Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Tarımın Teknolojik Geleceği: Robotlar ve Sensörler, Dünyanın Artan Gıda İhtiyacını Karşılamamıza Yardımcı Olabilir mi?

12 dakika
853
Tarımın Teknolojik Geleceği: Robotlar ve Sensörler, Dünyanın Artan Gıda İhtiyacını Karşılamamıza Yardımcı Olabilir mi? Trimble
Tüm Reklamları Kapat

Çalışmalar, artan dünya nüfusunu beslemek için 2050 yılına kadar küresel gıda üretimini %68 artırmamız gerektiğini gösteriyor. Daha fazla gıdaya yönelik bu talebin karşılanması, gıda üretiminin küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 26'sını oluşturduğu dikkate alındığında, halihazırda küresel ısınmayla mücadele eden gezegenimiz için büyük bir zorluk teşkil ediyor.[1] Peki, robotik ve sensör teknolojilerindeki ilerlemelerin yol açtığı teknolojik devrim, dünyanın artan gıda ihtiyacını karşılamamıza yardımcı olabilir mi? İngiltere'deki Harper Adams Üniversitesi'nden mühendis Simon Blackmore, konu hakkında şunları söylüyor:

Robotlu tarım sistemine geçerek mahsul üretimini önemli ölçüde daha verimli ve daha sürdürülebilir hale getirebileceğimize inanıyorum.

Mühendisler, meyve ve sebze üretilen seralarda maliyetleri düşürmenin ve kaliteyi artırmanın bir yolu olarak otomasyonu araştırıyorlar. Hayvancılıkta da besi hayvanlarının sağlığını ve refahını yönetmeyi kolaylaştırabilecek sensör teknolojileri geliştiriliyor. Toprak kalitesinin izlenmesi ve böcek ilaçları kullanılmadan haşerelerin ve hastalıkların ortadan kaldırılması için de çalışmalar devam ediyor. Bu teknolojilerin bazıları halihazırda mevcut olsa da çoğu, laboratuvarlarda ve küçük girişimlerde araştırma aşamasında. Blackmore, durumu şöyle açıklıyor:

Büyük makine üreticileri, mevcut iş modellerine aykırı olduğu için paralarını tarımsal robot üretimine yatırmıyor.

Blackmore gibi araştırmacılar, tarım uygulamalarında devrim yaratmayı planlayan, giderek büyüyen bir bilim insanı topluluğunun birer parçası. Eğer başarılı olurlarsa, gıda üretme şeklimizi sonsuza kadar değiştirecekler. Harper Adams'ta ziraat mühendisi olan Richard Green, "Gıda üretimini ikiye katlamak için teknolojiyi kullanabiliriz." diyor.

Tüm Reklamları Kapat

Robotlarla Meyve ve Sebze Hasadı

Hollanda, meyve ve sebze seralarının verimliliğiyle ünlü bir ülke, ancak ürünlerin toplanması hâlâ insan gücüne bağımlı. Hollanda'daki Wageningen Üniversitesi'nde bir tatlı biber hasat makinesi üzerinde çalışan ziraat mühendisi Eldert van Henten, konu hakkında şunları söylüyor:

İnsanlar (meyve ve sebze toplama konusunda) hâlâ robotlardan daha iyi, ancak otomatik hasada yönelik çok fazla çaba var.

Buradaki zorluk, robotun biberi hızlı ve kesin olarak tanıması ve bitkinin ana gövdesini kesmemesi gerekliliğinden kaynaklanıyor. Bunun için hızlı ve hassas çalışan bir yazılım gerekiyor. Van Henten, bu durumu şöyle açıklıyor:

Robotun renkli kameradan gelen görüntüleri hızlı bir şekilde yorumlayabilmesi için derin öğrenme algoritmaları kullanıyoruz. Normal sokak manzaralarından edindiğimiz verileri bile sinir ağına vererek onu daha iyi eğitiyoruz.
Domates hasat robotu
Domates hasat robotu
Future Farming

Richard Green ise İngiltere'de meyveleri insanlardan daha hızlı toplayabildiğini belirttiği bir çilek hasat makinesi geliştirdi. Derinlik algısını, stereoskopik görüş sağlayan RGB kameralarla oluşturuyor; ancak robotun her iki saniyede bir adet çilek toplayabilmesini sağlayan şey güçlü algoritmaları. İnsanlar ise dakikada ortalama 15 ila 20 çilek toplayabiliyor. Green, bu robotun nasıl geliştirildiğini şöyle açıklıyor:

Ulusal Fizik Laboratuvarı'ndaki ortaklarımız sorun üzerinde iki yıl çalıştı, ancak bir gün güçlü bir beyin fırtınası yaparak sonunda sorunu çözdüler.

Green ayrıca çözümün ticari açıdan paylaşılamayacak kadar hassas olduğunu ekliyor. Denetlenen robot gruplarının yaklaşık beş yıl içinde çilek toplayıcılarının yerine geçebileceğini düşünüyor. Harper Adams Üniversitesi, bu teknolojiyi ticarileştirmek için bir şirket kurmayı düşünüyor. Van Henten, ticarileşmenin önündeki en büyük engelin ise gıda üreticilerinin her türlü sebzeyi toplayabilecek robotlar talep etmesi olduğunu söylüyor. Ancak örneğin domateslerin şekillerinin, boyutlarının ve renklerinin çok çeşitli olması; domateslerden istenmeyen yaprakları ayıklayan bir robot halihazırda mevcut olmasına rağmen her türden domatesi hasat eden bir robot geliştirmeyi zorlu hale getiriyor.

