Tokaimura Nükleer Felaketi ve Hisashi Ouchi: Ölümcül Düzeyde Radyasyon Zehirlenmesi Sonrası Rızası Olmadan Hayatta Tutulan Adam!
Radyasyon, insanlar için her zaman büyük bir ilgi konusu olmuştur. Keşfedilmesi ve silah haline getirilmesinden bu yana pek çok bilim insanı, radyasyonun canlı organizmalar ve özellikle de insanlar üzerindeki etkilerini araştırmıştır. Radyasyonun canlılar üzerindeki etkilerini tam olarak aydınlatma çabamızın bir sonucu olarak birçok canlı, bu deneyler sırasında acı çekmek zorunda kalmıştır.
Onlarca yıla yayılan bu radyasyon deneyleri, ağırlıklı olarak denek hayvanları üzerinde yapılmıştır; çünkü böyle bir şeyi insanlar üzerinde test etmenin etik bir yolu bulunmamaktadır. Buna nedenle Hiroşima ve Nagazaki'nin bombalanması veya nükleer santraller kazaları gibi büyük nükleer olaylar dışında, radyasyonun insanlar üzerindeki etkisini kontrollü olarak görmenin bir yolu da bugüne kadar tespit edilememiştir.
1999 Tokaimura nükleer kazasından sonra da bilim insanları, patlama sonucu radyasyona maruz kalan kurbanların bu radyasyondan ne kadar etkilendiğini detaylıca inceleme fırsatını bir kez daha yakalamıştır. Felaketin kurbanları arasında Hisashi Ouchi vakasıysa, özellikle öne çıkmaktadır.
Japonya'da Nükleer Santrallerin Yeri
Nükleer enerjinin keşfinden bu yana nükleer santraller, doğal kaynaklar açısından fakir olan Japonya için önemli bir enerji alternatifi olarak görülmüştür ve bu santraller, 2011 yılında yaşanan Fukushima Nükleer Felaketi'ne dek Japonya'nın elektriğinin yaklaşık %30'unu karşılamıştır.[1] Ancak Fukushima Felaketi sonrasında Japonya'da nükleer elektrik üretimi keskin bir düşüşe geçmiş, sonrasındaki yıllarda bir miktar ilgi geri dönmüş olsa da, 2019'dan sonra yeniden bir düşüş yaşanmıştır:
Bu yazımızın konusu olan Tōkai'nin Tokyo'dan yaklaşık 112 kilometre uzakta olması ve geniş arazilere sahip olması da onu nükleer enerji üretimi için ideal hale getirdi ve bu nedenle bir dizi deneysel nükleer reaktör ve ardından da ülkenin ilk ticari nükleer santrali olan Tōkai Nükleer Santrali burada inşa edildi. Zamanla nükleer araştırma, deney, üretim ve yakıt üretimi, zenginleştirme ve bertaraf tesisleri sağlamak için Tōkai yakınlarında düzinelerce şirket ve devlet enstitüsü kuruldu. Günümüzde de Tōkai nüfusunun yaklaşık üçte biri, nükleer endüstrinde istihdam edilmektedir.[2]
1997 Dōnen Kazası: Tōkai Nükleer Santrali'ndeki İlk Nükleer Atık Faciası
11 Mart 1997'de, Tokai köyünde yaşanan ilk nükleer facia, nükleer santrali işleten Güç Reaktörü ve Nükleer Yakıt Gelişitrme Şirketi'nin (PNC) bitümleme tesisinde meydana geldi. Bazen Dōnen Kazası (Jap: "動燃事故" veya "Dōnen jiko") olarak da anılan bu facianın isminde geçen "Dōnen" sözcüğü, PNC'nin Japonca adı olan Dōryokuro Kakunenryō Kaihatsu Jigyōdan'ın kısaltmasından gelmektedir.
