Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Sorulara Dön
Bu soruya yönlendirilmiş başka bir sorudan geldiniz: Neden kıyafetsiz yaşayamayacak şekilde evrimleştik?
Anonim
Anonim Üye
3

Neden insan kıyafet giymeye en uygun bedene sahip olan canlıdır?

562 görüntülenme
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Tüm Reklamları Kapat
6 Cevap
Ufuk Derin
Öğrenci-Okur

İlerleyen kısımlarda insanın zekasının evrimden dolayı "anlam yükleme" kavramını ilgilendiren konular olacak onunla ilgili olarak bu yazıyı da okuyun.

İnsan harici hayvanların giyinme konusunda korunmaya insan kadar ihtiyacı olmadıkları biliniyor. Canlılar genelde ebeveynlerinden elde ettikleri, doğdukları ortamın çevre şartlarına uyum sağlamış bir şekilde doğarlar. (Uyum sağlamanın nasıl olduğunu diğer soruda anlatmıştım.) İnsanlar ise çok hızlı bir kültürel evrim geçirdikleri ve çok hızlı şekilde Dünyaya, farklı iklimlere sahip coğrafi bölgelere yayıldıkları için biyolojik olarak bu şartlara uyum sağlayacak bedensel özellikler pek geliştiremediler. (Ayrıca insan bebeklerinin neden diğer canlılara nazaran aciz olduğunu da buradan okuyabilirsiniz.) Bunun için yeteri zamanları olmadı. Çöl ortamı veya Amazonlar gibi soğuk olmayan elverişli ısı şartlarında yaşayan yerli insanların da çıplak ayakla gezebildiklerini, ayaklarına bakarsak ayak altlarının sert ve nasırlı olduklarını görürüz.

Tüm Reklamları Kapat

---

İnsan, Afrika'da evrimleşmiştir. İnsanların evrimleştikleri düşünülen insansı maymunlar tropik ormanlarda yaşıyordu ve oraya uyum sağlayacak şekilde yaşıyorlardı. Bunun yanında henüz elbise veya ayakkabı yapmak için yeterli beyin ve el becerisine de sahip değildi. Afrika’daki tektonik hareketler sonucunda Büyük Rİft Vadisi yükselmeye, yağmur ormanlarını ve orada yaşayan insansı maymun türlerini birbirinden ayırıp koparmaya başladı. Vadinin batı tarafında yağmur, nem ve ısı bakımından bir değişiklik olmazken doğu tarafında ise iklim ise gitgide kuraklaşmaya başladı. Rift vadisinin batı tarafında kalan insansı maymunlar için değişen ve uyum sağlamaları gereken yeni şartlar oluşmamıştı ama doğuda kalan insansı maymunların yeni iklim ve çevre şartlarına ayak uydurmaları gerekiyordu. Gitgide kuraklaşan yağmur ormanların yavaş ve yumuşak bir şekilde sadece seyrek ağaç yapısı ve geniş çayırlıkların olduğu savanlara dönüşmesi yavaş gerçekleştiği için Doğuda kalan insansı maymunlar da yeni şartlara uyum geliştirmek için yeterli zamana sahip olabildiler. Ama onların evrimleri daha çok seçilim baskısına maruz kaldıkları için Batıdaki insansı maymunlardan daha hızlı gerçekleşecekti. Tropik ormanlarındaki taze yaprak, ağaç dalları veya yeşil ot yerine sert kabuklu yemişleri taşla kırmayı, bu taşları birbirine vurarak şekillendirmeyi, daha yüksek oranlarda et ile beslenmeyi, içi boş bitki gövdelerine su depolayıp kuraklık olduğu anlar için daha sonra kullanmak amacıyla yere gömmeyi ve en önemlisi hayatta kalmak için yavaş yavaş akıl becerisi geliştirip akıllarını kullanmayı öğreneceklerdi.

Tüm Reklamları Kapat

İnsan böyle şartlarda evrimleşti, Afrika’da yaşayan ilk insanların sıcak iklim şartları dolayısıyla giyinmeye pek ihtiyacı yoktu. Ama sanat anlayışı da gelişen ilk insan daha ziyade doğal malzemelerden süs ve takı eşyası yapıp giyiyorlardı. Güzellik ayrıca cinsel seçilimde de etkiliydi. Güzel takılar karşı cinsin hoşuna gittiği gibi erkek bir bireyin avladığı aslan, camız, gergedan gibi güçlü hayvanların dişini, boynuzunu veya postunu süs eşyası gibi giymesi veya takması onun avlanmada ne denli güçlü ve becerikli bir erkek olabileceğine dair rekabet ettiği diğer erkeklere ve eş arayışı içinde olan karşı cinse de bir işaret veriyordu.

