Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Toksik Şok Sendromu Nedir? Kimler Risk Altında?

10 dakika
25,466
Toksik Şok Sendromu Nedir? Kimler Risk Altında? Right as Rain
Tıbbi İçerik Uyarısı

Bu içerik tıp ve sağlık ile ilişkilidir. Sadece bilgi amaçlı olarak hazırlanmıştır. Bireysel bir tıbbi tavsiye olarak görülmemelidir. Evrim Ağacı'ndaki hiçbir içerik; profesyonel bir hekim tarafından verilen tıbbi tavsiyelerin, konulan bir teşhisin veya önerilen bir tedavinin yerini alacak biçimde kullanılmamalıdır.

Daha Fazla Bilgi Al
Tüm Reklamları Kapat
TSS
  • Türkçe Adı Toksik Şok Sendromu
  • İngilizce Adı Toxic Shock Syndrome
  • Latince Adı TSS
  • OrphaNet

Genel Bilgiler: Patoloji ve Mekanizma

Toksik şok sendromu, bakteriyel toksinlerin neden olduğu bir çok sistemli (birden fazla sistemi etkileyen) ve ciddi bir hastalıktır. Özellikle A Grubu Streptococcus pyogenes (GAS) ve Staphylococcus aureus türü bakterilerin neden olduğu, nadir bir tepkisel süreçtir. Streptokokal farenjit neredeyse hiçbir zaman toksik şok sendromuyla ilişkili değildir.

Streptokokal toksik şok sendromuna, bazen toksik şok benzeri sendrom (İng: "toxic-shock-like syndrome" veya kısaca "TSLS") denilebilir. Staphylococcus aureus bakterisi pek çok insanın cilt, burun, dirsek, vajina gibi bölgelerindeki normal florada bulunmasına rağmen yara ve benzeri açıklıklardan kan dolaşımına girip toksinler ürettiğinde ortaya çıkan bu rahatsızlık tedavi edilmediğinde organ kayıplarına ya da ölüme neden olabilir.

Enfeksiyon, genellikle bakteriler vücudumuza bir kesik ya da yara gibi bir açıklıktan girdiğinde ortaya çıkar. Ayrıca toksik şok sendromu tampon kullanımından kaynaklı gerçekleşebilir. Uzmanlar tampon kullanımının neden bazen bu duruma yol açtığından emin değiller. Bazıları uzun süre yerinde bırakılan bir tamponun bakterileri çektiğine inanıyor. Başka bir olasılık ise tampon liflerinin vajinayı çizmesi ve bakterilerin kan dolaşımına girmesi için bir açıklık yaratmasıdır.

Tüm Reklamları Kapat

Stafilokokal Toksik Şok Sendromu ile karşılaştırıldığında, streptokokal Toksik Şok Sendromlu hastaların çoğunda nekrotizan fasiit, miyonekroz veya bakteriyemi gibi invaziv sendromlar vardır. GAS, antijen sunan hücreleri atlayan hücre dışı toksinler olan süperantijenler üreterek Toksik Şok Sendromu'na neden olur, bu da proinflamatuar mediatörlerin antijenden bağımsız salınımına ve majör histo-uyumluluk kompleksi (MHC) sınıf II kısıtlaması olmaksızın T hücrelerinin yoğun aktivasyonuna neden olur. Kapsamlı inflamatuar yanıt ve şok, yaygın doku hasarı ve çoklu organ disfonksiyonu ile hızla ortaya çıkar.

Belirti ve Semptomlar

Belirtiler kişiden kişiye değişiklik gösterebilir ancak genelde semptomlar aniden ortaya çıkar. Bu durumun ortak belirtileri; aniden ortaya çıkan ateş, düşük kan basıncı (hipotansiyon), baş ağrısı, kas ağrıları (miyalji), ishal, mide bulantısı, kusma, ciltte döküntü, göz-ağız-boğazda kızarıklık, bilinç bulanıklığı ve nöbetler halindedir. İleri süreçte çoklu organ yetmezliği ve koma görülebilir.

Eğer yakın tarihli bir cilt yanığı, açık bir cilt yarası, enfeksiyon, cerrahi operasyon, doğum, tampon, gebelik önleyici diyafram ya da vajinal sünger kullanımı yaşandıysa ve yukarıda bahsedilen belirtilerden bazıları görülüyorsa acil müdahele gereklidir. Toksik şok sendromu tedavi edilmezse karaciğer yetmezliği, böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği, kan akışının azalması gibi sonuçlara neden olabileceği gibi organ kayıplarına ve hatta ölüme neden olabilir.

