İnsanlar mistik şeylerin olduğunu iddia etmekle kalmayıp olmayan mistisizmi çözmeye ve fikir yaratmaya bayılırlar bu evrimsel psikolojimizden -geçmişimizden- günümüze görünen bir durumdur. Bu düşüncelerin felsefi ve bilimsel bir dayanağı olmadığı zaman bilimden anlayanlar için komik bir durum olduğu da kaçınılmazdır.
Eğer amaç “gerçek” dediğimize şeye yaklaşmaya çalışmak ise bu yaratıcılıklar çok önemlidir ama durum her zaman böyle olmuyor. Ne yazık ki insanlar, insanlara yardımcı olacak fikirler yaratmaya değil şahsi dünya ve hayat görüşlerini karşı tarafa göstermeye yönelik metodolojiler geliştirmeye daha yatkınlar.
Gel gelelim ki bu düşünceleri sanki kanıtlanmış, hatta “Aman incelenmesin. Çürütülürse yok oluruz, biteriz!” gibi gösteren ve bu savunan insanları ciddiye alan maalesef ki akılalmaz derecede çok insan var…
Bunun en doğru çözümü bilimsel ve yenilikçi bir eğitimdir. Bilimin metodolojisini anlayan biri her şeye empirik ve skeptik yaklaşması gerektiğini de anlar.
Felsefi bir dayanağı varsa tez oluşturulmalıdır. Bilimsel bir dayanağı varsa çürütmeye yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Aklımızda bir fikir varsa felsefi bir altyapı oluşturduktan sonra hipotez ortaya konulmalıdır.
Hiçbirisi yoksa ve kuram gibi lanse ediliyorsa ciddiye alınmamalıdır.