Aslen sorunun temelinde kurallar yatar. Bu kuralları düzenleyen şeye ise biz yasa diyoruz. Yasalarımızda olan maddelerin kimisi başka ülkelerden alınma kimisi kendi uğraşlarımız sonucu ortaya çıkmıştır. Bazıları da evrilip çevrilmiştir.
Belediyecilikte kural belirlenmeden önce nüfusun nerede nasıl yaşayacağı, şehir büyürse hangi yöne doğru büyümesi gerektiği, büyüyen şehrin ihtiyaçlarının nasıl giderileceği belirlenmelidir. Hali hazırda bu planlar var lakin çok karışık durumda.
Siz bir şehri (Nüfusu 1 milyonu geçen her şehir için geçerli) büyüme noktasına engellemez iseniz, tarlayı ormanı imara açarsanız ve üzerine bina dikmek için neredeyse her kurumdan izin alarak inşaata başlayabilirseniz (bugün 19 ayrı kurumdan inşaat izni alınabiliyor) belediyeciliği tartışamazsınız.
Belediye büyük olsun küçük olsun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile paralel olarak iş yapar. Ama 6 ay öncesine kadar sizin satın aldığınız arazi hakkında ne bakanlıkta be belediyede bir plan olmayabilir. Siz ve sizin gibiler (örnek olarak siz kelimesini kullanıyorum) inşaar yapar yapar yapar sonra belediye gelir aralara asfalt döker yol olur. Sonra der ki evler çoğaldı elektrik hattı yetersiz, yolu kazar kabloyu genişletir. Yama yapar. Sonra gelir kanalizasyon işi yapar. Yolu yine yamalar.
işte bu böyle bir gerçektir. Küçüğü büyüğü farketmeksizin belediyecilik yapılmadan hukuki bir reform şarttır. Şahsi görüşlerimdir. Kaynak istanbuldur. Herhangi bir semtine gidilip görülebilir vaziyet. Kaynak bursadır vs.
Siz bu kuralları koyar, kurallara uyan bir toplum olma yolunda 1 nesil tüketirseniz ardınızdan gelen nesil “ Yeni nesil belediyecilikte şu şu şu” konu başlığı ile belediyeciliği tartışır. Akabinde saygı ve kurallar çerçevesinde kimin ne iş yapacağı konusunda bir sonuca varılır, belediyecilik sözkonusu dönemde en verimli halini halır.
Çok soyut konuştuğumun farkındayım fakat bu kavramlar oturmadan belediyecilik olamaz. Seçimler yaklaşıyor. Seçim asfaltları seçim kaldırımları görmeye başlıyoruz. Bu ne yazık ki hep böyleydi, böyle olmaya devam edecek gibi de duruyor.
Hitabeti kuvvetli tüm kesimleri birleştirici birilerine ihtiyaç var. Barışçıl yönetim ile bunlar konuşulmadan çözüm mümkün değil gibi gözüküyor.