Daha önceden teknolojik cihazların genel olarak evriminin, biyolojik evrime ne kadar paralel olduğundan bahsetmiştik (örneğin uçak tasarımlarının evrimiyle ilgili bir yazımız buradan okunabilir). Bu aslında biyolojik evrimden ziyade, "memetik evrim" adını verdiğimiz ve kültürel evrimi açıklamaya yarayan teorinin bir uzantısı olarak görülebilir. Zira telefonlar çiftleşemezler, genleri yoktur; ancak yine de çevrenin (toplumun) durumuna bağlı olarak, var olan (fiziksel) özellikleri çerçevesinde bazıları hayatta kalır, bazıları elenerek yok olur. En uyumlu olanlar (toplumda en fazla tutunabilenler), daha ön plana çıkarlar ve sayıca artarlar. Bu uyumluluk, birçok farklı fiziksel niteliğe bağlı olarak doğabilir: yenilikçilik, batarya özellikleri, hız, kullanışlılık, vs. Ancak hiçbir telefon gökten zembille inmez. Her biri, kendisinden önce gelenlerin (atalarının) değişmiş birer versiyonlarıdır. Doğanın rolünü insan ürünlerinde "insan" üstlenir: "uyumluluk ortamı" (fitness landscape) adını verdiğimiz, olası bütün tasarım, biçim ve özellikleri barındıran hayali bir ortam içerisinde, en uyumlu olanlara ulaşmaya çalışılır. Bu çabayı iteleyen ise, çevresel koşullar (toplumun istekleri) ile bireysel niteliklerdir (reklam gücü, donanımsal özellikler, yazılımsal özellikler, vs.).
Bu çok daha detaylı olarak anlatılabilir; ancak kısa bir özet geçmek istedik. İleride bu konuda kapsamlı bir makale hazırlayacağız.