Tıbbi Amaçlarla Kullanılan Bitkisel Ürünler Güvenli mi? Tıbbi Bitkileri Alırken Nelere Dikkat Etmeliyiz?
Günümüz modern tıbbında sentetik ilaçların yaygın kullanımına karşın halk arasında bitkisel drogların kullanımının tercih edildiği bilinmektedir. Özellikle endüstriyel olarak gelişmekte olan ülkelerde sentetik ilaçlara göre bitkisel drogların daha ucuz ve ulaşılabilir olmaları, geleneksel tedavide çok uzun yıllardır biliniyor olmaları, yan etki ve ilaç etkileşimlerinin sentetik ilaçlara göre daha az bilinir olması gibi nedenlerle halk arasında yaygın olarak kullanıldıkları bir gerçektir.[3]
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) kayıtlarına göre, dünya nüfusunun %80'i günümüzde tedavi veya korunma amacıyla bitkileri kullanmaktadır. Özellikle 1990'lı yıllardan sonra, tıbbi ve aromatik bitkilerin yeni kullanım alanlarının bulunması ve doğal ürünlere olan talebin artması bitkilere duyulan ilgiyi her geçen gün arttırmıştır. Bitkilerden tıbbi amaçlı yararlanılması daha çok Uzakdoğu toplumlarında yaygın olsa da son yıllarda batı toplumlarında da tıbbi bitkilerden yararlanma alışkanlıklarının arttığı görülmektedir.
Bitkiler, bilim dünyasında da sentetik ilaç moleküllerini sentezlemek amacıyla yaygın olarak kullanılmaktadır. 18. ve 19. yüzyıllardan itibaren kimya alanında gözlenen gelişmelere paralel olarak bitkilerin aktivitelerinden sorumlu etkin maddeler izole edilmeye başlanmıştır. Bitkilerden özellikle çeşitli alkaloidlerin ve salisin, amigdalin ve digitalin gibi bileşiklerin izole edilmesi sonucunda "etkin madde" fikri doğmuştur ve bu etkin maddelerin izole edilmesiyle, bitkilerden çeşitli ilaçlar elde edilmiştir.
Drog Nedir?
Bitkilerin bilim dünyasında etkin madde izolasyonu ve ilaç sentezi çalışmalarında kullanılması, çeşitli bilim dallarını ortaya çıkarmıştır. Bu bilim dallarından biri farmakognozidir. Farmakognozi, doğal kaynaklardan elde edilen ilaç ham maddelerini konu alır. Doğal kaynaklı bu ilaç ham maddelerine ise "drog" denir.
Drog tanımını biraz daha açıklamak gerekirse: İnsan ve hayvan hastalıklarında kullanılan, bitki ve hayvanlardan veya onların belli bir organından elde edilen saf veya yan maddeleriyle birlikte olan ilaç ham maddeleridir. Drogun genel bir tanım olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, farmakognozi, daha çok bitkisel kaynaklı droglarla ilgilenir. Bitkisel kaynaklı drog ise, bitkinin tedavi amacıyla kullanılan çiçek, yaprak, meyve gibi çeşitli kısımlarının kurutulmuş veya parçalanmış halidir. Tedavi amaçlı kullanılan bu kısımları ise Latince isimlerle belirtilir. Mesela Malvae Folium bir drog adıdır ve Malva sylvestris (Ebegümeci) bitkisinin yaprağı demektir.
Tıbbi Bitkilerde Standardizasyon
Tüketiciler, kullandıkları bitkisel ürünlerin kalitesinin ilaç kalitesi ile aynı seviyede olmasını beklemelidirler. Ancak doğa, ürünlerini "standart" halde vermez. Kullandığımız her doz ürünün aynı standartları sağlaması ve aynı etkiyi oluşturması için ekstrelerin bazı işlemlerden geçmesi, toksik maddelerden arındırılması, adeta rafine edilmesi gerekmektedir. Bitkisel drogdan elde edilen bir ürünün, bir madde üzerinden veya etkinliği bilinen bir madde veya medde grubu üzerinden yardımcı maddeler, bitkisel drog ya da ürünle karıştırılarak ayarlanmasıdına "standardizasyon" denir.