Klinik tablosu.
Klinik tablosu.
Obgynkey

Hastalıkla İlişkili Genler, Etken Faktörler ve Risk Faktörleri

Straphilococcus aureus'un toksin üreten suşları (metisiline dirençli MRSA dahil) veya A grubu streptokok (GAS), TSS için en yaygın patojenlerdir. Nadir olmakla birlikte, C ve G grupları gibi diğer bakteriler β-hemolitik streptokoklar, Clostridium spp. ve koagülaz negatif stafilokoklar da TSS'ye neden olabilir. Ayrıca, influenza enfeksiyonu ile olası ilişki tanımlanmıştır.[1]

Tüm Reklamları Kapat

Emilme oranı yüksek tamponlar kullanma ve çocuklarda ciddi deri enfeksiyonları risk faktörüdür. Streptokokal Toksik Şok Sendromu'na başlıca deri enfeksiyonu (yaklaşık %50) neden olur ve bunu pnömoni izler. TSS'li hastaların yaklaşık %15'inde net bir kaynağı olmayan streptokok bakteriyemisi olacaktır.

Streptokokal Toksik Şok Sendromu, 50 yaşından küçük hastalarda daha sık görülür. Ayrıca kronik alkolizm, kontrolsüz şeker hastalığı, suçiçeği enfeksiyonu ve yakın zamanda yapılan plastik cerrahi bilinen risk faktörleridir.

İnvaziv streptokok hastalığı ve Toksik Şok Sendromu'ndan sorumlu virülan faktörler arasında, M proteinleri olarak adlandırılan antifagositik proteinler, sitotoksik toksinler (A, B, C) ve streptokinaz ve hiyalüronidaz gibi belirli enzimler bulunur. Bu faktörler arasında M proteinleri (M1 ve M3) ve pirojenik ekzotoksin A (streptokokal TSS'nin %80'i) invaziv GAS enfeksiyonuna ve Toksik Şok Sendromu'na neden olma olasılığı daha yüksektir.

Teşhis Yöntemleri

2011 yılında CDC'nin tanımladığı rehberden yararlanılılarak hastalığın tanısı konur:

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

  1. Vücut sıcaklığı > 38.9 °C (102.02 °F)
  2. Sistolik kan basıncı < 90 mmHg
  3. Diffüz maküler eritroderma
  4. Deskuamasyon (soyulma) - Bir veya iki hafta içerisinde özellikle avuç içinde

Aşağıdaki 3 veya daha fazla sistemin etkilenmesi:

  1. Gastrointestinal (kusma, ishal)
  2. Müsküler (şiddetli kas ağrıları veya fosfokinaz üst limitinin en az iki kat artması)
  3. Muköz membran hiperemisi (vajinal, oral, konjunktival kızarıklık)
  4. Böbrek yetmezliği (Serum kreatinin normalin iki katından fazla artması)
  5. Karaciğer yetmezliği (Bilirübin, AST veya ALT iki katından fazla artması)
  6. Düşük trombosit düzeyi < 100.000 / mm3
  7. Santral sinir sistemi bulguları (Konfüzyon, bilinç bulanıklığı veya fokal nörolojik bulgular)

Aşağıdaki durumların dışlanması:

  1. Kan, boğaz ve beyin-omurilik sıvısından alınan örneklerde S. aureus dışında bakteri türü tespit edilmesi.
  2. Serolojik anlamda Rickettsia, Leptospira ve Measles morbillivirus (MeV) negatifliği

Eğer kriterlerin 6'sı görülüyorsa tanı doğrudan konur. Fakat 5 tanesi uyuyorsa "muhtemel" anlamda tanı konur.

Streptokokal Toksik Şok Sendromu tanısı ise aşağıdaki tanı kriterleri yerine getirilerek konur:[2]

  1. A grubu Streptokok İzolasyonu
  2. Steril bir bölgeden
  3. Steril olmayan bir bölgeden
  4. Şiddetin Klinik Belirtileri
  5. Hipotansiyon
  6. Aşağıdakilerden ikisi
  7. Böbrek Yetmezliği
  8. Koagülopati
  9. Karaciğer anormallikleri
  10. Akut solunum sıkıntısı sendromu (ARDS)
  11. Geniş doku nekrozu (nekrotizan fasiit gibi)
  12. Eritematöz döküntü
  13. Kesin Durum = 1A + 2 (a+b) Olası Durum = 1B + 2 (a+b)

Tedaviler veya İdare Yöntemleri

Tedavide öncelikle eğer hastanın vital bulguları bozuksa, onlar düzeltilmelidir. Bu yüzden yatırılarak tedavi edilir. Hatta çoğu zaman yoğun bakıma alınması gerekebilir. Organ yetmezliğine girecek hastaların vital bulguları stabil tutulmalıdır. Örneğin damar yolu ile sıvı takviyesi, kan basıncını artıran ajanlar, sistemik antibiyotikler, varsa abselerin insizyon ve drenaj işlemi, gerekirse damar içi immünoglobülin kullanılabilir.