Tüm Reklamları Kapat

Verimlilik için bir diğer önemli nokta ise hasadın zamanlaması. Ürünleri fazla erken toplamak israfa sebep olur, çünkü meyve-sebzeler yeterince olgunlaşmamıştır, ancak çok geç toplamak da depolama süresini haftalar düzeyinde kısaltır. Almanya'nın Potsdam kentindeki Leibniz Ziraat Mühendisliği ve Biyoekonomi Enstitüsü'nden hassas tarım (İng: "precision agriculture") mühendisi Manuela Zude-Sasse, elmaların boyutlarını ve klorofil ile antosiyanin pigmentlerinin seviyelerini tespit etmek için elmalara sensörler yerleştiriyor.[3] Veriler, elmaların gelişim aşamasını belirlemek için bir algoritmaya aktarılıyor ve toplama zamanı geldiğinde yetiştiriciler akıllı telefon aracılığıyla uyarılıyor.

Zude-Sasse şu ana kadar armut, narenciye, şeftali, muz ve elmalara sensörler yerleştirdi. Bu yılın sonlarında ticari bir domates serasında ve bir elma bahçesinde saha uygulama çalışmalarına başlamaya hazırlanıyor. Aynı zamanda kiraz yetiştiricileri için de bir akıllı telefon uygulaması geliştiriyor. Uygulama, yetiştiriciler tarafından çekilen kiraz fotoğraflarını kullanarak kirazların olgunlaşma miktarını ve kalitesini tespit edecek. Zude-Sasse, çalışma hakkında şunları söylüyor:

Hasadı optimum meyve gelişimi sağlayacak şekilde programlayabilirsek hem kaliteyi yüksek tutup hem de maliyetleri en aza indirebiliriz.

Hassas Böcek İlacı Uygulaması

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, yılda yaklaşık iki milyon ton pestisit (böcek ilacı) kullanılmasına rağmen her yıl küresel mahsul veriminin %20 ila %40'ının haşereler ve hastalıklar nedeniyle ziyan olduğunu tahmin ediyor. Robotlar ve dronlar gibi akıllı cihazlar, haşerelerin daha erken ve daha incelikli olarak tespit edilmesini sağlayarak tarım ilacı kullanımının azaltmasına olanak tanıyabilir.

DJI Agras 40 adlı tarım ilacı püskürtme drone'u
DJI Agras 40 adlı tarım ilacı püskürtme drone'u
Alberta Farmer Express

1997 yılında traktörler için otomatik yönlendirme sistemi tasarlayan ve patentini alan robotik mühendisi Red Whittaker, şunları söylüyor:

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Piyasa, daha az herbisit ve pestisit içeren ve daha kaliteli gıdalar talep ediyor. Bu zorluğun üstesinden robotlar gelebilir.

Green, ise durumu şöyle açıklıyor:

RGB veya multispektral kameralar monte edilen dronların, her sabah çiftçi uyanmadan önce havalanacağını ve tarlanın neresinde bir haşere veya hastalık olduğunu tespit edeceğini tahmin ediyoruz.

Görünür ışığın yanı sıra, bu kameralar elektromanyetik spektrumun görünmeyen kısımlarından da veri toplayabilecek ve böylece çiftçilerin örneğin bir mantar hastalığını hastalık yayılmadan önce tespit edebilmesine olanak tanıyacak. Carnegie Mellon'dan bilim insanları, teoriyi Afrika'nın pek çok yerinde temel bir gıda olan ve Amerika Birleşik Devletleri'nde potansiyel bir biyoyakıt ürünü olan sorgumda (Sorghum bicolor) test etmeye başladılar.

Colorado, ABD'deki bir tarım verisi analiz şirketi olan Agribotix, geniş tarım arazilerindeki sağlıksız bitki gruplarını haritalamak için yakın kızılötesi görüntüler kullanan dronlar ve yazılımlar üretiyor. Görüntüler ayrıca sağlıksız görünen bitki grupları için haşereler veya sulama problemleri gibi potansiyel nedenleri de ortaya çıkarabiliyor. Şirket, 50'den fazla ülkedeki tarlalardan gelen drone verilerini işliyor. Şimdilerde ise, sistemlerini tarımsal mahsuller ve yabani otlar arasında ayrım yapacak şekilde eğitmek için makine öğrenimini kullanıyor. Agribotix'te yönetici olan tarım bilimci Jason Barton, şunları söylüyor:

Yetiştiricilere, tarlalarında hangi bölgelerde yabani otların yetiştiğini söyleyen bir uyarı mesajı gönderebileceğiz.