Standardizasyon, akılcı fitoterapinin temel koşuludur. Standardizasyonun olmadığı yerde kaliteden de söz edilemez. Bu da birçok endişeyi beraberinde getirir. Bitkisel droglar, tedavi edici olarak halk tarafından kullanılmaktadır; ancak halk, gerçekten doğru bitkiyi doğru şekilde kullanıyor mu ve kullandığı bitki gerçekten tedavi edici özellik gösteriyor mu?
Bitkisel drogları bu amaçla kullanan halkın bitkileri kullanım konusunda bilinçli olduğu maalesef söylenemez. Halk; bitkilerin sentetik ilaçlara nazaran daha masum ve yan etkisiz olduğunu düşünür; ancak durum hiç de öyle değildir: Bitkiler bilinçsizce kullanıldığında, faydadan çok zarar getirirler - hatta ölümcül sonuçlara neden olabilirler!
Bitkilerin bileşiminde yapısını bildiğiniz ya da bilemediğiniz birçok kompleks yapılı kimyasal bileşik vardır. Bu açıdan bakıldığı zaman bitkiler, adeta bir kimyasal deposu gibidirler. Bitkinin içeriğinde olan kimyasal bileşikler, çeşitli koşullarla birlikte değişiklik gösterirler. Örneğin bitkisel ürünler ilaç pazarına girene kadar birçok farklı aşamadan geçerler. Bu aşamalar, bitkilerin içeriğindeki bileşiklerin yapısını ve dolayısıyla etkilerini değiştirebilir.
Bir bitkinin tam olarak etkili olabilmesi için, bazı kalite şartlarını sağlıyor olması gerekmektedir. Bitkisel ürünün kalite şartlarını sağlıyor olması, bitkisel üründen her seferinde aynı fizyolojik cevabı alabilmek ve kullanımının güvenilirliği açısından oldukça önemlidir.
Doğru Teşhis: Tükettiğinizin Doğru Bitki Olduğundan Emin misiniz?
Halk arasında "kekik" adıyla isimlendirilen, bilimsel adı birbirinden çok farklı olan bitkiler bulunmaktadır: Thymus, Origanum, Satureja, Thymbra ve Coridathymus gibi bitkilerin hepsi "kekik" diye bilinir. Ama bunların hepsi botanik açıdan, kimyasal içerikleri ve gösterdikleri etkiler bakımından neredeyse tamamen farklıdır. Eğer elimizdeki "kekik" olarak bildiğimiz bitki tam olarak doğru teşhis edilmemişse, o bitki bizim için faydalı olmayabilir; hatta zararlı da olabilir!
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Aynı şekilde doğada, "papatya" adıyla bilinen, gerçekte ise tıbbi papatya olmadığı gibi toksik bileşikler taşıyan bitkiler de bulunmaktadır. Biz "tıbbi papatya" diye bu türleri tüketirsek, ciddi sonuçlarla karşılaşabiliriz. Dolayısıyla bitkisel kaynaklı toksisitenin önlenebilmesi için ilk adım, doğru bitki kullanmaktadır ve elimizdeki bitkinin doğru bitki olup olmadığı, başka bitkiler veya farklı maddelerle karışıp karışmadığı, ancak doğru bir teşhisle anlaşılabilir.
