna bu kez Nicolai Troshinsky’nin büyüleyici çizimleri eşlik ediyor.

Resimli Başyapıtlar: Dönüşüm

Franz Kafka

“Gregor Samsa bir sabah yatağında huzursuz düşlerden uyandığında kendini dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu. Kabuklu sert sırtının üzerinde yatıyor, başını birazcık yükselttiğinde, kayıp düşmek üzere olan yorganın tepesinde zar zor tutunduğu kahverengi, bombeli ve yay şeklinde şeritlerle bezeli karnını görüyordu. Gövdesine göre acınacak incelikteki pek çok bacağı gözlerinin önünde çaresizlikle titreşiyordu.”

Kafka işte bu sarsıcı, tuhaf cümlelerle başlıyor yirminci yüzyılın en etkileyici eserleri arasında yer alan Dönüşüm’e.

Keskinliği ve yalınlığıyla Kafka’nın edebi yoğunluğunu en iyi anlatan bu başyapıt, Arjantinli çizer Luis Scafati’nin hayal gücüyle birleşince, ortaya seyre doyulmaz bir edebi ziyafet çıkıyor.

“Kafka’nın sanatı okuyucuyu onu yeniden okumaya zorluyor. Eserlerinin sonları –ya da olmayan sonları– açık açık ifade edilmeyen, ama hikayenin başka bir bakış açısıyla yeniden okunmasını gerektiren açıklamalar sunuyor.”

Albert Camus

“[Kafka] ziyadesiyle bürokratikleşmiş bir toplumun şiirsellikten yoksun kumaşını romanın o muazzam şiirine; bir adamın gayet sıradan öyküsünü… bir mite, destana, daha önce görülmemiş bir güzelliğe dönüştürüyor.”

Milan Kundera

Gizemli Bir Maske

Fernando Pessoa

Geç git, kuş, geç git, bana da geçip gitmeyi öğret!

Bir bilinmezlik olmayı seçen, yazma eylemini kendine özgü bir sahne yorumuyla icra eden, Modernizmin geç keşfedilen öncülerinden Fernando Pessoa başyapıtı sayılan Huzursuzluğun Kitabı’nda şöyle yazar: “Yaratmak uğruna kendimi yok ettim; kendi içimde o kadar dışıma attım ki kendimi, kendimin dışında varlık sürüyorum artık. Farklı oyuncuların farklı oyunlar oynadığı boş bir sahneyim ben.” Bu benzersiz günlük, Bernardo Soares imzalıdır. Şiirle yaşamış, yarattığı onlarca kimlik, karakter aracılığıyla modern şiire ve yazına mührünü, hayattayken yayımladığı tek Portekizce şiir kitabı ve üç İngilizce kitabın yanında koca bir bavul elyazmasıyla bırakmıştır Pessoa.

Martín López-Vega’nın hazırladığı bu seçki, Pessoa’nın baş aktörleri olarak nitelenen, kendisinin de öyle kurguladığı Alberto Caeiro, Ricardo Reis, Álvaro de Campos’un şiirlerinden bir seçmeyi Adolfo Serra’nın illüstrasyonlarıyla bir araya getiriyor.

Bugün, yapıtıyla ördüğü bulmaca hâlâ bütünüyle gün ışığına çıkmamışken, dünyanın başka coğrafyalarında başka “yaşayan karakter”lere kendine özgü bir bilgelikle dokunarak sözünü sürdürüyor Pessoa.

Dünyada ileri gitmek için ne kadar çok şey ödünç aldım!

Ne kadar ödünç şeyi sanki benimmiş gibi kullandım!

Ben kendim de, yazık ki, bana ödünç verilen şeylerden başka bir şey değilim.

Resimli Başyapıtlar: Kara Kedi

Edgar Allan Poe

“Yazmak üzere olduğum bu çılgın, ama bir o kadar da basit hikayeye inanmanızı beklemiyorum. Kendi aklım bile, olanları apaçık gördüğü halde, onları inkar ederken, sizden bunu beklemem delilik olur. Ama deli olmadığımı biliyorum, hayal görmediğimden de eminim. Yarın öleceğim için bugün içimi dökmem gerek.”