Nükleer tesis çalışanları, her zaman olduğu gibi, düşük seviyeli sıvı atıkları depolama amacıyla erimiş asfalt (bitüm) ile kapladı ve katılaştırdı. Ancak o gün, normalden %20 daha az asfalt kullanan yeni bir asfalt-atık karışımı deniyorlardı. Yeni kapatılmış fıçılardan birinde meydana gelen kademeli bir kimyasal reaksiyon, fıçının içinde hâlihazırda sıcak olan maddeleri sabah 10:00 civarında tutuşturdu ve başlayan yangın, kısa sürede civardaki fıçılara da sıçradı.
İşçiler, yangını gerektiği gibi söndüremedi ve yangından saçılan duman ve radyasyon nedeniyle alarmlar çalmaya başladı. Bunun üzerine tüm personel binayı tahliye etmek zorunda kaldı. Akşam 8'de, tam da çalışanlar binaya yeniden girmeye hazırlanırken, birikmiş yanıcı gazlar tutuşup patladı. Patlama, pencereleri ve kapıları kırarak duman ve radyasyonun çevreye yayılmasına neden oldu.
Yaşanan facia, Uluslararası Nükleer Olay Ölçeği'nde "3. seviye" olarak derecelendirildi ve hükümetin Bilim ve Teknoloji Ajansı tarafından ülke tarihinde o güne kadar görülen en kötü nükleer kaza olarak tarihe geçti. Olay sırasında 37 personel eser miktarda radyasyona maruz kaldı. Olaydan bir hafta sonra meteoroloji yetkilileri, santralin 40 kilometre güneybatısında alışılmadık derecede yüksek sezyum seviyeleri tespit etti. Nükleer işleme tesisi binasının havadan görüntüleri, yangın ve patlamadan zarar görmüş bir çatı nedeniyle dış dünyanın sürekli radyasyona maruz kaldığını ortaya çıkardı.
PNC yönetimi, uygun denetim eksikliğini örtbas etmek için iki işçiye tesisin tahliyesine yol açan kronolojik olayları yanlış rapor etmelerini emretti.[3] Dōnen liderliği, yangını derhal Bilim ve Teknoloji Ajansı'na (STA) bildirmemişti. Bu gecikmenin nedeni, firmanın yangınla ilgili kendi iç soruşturmasıydı; ancak bu soruşturma yüzünden acil durum müdahale ekipleri olaya yeterince hızlı müdahale edemediler ve çalışanların/ekiplerin uzun süreli radyoaktiviteye maruz kalmalarına neden oldu.
Dōnen tesisi yetkilileri, başlangıçta yeniden işleme tesisini çevreleyen alanda radyasyon seviyelerinde %20'lik bir artış olduğunu bildirdiler; ancak daha sonra gerçek oranın ilk açıklanandan 10 kat daha yüksek olduğunu ortaya çıktı.[4] Tōkai sakinleri, PNC yetkilileri hakkında cezai kovuşturma yapılmasını, şirket liderliğinin yeniden düzenlenmesini ve fabrikanın kendisinin kapatılmasını talep etti. Halkın tepkisini takiben tesis kapatıldı ve Kasım 2000'de yeniden yakıt işlemeye başlamak üzere açılana kadar kapalı kaldı.[5]
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
1999 Nükleer Santral Kazası
Tōkai Nükleer Santrali'nde meydana gelen ikinci ve çok daha ağır olan nükleer facia (Jap: "東海村JCO臨界事故" veya "Tōkai-mura JCO-rinkai-jiko"), 30 Eylül 1999'da PNC tesisinden yaklaşık 6.5 kilometre uzakta, bir yan kuruluş olan Sumitomo Metal Madencilik Şirketi (JCO) tarafından işletilen bir yakıt zenginleştirme tesisinde meydana geldi. Bu, 2011'deki Fukushima Daiichi Nükleer Felaketi'nden önce Japonya'da meydana gelen en kötü sivil nükleer faciaydı.
