Bu sorunun (ve türevlerinin) detaylı cevabını 2011 yılındaki şu yazımızda vermiştik. Sorunun cevabı: takas (trade-off) ilkesi. Yani evrimsel süreçte yeni bir özellik kazanmanın getirdiği avantajlar ile, o özelliğin evrimleşmesi için gereken enerji miktarı arasındaki denge... Bir şey, yeterince uzun süre boyunca yeterince büyük bir avantaj sağlamıyorsa, o şeyin evrimleşmesi için gereken enerji miktarı nihayetinde baskın gelecek ve tür, o yeni özelliği edinemeyecektir.
İlk etapta uçmak muazzam bir avantaj sağlayacakmış gibi gelse de, böylesine köklü bir anatomik değişim için gerekli olan diğer değişimlerin miktarı dikkate değer miktarda yüksektir. Dolayısıyla bu kadar fazla "toplam enerji sarfiyatı" gerektirecek bir değişim için, bunu makul kılacak düzeyde seçilim baskısının var olması ve bu baskının nesiller boyunca devam etmesi gerekmektedir.
İnsanların evrimsel tarihinde, uçarak yer değiştirmeye yönelik bu kadar yoğun bir seçilim baskısına rastlamıyoruz. Dahası, tür içi çeşitlilik de bir özelliğin evrimleşme ihtimalini doğrudan etkilemektedir. Örneğin kuşlarda uçmanın mümkün olabilmesi, tamamen alakasız bir nedenle (sıcaklık denetimi amacıyla) evrimleşen tüylerin beklenmedik aerodinamik avantajına bağlı olarak evrimleşmiştir. Buna eksaptasyon denmektedir.
Uçmak zor edinilen bir özellik olsa bile, evrim tarihinde en az 4 farklı defa evrimleşmiş olması, bunun ne kadar olası olduğunu göstermektedir. Bunu buradaki yazı ve videomuzda incelemiştik.
İnsanlarda da, tıpkı uçuş gibi sıra dışı ve edinilmesi zor bir özellik evrimleşmiştir: aşırı iri bir beyin. Bu da aynı zorlukların ürünüdür: Eğer beyin gibi masraflı organ bize nesiller boyunca dikkate değer bir avantaj sağlamamış olsaydı (ve buna yönelik tür içi çeşitlilik bulunmuyor olsaydı), insanlar da hiçbir zaman bu kadar zeki bir tür olamayacaktı. Bu evrimin yaşanabilmesi için gereken şartları buradaki yazımızda detaylıca işlemiştik. Yani insan zekasının evriminde gördüğümüz de bir takas ilkesi olayı ve diğer canlılarda bu özelliğin yaygın olarak evrimleşmemesinin ana sebebi de bu.