İnvaziv streptokokal hastalığı ve Toksik Şok Sendromu olan hastalar, tipik olarak çok hastadır ve bu nedenle tedavi, GAS doğrulanana kadar hem GAS hem de S. aureus kapsamı dahil potansiyel patojenleri kapsayacak şekilde ampirik geniş spektrumlu antibiyotikleri içermelidir. Diğer enfeksiyonlar, TSS ile karıştırılabilecek belirti ve semptomlar üretebilir ve klinik bağlama bağlı olarak düşünülmelidir. Bunlara leptospiroz, Rocky Mountain benekli ateş ve gram negatif sepsis dahildir.

Tüm Reklamları Kapat

Bazı klinisyenler tarafından streptokokal toksik şok benzeri sendromda enfekte dokunun cerrahi ile çıkarılması önerilse de destekleyici bulgular pek yoktur. Bazı klinisyenlere göre cerrahi işlemlerin ertelenmesi önerilir.

Enfeksiyon kaynağının hızlı tanınması ve kontrolü çok önemlidir (Örn. nekrotizan fasiitin cerrahi debridmanı). 10 ila 14 gün boyunca penisilin G'ye (3 ila 4 milyon ünite i.v. her 4 saatte bir) artı klindamisin (her 6 ila 8 saatte bir 600 ila 900 mg i.v.) deeskalasyon önerilir.[3] Bir protein sentezi inhibitörü olan klindamisin, M proteinlerinin ve süperantijenlerin üretimini baskılayarak ek fayda sağlayabilir. Ayrıca, klindamisinin (streptokokal miyozitin hayvan modellerinde), sabit büyüme fazı sırasında GAS tarafından penisilin bağlayıcı proteinlerin azaltılmış ekspresyonunun “Kartal etkisi” nedeniyle penisiline göre daha etkili olduğu gösterilmiştir.[4] İntravenöz immünoglobulin (IVIG) kullanımı küçük serilerde tarif edilmiş ve bir Kanada gözlem çalışmasında IVIG tedavisi ile sağkalım yararı rapor edilmiştir.[5] Çok merkezli, rastgele, çift kör, plasebo kontrollü bir çalışma, sepsis ile ilişkili organ disfonksiyonunda önemli bir azalma ve IVIG ile sağkalımda iyileşmeye doğru bir eğilim göstermiştir (28 günde ölüm, plasebo grubunda 3,6 kat daha yüksekti); ancak bu, ne yazık ki istatistiksel olarak anlamlı değildir.[6]

Müddet Tahminleri (Prognoz)

Streptokokal sendromda ölüm oranı %50, stafilokokal sendromda ise %2 olduğu belirtiliyor. Hasta yaklaşık 2 gün içerisinde hayatını kaybedebilir. Tutulan organa göre hastalığın seyri değişir; vital bulgular aniden değişiklik göstererek durumu kötüleşebilir. Bu yüzden söz konusu hastalar yakından takip edilmelidir. Gerekli tedavi sonucunda hastalar 2 ila 3 hafta içerisinde iyileşir.

Tüm Reklamları Kapat

Görülme Sıklığı ve Dağılımı (Epidemiyoloji)

Yıllık invaziv GAS enfeksiyonu insidansının, hastaların %13'ünde TSS gelişen popülasyonda 1,4/100,000 olduğu tahmin edilmektedir.[7] Amerika Birleşik Devletleri'nde streptokokal sendrom her yıl %0.003 oranında görülür iken; stafilokokal sendrom her yıl %0.005 oranında görülmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde daha sık rastlanır. İlk olarak 1927 yılında emici tampon kullanımına bağlı olarak gelişebildiği tespit edilmiştir. Böylece sonraki yıllarda bu ürünler piyasadan kaldırılmışlardır ve daha sağlıklı versiyonları üretilmiştir.

Önlem Yöntemleri

Vajinal tamponu her 4 ila 8 saatte bir kullandığınız ürünün kullanım talimatlarına uyarak değiştirmek lazım ve gerekli olmadıkça yüksek emicili tampon kullanmaktan kaçınılmalıdır. Çünkü yüksek emicilik özelliği olan tamponların daha riskli olduğu düşünülmektedir. Pedleri sık sık değiştirmek önleme yöntemlerinden biridir. Ayrıca yapılan araştırmalar adet kaplarının toksik şok sendromu riskinin tamponlara göre çok daha az olduğunu göstermektedir. Adet döneminizde hangi ürünü kullanırsanız kullanın onun güvenilirliğinden emin olmalısınız ve titiz bir şekilde kullanmaya özen göstermelisiniz.

Eğer açık yara, ciltte yanık varsa ya da yakın bir zamanda cerrahi operasyon geçirildiyse o bölgeye el hijyeni sağlanmadan temas edilmemeli. Kesik ya da yaraları temiz tutmalı ve pansumann doktorun önerdiği şekilde değiştirilmeli.