Facia sırasında, yakıt olarak kullanılan uranyum karışımı kritik seviyeye ulaştı ve çevredeki nüfusu tehlikeli derecede nükleer radyasyona maruz bıraktı. Yakıt karıştıran üç teknisyenden ikisi hayatını kaybetti. Yapılan incelemeler sonucundaOlaya düzenleyici denetim eksikliği, yetersiz güvenlik kültürü ve uygun olmayan teknisyen eğitimi ve öğretimi neden oldu.
JCO tesisinin ana görevi, uranyum hekzaflorürü, zenginleştirilmiş uranyum dioksit yakıtına dönüştürmekti. Bu, Japonya'nın enerji santralleri ve araştırma reaktörlerinde ihtiyaç duyduğu nükleer reaktör yakıt çubuklarının üretiminin ilk adımıydı.[6] Nükleer yakıtı zenginleştirmek, hassasiyet gerektiren bir iştir ve teknisyenleri aşırı yüksek risklere maruz bırakma potansiyeline sahiptir. Yanlış yapılırsa, nükleer ürünleri birleştirme işlemi, nükleer radyasyon üreten bir fisyon tepkimesini başlatabilir.[7]
Uranyum yakıtını zenginleştirmek için özel bir kimyasal saflaştırma prosedürü gereklidir. Bu prosedürün tanımladığı adımlar, nitrik asit kullanarak uranil nitrat üretmek için az bir miktar uranyum oksit tozunun, spesifik bir çözme tankına gönderilmesini içerir. Daha sonra karışım, özel hazırlanmış bir tampon tankına dikkatlice taşınır. Karıştırılmış bileşenleri içeren tampon tankı, fisyon aktivitesinin kritikliğe ulaşmasını önlemek için özel olarak tasarlanmıştır. Bir çökeltme tankına amonyak eklenir ve bu sayede katı bir ürün oluşur. Bu tank, kalan nükleer atık kirleticilerini de yakalama görevi görür. Son işlemdeyse uranyum oksit, Japonya'nın uzman olduğu ıslak işlem teknolojisinden geçirilerek, izotopları zenginleştirmeksizin, saflaştırılana kadar çözündürme tanklarına yerleştirilir.
Verimliliği artırmak için JCO üzerinde kurulan baskı, şirketin zenginleştirme prosedüründeki birkaç önemli adımı atlamasına ve yasa dışı bir prosedür uygulamasına neden oldu. Teknisyenler süreci hızlandırmak amacıyla ürünü, paslanmaz çelik kovalar kullanarak, bir çökeltme tankına kendi elleriyle ve doğrudan döktüler. Bu süreç, sonraki birkaç saat içinde kontrolsüz nükleer zincir reaksiyonlarını tetikleyen ve yakıtın kritik kütleye ulaşmasına neden olan bir dizi olaya istemeden de olsa katkıda bulundu.
Hisashi Ouchi Kimdir?
Hisashi Ouchi, 30 Eylül 1999'da yaşanan Tokaimura Nükleer Santrali kazasında ağır yaralanan 3 çalışandan biriydi. Tokaimura nükleer santralindeki personel, 1999 yılının eylül ayının 30. gününe kadar, çözülme zenginleştirilmiş uranyum oksidin nitrik asitle karıştırılması süreçlerini incelemekten sorumluydu. Amaçları, nükleer santral patronlarının 28'inde hazır olmasını istediği bir ürün (ve bir çeşit nükleer yakıt) olan uranil nitratı üretmekti.
Katı zaman kısıtlamaları nedeniyle personel, talep edilen uranil nitratı hızla yaklaşan teslim tarihinde hazır etmek için birçok kısayola başvurdu. Bu, kimyasalın düzgün bir şekilde hazırlanamamasıyla sonuçlandı. Örneğin başvurulan kısayollardan biri, son derece radyoaktif olan kimyasalı elle işlemekti. Operasyonu idare eden deneyimsiz üç kişilik ekip, radyoaktif ürünü nakliye için nükleer yakıta dönüştürmeye çalışırken, belki de kaçınılmaz olan bir hata yaptı.
