Öncelikla XNA; laboratuvarda üretilmiş, sentetik bir nükleik asittir. XNA'ların hiçbiri doğada bulunmamaktadır.
Genetik materyalin evriminde iki tip görüş vardır: Önce Metabolizma Hipotezi ve Önce RNA Hipotezi. Bu iki görüşü birbirinden ayıran şey, ilkine göre önce metabolitik faaliyetler başlarken genetik materyaller sonradan ortaya çıkmıştır. İkincisine göre ise önce genetik materyal evrilmiş, böylece metabolik faaliyete katılacak olan kimyasallar da üretilebilmiştir.
Bu iki hipotezden herhangi biri doğru olabilir, fakat bu sonucu değiştirmeyecektir. Genetik materyalin evrimini anlamak için süreç odaklı değil de olay odaklı düşünelim.
Bilim camiasında yaygın olarak kabul edilen görüşe göre, genetik materyalin evrimindeki en önemli adımın ribozim adlı enzimin ortaya çıkmasıdır (ribozom organeli ile karıştırılmamalı). Ribozim, RNA'nın atasal molekülüdür. Ribozim, bir oto-katalizördür. Yani etrafındaki basit molekülleri kullanarak kendini kopyalayabilir. Bu kopyalanma sürecinde meydana gelecek mutasyonlar ile ribozimin bir noktadan sonra tam bir RNA yapısına dönüşmemesi güçtür.
Yağ zırhı içinde (bkz. "Koaservat Nedir? İlkin Koaservat Yapıları Nasıl Oluşmuştur?", oldukça kısa bir özeti ise burada) sıkışan RNA'lar, zaman içerisinde DNA'yı oluşturmuş olabilir. Yönetici molekül olan DNA'nın evrimiyle de eskiden daha kaotik olan kimyasal tepkimeler bir düzene girmiştir.
Bu süreçler laboratuvar ortamında test edilebilmektedir. Örneğin; 2007 yılında Dr. Raffaele Saladino ve ekibi, abiyogenez sırasında olduğu düşünülen koşulları uygulayarak sadece 48 saatte bütün nükleotitleri üretebilmiştir. Yine 1997'de yapılan deneylerle kısa bir RNA molekülü elde edilebilmiştir. Biyolojide Ferris-Orgel Tepkimesi olarak yer edinmiştir. (bkz. "Canlılık Nasıl Başladı? Canlılığın Kökeni Üzerine Bilimsel Varsayımlar ve Spekülasyonlar...")
Kaynaklar
- Ç. M. Bakırcı. (2017). Evrim Kuramı Ve Mekanizmaları. ISBN: 9786056732249. Yayınevi: Ginko Bilim. sf: 292.