Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
Bünyamin Konak
Bünyamin Konak
3,464 UP
Üye
0

Türkiye neden Ukrayna ve Rusya'dan buğday ithal ediyor?

3,998 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
2 Cevap
Görkem Öge
Toprak Mühendisi

Çünkü ülkemizde mazot, tohum, gübre, ilaç gibi üretim bileşenleri o kadar pahalı ki hububat yetiştirmek, üreticiye para kazandırmıyor. Şimdi size net bir hesaplama veremem ve zaten güncel rakamlar sürekli değişiyor ama bir kg buğdayın maliyeti, bir kg buğdayın fiyatından yüksek olabilir ya da en azından üreticinin satıştan elde ettiği gelirle maliyet arasındaki kâr, o çalışmaya değmeyebilir. Ki değmiyor ki artık çiftçi buğday ekmiyor.

Ki yıllar önce bile buğday tarımı yapmak zaten pek az kazandıran bir çalışmaydı. Çoğu üretici biraz mecburen hububat ekip biçerdi. Son zamanlarda ise mazotun fiyatının anormal artışı, ilaçların ve gübrelerin dövizle alınmak zorunda olması ve dövizin de patlaması maliyetleri iyice arttırdı. Yani özetle kimse buğday arpa ekmek istemiyor. Ve haklı da. E kimse üretmeyince de mecburen dışarıdan alıyoruz. Kısaca böyle...

Tüm Reklamları Kapat

439 görüntülenme
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Egemen Sak
Egemen Sak
40K UP
Öğretmen

Aslında birçok etmen var. Gerek politik hatalar gerek bilinçsizlik.

Benden önceki arkadaş biraz değinmiş ancak tam manasıyla öyle kalmıyor. Evet gerek tohum ve yakıt ve gübre tarzı ürünler ithal geldiği için döviz kaynaklı durumlarda kurtarmayabiliyor. Ancak döviz daha düşük olsa da kurtarmayacaktır.

Çünkü çiftçilik dediğimiz şey aslında ülkemizde neredeyse hiçbir şekilde doğru yapılmıyor.

Tüm Reklamları Kapat

Nedenlerden en büyüğü bilinçsiz çiftçilik ve yetersiz teşfikler.

Önceklikle yetersiz teşfiklerden alalım konuyu ele.

Tarım ve orman bakanlığı bu konuda oldukça yetersiz. Çiftçi bildiği ürünü ekiyor veya hemen satabileceği ürünü ekme gayetine düşüyor. Yerli ve ata tohum içi veya yakıt desteği verilmiyor tabi bu da ürünün daha en başta girdisini yükseltiyor. 2 yıl önce gittiğimde buğdayın dönüm başına maliyeti 150 liraydı. Şu an bu fiyat 500 ü görmüştür diye tahmin ediyorum. E bir çok arazide dönümden 500 kilo üzeri ekin alamadığımızı var sayarsak, şu an buğdayın kilo başına maliyeti 1 lira. Satış fiyatı da 3 lirayı bulur. Bu da 1 kilo buğdayı 3 liradan almak yerine ithali daha ucuza getirmek demek. Bu yüzden ithal ürüne gitmek halk açısından daha mantıklı geliyor. Aslında burdaki en büyük politik hata da Japon sendromu. Halk ufak çiftçilikten para kazanamıyor. Bu yüzden gidip şehirde asgari ücretle bir işe giriyor. Hem sigortası ödeniyor hem de daha çok para kazanıyor. Bu göçle birr süre sonra da şehirler genişliyor, tarım arazileri yerine sanayi bölgelerine ve imar alanlarına bırakıyor bu da daha da az tarım ürünü üretilmesine haliyle daha da pahalı tarım ürünlerine sebep oluyor.