Pestisitleri ve herbisitleri daha hassas şekilde uygun noktalara uygulayan modern otomatize sistemler; doğaya verilen zararı ve pestisit direncini azaltacak ve maliyetleri düşürecektir. Green, "Drone kullanarak ilaç uygulaması yapmak isteyen bir pestisit şirketiyle çalışıyoruz." diyor. Bütün bir alana püskürtmek yerine, pestisitin ihtiyaç duyulan miktarda doğru noktaya ulaştırılabileceğini söylüyor.

Sidney Üniversitesi'nin Avustralya Tarla Robotik Merkezi'ndeki araştırmacılara göre, sebzelere yönelik hedefli ilaçlamada, geleneksel battaniye ilaçlamasında kullanılan herbisit miktarının yalnızca %0,1'i kullanılıyor, bu da gereksiz ilaç kullanımında çok ciddi bir azalma anlamına geliyor. Merkezin geliştirdiği prototip robotlara RIPPA (Akıllı Algılama ve Hassas Uygulama Robotu, İng: "Robot for Intelligent Perception and Precision Application") adı veriliyor ve bu robotlar, mikro dozda herbisiti doğrudan yalnızca hedef alınan yabani otlara yönlendiriyor. Harper Adams'taki bilim insanları daha da ileri giderek, mahsullerin yakınındaki yabani otları lazerle patlatan ve böylece kimyasalları tamamen ortadan kaldıran bir robotu test ediyor. Blackmore, konu hakkında şunları söylüyor:

Kameralar yabani otun büyüme noktasını belirliyor ve konsantre bir ısı kaynağı olan lazerimiz onu 95°C'ye kadar ısıtıyor, böylece yabani otu öldürüyor.

Hayvancılıkta Sensör Teknolojileri

İnsanlarda fiziksel aktivite ve uyku kalitesi takibi gibi amaçlarla kullanılan giyilebilir cihazlara benzeyen akıllı inek tasmaları, İskoçya'da 2010'dan bu yana ineklerin sağlığını izlemek için kullanılıyor. Glasgow merkezli Silent Herdsman firması tarafından geliştirilen tasma, ineklerin aktivite seviyelerini takip ederek doğurganlık dönemlerini tespit edebiliyor, çünkü inekler doğurgan dönemlerinde daha çok hareket ediyor. Akıllı tasmalar bu sayede çiftçilerin akıllı telefonlarına, hangi ineklerin çiftleşme döneminde olduğuyla ilgili mesaj gönderiyor. İsrail merkezli süt üretim teknolojisi şirketi Afimilk'in, geçen yıl Silent Herdsman'ı satın almasının ardından yapılan geliştirmelerle akıllı tasmalar ineklerin yemek yeme ve geviş getirme için harcadıkları süreyi izleyerek ineklerdeki çeşitli hastalıkların erken belirtilerini de tespit edebiliyor.

Tüm Reklamları Kapat

Afimilk akıllı tasmalar
Afimilk akıllı tasmalar
Afimilk

Bilim insanları, tasmaların topladığı verilerin, hayvan sağlığıyla olası ilişkilerini ortaya çıkarmak için algoritmalar geliştiriyor. İskoçya Kırsal Koleji'nde (SRUC) hayvan beslenme uzmanı olan ve akıllı tasmaların işlevini artırmak için çalışmalar yapan Richard Dewhurst, konuyu şöyle açıklıyor:

Artık daha az bariz olan bazı davranış değişikliklerine odaklanıyor ve bunların sakatlık veya asidoz gibi hayvan sağlığını etkileyen bazı faktörlerle nasıl ilişkili olabileceğine bakıyoruz.

Başka bir projede ise Dewhurst, ineklerin nefesindeki keton ve sülfür düzeylerini analiz ederek yetersiz beslenme, hücre yıkımı ya da fazla protein tüketimi gibi sorunları erkenden tespit etmeyi planlıyor. Dewhurst, Seçilmiş iyon akış tüpü kütle spektrometrisini (İng: "Selected-ion flow-tube mass spectrometry/SIFT-MS") kullandıklarını, ancak ticari sensörlerin de mevcut olduğunu söylüyor.

İnek sağlığını tehdit eden durumların erken tespiti için termal kameralar da kullanılıyor. Çoğu zaman bakteriyel bir enfeksiyondan kaynaklanan ve mastit adı verilen meme iltihabı, süt üretiminde düşüşe ve ileri safhalarda inek ölümüne neden olabilen ve süt üreticileri için büyük maliyet oluşturabilen bir durum. İnek barınaklarına yerleştirilen termal görüntüleme kameraları sıcak, iltihaplı memeleri tespit ederek hayvanların erken tedavi edilmesine olanak sağlıyor.

Tüm Reklamları Kapat

Belçika'daki Leuven Üniversitesi'nden araştırmacılar da kümeslerdeki piliçlerin takibi için bir sensör sistemi geliştirdiler. Kümese yerleştirilen üç kamera, sağlık problemleri gibi sorunları hızlı bir şekilde tespit etmek için binlerce tavuğun hareketlerini sürekli olarak izliyor. Biyomühendis Daniel Berckmans, sistemi şöyle açıklıyor:

Piliçlerin davranışlarını analiz etmek, muhtemel sorunların %90'ından fazlası için erken uyarı verebilir.