Teşhisi uzmanlarca yapılmamış olan bitkisel ürünlerde "tağşiş" yani "katıştırma" denen durum sıklıkla gözlenir. Örneğin bir bitki çayının içerisine farklı bitkilerin parçaları karışmış olabilir. Bu durum, tağşişe örnek oluşturur. Tağşişin olduğu bitkisel bir ürün, başka bir bitkisel ürün ile karışmış ve/veya herhangi bir patojen mikroorganizmayla, pestisitle, ağır metalle, aflatoksin gibi maddelerle kontamine olmuşsa ve bitki doğru teşhis edilmemişse, bu bitkinin kullanımında birtakım risklerle karşılaşılma ihtimali vardır. Bu tür ölümcül olabilecek sağlık riskleriyle karşılaşmamak için, bitkilerin her açıdan bilimsel olarak çok iyi incelenmesi ve ona göre değerlendirilmesi gerekir - ki bu da ancak bitkiler hakkında uzman olan kişilerce yapılabilir.
Bitkilerin Yetiştirilme Koşulları, Kalitelerini Doğrudan Etkiler!
Bitkilerin yetiştikleri coğrafi bölgedeki iklim durumu, yağış miktarı, toprak yapısı ve bitkilerin toplanma zamanı gibi unsurlar kimyasal yapıları üzerinde etkilidir. Bu açıdan, iki farklı bölgeden toplanan aynı türe ait örneklerin ya da aynı bölgeden farklı mevsimlerde toplanan bitki örneklerinin kimyasal yapıları arasında nitelik olarak olmasa bile, nicelik açısından fark olması kaçınılmazdır.
Bu nedenlerle o bitkiden beklenen etkiyi alabilmek için bitki; içerisinde etkin kimyasal maddenin en yüksek olduğu şartları göz önünde bulundurarak, yani en verimli olacak şekilde toplanmalıdır. Bu şartlara dikkat edilmezse, en sonunda elde edilen bitkisel ürünün kalitesi düşer. Bu ürünün kullanılması, istenmeyen durumlara yol açabilir; hatta bitkinin tedavici özelliği ortadan tamamen kalkabilir.
Bitkinin toplanma yerinin önemine dikkat çeken bazı örnekler vermemiz gerekirse:
- Bitkinin asfalta yakın yerden toplanması özellikle ağır metal bulundurma bakımından büyük risk oluşturmaktadır. Bitkiler, ortamdaki potansiyel toksik iyonları tolere etme kabiliyetlerinden dolayı özellikle ağır metalleri dokularında biriktirebilirler. Ağır metaller de insan vücudu için tehlikelidir. Dolayısıyla böyle bir yerden toplanmış olan bitki insan vücudu için toksik etki yaratacaktır.
- Kimyasal böceksavarlar kullanılarak haşere mücadelesi yapılan ekim alanlarından veya yakınlarından toplanan bitki örneklerinde de pestisit (böcek öldürücü kimyasal) kalıntıları görülmektedir. Pestisitler de bitkide izin verilen miktarın dışında bulunuyorsa ciddi toksik etkiler oluşturabilirler.
- Gaziantep ve Şanlıurfa yörelerinde "Yedi yıllık korkuyu giderir" diye tanınan Gentiana olivieri Griseb. (afat, afatotu) bitkisi, Ilgaz Dağı'nın doruklarında da yetişir. Ancak, bu iki yöreden aynı dönemde toplanan örnekler arasında bile önemli maddelerin miktarı bakımından mutlaka bir fark olacaktır.
- Nicotiana tabacum (tütün) bitkisinde nikotin oluşumu en iyi 20°C'de gözlenir. Eğer bitki daha yüksek sıcaklıklara maruz kalırsa içerdiği nikotinde miktar olarak kayıp olacaktır. Dolayısıyla nikotin etkisini tam olarak gösteremeyecektir.
Bitkilerin Toplanması: Ne Zaman Toplandı?
Bitkiden yüksek verim alabilmek ve bitkinin etkili olabilmesi için bitkinin toplandığı zaman da çok önemlidir. Çünkü, bitkideki sekonder metabolitlerin miktarı ve türü, yılın her günü aynı değildir.
