Sizce bu belediyecilik sistemi doğru mu?

Ülkedeki pek çok şey gibi bu da saçmalık. Yerel yönetimlerin yetkileri olabildiğince arttırılmalı; İl belediyesinin, ilçe belediyesinin, bakanlıkların yetki sınırları ve görevleri net çizgilerle belirlenmeli. İlçede neyin nasıl yapılacağına ilçe belediyesi karar vermeli hatta bana kalırsa (belirli) kuralları ve yasaklar bile yerel yönetimler tarafından düzenlenmeli. Ne de olsa farklı illerde hatta aynı ilin ilçelerinde bile sosyal yapıda inanılmaz farklılıklar olabiliyor. Bana göre en etkili idare şekli; ortak akılla ve merkezilikten uzak, daha dar alanlarda, mümkün olduğunca doğrudan yani bölge sakinleri tarafından alınan kararlar ile uygulanan sistemdir.

Aslen sorunun temelinde kurallar yatar. Bu kuralları düzenleyen şeye ise biz yasa diyoruz. Yasalarımızda olan maddelerin kimisi başka ülkelerden alınma kimisi kendi uğraşlarımız sonucu ortaya çıkmıştır. Bazıları da evrilip çevrilmiştir.

Belediyecilikte kural belirlenmeden önce nüfusun nerede nasıl yaşayacağı, şehir büyürse hangi yöne doğru büyümesi gerektiği, büyüyen şehrin ihtiyaçlarının nasıl giderileceği belirlenmelidir. Hali hazırda bu planlar var lakin çok karışık durumda.

Siz bir şehri (Nüfusu 1 milyonu geçen her şehir için geçerli) büyüme noktasına engellemez iseniz, tarlayı ormanı imara açarsanız ve üzerine bina dikmek için neredeyse her kurumdan izin alarak inşaata başlayabilirseniz (bugün 19 ayrı kurumdan inşaat izni alınabiliyor) belediyeciliği tartışamazsınız.

Belediye büyük olsun küçük olsun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile paralel olarak iş yapar. Ama 6 ay öncesine kadar sizin satın aldığınız arazi hakkında ne bakanlıkta be belediyede bir plan olmayabilir. Siz ve sizin gibiler (örnek olarak siz kelimesini kullanıyorum) inşaar yapar yapar yapar sonra belediye gelir aralara asfalt döker yol olur. Sonra der ki evler çoğaldı elektrik hattı yetersiz, yolu kazar kabloyu genişletir. Yama yapar. Sonra gelir kanalizasyon işi yapar. Yolu yine yamalar.

işte bu böyle bir gerçektir. Küçüğü büyüğü farketmeksizin belediyecilik yapılmadan hukuki bir reform şarttır. Şahsi görüşlerimdir. Kaynak istanbuldur. Herhangi bir semtine gidilip görülebilir vaziyet. Kaynak bursadır vs.

Siz bu kuralları koyar, kurallara uyan bir toplum olma yolunda 1 nesil tüketirseniz ardınızdan gelen nesil “ Yeni nesil belediyecilikte şu şu şu” konu başlığı ile belediyeciliği tartışır. Akabinde saygı ve kurallar çerçevesinde kimin ne iş yapacağı konusunda bir sonuca varılır, belediyecilik sözkonusu dönemde en verimli halini halır.

Çok soyut konuştuğumun farkındayım fakat bu kavramlar oturmadan belediyecilik olamaz. Seçimler yaklaşıyor. Seçim asfaltları seçim kaldırımları görmeye başlıyoruz. Bu ne yazık ki hep böyleydi, böyle olmaya devam edecek gibi de duruyor.

Hitabeti kuvvetli tüm kesimleri birleştirici birilerine ihtiyaç var. Barışçıl yönetim ile bunlar konuşulmadan çözüm mümkün değil gibi gözüküyor.

Esasen belediyecilikte o kadar çok sistemsel ve yasal hatalar ve belirsizlikler var ki neresinden tutsanız elinizde kalır. Tabi bu yasal boşluklar yolsuzluklar için yeterli zemini oluşturuyor. Belediyelerde yönetsel ve hiyerarşik sıkıntılar da hat safada. Memurlar ile siyasiler arasında ciddi sıkıntılar var. Yani burada anlatmakla bitmeyecek ve çözülmesi kimsenin işine gelmediği problemler yumağı. Ha siz sistemi ne kadar iyileştirirseniz iyileştirin iyi niyet olmadıkça amaç ülkeye hizmet değil kendi menfaatlerini kayırmak oldukça bu düzen değişmez hiçbir partiyi konu dışında bırakmıyorum. Bu konuda çalışma yapan rapor ve proje hazırlayan bilim insanları tanıdım başlarına neler geldiğini anlatmayayım.

İstanbul'da öyle caddeler var ki caddenin bir tarafı bir belediyenin diğeri muhalif partinin belediyesinin Büyükşehir alanına girmeyen hizmetlerde caddenin halini esnafın durumunu anlatmaya gerek yok.

Atatürk boşuna dememiş 'Adalet mülkün temelidir.' diye bir ülkede adalet kalmadı mı ne mülk kalır ne mülkiye. Yönetenler yönetilenlerden aldıkları vergilerin hesabını kuruşu kurşuna vermediği sürece bu böyle gider.