Davranış izleme sistemi, Hollanda'nın Panningen kentindeki bir hayvancılık şirketi olan Fancom tarafından satılıyor. Leuven araştırmacıları ayrıca SoundTalks adlı bir yan şirket aracılığıyla domuzlardaki solunum yolu hastalıklarını tespit etmek için bir öksürük monitörü geliştirdi. Berckmans, bunun çiftçilerin veya veterinerlerin normalde bir sorunu tespit edebileceğinden 12 gün önce uyarı verebileceğini söylüyor. Ağıllarda domuzların üzerine konumlandırılan mikrofon, hasta hayvanları belirleyerek henüz hastalık yayılmadan hasta hayvanların izole edilip onlara özel tedavinin başlanmasını sağlıyor. Berckmans, "Amaç antibiyotik kullanımını azaltmak." diyor.

Berckmans şimdilerde ise insanlar için tasarlanmış bir stres monitörünün boyutunu ineklerin kulağına takılabilecek şekilde küçültmek üzere çalışmalar yapıyor. Monitör saniyede 200 fizyolojik ölçüm alarak bir sorun tespit ettiğinde çiftçileri akıllı telefon aracılığıyla uyarıyor. Berckmans şunları söylüyor:

Bir hayvanı ne kadar çok strese sokarsanız, gıdalardan aldığı enerjiyi büyümeye o kadar az ayırabilir.

Toprağın Robot Koruyucuları

Tarımla uğraşanlar için en değerli kaynak topraktır. Ancak büyük biçerdöverler toprağı sıkıştırarak bozar ve azotlu gübre gibi zirai kimyasalların aşırı kullanımı toprağa zarar verir. Robotlar ve otonom makineler, toprağın kalitesini korumak için çiftçilere yardımcı olabilir.

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
Kolektif Siyaset Seti (7 Kitap)

Bedreddin: Hayatı ve Düşünceleri

Murat Küçük

“Adil bir dünyanın özlemini duyuyordum. O dünyada hepimize yer olmalıydı. Oysa iktidar savaşlarıyla birbirini boğazlayan orduların ayakları altındaydı insanlık. Yoksulların çaresizliğini düşündükçe bir şeyler yapmamız gerektiğini hissediyordum.”

Söz konusu Şeyh Bedreddin olunca yanıtları belki de her daim muğlak sorularla baş başa kalırız. Bir medrese âlimiyken neden tasavvuf yolunda menzil almıştır? Fikirlerinin Anadolu ve Balkanlar’da bu kadar etkili olabilmesinin nedeni nedir? Dinlerin eşitliğine dair düşüncelerinde Hıristiyan-Helen köklerinin etkisi var mıdır? İsyancılara atfedilen özel mülkiyet karşıtı fikirlerin ilham kaynağı gerçekten Şeyh Bedreddin midir? Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal’le yolları nasıl kesişmiştir? İsyanı planlamış mıdır yoksa rüzgârın yönüne doğru mu yürümüştür sadece?

Murat Küçük zihninde bu sorularla altı yüzyıl önceye gidip söyleşiye davet ediyor Bedreddin’i. Daha yakından tanımak istiyor bu akılcı fıkıh âlimi, gönül gözü açık sufi ve isyankarların yoldaşı şeyhi… Tarihin karanlıklarında kalmış olayları hayali bir Bedreddin’le aydınlatma emeliyle akıl ve kalple dolu bir yolculuğa çıkarıyor bizleri.

Okuyucuya Not: Hayali söyleşiler, dünyayı değiştiren, onu anlamamızı sağlayan önemli isimlerle tanışmak veya onları yeniden keşfetmek isteyenlere keyifli bir okuma sağlamak amacıyla hazırlandı. Bu söyleşiler hayal ürünü olsa da biyografik gerçeklere dayanıyor.

Gezi Ruhu ve Politik Teori

Murat Özbank

2013 yılının Haziran ayında, Taksim Meydanı ve Gezi Parkı’nı dolduran çok dilli, çok dinli, çok ideolijili, çok kimlikli insan çoğulluğu arasında bir “ruh” dolaştı: özgürlük ve demokrasi ruhu. Bu ruh, Türkiye’de siyasal hayatı ve siyasal tahayyülü derinden etkileyebilecek gelişmelerin ve arayışların yolunu açtı. Peki nasıl doğmuş, nasıl büyümüştü bu ruh? Dile gelecek olsa hangi kavramlarla konuşur, nasıl bir kuramsal zemine yaslanırdı?

Gezi Ruhu ve Politik Teori bu sorulara yanıt arayan, öznellikle nesnelliği, bir siyaset gözlemcisinin kavramsal bakışıyla bir katılımcının heyecan, umut ve öfkesini harmanlayan, hem politik hem de teorik bir kitap. Bir yandan 2013 Haziran’ının o ateşli günleri üzerine yeniden düşünmek için bir fırsat veriyor, bir yandan da Weber, Arendt, Schumpeter ve Habermas’ın siyasete dair teorileri ve kavramlarıyla tanıştırıyor bizi. Hem politikaya ve politik teoriye merak duyanlar için bir başlangıç sunuyor, hem de Gezi olaylarının demokratik siyasetin bugünü ve geleceği açısından anlamı üzerine düşünmek isteyenlere özgün, berrak ve samimi bir üslupla rehberlik ediyor.