Edgar Allan Poe’nun gizemli ve karanlık dünyasına hoş geldiniz! Dehşeti, korkuyu, düş ile gerçeklik arasındaki muğlaklığı, insanın karanlık yüzünü ve çaresizliği anlatan Poe’nun tekinsiz öykülerine, bu kez Luis Scafati’nin eşsiz çizimleri eşlik ediyor. Büyük bir özenle kullandığı siyahın hakim olduğu çizimleriyle karanlık ve hassas bir dünyanın kapılarını aralayan Scafati ile duyduğu dehşetli ürperişi okuyucusuna iletmekte benzersiz bir dile sahip Edgar Allan Poe’nun öyküleri bir araya gelerek benzersiz bir atmosfer yaratıyor.

“Edgar Allan Poe’nun öykülerini çok sevdiğim için gerilim filmleri yapmaya başladım.”

Alfred Hitchcock

“Edgar Allan Poe, ona hayat veren nefesi üflemeden önce dedektiflik hikâyeleri neredeydi?”

Arthur Conan Doyle

Palto

Nikolay Gogol

Önüne ne pahasına olursa olsun ulaşacağı bir hedef koyan insanlar gibi kendini şimdiden daha hayat dolu hissediyor, karakteri güçleniyordu. Yürüyüşünde ve hareketlerinde kararsız ve ikircikli ne varsa gitmiş, gözlerinde yeni bir ateş parlamaya başlamıştı. Hatta en cüretkâr hayallerinde bazen paltosuna sansar kürkü bir yaka diktirmeyi bile kurar olmuştu.”

“Küçük adam”ın çektiği sıkıntılar, maruz kaldığı eşitsizlik ve acılar bu uzun öykünün başkahramanı Akakiy

Akakiyeviç’in hayatı üzerinden yalın bir gerçekçilikle anlatılıyor. Böylesi bir anlatım, her ne kadar dönemin Çarlık Rusya’sında büyük tepki alsa ve Gogol, Rus insanını aşağılamakla suçlansa da, Rus edebiyatında bir çığır açıyor. Elinizde tuttuğunuz bu muhteşem eseri daha önce yayınlanmış örneklerinden farklı kılan ise otuzdan fazla kitapta imzası olan ödüllü çizer Noemí Villamuza’nın büyüleyici çizimleri.

“Hepimiz Gogol’un Palto’sundan çıktık.”

Dostoyevski

“Gogol’un Palto’da sergilediği sanat, paralel doğruların kesişmekle kalmayıp, solucan misali kıvrılabileceklerine, karmakarışık hale gelebileceklerine işaret eder.”

Vladimir Nabokov

Resimli Başyapıtlar: Satranç

Stefan Zweig

Stefan Zweig’ın intihar etmeden kısa süre önce kaleme aldığı Satranç zulüm, saplantı, aklın gücü ve bu gücün yaratacağı kötülükleri ele alan ve yayımlandığından beri bütün dünyada büyük yankı uyandırmış bir klasik. Satranç tahtasının siyahı ve beyazı gibi iki kutbun –iyiyle kötünün, kibarla kabanın, insanla makinenin, akılla deliliğin, cehaletle bilginin, açgözlülükle tamahkarlığın– arasında, kendi içimizde bitmeyen bir satranç maçına devam eden bizim hikâyemiz…

New York’tan Buenos Aires’e giden bir gemide yolcular arasında Dünya Satranç Şampiyonu Mirko Czentovic de bulunmaktadır. Kaba, vurdumduymaz, cahil, açgözlü bir insan olsa da Czentovic tam bir satranç dehasıdır. Gemidekiler kendisiyle maç yapmak isterler. Genç satranç oyuncusu bu isteklerini geri çevirmez ve üst üste galip gelir, ta ki bir maç sırasında ağırbaşlı, çekingen bir yabancı ortaya çıkıp oyuna müdahale edinceye kadar. Bu yabancı uzun zamandır satranç tahtasına elini sürmediğini söylese de verdiği taktikler sayesinde maç berabere biter.