Etimoloji

"Toksik" kelimesi bakterilerin salgıladığı toksinlerden gelir. "Şok" ise düşük kan basıncı ve yüksek kalp hızına bağlı olarak akut oluşan hipoperfüzyon sendromudur. Bir nevi ani dolaşım yetmezliği denilebilir. Sendrom ise "semptomlar bütünü" olarak değerlendirildiğinde karşımıza "toksik şok sendromu" çıkıyor.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Kolektif Siyaset Seti (7 Kitap)

Bedreddin: Hayatı ve Düşünceleri

Murat Küçük

“Adil bir dünyanın özlemini duyuyordum. O dünyada hepimize yer olmalıydı. Oysa iktidar savaşlarıyla birbirini boğazlayan orduların ayakları altındaydı insanlık. Yoksulların çaresizliğini düşündükçe bir şeyler yapmamız gerektiğini hissediyordum.”

Söz konusu Şeyh Bedreddin olunca yanıtları belki de her daim muğlak sorularla baş başa kalırız. Bir medrese âlimiyken neden tasavvuf yolunda menzil almıştır? Fikirlerinin Anadolu ve Balkanlar’da bu kadar etkili olabilmesinin nedeni nedir? Dinlerin eşitliğine dair düşüncelerinde Hıristiyan-Helen köklerinin etkisi var mıdır? İsyancılara atfedilen özel mülkiyet karşıtı fikirlerin ilham kaynağı gerçekten Şeyh Bedreddin midir? Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal’le yolları nasıl kesişmiştir? İsyanı planlamış mıdır yoksa rüzgârın yönüne doğru mu yürümüştür sadece?

Murat Küçük zihninde bu sorularla altı yüzyıl önceye gidip söyleşiye davet ediyor Bedreddin’i. Daha yakından tanımak istiyor bu akılcı fıkıh âlimi, gönül gözü açık sufi ve isyankarların yoldaşı şeyhi… Tarihin karanlıklarında kalmış olayları hayali bir Bedreddin’le aydınlatma emeliyle akıl ve kalple dolu bir yolculuğa çıkarıyor bizleri.

Okuyucuya Not: Hayali söyleşiler, dünyayı değiştiren, onu anlamamızı sağlayan önemli isimlerle tanışmak veya onları yeniden keşfetmek isteyenlere keyifli bir okuma sağlamak amacıyla hazırlandı. Bu söyleşiler hayal ürünü olsa da biyografik gerçeklere dayanıyor.

Gezi Ruhu ve Politik Teori

Murat Özbank

2013 yılının Haziran ayında, Taksim Meydanı ve Gezi Parkı’nı dolduran çok dilli, çok dinli, çok ideolijili, çok kimlikli insan çoğulluğu arasında bir “ruh” dolaştı: özgürlük ve demokrasi ruhu. Bu ruh, Türkiye’de siyasal hayatı ve siyasal tahayyülü derinden etkileyebilecek gelişmelerin ve arayışların yolunu açtı. Peki nasıl doğmuş, nasıl büyümüştü bu ruh? Dile gelecek olsa hangi kavramlarla konuşur, nasıl bir kuramsal zemine yaslanırdı?

Gezi Ruhu ve Politik Teori bu sorulara yanıt arayan, öznellikle nesnelliği, bir siyaset gözlemcisinin kavramsal bakışıyla bir katılımcının heyecan, umut ve öfkesini harmanlayan, hem politik hem de teorik bir kitap. Bir yandan 2013 Haziran’ının o ateşli günleri üzerine yeniden düşünmek için bir fırsat veriyor, bir yandan da Weber, Arendt, Schumpeter ve Habermas’ın siyasete dair teorileri ve kavramlarıyla tanıştırıyor bizi. Hem politikaya ve politik teoriye merak duyanlar için bir başlangıç sunuyor, hem de Gezi olaylarının demokratik siyasetin bugünü ve geleceği açısından anlamı üzerine düşünmek isteyenlere özgün, berrak ve samimi bir üslupla rehberlik ediyor.

Gezi Ruhu ve Politik Teori olayların gerçekliğini doğrudan sunan bir fotoğraf değil, çıplak gözle görülenlerin gerisindeki ruhu, “Gezi Ruhu”nu yansıtan bir portre çalışması. Tam da o ruhun içerdiği öznelerarası niteliğe uygun şekilde…

WEBER’DEN ARENDT’E GEZİ’DE POLİTİK GÜÇ VE ŞİDDET

ERDOĞAN’DAN SCHUMPETER’E GEZİ’DE DEMOKRASİ VE POLİTİK MEŞRUİYET

GEZİ’DEN HABERMAS’A DEMOKRASİ VE İNSAN HAKLARI

İşgal Et-İtaatsizlik Üzerine Üç Tez

W. J. T. Mitchell, Bernard E. Harcourt, Michael Taussig

Occupy hareketinin bir başka örneği de 2013 yılında Gezi Parkı Direnişi’yle Türkiye’de yaşandı. Direnişle birlikte Türkiye’de birçok ezberin bozulduğuna şüphe yok. Peki, Tahrir Meydanı’yla Zuccotti Park’ın “işgal”inin ardından tüm dünyayı etkisi altına alan bu hareketin temeli neye dayanıyor, talebi ne?

