Ölüm nasıl gerçekleşir?

Aslına bakarsanız bir canlının artık "canlılık" sıfatına sahip olmaması durumu olan ölümü tanımlamak, biz insanlar için de uzunca bir zaman almıştır. Vahşi yaşamda bir canlının "ölmüş" olduğu kanaatine varmak için o canlının anormal bir süre boyunca hareketsiz ve de tepkisiz kalması yeterliydi. Fakat günümüzde, modern tıpta -zaman içinde değişmiş olsa da- birisine "ölü" demek için bir tanımımız var ve birisinin ölü olmak için bu tanımı karşılaması gerekmektedir. Eğer ki beynin cerebellum ve beyin sapı bölgeleri fonksiyonları geri döndürülemeyecek ve de kendi başlarına işlevlerini sürdüremeyecek durumdaysa kişinin beyin ölümü gerçekleşmiştir.^[1] Günümüzde ise -en azından insanlar için- ölümün tanımı, kişide beyin ölümünün gerçekleşmesi durumudur. Söz konusu bölgelerde beynin en temel/yaşamsal fonksiyonlarını sürdürmesi için gerekli olan cerebellum (beyincik), orta beyin, pons ve de medulla oblangata (omurilik soğanı) bulunmaktadır. Bunlar olmadan kişi/canlı yaşamını sürdüremez.

İlk öncelikle yaşamı/canlılığı tanımlamak isterim. Evrim Ağacına göre yaşam: ''Yaşam, kendine ait bir yapısal organizasyonu bulunan ve bu organizasyon dahilinde süregelen fiziksel ve kimyasal süreçler ("aktivite") sayesinde üretilen enerjiyle termodinamiğin ikinci yasasına geçici olarak karşı koyabilen açık sistemlerdir''. Ama hatırlatmak adına; bilimde canlı/cansız ayrımı yoktur. Ölüm ise: (spesifik olarak bir ölüm çeşidinden bahsetmediğiniz için genelleme yaparak yaşlılıktan ölme sebebini almak zorundayım)Hayvan ve bitki hücreleri normalde doğal varoluşun tüm süresi boyunca çoğalır ve işlev görür, ancak yaşlanma süreci hücresel aktivitenin bozulması ve düzenli işleyişin bozulmasından kaynaklanır. Hücrelerin kademeli bozulma ve ölüm eğilimi, metabolik reaksiyonların ve canlılığın devam etmesine rağmen hücrelerin doğal olarak istikrarlı ve uzun süreli yaşam kapasitesi kaybına mahkum olduğu anlamına gelir. Biyolojik işlevlerine yönelik dış tehlikelerden kurtulan neredeyse tüm hayvanlar, sonunda yaşam bilimlerinde "senesans" olarak bilinen biyolojik yaşlanma nedeniyle ölür. Bazı organizmalar ihmal edilebilir bir yaşlanma yaşar, hatta biyolojik ölümsüzlük sergiler. Bunlar arasında denizanası Turritopsis dohrnii, hidra ve planarya sayılabilir. Hem ölüm aynı zamanda evrimsel açıdan çok avantajlıdır, çünkü besin kaynaklarının yeterliliği açısından, yani diğer bireylere de yetecek besinin sağlanması için ölüm oldukça faydalıdır.

beyin ölümü bir kez gerçekleştikten sonra tekrar geri dönüşü olmaz ve hasta hayatını kaybeder. Beyin ölümü pek çok sebebe bağlı olarak gerçekleşebilmektedir.Beyin ölümü, beyin sapı denilen özel beyin bölgesinin fonksiyonlarının geri dönüşü olmaksızın yok olmasına denir. Organ bağışı konusunda kritik bir öneme sahip olan beyin ölümü tıbbi olarak ölüm sayılır.

Bilimsever arkadaşım organizma düzeyinde ölümden mi bahsediyor yoksa hücresel ölümden mi? Aslında her gün yaşlanan hücrelerimiz ölüyor ve neslini devam ettirecek, bizim de yaşamsal fonksiyonlarımızı devam ettirmemizi sağlayacak yeni hücrelere yerini bırakıyor. Organizma düzeyinde ölümde de biz yerimizi yavrulara bırakıyoruz diyebiliriz. Basit tabiriyle. Canlılık için gerekli olan her fonksiyonun yavaşlaması ve bir yerde çalışmaması. Aynı tıkırında işleyen bir makinede dişlilerin teker teker yavaşlaması ve sonunda durması gibi.

^[1]

Ölüm, yaşamsal fonksiyonların yitimidir, sona ermesidir. Ölüm nasıl gerçekleşir sorusuna hangi ölüm diye devam edebilirim. Doğal Ölüm, kaza sonucu ölüm, hastalık sonucu ölüm ,intihar vb sorular sorulabilir.

Yaşlanarak ölen bir kişinin ölümü “doğal ölüm” olarak kabul edilirken, genç birinin normal olarak tanımlanan yaşam sürecinin dışında ortaya çıkan bir nedenle (kaza, cinayet, intihar) ölümü “doğal olmayan ölüm” olarak kabul edilmektedir.^[1]