Karıştırma işlemi sırasında, karışıma bir bileşik eklenmesi gerekiyordu. Deneyimsiz teknisyenler, bu karışıma aslen olması gerekenin 7 katı bileşik ekledi ve bu da çözeltide kontrol edilemeyen bir zincirleme reaksiyonun başlamasına neden oldu. Gama radyasyon alarmları çalar çalmaz, üç teknisyen bir hata yaptıklarını anladılar. Ama onlar için çok geçti.
Her üç teknisyen de ölümcül radyasyon seviyelerine maruz kaldılar: Ouchi, reaksiyona yakınlığı nedeniyle 17 Sv radyasyon aldı. Shinohara 10 Sv radyasyona, kazadan birkaç metre uzaktaki bir masada olan Yokokawa ise 3 Sv radyasyona maruz kaldı. 10 Sv'in üzerindeki herhangi bir doz ölümcüldür ve ne yazık ki bu vakada da bu öngörünün doğru olduğu kanıtlanacaktı.
Nükleer Serpinti
Ölümcül dozda radyasyon alan iki kişiden daha az etkilenen Shinohara, 27 Nisan 2000'e kadar, yani 7 ay boyunca hastanede kaldı. Teknisyen, maruz kaldığı radyasyonun etkilerine karşı uzun bir savaşın ardından, akciğer ve karaciğer yetmezliğinden öldü. Tokyo Üniversitesi Hastanesi'nde kaldığı 7 ay boyunca, kendisine çok düşük bir başarı ile birkaç deri grefti, kan nakli ve kanser tedavisi uygulandı. Buna rağmen, Shinohara'nın Tokyo Üniversitesi Hastanesi'ndeki zamanı, Ouchi'ninkinden çok daha az acı vericiydi.
Ouchi, Tokyo Üniversitesi Hastanesi'ne ulaştığında, tüm vücudunda radyasyon yanıkları, sıfıra yakın beyaz kan hücresi sayımı ve iç organlarında ciddi hasar vardı. Hastane personelinin müdahalesi olmasaydı, çoktan ölmüştü.
Hastanedeki ilk haftasında, beyaz kan hücresi sayısını artırmanın yanı sıra birçok deri grefti ve kan nakli için devrim niteliğinde kanser tedavisi gördü. Bir haftalık tedaviden sonra doktorlara, acı içerisinde şöyle diyecekti:[8]
Bunu daha fazla yapmak istemiyorum. Tedaviyi unutun gitsin. Ben eve gidiyorum, çıkıyorum buradan. (...) Ben bir kobay faresi değilim.
Ancak ailesi, ne pahasına olursa olsun doktorların Ouchi'yi hayatta tutmasını istiyordu. Bu nedenle, kendi itirazına rağmen Ouchi'nin tedavisi devam etti. Hastaneye yatışının 59. gününde, Ouchi'nin artık neredeyse cansız bedeni, bir saatten kısa bir sürede üç kez kalp krizi geçirdi. Ailesinin talebi nedeniyle hastane doktorları, her kalp krizinden sonra ona resüsitasyon uygulayarak hayata geri döndürdü. Teknisyen, yatışının ancak 83. gününde, çoklu organ yetmezliğinden öldü.[9]
Kazaların Nedenleri
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na göre, kazaların nedeni "insan hatası ve ciddi güvenlik ilkeleri ihlali" idi.[10] 1997'deki olaya neden olan şey, dikkatsiz malzeme taşıma prosedürleri, deneyimsiz teknisyenler, yetersiz denetim ve santraldeki eskimiş güvenlik prosedürleri de dahil olmak üzere, çok sayıda insan hatasıydı. Şirketin açılmasından sonraki 15 yılı aşkın sürede hiçbir sorun yaşanmadığı için, en alt seviyeden en üst seviyeye kadar herkes gardını indirmişti ve facia kaçınılmaz hâle gelmişti.