İşgal Et, Orta Doğu’dan New York, Chicago, Londra, Berlin, Frankfurt, Quebec ve Hong Kong gibi şehirlere uzanan “kamusal alanı işgal etme” eylemlerinin dinamiklerini üç farklı açıdan ele alıyor.

Taussig’in, eylemcilerin işgal ettiği Zuccotti Park üzerine kendi gözlemlerini etnografyayla harmanlayarak yazdığı açılış makalesinin ardından Bernard E. Harcourt “sivil itaatsizlik” ile “siyasi itaatsizlik” arasındaki önemli farkı inceliyor. Occupy Wall Street eylemcilerinin “siyasi itaatsiz”ler olarak, yani siyasi söylemleri ve stratejileri reddederek yeni, radikal bir protesto biçimini nasıl hayata geçirdiklerini gözler önüne seriyor. Son olarak medya eleştirmeni ve kuramcısı W. J. T. Mitchell, Occupy imgelerinin kitle iletişim araçları ve sosyal medya aracılığıyla tüm dünyaya yayılmasını mercek altına alıp devrim anıtı olarak “boş alan”ın nasıl kullanıldığını irdeliyor.

“Belirli talepleri olmadığı için Occupy hareketinin ilkel ve dağınık olduğunu düşünüyorlar. Sanki eşitlik bir talep, üstelik bireyi de gerçekliği de yeniden tanımlayan hem ahlaki hem ekonomik bir talep değilmiş gibi.”

-Michael Taussig

“İktidarla uzlaşmayı, geleneksel siyasete uymayı, kurallara göre oynamayı en baştan reddeden Occupy yeni bir siyasi angajman, yeni bir siyaset biçimi yarattı. Geleneksel siyasetin kelime haznesine meydan okuyan, kullandığımız grameri muğlaklaştıran, siyasetin dilini bütün oyunbazlığıyla çarpıtan yeni bir angajman biçimiydi bu.”

-Bernard E. Harcourt

“Belki de ‘boş alan’ yalnızca devrimin değil… gelecek yeni bir demokrasi, yeni bir küresel düzen ihtimalinin de tek gerçek anıtıdır.”

-W. J. T. Mitchell

Marcel Duchamp ve İşin Reddi

Maurizio Lazzarato

Zamanı ve dünyayı yaşamanın bambaşka bir yolu olarak tembel eylem!

“Duchamp kapitalist toplumdaki vazife, rol ve ölçülere teslim olmayarak hem sanatsal hem de ücretli işi inatla reddetmiş, üstelik sanatın ve sanatçının tanımlarına meydan okumakla da yetinmemiştir.” Onun radikal eylemsizliği kapitalist toplumun üç sacayağına birden meydan okumasından ileri gelir: Mübadele, mülkiyet ve emek.

Maurizio Lazzarato, Marcel Duchamp’ın yerleşik iktidar ilişkilerini askıya almanın, politik kırılmayı mümkün kılan koşulları yaratmanın ve yeni bir öznelliğin inşasının başlangıç noktası olarak tanımladığı “işin reddi” ve “tembel eylem” kavramlarını, hem sosyoekonomik bir eleştiri hem de felsefi bir kategori olarak ele aldığı kitabında, henüz çözülememiş bir ihtilafa işaret ederek Duchamp üzerinden yeni bir kapı aralıyor: “Amaçlanan çalışmama özgürlüğü müdür yoksa çalışarak özgürlüğe kavuşmak mıdır?”

“İşin reddi” ve “tembel eylem” bir olanağa işaret eder ve “Olanak bir zerreciktir,” der Duchamp. Artık aynı şekilde görüp aynı şekilde duymadığımız bu olanağa erişmekse başka bir yaşam biçimine bağlıdır, “zerreciğin tembel sakinleri” gibi.

Marx Okumak

Slavoj Žižek , Frank Ruda ve Agon Hamza

Bu kitapta sunulan felsefi okuma, Marx ile Platon, Descartes ve Hegel arasında üretken olabilecek kısa devreler sunmak üzere şekilleniyor: Kapitalist mağarada Platoncu Marx, öznellik düşmanlarına öznelliği savunan Kartezyen Marx, emek temelinde özilişkisel bir olumsuzluk gören Hegelci Marx bir araya geliyor.