Bitkinin yaşı ve gelişim sürecini göz önünde bulundurarak bitkiyi toplamak da çok önemlidir. Bunun sebebi de aynı şekilde, toplanma zamanında olduğu gibi kimyasal bileşiminin değişiklik gösterecek olmasıdır. Verilen bu koşullara dikkat edilmeyerek toplanan bir bitkinin kimyasal bileşiminde değişiklikler olacaktır; dolayısıyla bitki beklenilen etkiyi yaratmayacaktır. Örneğin:
- Rosa damascena (Isparta gülü) bitkisi gün doğmadan ve çiçekler tam açmadan toplanmalıdır.
- Greyfurt meyvesi olgunlaştıkça daha az limonin ve naringenin taşır.
- Papaver somniferum bitkisi çiçeklendikten 2-3 hafta sonra bitkideki morfin seviyesi en yüksek olur.
Bitkilerin Kurutulması: Tükettiğiniz Bitkiler Nasıl Kurutuldu?
Su, canlıların üremesi ve enzimlerin çalışması için iyi bir ortam oluşturur. Eğer bitki kurutulmazsa, bitkideki su nedeniyle içerisindeki etkili kimyasal bileşikler enzimatik olarak bozunmaya uğrar. Ayrıca su olduğu için nem de olur, dolayısıyla mantarların üremesi için ortam oluşur ve bitki kontamine olur. Bu nedenle bitkinin tam olarak kurutulması önem taşır.
Kurutma yöntemi de önemlidir. Örneğin nanenin yapraklarını sıcak bir ortamda kurutursak, naneye aromasını veren uçucu bileşikler uçabilir, yani bozunabilirler. Bu nedenle nane; kuru, serin ve güneşe maruz kalmayan bir ortamda kurutulmalıdır.
Bitkilerin Saklanması: Tükettiğiniz Ürünler Nasıl Korundu?
Bitkisel ürün hazırlamak üzere toplanan bitkilerin doğru bir biçimde saklanması gerekir. Saklama koşulları, bitkinin sahip olduğu özelliklere göre değişkenlik gösterir. Bitki, gerekli saklama koşullarına dikkat edilmeyerek saklandığında, içerisinde yer alan aktif bileşenler bozulabileceği gibi, zararlı etkileri olan maddelere de dönüşümleri söz konusu olabilir. Örneğin;
- Nemli bir ortamda saklanan drogta enzimatik reaksiyonlar olur ve kimyasal bileşikler bozunabilir. Mesela nemli ortamda bırakılan Kokulu yonca (Melilotus officinalis L.) bitkisinin içerisindeki kumarinler, kolaylıkla toksik bir bileşik olan dikumarol bileşiğine dönüşürler.
- Mantar oluşumu gözlenebilir, dolayısıyla drog küflenir bu da çeşitli toksik maddelerin oluşumuna sebep olur. Mesela Aspergillus flavus mantarının oluşturduğu aflatoksin zehir niteliğindedir ve kanserojen olduğu gözlenmiştir.
Kalite Kontrol ve Analiz: Bitkisel Ürünleri Kim Denetliyor?
Hastalıkların tedavisinde ve hastalıklardan korunmada kullanılan ilaçlar mutlaka en iyi kalitede olmalıdır. Çünkü söz konusu olan sağlıktır ve hataya yer yoktur. Bitkisel ürünler de içerisindeki kimyasal bileşikler sayesinde ilaç olabilme potansiyeline sahiptirler ve insanlar tarafından ilaçlar gibi tedavi amaçlı kullanılırlar. Dolayısıyla bitkisel ürünler de modern ilaçlar gibi İyi İmalat Uygulamaları (GMP) esaslarına uymalıdır.