Muhtemelen sıcak iklimlerde yaşayan insanlar giyinmeye, ilk olarak cinsel organları ve çevresini takılarla süslemeye başladıklarında başladılar. Güç ve iktidarın simgesi olan penis, bu güce ve iktidara çağrışım yapması için yine avladıkları güçlü hayvanların diş, pençe, dış uzuv veya postuyla süslediler. Aynı şekilde ilk dişi insanlar da cinsel organlarını güzel ve alıcı kuş tüyleriyle veya doğurganlığı, bereketliliği çağrıştıran çiçek gibi malzemelerle süslediler. Belki giyinme ilk bu şekilde başladı. Soğuktan korunma amacıyla değil, aksine karşı ve kendi cinsine kendi erkeklik gücü ve dişisel doğurganlığına dair belirgin işaretler vermek ve eş seçiminde daha iyi bir şansa sahip olmak için.. Şunu da iyi bilmeli ki bu bir haz veya şehvet duygusu içinde yapılan haylaz veya sapık bir eylem değildi. Doğurmak ve gelecek neslin çoğalmasını sağlamak hayati önem taşıyordu. Her doğan çocuk hayatta kalamıyordu ve çocuk ölümleri çok yüksekti. Çok çocuk sahibi olmak ve kabilede saygın bir konuma ulaşmak yaşlı bir insan için hayatta kalmanın ve yaşlı bakımı almasının tek garantisiydi. İnsanların eşlerini çok özenle seçmesi gerekiyordu.

Bilindiği gibi insan daha sonra Afrika’yı terk edecek ve uzun bir yolcuğa çıkarak dünyayı keşfedecekti. Yeni yerleştikleri iklim şartlarına ayak uydurmak için aklını kullanıp yeni yöntemler bulması lazım gelecekti. Başlangıçta sıcak deniz ve okyanus kıyıları boyunca Güney Asya’ya ve Endonezya adalarına yayılan insanlık çok zaman geçmeden Orta ve Uzak Asya’ya ve de Avrasya’ya da yayılacaktı. Buradaki iklim ise alıştığından daha soğuktu. Ateş kullanmasını bilen insan soğuğa karşı giyinme ihtiyacı da hissedecek, avladıkları hayvanların derisini işleme ve kemik iğnelerle dikiş becerisi de geliştirecekti. Doğurganlığın ve gücün hala hayati önem taşıdığı bu devirlerde de eş arama iç güdüsü ve cinsel seçilim baskısı kürk ve postlardan yapılmış elbiselere yansıyacak ve böylece ilk kez moda denen kavram da ortaya çıkacaktı.

İlk ayakkabı konusunda gelince muhtemelen henüz Afrika’ya yaşayan ilk insanların ayaklarını haşere veya böcek ısırıklarına karşı korumak için çamur kullandıklarını, belki de çamurun rahatlatıcı bir özelliğe sahip olduğunu keşfetmeleriyle başlamış olabilir. Çamur yerine başka bir materyal kullanmak fikri de daha sonra doğmuş olabilir.

Bunun yanında eğer maymunlardan bahsedecek olursak, mesela goriller gecelediklerinde uykuya gitmeden önce yaprak ve çalı toplayarak yatak yaparlar ve bazen de bu yapraklarla uyurken üstlerini örterler. Yani bir çeşit yorgan.. Diğer yandan goriller yağmuru hiç sevmezler, yağmur yağdığında korunmak için başlarının üstüne çok geniş ve büyük bir ağaç yaprağı ile örterler. İşte size ilkel de olsa şapka kullanan insandan başka bir canlı türü.

Bir de burunluk kullanan yunuslar var tabi. Deniz tabanındaki kumların içinde yiyecek canlı ararken burunlarını sürtünmeye karşı korumak için sünger takıyorlar.

170 görüntülenme

Kaynaklar

  1. K. Aydınlar. İnsanlar Neden Kıyafet Giyer? Hayvanlar Neden Giymezler?. (28 Ocak 2013). Alındığı Tarih: 4 Kasım 2020. Alındığı Yer: evrimteorisionline | Arşiv Bağlantısı
7
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Cengiz Altun
Cengiz Altun
28K UP
Öğrenci