Günümüzün önemli Marksist düşünürlerinden Žižek, Ruda ve Hamza, cesur bir felsefi hamleyle Marx’ı yeni bir özgürleşme siyasetine zemin sunabilecek tarzda yeniden yorumluyorlar. Sonuçta, parçacık fiziğinden güncel siyasi eğilimlere uzanan bir turla kapitalizmin içinde bulunduğu krize farklı bir yaklaşım getiren muhayyel, yaratıcı ve deneysel bir okuma çıkıyor karşımıza.

“Çok yerinde bir zamanlamayla kaleme alınmış bu eserde yazarlar, alışılagelmiş şekilde Hegel eleştirisi üzerinden Marx’ı anlama yaklaşımını tersine çeviriyor, işe Marx’tan başlayıp sonra Hegel’e dönüyorlar. Önümüze yepyeni bir entelektüel ufuk açıyorlar.”

Kojin Karatani

“Marx Okumak bizi günümüzde Marx’ın kazandığı yeni önemi anlamaya çağırdığı kadar, felsefe ile Marx’ı buluşturmanın gücünü de ortaya koyuyor. Her sayfası felsefi bir Marksizmi nasıl tasavvur edilebileceğini ortaya koyan ilham verici fikirlerle dolu.”

Todd McGowan, Vermont Üniversitesi

Mümkün Ütopya: Yaşanabilir Bir Toplum İçin Stratejiler

Michael Albert

“Zihinler değişiyor. Rejimler çöküyor. Yeni yapılar doğuyor. Çalkantılı zamanlar, çalkantılı değişimler yaşanıyor. Yine de zaferin kaçınılmaz olduğunu söyleyemeyiz. Peşine düşülen hedeflere erişmek için insanlar acı ve öfkeden sıyrılıp harekete geçmeli, bölünmüşlükten beraberliğe ve mücadeleden zafere yürümeli. Anlık zaferlerin ötesinde yeni toplumsal ilişkiler biriktiren ve çeşitlendiren kazanım yörüngelerine ihtiyacımız var.”

“Yeni bir toplum yaratma yolunda aktivist bir ‘toplumsal değişim ekibi’ işe nereden başlayacağını, nihai hedefini ve başlangıç noktasından bitiş noktasına nasıl gideceğini bilmek zorundadır. Bu kitabın konusu işte tam olarak budur.”

Mümkün Ütopya yaşanılabilir bir toplum için yeni seçenekler, davranışlar ve sonuçlar doğuracak yeni uygulamalar üzerine bir çalışma. Michael Albert mevcut gerçekliğe dair kıyamet senaryolarının kurgulandığı günümüzde sabırlı, ağırbaşlı ve cüretkâr olmanın altını çizerek “İnsanların küçümsendiği bir sığınak yerine karşılıklı yardım için bir aracıya dönüşen hareketleri” nasıl yaratabileceğimize kılavuzluk edecek bir teori ortaya koyuyor. Bunu yaparken bizi bir arada tutan hükümet, ekonomi, akrabalık ve kültürün birbirleriyle, değişimle ve tarihle ilişkisini anlamaya ve bildiğimiz toplumsal hiyerarşileri yaratmadan işlevlerini nasıl yerine getirebileceklerini görmeye yardımcı oluyor.

Birbirimiz adına nasıl harekete geçebiliriz?

Harekete geçtiğimizde karşılıklı olarak nasıl fayda sağlarız?

Kendimizi nasıl örgütleriz?

Siyasal bağlantılarımız sebebiyle ne tür faydalar ve sorumluluklar ediniriz?

İnsanlar bir toplumsal harekete katıldıktan ve o hareketin tanımlanmış hedefleriyle aynı çizgiye geldikten sonra neden o hareketi terk ederler?

Mevcut kurumların kalıcılığını önden kabullenerek yalnızca kötü yanlarını iyileştirmekle mi yetineceğiz (yani reformist olacağız) yoksa mevcut kurumları ihtiyaç duyulan işlevlerini yeni yollarla karşılayan yeni kurumlarla mı değiştireceğiz (yani devrimci olacağız)?”

“Mümkün Ütopya adil bir dünya yaratabilecek dinamik bir hareket isteyen aktivistlerin yüzleştiği birçok soruyu yanıtlıyor.”

Bill Fletcher, Jr.

Rota

Politikada Yönümüzü Nasıl Bulacağız?

Bruno Latour

“Yaşayabileceğimiz bir toprağı nasıl bulacağız? […] Nereye gideceğimizi de, nasıl yaşayacağımızı da, kimlerle birlikte yaşayacağımızı da bilmiyoruz. Bir yer bulmak için ne yapmalıyız? Yönümüzü nasıl bulacağız?”

