Radyasyonel DNA hasarını basit şekilde inceleyecek olursak ikiye ayırabiliriz:
- UV Radyasyon
- İyonize Radyasyon
UV Radyasyon
Görünür ışıktan daha kısa dalga boylu olan bunun sonucunda daha fazla enerjiye sahip olan UV ışınları organik molekülleri bozma özelliğine sahiptir. DNA'yı oluşturan pürin ve pirimidinler bu UV radyasyondan etkilenirler. Bu organik moleküller ( A,T,G,C,U) UV radyasyonunu 260 nm'de absorblamaya başlarlar. UV radyasyonunun DNA üzerindeki esas etkisi, pirimidin dimerlerini özellikle de Timin kalıntıları'nı oluşturmasıdır. DNA ipliği boyunca komşu timin kalıntları UV radyasonun etkisiyle dimerleşir yani Timin halkaları arasında kovalent çapraz bağlar oluşur. Bu dimerleşme DNA yapısını bozar ve normal eşlenmeyi inhibe eder, eşlenme sırasında hatalar oluşur.
İyonize Radyasyon
UV ışınlarından sonra enerjisi daha yüksek olan X-ışınları, gama ışınları ve kozmik ışınlar dokulara daha derinlemesine nüfuz eder ve yolları boyunca karşılaştıkları moleküllerin iyonizasyonuna neden olurlar. Kararlı moleküller ve atomlar DNA'ya hasar veren serbest radikallere dönüşür. Normalde vücudun anti-oksidan sistemi bu serbest radikalleri ortadan kaldırır ama yeterince serbest radikal oluşursa bu radikaller DNA'yı doğrudan veya dolaylı olarak etkiler. Genel olarak; pürin ve pirimidinleri değiştirir, fosfodiester bağlarını kırar, kromozomların bütünlüğünü bozar.
Kaynaklar
- W.S Klug, et al. (2014). Gene Mutation, Dna Repair And Transpozition. ISBN: 978-0133865363. Yayınevi: PALME. sf: 365.