İş bitmez! İşsizlik iradidir...
Aksine korkutan, bilimi tekelleştiren azgın sermayenin kendi çıkarları uğruna hiç bir konuda sınır tanımama pragmatist ( çıkar için her yolu mübah kılan) karakteridir.
Bu karaktere; dünyamızın azgın sömürüsünde, dünyayı kana bulayan emperyalist paylaşım savaşlarında, doğa katliamlarında, küresel ısınmanın körüklenmesinde ve nice insana, canlıya, doğaya karşı pervasızlığında defalarca tanık olduk.
Hal böyle iken insanların korkusu sadece işsiz kalmakla sınırlı değil ne yazık. Bugün yapay zekanın işimizi elimizden alacağı sadece görünen yüzü. Asıl tehlike ve adı konmamış korku, azgın sermayenin yapay zekayı kendi gibi sınır tanımaz bir silah olarak ve biz milyonları zaptu rapt altına alma maksatlı tasarlanması ve kullanması.
Bu silahın, kendi kendine öğrenen, akıl yürütüp karar verebilen bir aşamaya ulaştığı an sonuçlarının bugün bunu üretenin dünyayı ve yaşamı algılayışından farklı olmaması ihtimali bile korkunç.
Hatta bu ihtimalin ilk elde ve yegane rakip görerek yaratıcılarına yönelik hayat bulması işten bile değil.
Yoksa olağan seyri içinde bir yapay zeka tasarımı, silah ve yok edici olmanın ötesinde bizleri başka diyarlara güvenle taşıyabilecek, en umulmadık ve zor yerlere ve görevlere gidebilecek, en ince ve derin araştırmalarda muazzam yol aldıracak bir misyonun uygulayıcısı da olabilir.
Böylesi bir süreçte de kendi evrimsel gelişiminin bir sonucu olarak bizleri aştığı gün zaten bizler de çok geride kalacağımız için bugün maymun atalarımızın halen maymun olan kuzenlerimiz ile aramızdaki ilişki gibi bir ilişkiyi yadırgayacağımız kanısında değilim.
Aksi olursa da, yani yapay zeka metriks'e evrilir yahut terminatör olarak karşımıza çıkarsa, bugün aynısını karbon kökenli hem cinslerimiz, hayatı bizim için cehenneme çevirip yaparken nasıl ( bir avuç da olsak) direniyorsak, o zaman da direniriz.
Hem yüz binlerce yıllık evrimsel zekamızı küçümsememeli, hem de milyar yıllık hayatta kalmaya programlı genetik kodlarımızın bugün ihtiyaç duymadığımız için aktif olmayan nice mekanizmasının var olabileceği ihtimalini hesaba katmalıyız diye düşünüyorum.
Sorunun asıl öznesi olan iş meselesine gelince: Nüfusumuz katlanarak artıyor. Çok değil iki yüz yıl önce nüfusumuz hem daha azdı hem de işgücü talebi. Fakat sanayi devrimi ( dikkatinizi çekerim, makineler ve seri üretim devri) aksine işgücüne talebi arttırdı ve daha önce olmayan sayısız meslek yarattı.
Bilişim çağında neden farklı olsun. Bu çağda bile görünürde bunca işsiz varken öte tarafta, yüzyılı aşkın süredir kanla kazanılmış bir hak olan sekiz saatlik mesai azalacağına iki katına çıkmış durumda. Dolayısı ile burada bir işsizlikten değil azgın sömürüden bahsedilebilir. Yarın da çok farklı olacağı kanatinde değilim. Tabi eğer her değeri yaratanlar derin uykularından uyanıp güçlerinin farkına vararak bu ceberrut düzene son vermezse...