Toprak mefhumunun yapısı değişiyor, tüm aidiyetler dönüşüm sürecinde, herkes evrensel anlamda paylaşılabilir bir dünyanın, içinde yaşanabilir bir toprağın eksikliğiyle karşı karşıya ve yerküre direnmeye başladı; tarihte ilk defa insan toplumları, yer sisteminin insan eylemine verdiği tepkileri kavramak zorunda… Bruno Latour, Rota’da çizdiği bu manzaranın “belli bir tarihsel eğrinin sonu”na işaret ettiğini iddia ediyor ve bunu toplumsal sınıf mücadelesinin, bir jeo-toplumsal yer mücadelesine dönüşümü olarak yorumluyor.

Latour dünyanın karşılaştığı üç büyük sorunu bu dönüşüm temelinde değerlendirerek göç krizinin, iklim durumunun inkârının ve inanılmaz boyutlara ulaşan eşitsizliğin aslında tek bir olay olduğunu iddia ediyor. Artık Küresellik/Yerellik, Sağ/Sol, Batı hayranlığı/karşıtlığı üzerinden politika yapmanın geçersiz kaldığını, onun yerine “Modernleşmenin birbiriyle çelişkili kıldığı, aslında birbirini tamamlayan iki hareketi” gözetmemiz gerektiğini söylüyor: bir yandan toprağa bağlanmak, öte yandan dünyasallaşmak.

Devamını Göster
₺800.00
Kolektif Siyaset Seti (7 Kitap)
  • Dış Sitelerde Paylaş

Diğer Başlıklar

Streptokokal Farenjit Nedenli Nadir Bir Toksik Şok Sendromu Vakası

Burada, septik artrit ve TSS ile komplike olan iskemik optik nöropatiye bağlı geri dönüşlü körlük olan, nadir bir streptokokal farenjit vakası okuyabilirsiniz.

28 yaşında erkek hasta, 1 haftalık ateş ve boğaz ağrısı şikayeti ile acil servisimize geldi. Acil servise geldiğinde ateşi yoktu, normotansifti, ancak eksüdatif farenjiti vardı. Hızlı streptokok antijen testi pozitifti. Oral penisilin ve intravenöz sıvı verildi. Taburcu olmayı beklerken (ilk triyajdan sonraki 2 saat içinde) sol diz ağrısı gelişti ve hasta hipotansif hale geldi. 3 saatten fazla, diğer dizde refrakter hipotansiyon gibi efüzyon gelişti. Bunu, kademeli olarak görüşünün tamamen kaybolması izledi.

Toksik şok sendromu için vankomisin, piperasilin-tazobaktam ve klindamisin verildi. Santral venöz kateder yerleştirildi; vazopressör başlandı ve hasta yoğun bakım ünitesine yatırıldı. Enfarktüs, kanama veya vasküler anormallikler olmaksızın yaygın serebral kortikal difüzyon anormalliği gösteren körlüğünü değerlendirmek için beynin MR'ı çekildi.

Acil servise geldikten birkaç saat sonra çekilen MR görüntüsünden hemen sonra jeneralize tonik-klonik nöbet geçiren hasta solunum sıkıntısı nedeniyle entübe edildi. Artrosentez, GAS oluşturan pürülan sıvı verdi. Uyluk apsesi veya nekrotizan fasiit için yapılan görüntüleme çalışmaları gibi kan kültürleri de negatifti. Hastanın akut solunum sıkıntısı sendromu ve ventilatör ilişkili pnömoni ile komplike olan bir yoğun bakım süreci vardı.

1 haftalık yoğun tedaviden sonra yavaş yavaş vazopressörlerden ve ventilatörden ayrıldı. Hastanın GAS izolatı M protein geni (emm) tip 1 ve T tip 1 idi. 21. günde hastaneden taburcu edildi ve burada rehabilitasyon için 8 gün daha kaldı. Yoğun bakım ünitesine kabul edildikten yirmi dokuz gün sonra eve taburcu edildi. Başta güçsüzlük, diz ağrısı, çift görme ve kuru öksürük şikayetleri ile birkaç ay dahiliye kliniğinde takibi sürdürüldü. Çift görme durumu, taburcu olduktan 4 ay sonra düzeldi, ardından diz ağrısı ve öksürük düzeldi. Semptomları tamamen düzeldi ve taburcu olduktan 8 ay sonra işine dönebildi.

Vaka Değerlendirmesi

Optik sinir inmesi olarak da bilinen iskemik optik nöropati (ION), optik sinirin geçici iskemisinden kaynaklanan yıkıcı bir durumdur. ION, bir gözü veya her iki gözü aynı anda etkileyebilir ve iki farklı formu mevcuttur: Çoğunlukla büyük damar vasküliti nedeniyle optik sinirin hipoperfüzyonu olan yaşlı hastalarda görülen arteritik form (örn. dev hücreli arterit) ile her yaştaki hastayı etkileyebilen ve muhtemelen posterior gözyaşı arterinin paraoptik dallarının hipoperfüzyonuna bağlı geçici hipotansiyon ile ilişkili olan non-arteritik ION (NAION) form.