1999 olayıysa kullanım kılavuzlarının yetersiz yönetiminden, teknisyen ve mühendislerin kalifiye olmamasından ve nükleer kimyasalların işlenmesiyle ilgili uygun olmayan prosedürlerden kaynaklandı. Mühendisler ve işçiler arasındaki iletişim eksikliği, olay ortaya çıktığında raporlama eksikliğine katkıda bulundu. Şirket, 1997 olayından sonra hataları düzeltmiş olsaydı, 1999 olayı çok daha az yıkıcı olurdu veya gerçekleşmeyebilirdi.
Japonya Fukushima Nükleer Kazası Bağımsız Soruşturma Komisyonu'nun 2012 Raporu'ndaki yorumlar, düzenleyici kurumların ve nükleer santral endüstrisinin kendilerine aşırı güven duymasına dikkat çekiyordu. Tokaimura nükleer kazası için de benzer yönetişim başarısızlıkları geçerli olabilir.
Kurbanlara Ödemeler ve Santral Kapanması
Yaşanan nükleer facia nedeniyle 600'den fazla fabrika çalışanı, itfaiyeci, acil durum personeli ve vatandaş radyoaktiviteye maruz kaldı. Ekim 1999'da, JCO, tazminat taleplerini ve etkilenenlerin sorgularını işleme koymak için danışma kabinleri kurdu. Temmuz 2000'e kadar, 7.000'in üzerinde tazminat davası açıldı ve sonuçlandırıldı. Eylül 2000'de JCO, radyasyona maruz kalan ve etkilenen tarım ve hizmet işletmelerinden gelen 6.875 iddiayı çözmek için 121 milyon dolar tazminat ödemeyi kabul etti.[11] Olayın 350 metre yakınında bulunan herkes ve tahliye etmek zorunda kalanlar, gelecekte şirkete dava açmamayı kabul etmeleri şartıyla tazminat aldılar.
2000 yılının Mart ayının sonlarında, Japonya Bilim ve Teknoloji Ajansı, JCO'nun yetki belgesini iptal etti ve böylece JCO, nükleer radyasyonu kötüye kullandığı için kanunla cezalandırılan ilk Japon santral operatörü olarak tarihe geçti. Bu davadan kısa bir süre sonra şirket başkanı da istifası etti. Ekim ayında, JCO'dan altı yetkili, teknisyenleri gerektiği gibi eğitmemek ve güvenlik prosedürlerini bilerek bozmaktan kaynaklanlı profesyonel ihmal ile suçlandı.
Sonuç
Nisan 2001'de, o sırada üretim departmanı şefi de dahil olmak üzere altı çalışan, ölümle sonuçlanan ihmal suçlamasını kabul etti. Tutuklananlar arasında, uygun prosedürleri denetlemediği gerekçesiyle tutuklanan ve facia sırasında hastanelik olan 3 teknisyenden hayatta kalan tek kişi olan Yutaka Yokokawa da vardı.
JCO Başkanı da şirket adına suçunu kabul etti: Duruşma sırasında jüri, 1995 yılındaki bir JCO güvenlik komitesinin prosedürde çelik kova kullanımını onayladığını öğrendi. Ayrıca, yaygın olarak dağıtılan ancak gerekli yetkilendirmeye sahip olmayan 1996 tarihli bir kılavuz, çözeltinin yapılmasında kovaların kullanılmasını tavsiye ediyordu. Japonya Bilim ve Teknoloji Ajansı tarafından yayınlanan bir rapor, JCO yönetiminin, onaylanmış nükleer kimyasal işleme prosedürlerine aykırı olmasına rağmen, 1993'te başlayan bu tehlikeli uygulamaların dönüşüm sürecini kısaltmasına izin verdiğini belirtti.