Akif Kaynar’ın karakterlerin iç dünyasını yansıtan, öykünün önemli noktalarını canlandıran resimleri de Zweig’ın bu ölümsüz klasiğini bambaşka bir boyuta taşıyor.

Devamını Göster
₺900.00
Klasikler Seti 2 (8 kitap)
  • Dış Sitelerde Paylaş

18. Kafkas Dağı'nın boyu ne kadar? Dağ nerede ve birkaç yerine sıcaklık nasıl, vs.?

19. Euxine Denizi [E.A. Açıklaması: Karadeniz], Propontis'e [E.A. Açıklaması: Marmara Denizi'ne] hangi açıyla akmaktadır? Hangi derinlikte akmaktadır? Euripi adıyla da bilinen vahşi gelgitler ve akıntıların bilinen bir sıklığı var mıdır?

20. Kaspiyan Denizi'nin Euxine Denizi'ne döküldüğünü gösteren herhangi bir işaret var mıdır? Bu konuyu aydınlatabilecek farklı bir renk, sıcaklık, daha fazla su hareketi var mıdır?

21. Hangi iç yolları kullanarak Çin'e gitmektedirler? Yerlilerin barbarlığından ötürü Çin ile eskiden iletişim kurmak mümkün değilken, şimdi o yerlere gitmek için karavanlara özel yapılmış geçitler var mıdır?

22. Yaptıkları su yolakları, Antiklerin yaptığı plasterler kadar iyi midir? Ve nasıl yapıyorlar?

23. Ülkenin dolu olduğu, cahillerin fark etmeyeceği veya korumayacağı antik eserler hakkında bilgi var mıdır? Özellikle de Muhteşem Süleyman tarafından İstanbul civarında birkaç yerde yapılan bu su yolaklarının büyüklüğü ve yapısı nedir?

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
83
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • İnanılmaz 29
  • Tebrikler! 24
  • Merak Uyandırıcı! 22
  • Muhteşem! 10
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 6
  • Güldürdü 3
  • Umut Verici! 3
  • Korkutucu! 3
  • Bilim Budur! 2
  • Üzücü! 2
  • Grrr... *@$# 1
  • İğrenç! 1
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Türev İçerik Kaynağı: Royal Society Publishing | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 20/04/2024 15:18:23 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/537

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Hava
Uyku
Kütle
Yas
Çeşitlilik
Kanat
Yeni Koronavirüs
Bebek Doğumu
Neandertal
Diş Hekimi
Yeni Doğan
Konuşma
Sosyal
Bilimkurgu
Kuantum
Kalıtım
Epidemik
Goril
Eğilim
Çeviri
Epistemoloji
Ornitoloji
Amerika Birleşik Devletleri
Göğüs
Yaşanabilir Gezegen
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
Ç. M. Bakırcı. Türkiye ile İlgili İlk Basılı Akademik Makale: "Türkiye Hakkında Sorular" (1667). (16 Haziran 2019). Alındığı Tarih: 20 Nisan 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/537
Bakırcı, Ç. M. (2019, June 16). Türkiye ile İlgili İlk Basılı Akademik Makale: "Türkiye Hakkında Sorular" (1667). Evrim Ağacı. Retrieved April 20, 2024. from https://evrimagaci.org/s/537
Ç. M. Bakırcı. “Türkiye ile İlgili İlk Basılı Akademik Makale: "Türkiye Hakkında Sorular" (1667).” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 16 Jun. 2019, https://evrimagaci.org/s/537.
Bakırcı, Çağrı Mert. “Türkiye ile İlgili İlk Basılı Akademik Makale: "Türkiye Hakkında Sorular" (1667).” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, June 16, 2019. https://evrimagaci.org/s/537.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close