Sorunuzun bir cevabı olmadığını gayet iyi bildiğinize eminim. Size, ne olacağını söylesem ikna olmayacağınızdan da eminim. Hatta hiç kimsenin sizi ikna edemeyeceğine de eminim. Çünkü zaten binlerce yıldır bu sorular soruluyor, cevaplar veriliyor ama aynı sorular tekrar tekrar sorulmaya devam ediyor. Çünkü verilen cevaplar hiç ikna edici değil. Çünkü cevapları verenlerin bir dayanakları yok, ellerinde veri yok ve bu nedenle de onlara güvenmemiz için bir neden yok. Ve bu soruları soranlar da bunu biliyorlar ve ne yazık ki gerçeği öğrenmekten çok rahatlamak istiyorlar. Ortada, verilecek bir cevabın olmadığı hissinden kurtulmak istiyorlar ancak ne yazık ki gerçek bu. Bir cevap yok. Daha doğrusu olacak bir şey yok. Öleceğiz ve her şey bitecek, bu kadar basit. Ya da böyle değilse de böyle olmadığı ya da öldükten sonra ne olacağı üzerine bir fikir oluşturacak bilgimiz, verimiz yok. Size ne söylersek söyleyelim yalan söylemiş olacağız. Çünkü sorunuzun cevabını bilen tek bir insan yok. Bu nedenle de belki de zaten bir cevap yok.
Size önerim şu: Eğer, dürüstçe ve mantık çerçevesinde bir cevap aramaya devam ederseniz zaten aradığınız cevabı bulamayacaksınız. Ve kendinize yalan söylemekten ya da söylenmiş hazır yalanlara inanmaktan başka bir yol bulamayacaksınız.
Bence esas sizin kafanızı kurcalaması gereken soru, ortada bir cevap olmaması durumunun neden sizi rahatsız ettiği? Neden darlanıyorsunuz, neden delirecek gibi oluyorsunuz, neden bir cevaba ihtiyacınız var? Bunu düşünmelisiniz. Eğer konuya bilimsel esaslar çerçevesinde yaklaşırsanız, kendinize, içinde yaşadığınız bu dünyaya ve evrene tarafsız, bilimsel, gerçekçi bir bakış atmayı başarırsanız bu darlanma, delirme hislerinden kurtulacağınızı garanti ediyorum. Böyle bir soruyu sormaya ve bir cevap bulmaya ihtiyaç duymamaya başlayacaksınız.
Bence peşinden gitmeniz gereken şey cevaplar değil, cevapların gerçekten gerekli olup olmadığını incelemek.
Umarım yardımcı olabilmişimdir. Sağlıcakla...