Güzel Önermeler…
İşe önce tanrıyı tanımlamakla başlamakta yarar var. Hangi tanrı? Kastedilen, ilkel topluluklar ile çok tanrılı dinlerin öngördüğü doğa kaynaklı tanrı mı yoksa bugün egemen olan ve semai olarak nitelendirilen dinlerde öngörülen ezeli ve ebedi tanrı mı? Yoksa tüm bunların dışında ve tıpkı her şeyi birbirine bağladığı öngörülen uzay zaman dokusunun kendisi gibi bir fenomen mi?
Semavi dinlerde ön görülen olduğunu var sayarak devam edebiliriz.
Maddeyi başat aldığımız her giriş, ki kılavuzumuz burada diyalektik materyalizmdir, illa ki olacaksa da bizi ya güç ve etkiyen anlamında maddi bir “tanrının” varlığına ya da her şeye muktedir manevi bir tanrının yokluğuna çıkarır.
Aksine, madde başat değil de tali olduğunda, ki artık kılavuzumuz metafiziktir, burada semavi dinlerin söylediğine çıkarız.
Belirsizlik ilkesi ise , gerek öncül oluşu nedeni ile gerekse niteliği itibarı ile ona bağlı her şeyin niteliğini de belirleyeceğinden tartışma biter ve hiçbir yere hiçbir zaman ve hiçbir vasıta ile varamayız. Ne maddeye ne de tanrıya…
Şu an 1 ile 3 arasında bir arayış olduğu kanaatinde değilim. Ancak diyalektik-materyalist akıl ile metafizik aklın ezeli savaşının tam ortasındayız. Maddeyi ve buna dayalı akıl yürütmenin bir neticesi olarak bilimi önceleyenlerin her gün alanlarını biraz daha ve kanıta dayalı olarak geliştirdiği, öte tarafın alanının ise her geçen gün biraz daha özelleşip daraldığı söylenebilir. Ki tüm eksikliğine rağmen uygarlığımız bunun birikiminden başka bir şey değildir.
Yarın çok daha farklı keşifler bizi çok daha farklı düşünmeye itebilir mi, itebilir. Ancak varacağımız yere de akıl ve bilimle varacağımızdan ve tıpkı üç boyutlu bir evrende her şeyin buna uygun olması gerektiği, üç boyutlu bir evrende iki boyutlu yolculuk ile tek boyutlu bir yere varılamayacağı misali; yol, yolcu ile menzil aynı yasalara tabi olacağından, sonucun niteliği değişmeyecektir. En azından aklın ve bilimin bize yürüttüğü akıl ve bugün için böyle.
Asırlar sonrası için garanti verebilir miyiz? Tabi ki hayır. Zira bilimi bilim yapan şey de bu: Kuşku, önce kendi bildiklerimizden başlamayı asgari sadakat koşulu ve doğru kabul eden bilimsel kuşku. Ancak bu hem her şeyden kuşku duyacağımız hem de aynı kuşkudan öteki aklın muaf olacağı anlamına gelmez. Sevgiyle…
Kaynaklar
- Richard Dawkins. (2007). Tanrı Yanılgısı. Yayınevi: Kuzey Yayınları. sf: 366.
- Henri Lefebvre. (2021). Diyalektik Materyalizm. Yayınevi: Sel yayıncılık. sf: 116.