Japonya'da, bu faciaya yanıt olarak, operasyonel güvenlik prosedürlerini ve üç ayda bir denetim gerekliliklerini şart koşan özel yasalar yürürlüğe konuldu. Bu teftişler, çalışanların ve liderliğin uygun şekilde yürütülmesine odaklandı. Bu değişiklik, nükleer enerji üretimiyle ilgili tüm tesis ve faaliyetlerin hem güvenlik eğitimini hem de kalite güvencesini zorunlu kıldı. 2000'den başlayarak, Japonya'nın atom ve nükleer komisyonları, nükleer kimyasalların ve atıkların ele alınmasına ilişkin uygun prosedürlere ve güvenlik kültürüne ilişkin kapsamlı eğitime, tesislerin düzenli incelemelerine başladı. Acil durum hazırlık prosedürlerine ve uluslararası kılavuz gerekliliklerine uyum çalışmaları da sürdürüldü.
Ne var ki Japonya, enerji gereksinimlerinin %80'i için büyük ölçüde ithalata bağımlıdır ve bu kıtlık nedeniyle, ülke üzerinde kendi kendine yeten enerji kaynakları üretmeye yönelik artan baskılar süregelmektedir. 2014 yılında Japon hükümeti, nükleer enerjiyi ülkenin enerji arz ve talebini güvenli bir şekilde dengeleyebilecek ve üretebilecek önemli bir güç kaynağı olarak adlandıran "Stratejik Enerji Planı"nı oluşturmaya karar verdi.
Bu olay, Japonya'da nükleer enerji üretimine karşı nükleer karşıtı eylemci hareketlere katkıda bulundu. Ülkenin kısıtlı doğal kaynaklarının dışında, ihtiyaç duyulan enerjinin nasıl üretileceğine yönelik adımlar ile, ülke nüfusunun güvenliği arasındaki gerilim devam etmektedir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 37
- 16
- 10
- 6
- 6
- 5
- 5
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- Türev İçerik Kaynağı: Wikipedia | Arşiv Bağlantısı
- ^ FEPC. Why Is Nuclear Energy Necessary In Japan? - The Federation Of Electric Power Companies Of Japan(Fepc). Alındığı Yer: FEPC | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Farley. Nuclear Workers Appeared Unaware Of Dangers. (7 Ekim 1999). Alındığı Yer: Los Angeles Times | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. Heenan. (2014). The Japan Handbook. ISBN: 9781135925338. Yayınevi: Routledge.
- ^ P. Aldhous, et al. Japan's Record Of Nuclear Cover-Ups And Accidents. (18 Mart 2011). Alındığı Yer: New Scientist | Arşiv Bağlantısı
- ^ The Japan Times. Tokai Nuclear Fuel Plant Reopens After 1997 Fire. (21 Kasım 2000). Alındığı Yer: The Japan Times | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. Brown. The Tokaimura Incident. (24 Şubat 2015). Alındığı Yer: Stanford University | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. E. Ryan. (2000). The Tokaimura Nuclear Accident: A Tragedy Of Human Errors.. Journal of College Science Teaching, sf: 42-48. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Harada. (2015). A Slow Death: 83 Days Of Radiation Sickness. ISBN: 9781942993544. Yayınevi: Vertical Inc.
- ^ Isis Online. Japanese Nuclear Accident Timeline Of Events. Alındığı Yer: Isis Online | Arşiv Bağlantısı
- ^ IAEA. Report On The Preliminary Fact Finding Mission Following The Accident At The Nuclear Fuel Processing Facility In Tokaimura, Japan | Iaea. (1 Ocak 1999). Alındığı Yer: IAEA | Arşiv Bağlantısı
- ^ Safety Online. Jco Employees Plead Guilty To Negligence In Deaths At Japanese Nuclear Facility. (24 Nisan 2001). Alındığı Yer: Safety Online | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 13:53:42 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11258
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.