Kalite esaslarına göre sahip olması gereken özellikleri sağlayan drog, doğru bitkisel kaynaktan temin edilip, doğru şekilde kullanıldığı takdirde, drogun etkisinin her zaman aynı olması sağlanabilir. Bu, yalnızca standardizasyonla mümkündür. Standardizasyon işlemi, temel olarak, bitkisel drog preparatlarının kalitesinin devamlılığının sağlanması için gerçekleştirilmesi gereken tüm ölçümleri kapsar. Bu ölçümler ve analizler bitkisel ilaçların kalitesi etkinlik ve güvenilirliğini doğrudan etkilemektedir. Peki bu ölçüm ve analizler neye göre yapılmaktadır?
Analiz yöntemleri, ilaç hammaddelerinin ve yardımcı maddelerinin standartları "farmakope" denilen kitaplarda kayıtlıdır. Farmakopeler, uzman kadrolar tarafından sürekli yenilenen monograflarıyla en kaliteli hammaddeleri tanımlayan, geçerli olduğu ülkelerde ilaç sektörünün uymakla mükellef olduğu hukuki kitaplardır. Bitkisel drogların kalite kontrol analizleri, bu hukuki kitaplardaki yöntemlerle yapılır ve buna göre bitkisel drogun kullanılabilirliği belirlenir. Eğer bitkisel drog farmakopedeki standartları sağlayamıyorsa, o bitkisel drog bilimsel olarak kullanılamamaktadır.
Aktarlara Güvenebilir misiniz?
Türkiye'deki bitki kullanımına baktığımızda Anadolu halkı, yaşadığı coğrafi bölgenin florasının zenginliği nedeniyle bitkiler ile hep ilgili olmuştur. Kırsaldaki insanların doğadan topladığı, kentlerdekilerin ise aktarlardan temin ettiği bitkileri tıbbi amaçla kullandığı görülmüştür.
Halkın bitkileri temin ettiği aktarların tarihi ise yüzyıllar öncesine dayanmaktadır. Osmanlı Dönemi'nde ilaç yapımında kullanılan bitkisel ve hayvansal kaynaklı hammaddeleri ve mineralleri (drog) satanlar için Arapça "akkar" kelimesinden türeyen "aktar" kelimesi kullanılmıştır. Günümüzde de benzer dükkanlar için bu kelime kullanılmaya devam etmektedir.
Ülkemizde, halk arasında tedavi amacıyla kullanılan bitkisel droglar, genellikle aktarlardan temin edilmektedir. Halk tarafından aktarlardan alınan bitkisel droglar, teşhisi, standardizasyonu, toplama ve saklama koşulları gibi parametrelerde yeterli denetime tabi tutulmadıklarından, halk sağlığı açısından büyük bir tehdit oluşturur.
Bitkilerdeki standardizasyonun sağlanması için yukarıda ayrıntılı olarak verilen koşul ve unsurlar göz önüne alındığında akla bazı sorular gelmektedir: Aktarların sattıkları bitkiler doğru bitki midir? Doğru zamanda, doğru yerden mi toplanmıştır? Doğru şekilde mi standardize edilmiştir? Tüm bu konular hakkında aktarların bilgi sahibi olması mümkün değildir. Bu nedenle tüm bunların denetlenmesi halk sağlığının korunması için çok önemli parametrelerdir ve her açıdan bilimsel doğrulukları araştırmalarla saptanmış, tartışılmış ve kanıtlanmış olmalıdır. Uygulanması da mutlaka uzman kişiler tarafınca yapılmalıdır.
Sonuç
Sentetik ilaçlar insanın eline gelene kadar bir dizi önemli stabilite çalışmaları ve kontrollerden geçer. En nihayetinde ilacın en etkin ve güvenilir halinin insana ulaştırılması ve ilacın kullanımı hakkında en doğru bilgilerin verilmesi uzman kişiler olan eczacılar tarafından yapılır.