Gezi Ruhu ve Politik Teori olayların gerçekliğini doğrudan sunan bir fotoğraf değil, çıplak gözle görülenlerin gerisindeki ruhu, “Gezi Ruhu”nu yansıtan bir portre çalışması. Tam da o ruhun içerdiği öznelerarası niteliğe uygun şekilde…

WEBER’DEN ARENDT’E GEZİ’DE POLİTİK GÜÇ VE ŞİDDET

ERDOĞAN’DAN SCHUMPETER’E GEZİ’DE DEMOKRASİ VE POLİTİK MEŞRUİYET

GEZİ’DEN HABERMAS’A DEMOKRASİ VE İNSAN HAKLARI

İşgal Et-İtaatsizlik Üzerine Üç Tez

W. J. T. Mitchell, Bernard E. Harcourt, Michael Taussig

Occupy hareketinin bir başka örneği de 2013 yılında Gezi Parkı Direnişi’yle Türkiye’de yaşandı. Direnişle birlikte Türkiye’de birçok ezberin bozulduğuna şüphe yok. Peki, Tahrir Meydanı’yla Zuccotti Park’ın “işgal”inin ardından tüm dünyayı etkisi altına alan bu hareketin temeli neye dayanıyor, talebi ne?

İşgal Et, Orta Doğu’dan New York, Chicago, Londra, Berlin, Frankfurt, Quebec ve Hong Kong gibi şehirlere uzanan “kamusal alanı işgal etme” eylemlerinin dinamiklerini üç farklı açıdan ele alıyor.

Taussig’in, eylemcilerin işgal ettiği Zuccotti Park üzerine kendi gözlemlerini etnografyayla harmanlayarak yazdığı açılış makalesinin ardından Bernard E. Harcourt “sivil itaatsizlik” ile “siyasi itaatsizlik” arasındaki önemli farkı inceliyor. Occupy Wall Street eylemcilerinin “siyasi itaatsiz”ler olarak, yani siyasi söylemleri ve stratejileri reddederek yeni, radikal bir protesto biçimini nasıl hayata geçirdiklerini gözler önüne seriyor. Son olarak medya eleştirmeni ve kuramcısı W. J. T. Mitchell, Occupy imgelerinin kitle iletişim araçları ve sosyal medya aracılığıyla tüm dünyaya yayılmasını mercek altına alıp devrim anıtı olarak “boş alan”ın nasıl kullanıldığını irdeliyor.

“Belirli talepleri olmadığı için Occupy hareketinin ilkel ve dağınık olduğunu düşünüyorlar. Sanki eşitlik bir talep, üstelik bireyi de gerçekliği de yeniden tanımlayan hem ahlaki hem ekonomik bir talep değilmiş gibi.”

-Michael Taussig

“İktidarla uzlaşmayı, geleneksel siyasete uymayı, kurallara göre oynamayı en baştan reddeden Occupy yeni bir siyasi angajman, yeni bir siyaset biçimi yarattı. Geleneksel siyasetin kelime haznesine meydan okuyan, kullandığımız grameri muğlaklaştıran, siyasetin dilini bütün oyunbazlığıyla çarpıtan yeni bir angajman biçimiydi bu.”

-Bernard E. Harcourt

“Belki de ‘boş alan’ yalnızca devrimin değil… gelecek yeni bir demokrasi, yeni bir küresel düzen ihtimalinin de tek gerçek anıtıdır.”

-W. J. T. Mitchell

Marcel Duchamp ve İşin Reddi

Maurizio Lazzarato

Zamanı ve dünyayı yaşamanın bambaşka bir yolu olarak tembel eylem!

“Duchamp kapitalist toplumdaki vazife, rol ve ölçülere teslim olmayarak hem sanatsal hem de ücretli işi inatla reddetmiş, üstelik sanatın ve sanatçının tanımlarına meydan okumakla da yetinmemiştir.” Onun radikal eylemsizliği kapitalist toplumun üç sacayağına birden meydan okumasından ileri gelir: Mübadele, mülkiyet ve emek.

Maurizio Lazzarato, Marcel Duchamp’ın yerleşik iktidar ilişkilerini askıya almanın, politik kırılmayı mümkün kılan koşulları yaratmanın ve yeni bir öznelliğin inşasının başlangıç noktası olarak tanımladığı “işin reddi” ve “tembel eylem” kavramlarını, hem sosyoekonomik bir eleştiri hem de felsefi bir kategori olarak ele aldığı kitabında, henüz çözülememiş bir ihtilafa işaret ederek Duchamp üzerinden yeni bir kapı aralıyor: “Amaçlanan çalışmama özgürlüğü müdür yoksa çalışarak özgürlüğe kavuşmak mıdır?”

“İşin reddi” ve “tembel eylem” bir olanağa işaret eder ve “Olanak bir zerreciktir,” der Duchamp. Artık aynı şekilde görüp aynı şekilde duymadığımız bu olanağa erişmekse başka bir yaşam biçimine bağlıdır, “zerreciğin tembel sakinleri” gibi.