Ancak iş burda bitmiyor. Burda çiftçinin bilinçsizliği de var. En büyük sorunlardan bir tanesi tarım arazilerinin yanlış kullanımı. Türkiye'de zaten tarım arazileri imar aflarıyla ziyan edilirken üstüne çiftçi ufak arazilerde veya çok verimli arazilerde yanlış ürün yetiştiriyor. Kaldı ki Türkiye'de buğday yetiştirmeyi ve bunu teşfik etmeyi ben şu anlık doğru bulmuyorum. Çünkü Türkiye çok büyük bir araziye sahip olmadığı gibi büyük tarım arazilerine de sahip değil. Buğday dediğimiz ürünü yetiştirmek için büyük ve toplu arazilere ihtiyacınız var. Örneğin 3-5 dönümlük arazide buğday yetiştirilmez. Maliyeti, getirisinden daha da yüksek olur. Buğday yetiştirmek istiyorsanız makinenin olmak şartı ile ekeceğiniz tarla en az 200 hatta 500 dönümlük tek bir arazi olmalı ki hem ucuza hem de kazancına değecek bir sonuç çıksın. Avrupaya bakın, ucu bucağı görünmeyen arazilerde mısır, buğday gibi ürünler yetiştirilir. Adamın devasa makineleri, tek başına biçerdöveri vardır. Ancak Türkiyede koca köyde 1 veya 2 tane biçerdöver var. Ufak arazide ancak ya bahçecilik ya bağcılık ya da meyve yetiştiriciliği veya seracılık yapılır. Ancak hala Türkiye'de nadasa bırakılan alan bile çok. Hatta anız yakımı, tarlaya boruyla su salımı gibi saçma ve geleneksel durumlardan hala kurtulamadık biz.

Tüm Reklamları Kapat

En basit matematik ile, 1 dönümden 500 kilo buğday aldığınızı var sayalım, aynı arazinden modern tarım ile 400 kilo domates alınabilir. Hangisinin değeri daha fazladır. Veya dönüm başında 300 kilo üzüm alınabilir. Veya 300 kilo meyve alınabilir. Bahçecilikte insan gücü daha fazla olduğu için büyük arazilerde meyve ve sebze yetiştirilmesi hepsi için olmasa da daha zor ve gereksizdir.

Ayrıca yanlış araziye yanlış ürün de çok ekilir ülkemizde. Örneğin Ergene havzasında pirinç falan çok görsek de trakyanın arazileri Kırklareli hariç, genellikle alüvyal arazidir. Bu da daha verimli bir arazi demek. Alüvyal arazilerin bir diğer özelliği de, sık su baskınlarıdır. Buğday gibi bir ürün 1 hafta su altında kalırsa çürür ve ziyan olur. Ancak ağaçlar veya bahçecilikte veya pirinçte bu durum geçerlik değil. Daha uzun sürelerde daha sık taşkınlara dayanabilir. Ancak baktığınızda Edirnede en çok yetiştirilen ürünlerden biri buğday. Ne işi var orda buğdayın. Hem araziler parçalıdır hem de taşkın arazisinde ne işi var buğdayın. Buralara ekilecek ürünler belli. Kaldı ki ergene havzasında fabriklaların ne işi var. Kırklareli gibi taşlık bir arazi varken ne akla hizmet gidip Çorlu'ya fabrika yapılır bu da ayrı bir saçmalık. Trakya bölgesinde sanayi bölgesi Kırklareli'dir. Edirne Tekirdağ, Çanakkale de şehirlerin genişlemesine izin verilmez. Verimli arazi doludur. Ne işi var binanın orda. Veya ne işi var zeytinlik arazisinde otelin. Portakal arazisinde devre mülkün, yazlıkların. Ve burada mevsimler ve yağız miktarları da kaale alınmalıdır. Beşeri coğrafya ne için var yoksa 2 3 soru çözdürmek için değil herhalde. Tüm bunları toparladığımızda da haliyle bu durumların ortaya çıkması şaşırılacak bir sonuç değil. Çünkü bilim ve arazi kullanımı dikkate zerre alınmamış. Jeopolitik sadece askeri amaçla yapılmaz. Tarımsal ve şehirsel amaçla da yapılır.

Ukrayna, Rusya gibi ülkeler toprakları düz ve büyüktür (Biraz SSCB etkisi de var tabi). Haliyle onlar bizden daha çok buğday yetiştirebilir. Kaldı ki buğday teşfikinden önce farklı besin teşfikleri de yapılmalı. Sadece un ve makarna ile karnımız doyuruyoruz yokluktan. Ete de teşfik ver. Pirince de ver. Ancak biz ormanı yakıp bina dikiyoruz, sonra Ukraynadan da İsrail de de tarım ürünü alırız. Normaldir.

190 görüntülenme
1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Kafana takılan neler var?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close