Sentetik ilaçlar gibi birçok kimyasal bileşenden oluşan bitkilerin ise ülkemizde kalite kontrolleri ve analizleri yeterince hatta neredeyse hiç yapılmadan bitkiler konusunda uzman olmayan kişiler tarafından insanlara ulaştırılır. Bu durumun insan sağlığı açısından kötü sonuçlarını görmemek için insan sağlığını böylesine ilgilendiren tıbbi ve aromatik bitkiler, mutlaka uzman kişiler tarafından düzenli bir şekilde denetlenmeli ve uzman kişilerin bitkisel ürün ya da drog satın almak için gelen insanları bitkiler hakkında mutlaka bilgilendirmelidir. Çünkü bu çalışmalarda tespit edildiği gibi tıbbi ve aromatik bitkiler aktarlarda çoğu zaman doğru isimleri ile dahi satılmamaktadır. Hatta olması gereken ürünü talep eden tüketicilerin zaman zaman tepki ile karşılaştığı da çalışmalar sırasında tespit edilmiştir. Aynı zamanda toplanan örneklerin bilimsel bir çalışmada kullanılacağını hisseden, anlayan satıcıların satıştan vazgeçtikleri, fevri davrandıkları görülmüştür.
Çalışmalar sonucunda elde edilen bu veriler bitkiler hakkındaki birçok parametrenin aslında ne kadar önemli ve hayati olduğunu, bitkilerin tedavide kullanımı hakkındaki bilinç düzeyimizin artması gerektiğinin önemini vurgulamaktadır. Ülkemizde (ve Dünya'da) bu konuda modern bilim ışığında önlemler alınmazsa, masum kişilerin bu ürünlerden zarar görmeye devam etmesi kaçınılmaz olacaktır.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 6
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- E. Faydaoğlu, et al. (2011). Geçmişten Günümüze Tıbbi Ve Aromatik Bitkilerin Kullanılması Ve Ekonomik Önemi. Kastamonu Üniversitesi, Orman Fakültesi Dergisi, sf: 52-67. | Arşiv Bağlantısı
- Türk Eczacıları Birliği, et al. (Türk Eczacılar Birliği Yayını/ Meslek İçi Sürekli Eğitim Dergisi, 2012). Tıbbi Bitkisel Ürünler.
- ^ Ö. F. Tavlı, et al. (2020). İstanbul Aktarlarinda Satilan Hypericum Perforatum Örnekleri̇ni̇n Farmakognozi̇k Açidan İncelenmesi̇. Journal of Faculty of Pharmacy of Ankara University, sf: 265-280. doi: 10.33483/jfpau.686546. | Arşiv Bağlantısı
- D. Arslan, et al. (2019). Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Aktarlarda Satılan Papatya Türlerinin Tespitine Yönelik Bir Araştırma. Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, sf: 53-58. | Arşiv Bağlantısı
- İ. Ayan, et al. (2005). Samsun İli̇ Çayir Ve Meralarinda Yeti̇şen Bazi Zararli Bi̇tki̇ler Ve Hayvanlar Üzeri̇ndeki̇ Etki̇leri̇. J. of Fac. of Agric OMU, sf: 84-93. | Arşiv Bağlantısı
- A. M. Gençler Özkan. Tibbi̇ Bi̇tki̇ler Ve Eczacı: Güncel Başliklar. (21 Aralık 2021). Alındığı Tarih: 21 Aralık 2021. Alındığı Yer: Ankara Üniversitesi Açık Ders Malzemeleri | Arşiv Bağlantısı
- T. Yamashiro, et al. (2019). Draft Genome Of Tanacetum Cinerariifolium, The Natural Source Of Mosquito Coil. Scientific Reports, sf: 1-17. doi: 10.1038/s41598-019-54815-6. | Arşiv Bağlantısı
- Ankara Üniversitesi Açık Ders Malzemeleri. Tıbbi Bitkileri Tarihi. (21 Aralık 2021). Alındığı Tarih: 21 Aralık 2021. Alındığı Yer: Ankara Üniversitesi Açık Ders Malzemeleri | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 21:11:23 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11260
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.