NAION insidansı Amerika Birleşik Devletleri'nde 100.000 kişi başına 2.3–10.2'dir.[8] Arteritik olmayan ION'nin yaklaşık %10'u 45 yaşın altındaki bireylerde görülür. Damar sertliği (örn. şeker hastalığına bağlı), tromfobili (örn. antifosfolipid antikor sendromu) veya migren varlığı NAION riskini artırır. Diğer risk faktörleri, sigara ve yüksek kolestrol gibi geleneksel damar tıkanıklığı risk faktörlerini içerir. NAION, genellikle görme alanında loşluk veya bulanıklık olarak tanımlanan, hızla ilerleyen (saatler ila günler) ağrısız görme kaybı ile kendini gösterir.

Herhangi bir nedenden kaynaklanan hipotansiyon, NAION ile sonuçlanabilir; buna, hastamızda görüldüğü gibi septik şok, hemorajik şok veya ilaca bağlı hipotansiyon (özellikle beta blokerler) dahildir. Hatta, interferon-alfa, amiodaron ve fosfodiesteraz-5 inhibitörleri gibi birkaç antihipertansif olmayan ilacın NAION'a neden olduğu açıklanmıştır.[9] NAION hastaların çoğunda stabil kalır, ancak hastaların %42 kadarında bir miktar görme iyileşmesi beklenebilir.[10] NAION'un gelişimi, yaygın vaskülopatinin varlığına işaret edebilir ve artan felç ve kardiyovasküler olay riski ile ilişkili olabilir.[11] NAION tedavisi, şokun hemen tanınıp, düzeltmesinden oluşan büyük ölçüde destekleyici tedavidir. Aspirin veya kortikosteroidler gibi diğer tedavilerin rolü henüz açıklığa kavuşturulmamıştır.

Streptokokal farenjit, son derece nadiren TSS'ye neden olur. Bizim hastamızda, muhtemelen farenjit için değerlendirilirken meydana gelen bir süreç olan diz eklemini besleyen geçici bir bakteriyeminin kaynağıydı. Şok gelişiminin hızı, süperantijenler olarak hareket eden streptokok eksotoksinlerine bağlanarak, konakçının inflamatuar yanıtlarını doğrudan serbest bırakır. GAS tip M1 (hastamızın tipi) genellikle TSS'de şiddetli şok ile ilişkilidir. İskemik optik nöropatisinin muhtemel nedeni derin hipotansiyondu, neyseki geri dönüşümlü olduğundan hasta tam görüşüne tekrar kavuştu. TSS'nin gelişimine ayak uyduran erken tanıma ve agresif yönetim, klinik sonucu iyileştirmek için çok önemlidir.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
19
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 14
  • Merak Uyandırıcı! 10
  • Muhteşem! 7
  • Bilim Budur! 6
  • Korkutucu! 6
  • İnanılmaz 4
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 2
  • Umut Verici! 2
  • Güldürdü 1
  • İğrenç! 1
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 17/11/2024 17:28:54 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8522

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Embriyo
Kilometre
Kadın Doğum
Cinsel Seçilim
Cinsiyet Araştırmaları
Koaservat
Buzul
Doğa Yasaları
Protein
Yakınsak Evrim
Spor
Metal
Kaygı
Enerji
Anatomi
Moleküler Biyoloji
Kimyasal
Bilgisayar
Sahtebilim
Astrofotoğrafçılık
Sağlık Örgütü
Karbondioksit
Hamilelik
Vegan
Eğitim
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
T. Barut, et al. Toksik Şok Sendromu Nedir? Kimler Risk Altında?. (10 Nisan 2020). Alındığı Tarih: 17 Kasım 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/8522
Barut, T., Türkoğlu, P., Albayrak, . (2020, April 10). Toksik Şok Sendromu Nedir? Kimler Risk Altında?. Evrim Ağacı. Retrieved November 17, 2024. from https://evrimagaci.org/s/8522
T. Barut, et al. “Toksik Şok Sendromu Nedir? Kimler Risk Altında?.” Edited by Pedram Türkoğlu. Evrim Ağacı, 10 Apr. 2020, https://evrimagaci.org/s/8522.
Barut, Tuğçe. Türkoğlu, Pedram. Albayrak, . “Toksik Şok Sendromu Nedir? Kimler Risk Altında?.” Edited by Pedram Türkoğlu. Evrim Ağacı, April 10, 2020. https://evrimagaci.org/s/8522.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close