Marx Okumak

Slavoj Žižek , Frank Ruda ve Agon Hamza

Bu kitapta sunulan felsefi okuma, Marx ile Platon, Descartes ve Hegel arasında üretken olabilecek kısa devreler sunmak üzere şekilleniyor: Kapitalist mağarada Platoncu Marx, öznellik düşmanlarına öznelliği savunan Kartezyen Marx, emek temelinde özilişkisel bir olumsuzluk gören Hegelci Marx bir araya geliyor.

Günümüzün önemli Marksist düşünürlerinden Žižek, Ruda ve Hamza, cesur bir felsefi hamleyle Marx’ı yeni bir özgürleşme siyasetine zemin sunabilecek tarzda yeniden yorumluyorlar. Sonuçta, parçacık fiziğinden güncel siyasi eğilimlere uzanan bir turla kapitalizmin içinde bulunduğu krize farklı bir yaklaşım getiren muhayyel, yaratıcı ve deneysel bir okuma çıkıyor karşımıza.

“Çok yerinde bir zamanlamayla kaleme alınmış bu eserde yazarlar, alışılagelmiş şekilde Hegel eleştirisi üzerinden Marx’ı anlama yaklaşımını tersine çeviriyor, işe Marx’tan başlayıp sonra Hegel’e dönüyorlar. Önümüze yepyeni bir entelektüel ufuk açıyorlar.”

Kojin Karatani

“Marx Okumak bizi günümüzde Marx’ın kazandığı yeni önemi anlamaya çağırdığı kadar, felsefe ile Marx’ı buluşturmanın gücünü de ortaya koyuyor. Her sayfası felsefi bir Marksizmi nasıl tasavvur edilebileceğini ortaya koyan ilham verici fikirlerle dolu.”

Todd McGowan, Vermont Üniversitesi

Mümkün Ütopya: Yaşanabilir Bir Toplum İçin Stratejiler

Michael Albert

“Zihinler değişiyor. Rejimler çöküyor. Yeni yapılar doğuyor. Çalkantılı zamanlar, çalkantılı değişimler yaşanıyor. Yine de zaferin kaçınılmaz olduğunu söyleyemeyiz. Peşine düşülen hedeflere erişmek için insanlar acı ve öfkeden sıyrılıp harekete geçmeli, bölünmüşlükten beraberliğe ve mücadeleden zafere yürümeli. Anlık zaferlerin ötesinde yeni toplumsal ilişkiler biriktiren ve çeşitlendiren kazanım yörüngelerine ihtiyacımız var.”

“Yeni bir toplum yaratma yolunda aktivist bir ‘toplumsal değişim ekibi’ işe nereden başlayacağını, nihai hedefini ve başlangıç noktasından bitiş noktasına nasıl gideceğini bilmek zorundadır. Bu kitabın konusu işte tam olarak budur.”

Mümkün Ütopya yaşanılabilir bir toplum için yeni seçenekler, davranışlar ve sonuçlar doğuracak yeni uygulamalar üzerine bir çalışma. Michael Albert mevcut gerçekliğe dair kıyamet senaryolarının kurgulandığı günümüzde sabırlı, ağırbaşlı ve cüretkâr olmanın altını çizerek “İnsanların küçümsendiği bir sığınak yerine karşılıklı yardım için bir aracıya dönüşen hareketleri” nasıl yaratabileceğimize kılavuzluk edecek bir teori ortaya koyuyor. Bunu yaparken bizi bir arada tutan hükümet, ekonomi, akrabalık ve kültürün birbirleriyle, değişimle ve tarihle ilişkisini anlamaya ve bildiğimiz toplumsal hiyerarşileri yaratmadan işlevlerini nasıl yerine getirebileceklerini görmeye yardımcı oluyor.

Birbirimiz adına nasıl harekete geçebiliriz?

Harekete geçtiğimizde karşılıklı olarak nasıl fayda sağlarız?

Kendimizi nasıl örgütleriz?

Siyasal bağlantılarımız sebebiyle ne tür faydalar ve sorumluluklar ediniriz?

İnsanlar bir toplumsal harekete katıldıktan ve o hareketin tanımlanmış hedefleriyle aynı çizgiye geldikten sonra neden o hareketi terk ederler?

Mevcut kurumların kalıcılığını önden kabullenerek yalnızca kötü yanlarını iyileştirmekle mi yetineceğiz (yani reformist olacağız) yoksa mevcut kurumları ihtiyaç duyulan işlevlerini yeni yollarla karşılayan yeni kurumlarla mı değiştireceğiz (yani devrimci olacağız)?”

“Mümkün Ütopya adil bir dünya yaratabilecek dinamik bir hareket isteyen aktivistlerin yüzleştiği birçok soruyu yanıtlıyor.”

Bill Fletcher, Jr.

Rota

Politikada Yönümüzü Nasıl Bulacağız?

Bruno Latour

“Yaşayabileceğimiz bir toprağı nasıl bulacağız? […] Nereye gideceğimizi de, nasıl yaşayacağımızı da, kimlerle birlikte yaşayacağımızı da bilmiyoruz. Bir yer bulmak için ne yapmalıyız? Yönümüzü nasıl bulacağız?”