Hayvanların giyinme konusunda korunmaya insan kadar ihtiyacı olmadıkları biliniyor. Canlılar genelde ebeveynlerinden elde ettikleri, doğdukları ortamın çevre şartlarına uyum sağlamış bir şekilde doğarlar. İnsanlar ise çok hızlı bir kültürel evrim geçirdikleri ve çok hızlı şekilde Dünyaya, farklı iklimlere sahip coğrafi bölgelere yayıldıkları için biyolojik olarak bu şartlara uyum sağlayacak bedensel özellikler pek geliştiremediler. Bunun için yeteri zamanları olmadı. Çöl ortamı veya Amazonlar gibi soğuk olmayan elverişli ısı şartlarında yaşayan yerli insanların da çıplak ayakla gezebildiklerini, ayaklarına bakarsak ayak altlarının sert ve nasırlı olduklarını görürüz. Muhtemelen sıcak iklimlerde yaşayan insanlar giyinmeye, ilk olarak cinsel organları ve çevresini takılarla süslemeye başladıklarında başladılar. Güç ve iktidarın simgesi olan penis, bu güce ve iktidara çağrışım yapması için yine avladıkları güçlü hayvanların diş, pençe, dış uzuv veya postuyla süslediler. Aynı şekilde ilk dişi insanlar da cinsel organlarını güzel ve alıcı kuş tüyleriyle veya doğurganlığı, bereketliliği çağrıştıran çiçek gibi malzemelerle süslediler. Belki giyinme ilk bu şekilde başladı. Soğuktan korunma amacıyla değil, aksine karşı ve kendi cinsine kendi erkeklik gücü ve dişisel doğurganlığına dair belirgin işaretler vermek ve eş seçiminde daha iyi bir şansa sahip olmak için.. Şunu da iyi bilmeli ki bu bir haz veya şehvet duygusu içinde yapılan haylaz veya sapık bir eylem değildi. Doğurmak ve gelecek neslin çoğalmasını sağlamak hayati önem taşıyordu. Her doğan çocuk hayatta kalamıyordu ve çocuk ölümleri çok yüksekti. Çok çocuk sahibi olmak ve kabilede saygın bir konuma ulaşmak yaşlı bir insan için hayatta kalmanın ve yaşlı bakımı almasının tek garantisiydi. İnsanların eşlerini çok özenle seçmesi gerekiyordu.

8
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Volkan Demirci
Bilimsever ve meraklı birisi
Orijinal Soru: Neden kıyafetsiz yaşayamayacak şekilde evrimleştik?

Serin kalmak, yalnızca iri yapılı olanlar için değil pek çok memeli için büyük bir problemdir, özellikle de sıcak bölgelerde yaşayan ve uzun yürüme ya da koşma mesafelerinde aşırı miktarda ısı üretilir. Bu hayvanlar vücut sıcaklıklarının dikkatli bir biçimde düzenlemelidir, çünkü dokuları ve organları, özellikle de beyinleri, aşırı ısıdan dolayı hasar görebilir.

Memeliler aşırı ısınmaya karşı çeşitli taktikler geliştirmiştir. Örneğin, köpekler hızlı bir biçimde soluk alıp verirler, pek çok kedi türü genellikle daha serin olan akşam saatlerinde aktiftir ya da antilopların çoğunluğu burunlarından nefes alarak burunlarında bulunan küçük damarlar aracılığıyla damarlarındaki kanı soğutur. Fakat insanların da içerisinde yer aldığı primatlarda ise terleme, birincil stratejidir. Terleme, deri yoluyla atılan suyun vücut dışına çıktığında deriden aldığı ısı ile buharlaşması sonucu deriye serinlik kazandırır. Bütün bu vücut soğutma mekanizması, aynı prensibe (buharlaşma ile serinleme) göre çalışır, beyin ve diğer organların aşırı ısınmadan dolayı hasar görmesini engellemede ustaca geliştirilmiş bir yöntemdir.

Tüm Reklamları Kapat

Kürkü olmamasının yanı sıra, insanlar, olağanüstü sayıda ekrin bezi sahibidir. Bu sayı, 2 milyon ile 5 milyon arasında değişkenlik gösterir ve günde 12 litreye kadar ince, sulu ter üretilebilmesini sağlar. Ekrin bezleri, kıl kökleri yakınında kümelenmez, bunun yerine deri yüzeyine görece yakın bir yerde bulunur ve küçük porlar (delikler) aracılığıyla ter boşaltımı yapar. Çıplak derinin ve sulu terin bu kombinasyonu, terin direkt olarak kürkte birikmesinden ziyade doğrudan çıplak deride birikmesine sebep olur ve insanların aşırı ısınmasını engeller. Bu soğutucu sistemimiz sayesinde, sıcak bir günde yapılacak bir maratonda, atlara üstünlük sağlayabiliriz.Kas aktivitesinin içsel olarak ısı kazandığı yürüyüş ve koşu sırasında geçirilen zaman arttıkça, hominidler hem ekrin terleme becerilerini arttırdı, hem de vücut kıllarını kaybetti. Böylece aşırı ısınmaktan kaçınabildiler.Son yıllarda, araştırmacılar, insanların vücut kıllarını neden kaybettiklerine dair deliller bulabilmek amacıyla bitlere odaklandı. 2003 yılında University of Reading’den Mark Pagel ve John Radcliffe Hastanesi’nden Walter Bodmer; insanların, derilerindeki hastalık yayıcı bitlerden ve kıllara yerleşen diğer parazitlerden kurtulmak ve deri sağlığını korumak için kıllarını döktüklerini ileri sürdü. Diğer araştırmacılar ise, atalarımızın çıplak olmalarından ne kadar süre sonra "kıyafet" giymeye başladıklarına dair fikir sahibi olmak için kafa ve vücut bitleri üzerinde çalışmalar yürüttü. Her ne kadar, vücut bitleri kandan beslense de, kıyafetler üzerinde de yaşayabilir. Böylece, vücut bitlerinin kökeni, insansıların kıyafet anlayışlarının ortaya çıkmasına dair minimum bir tahmin sağlıyor. Organizmaların gen dizilimlerini karşılaştırarak, araştırmacılar, türlerin ne zaman ortaya çıktığına dair kabaca bir tahmin geliştirebilir. Bitlerde yürütülen böylesi analizler, kafa bitlerinin insanlarda başlangıçtan beri bulunduğunu ancak vücut bitlerinin daha sonra evrimleştiğini ortaya koyuyor. Bu türlerin ortaya çıkış zamanları, insanların “giyinmelerinden” yaklaşık bir milyon yıldan daha fazla bir süre önce çıplak olduklarına işaret ediyor.

