Açıkçası kişisel gelişim ve onun türevi olan kitaplar okunmak dışında bir şey ifade etmiyor. Kitap okuma alışkanlığı olan biri olarak söylüyorum bunu. Onun dışında haklısınız, gün geçtikçe farklı sorunlarla karşılaşıyoruz ve baş etme yöntemlerimiz birbirinden farklı. Derin düşünmek, sorgulamak birçok insanın yapamadığı bir içe bakış tekniği. Bunu yapabilenler hakikaten bir şeylerin farkında olmak isteyenler ve gerçeğe yakın hisseden kişiler bence. Bunun dozu da elbette ki önemli, her düşüncenin bir çıkış kapısını bulmaya çalışırken o arada kaybolmamaya çalışmak. Kendini unutmamak. Neyi nasıl düşünürsen düşün, bir yere kadar sürüyor. Sonrasında bakıyorsun ki hayat aynı şekilde devam etmekte, ama beynin arı kovanı gibi. Bunu kendine neden yaşatasın ki? Bırak bazı şeyler dağınık kalsın, her sorunun çözümüne o an ulaşıyor olsaydık hayatın da bir anlamı kalmazdı. Acı ve haz hep birbirini kovalar. Biri gider diğeri gelir. Kısır döngüdür. Zaman diye bir kavrama inanıyorum. Kastettiğim şey beklemek değil. Bazı şeyleri oluruna bırakmak. Cevaplar bir şekilde bulacaktır kişiyi. Sahip olunan takıntıları azaltmaya çalışmak ya da onlarla bütünleştiğinin farkına varmak gerekiyor belki de. Yaşam başlı başına basitlikten ibaret, zor ve çekilmez görünüşü de bu yüzden. Bu arada kalıtsal olarak getirdiğimiz durumlar dışında kişilik adamızı oluşturma seçeneğimiz de var, Günah keçisi aramak yerine, kendimizle ilgili değişikliklere gitmeye çalışmak daha faydalı olur diye düşünüyorum. Başlamak için hiçbir zaman geç değil. Başkası senin hayatını nasıl değiştirebiliyorsa pekala sen de kendi hayatını değiştirebilme gücüne sahipsin. Yeter ki inan, kendine ve ne yapmak istediğine.