Toprak mefhumunun yapısı değişiyor, tüm aidiyetler dönüşüm sürecinde, herkes evrensel anlamda paylaşılabilir bir dünyanın, içinde yaşanabilir bir toprağın eksikliğiyle karşı karşıya ve yerküre direnmeye başladı; tarihte ilk defa insan toplumları, yer sisteminin insan eylemine verdiği tepkileri kavramak zorunda… Bruno Latour, Rota’da çizdiği bu manzaranın “belli bir tarihsel eğrinin sonu”na işaret ettiğini iddia ediyor ve bunu toplumsal sınıf mücadelesinin, bir jeo-toplumsal yer mücadelesine dönüşümü olarak yorumluyor.

Latour dünyanın karşılaştığı üç büyük sorunu bu dönüşüm temelinde değerlendirerek göç krizinin, iklim durumunun inkârının ve inanılmaz boyutlara ulaşan eşitsizliğin aslında tek bir olay olduğunu iddia ediyor. Artık Küresellik/Yerellik, Sağ/Sol, Batı hayranlığı/karşıtlığı üzerinden politika yapmanın geçersiz kaldığını, onun yerine “Modernleşmenin birbiriyle çelişkili kıldığı, aslında birbirini tamamlayan iki hareketi” gözetmemiz gerektiğini söylüyor: bir yandan toprağa bağlanmak, öte yandan dünyasallaşmak.

Devamını Göster
₺1,000.00
Kolektif Siyaset Seti (7 Kitap)

Bonirob adlı otonom tarım robotu
Bonirob adlı otonom tarım robotu
Osnabrück Uygulamalı Bilimler Üniversitesi

Azotlu gübrelerin daha hassas uygulanması için dronlardan elde edilen veriler kullanılmaktadır. Barton, durumu şöyle açıklıyor:

Sağlıklı bitki örtüsü, sağlıksız bitki örtüsüne göre yakın kızılötesi ışığı daha fazla yansıtır

Multispektral bir görüntüdeki kırmızı bantların yakın kızılötesi bantlara oranı, klorofil konsantrasyonunu tahmin etmek ve dolayısıyla biyokütleyi haritalamak ve örneğin hava koşulları veya haşere hasarından sonra gübreleme gibi müdahalelerin nerelerde gerekli olduğunu öngörmek için kullanılabilir. Bu tür tarımsal drone teknolojileri üreten Fransız şirket Airinov, bir Fransız tarım kooperatifiyle ortaklık kurdu ve 627 kolza yağlı tohum (Brassica napus) tarlasında çiftçilerin drone verilerinden yararlanarak yılda ortalama 34 kilogram daha az azotlu gübre kullandığını keşfetti. Bu sayede çiftçiler, hektar başına yıllık ortalama 107 € tasarruf sağladı.

Almanya'daki Osnabrück Uygulamalı Bilimler Üniversitesi'nden araştırmacıların da dahil olduğu bir grup bilim insanı tarafından geliştirilen bir başka proje de "Bonirob" adında, araba boyutunda bir robot. Robot, nem sensörü ve toprak sıkışma miktarını değerlendirmek için kullanılan penetrometre gibi çeşitli sensörler ve modüller ile toprak kalitesine ilişkin pek çok göstergeyi ölçebiliyor. Osnabrück'teki tarım teknolojisi uzmanı Arno Ruckelshausen'e göre Bonirob, topraktan aldığı örneği sıvılaştırıp pH ve fosfor seviyeleri gibi özellikleri hassas şekilde analiz ediyor ve gerçek zamanlı olarak haritalandırıyor. Sidney Üniversitesi'nin daha küçük olan robotu RIPPA da toprağın iletkenliğini ölçerek mahsul üretimini etkileyebilecek bazı toprak özelliklerini tespit edebiliyor.

Toprağın haritalandırılması, su mevcudiyeti gibi değişken toprak özelliklerinin farklı mahsul türleriyle eşleştirilerek tarlanın farklı yerlerine farklı mahsuller ekilmesini ve böylece tarla alanının daha verimli kullanılmasını mümkün kılıyor. Kanada'daki Küresel Gıda Güvenliği Enstitüsü'nün genel müdürü Maurice Moloney, şunları söylüyor:

Bir tarlaya aynı anda farklı türler ekebilirsiniz, örneğin, daha kumlu kısımlara derin köklü arpa veya buğday çeşitleri ekilebilir.

Çeşitli bitkilerin bir arada ekilmesi doğal çeşitliliği artırarak böcekler, hastalıklar ve yabani otların yayılmasını zorlaştırır, bu sayede tarım kimyasallarının kullanımını da azaltabilir. Van Henten, durumu şöyle özetliyor:

Doğa monokültüre (bir alanda tek tip bitki yetişmesine) şiddetle karşıdır, bu durum büyük miktarlarda herbisit ve pestisit kullanılmasının bir nedenidir.