Kaynaklar

  1. Editör. Çıplak Gerçek: İnsanların Neden Kürkü Yoktur?. (20 Kasım 2016). Alındığı Tarih: 30 Mayıs 2021. Alındığı Yer: bilimfili | Arşiv Bağlantısı
2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Yasin Kayalar
Yasin Kayalar
182K UP
Bilim ve felsefe okuru
Orijinal Soru: Neden kıyafet giyiniriz?

İnsanların örtünmeye başlaması için bilince ihtiyaç vardır. Çünkü örtünmek benliksel bir durum olarak kendi farkındalığını ve diğer insanların varlığının farkındalığını gerektirir. Mahremiyet bu farkındalıkla ortaya çıkmıştır. Sanıldığı gibi ısınmak vs gibi şeyler değil tamamen insanın bilinç kazanması sonucu ortaya çıkan bir olgudur. Argo ve küfürlerin örtülmesi de aynı mahrem uzuvların farkındalığına bağlıdır ve ortaya çıkar. Yani argo ve küfürlerin ayıp olması toplumsal bir olgu değil benliksel bir olgu olarak ortaya çıkar. Çünkü bireyler kendi farkındalığını ve diğer insanların farkındalığına varmadıkca böyle bir olgu ortaya çıkamaz.

2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Emre Çaylak
Şehir plancısıyım
Orijinal Soru: Neden kıyafet giyiniriz?

Bence iklim koşulları ve vücudu sıcak tutma ihtiyacından öte, bu vücut mahremiyeti olgusu tarım devrimiyle gerçekleşti. Tarım devrimi M.Ö. 5000 - 8000 yıllarında, insanların sulak alanlarda topluluklar ve kabileler halinde yerleşik hayata geçtikleri, tarım yapmayı keşfettikleri zamanı temsil ediyor. Zaten sonrasında M.Ö. 3000 yıllarında Sümer kentleriyle yazı keşfediliyor ve kelimenin tam anlamıyla tarih sahnesi başlıyordu.

Ama bir düşünsene, tarihi dönemlerin öncesinde insanlar ilk zamanlarda hiçbir şey yapmıyordu. Yapmayı bilmiyorlardı. Sadece yemek bul, çiftleş, sığınak ara mantığı vardı. Yerleşik hayatın sonrasında ise kendilerine yeterince vakit ayırabilmeye başladılar ve kalan boş zamanlarında bir şeyler düşünmeye başladılar. Tanrının varlığı, insanın kendini önemli hissetme durumu, bir amaç için var olması gerektiğini düşünmesi. Dolayısıyla tarım devrimi sonrasında yerleşik hayata geçişte insanlar kendilerini önemli hissediyor ve öyle eskisi gibi dişi görür görmez üstüne atlamak yanlış kabul edilirdi. Bir şeyler artık öyle eskisi gibi olmamalıydı. O yüzden insanların bir güvenlik mekanizması olarak, dinlerin ortaya çıkmaya başlamasıyla beraber bunu dayattıklarını düşünüyorum. Sen benim karıma göz dikme, ben de seninkine dikmem. Ya da tecavüz edersen, hırsızlık yaparsan cehenneme girersin gibi.

Tüm Reklamları Kapat

0
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
  • Dış Sitelerde Paylaş
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Gündem
Kafana takılan neler var?
Bağlantı
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Bu platformda cevap veya yorum sistemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla aklınızdan geçenlerin, tespit edilebilir kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Ekle
Soru Sor
ve seni takip ediyor

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close