Ancak karma ekim, tarımda kabul görmüş bazı temel anlayışlara meydan okumak anlamına geliyor. Bunlardan birisi, geniş arazilere tek tip mahsul ekmenin büyük biçerdöverlerle hasat yapmayı ve süreci otomatize etmeyi kolaylaştırdığı için tarımın en verimli yöntemi olduğu anlayışı. En büyük biçerdöverler 60 ton ağırlığında olabilir, üst düzey bir spor arabadan daha pahalıdır ve yıllarca etkisini sürdürecek toprak sıkışmasına ve toprak kalitesinde bozulmaya neden olur.

Ancak makineyi süren bir çiftçiye artık gerek yoksa, mümkün olan en geniş alanı hasat edebilecek dev bir makineye artık ihtiyaç duyulmaz. Van Henten, "İnsan bileşenini çıkardığınız anda boyutun hiçbir önemi kalmıyor." diyor. Küçük, otonom robotlar karışık mahsul ekimini mümkün kılıyor ve toprağı sıkıştırmıyor.

Nisan ayında Harpers Adams'taki araştırmacılar bir hektar arpa tarlasında saha deneylerine başladı. Green, çalışma hakkında şöyle söylüyor:

Tarlaya hiç insan girmeden, baştan sona tüm mahsulü yetiştirmeyi ve hasat etmeyi planlıyoruz.

Deneyde yeni geliştirilmekte olan robotlar yerine traktörler gibi halihazırda mevcut olan makinelerin otonom hale getirilmiş olanları kullanılacak, ancak amaç bu deney sırasında gelişen yazılımı gelecekte üretilecek robotların beyni olarak kullanmak. Kalıpları yıkan bu teknolojilerin birçoğu henüz tek başına sistemi değiştirmeye hazır olmayabilir ancak devrim yaklaşıyor. Van Henten, "Robotlar tarım yapmanın yeni yolu olabilir!" diyor.

Evrim Ağacı, sizlerin sayesinde bağımsız bir bilim iletişim platformu olmaya devam edecek!

Evrim Ağacı'nda tek bir hedefimiz var: Bilimsel gerçekleri en doğru, tarafsız ve kolay anlaşılır şekilde Türkiye'ye ulaştırmak. Ancak tahmin edebileceğiniz gibi Türkiye'de bilim anlatmak hiç kolay bir iş değil; hele ki bir yandan ekonomik bir hayatta kalma mücadelesi verirken...

O nedenle sizin desteklerinize ihtiyacımız var. Eğer yazılarımızı okuyanların %1'i bize bütçesinin elverdiği kadar destek olmayı seçseydi, bir daha tek bir reklam göstermeden Evrim Ağacı'nın bütün bilim iletişimi faaliyetlerini sürdürebilirdik. Bir düşünün: sadece %1'i...

O %1'i inşa etmemize yardım eder misiniz? Evrim Ağacı Premium üyesi olarak, ekibimizin size ve Türkiye'ye bilimi daha etkili ve profesyonel bir şekilde ulaştırmamızı mümkün kılmış olacaksınız. Ayrıca size olan minnetimizin bir ifadesi olarak, çok sayıda ayrıcalığa erişim sağlayacaksınız.

Avantajlarımız
"Maddi Destekçi" Rozeti
Reklamsız Deneyim
%10 Daha Fazla UP Kazanımı
Özel İçeriklere Erişim
+5 Quiz Oluşturma Hakkı
Özel Profil Görünümü
+1 İçerik Boostlama Hakkı
ve Daha Fazlası İçin...
Aylık
Tek Sefer
Destek Ol
₺50/Aylık
Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
Özetini Oku
14
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

Makalelerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu makalemizle ilgili merak ettiğin bir şey mi var? Buraya tıklayarak sorabilirsin.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu Makale Sana Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 4
  • Tebrikler! 4
  • Umut Verici! 4
  • Bilim Budur! 3
  • Merak Uyandırıcı! 2
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 1
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Türev İçerik Kaynağı: Nature | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 02/06/2025 05:50:11 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/16111

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
A. King, et al. Tarımın Teknolojik Geleceği: Robotlar ve Sensörler, Dünyanın Artan Gıda İhtiyacını Karşılamamıza Yardımcı Olabilir mi?. (27 Kasım 2023). Alındığı Tarih: 2 Haziran 2025. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/16111
King, A., Okay, P., Alparslan, E. (2023, November 27). Tarımın Teknolojik Geleceği: Robotlar ve Sensörler, Dünyanın Artan Gıda İhtiyacını Karşılamamıza Yardımcı Olabilir mi?. Evrim Ağacı. Retrieved June 02, 2025. from https://evrimagaci.org/s/16111
A. King, et al. “Tarımın Teknolojik Geleceği: Robotlar ve Sensörler, Dünyanın Artan Gıda İhtiyacını Karşılamamıza Yardımcı Olabilir mi?.” Edited by Eda Alparslan. Evrim Ağacı, 27 Nov. 2023, https://evrimagaci.org/s/16111.
King, Anthony. Okay, Pırıl. Alparslan, Eda. “Tarımın Teknolojik Geleceği: Robotlar ve Sensörler, Dünyanın Artan Gıda İhtiyacını Karşılamamıza Yardımcı Olabilir mi?.” Edited by Eda Alparslan. Evrim Ağacı, November 27, 2023. https://evrimagaci.org/s/16111.

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close