İlerleyen kısımlarda insanın zekasının evrimden dolayı "anlam yükleme" kavramını ilgilendiren konular olacak onunla ilgili olarak bu yazıyı da okuyun.
İnsan harici hayvanların giyinme konusunda korunmaya insan kadar ihtiyacı olmadıkları biliniyor. Canlılar genelde ebeveynlerinden elde ettikleri, doğdukları ortamın çevre şartlarına uyum sağlamış bir şekilde doğarlar. (Uyum sağlamanın nasıl olduğunu diğer soruda anlatmıştım.) İnsanlar ise çok hızlı bir kültürel evrim geçirdikleri ve çok hızlı şekilde Dünyaya, farklı iklimlere sahip coğrafi bölgelere yayıldıkları için biyolojik olarak bu şartlara uyum sağlayacak bedensel özellikler pek geliştiremediler. (Ayrıca insan bebeklerinin neden diğer canlılara nazaran aciz olduğunu da buradan okuyabilirsiniz.) Bunun için yeteri zamanları olmadı. Çöl ortamı veya Amazonlar gibi soğuk olmayan elverişli ısı şartlarında yaşayan yerli insanların da çıplak ayakla gezebildiklerini, ayaklarına bakarsak ayak altlarının sert ve nasırlı olduklarını görürüz.
---
İnsan, Afrika'da evrimleşmiştir. İnsanların evrimleştikleri düşünülen insansı maymunlar tropik ormanlarda yaşıyordu ve oraya uyum sağlayacak şekilde yaşıyorlardı. Bunun yanında henüz elbise veya ayakkabı yapmak için yeterli beyin ve el becerisine de sahip değildi. Afrika’daki tektonik hareketler sonucunda Büyük Rİft Vadisi yükselmeye, yağmur ormanlarını ve orada yaşayan insansı maymun türlerini birbirinden ayırıp koparmaya başladı. Vadinin batı tarafında yağmur, nem ve ısı bakımından bir değişiklik olmazken doğu tarafında ise iklim ise gitgide kuraklaşmaya başladı. Rift vadisinin batı tarafında kalan insansı maymunlar için değişen ve uyum sağlamaları gereken yeni şartlar oluşmamıştı ama doğuda kalan insansı maymunların yeni iklim ve çevre şartlarına ayak uydurmaları gerekiyordu. Gitgide kuraklaşan yağmur ormanların yavaş ve yumuşak bir şekilde sadece seyrek ağaç yapısı ve geniş çayırlıkların olduğu savanlara dönüşmesi yavaş gerçekleştiği için Doğuda kalan insansı maymunlar da yeni şartlara uyum geliştirmek için yeterli zamana sahip olabildiler. Ama onların evrimleri daha çok seçilim baskısına maruz kaldıkları için Batıdaki insansı maymunlardan daha hızlı gerçekleşecekti. Tropik ormanlarındaki taze yaprak, ağaç dalları veya yeşil ot yerine sert kabuklu yemişleri taşla kırmayı, bu taşları birbirine vurarak şekillendirmeyi, daha yüksek oranlarda et ile beslenmeyi, içi boş bitki gövdelerine su depolayıp kuraklık olduğu anlar için daha sonra kullanmak amacıyla yere gömmeyi ve en önemlisi hayatta kalmak için yavaş yavaş akıl becerisi geliştirip akıllarını kullanmayı öğreneceklerdi.
İnsan böyle şartlarda evrimleşti, Afrika’da yaşayan ilk insanların sıcak iklim şartları dolayısıyla giyinmeye pek ihtiyacı yoktu. Ama sanat anlayışı da gelişen ilk insan daha ziyade doğal malzemelerden süs ve takı eşyası yapıp giyiyorlardı. Güzellik ayrıca cinsel seçilimde de etkiliydi. Güzel takılar karşı cinsin hoşuna gittiği gibi erkek bir bireyin avladığı aslan, camız, gergedan gibi güçlü hayvanların dişini, boynuzunu veya postunu süs eşyası gibi giymesi veya takması onun avlanmada ne denli güçlü ve becerikli bir erkek olabileceğine dair rekabet ettiği diğer erkeklere ve eş arayışı içinde olan karşı cinse de bir işaret veriyordu.
Muhtemelen sıcak iklimlerde yaşayan insanlar giyinmeye, ilk olarak cinsel organları ve çevresini takılarla süslemeye başladıklarında başladılar. Güç ve iktidarın simgesi olan penis, bu güce ve iktidara çağrışım yapması için yine avladıkları güçlü hayvanların diş, pençe, dış uzuv veya postuyla süslediler. Aynı şekilde ilk dişi insanlar da cinsel organlarını güzel ve alıcı kuş tüyleriyle veya doğurganlığı, bereketliliği çağrıştıran çiçek gibi malzemelerle süslediler. Belki giyinme ilk bu şekilde başladı. Soğuktan korunma amacıyla değil, aksine karşı ve kendi cinsine kendi erkeklik gücü ve dişisel doğurganlığına dair belirgin işaretler vermek ve eş seçiminde daha iyi bir şansa sahip olmak için.. Şunu da iyi bilmeli ki bu bir haz veya şehvet duygusu içinde yapılan haylaz veya sapık bir eylem değildi. Doğurmak ve gelecek neslin çoğalmasını sağlamak hayati önem taşıyordu. Her doğan çocuk hayatta kalamıyordu ve çocuk ölümleri çok yüksekti. Çok çocuk sahibi olmak ve kabilede saygın bir konuma ulaşmak yaşlı bir insan için hayatta kalmanın ve yaşlı bakımı almasının tek garantisiydi. İnsanların eşlerini çok özenle seçmesi gerekiyordu.
Bilindiği gibi insan daha sonra Afrika’yı terk edecek ve uzun bir yolcuğa çıkarak dünyayı keşfedecekti. Yeni yerleştikleri iklim şartlarına ayak uydurmak için aklını kullanıp yeni yöntemler bulması lazım gelecekti. Başlangıçta sıcak deniz ve okyanus kıyıları boyunca Güney Asya’ya ve Endonezya adalarına yayılan insanlık çok zaman geçmeden Orta ve Uzak Asya’ya ve de Avrasya’ya da yayılacaktı. Buradaki iklim ise alıştığından daha soğuktu. Ateş kullanmasını bilen insan soğuğa karşı giyinme ihtiyacı da hissedecek, avladıkları hayvanların derisini işleme ve kemik iğnelerle dikiş becerisi de geliştirecekti. Doğurganlığın ve gücün hala hayati önem taşıdığı bu devirlerde de eş arama iç güdüsü ve cinsel seçilim baskısı kürk ve postlardan yapılmış elbiselere yansıyacak ve böylece ilk kez moda denen kavram da ortaya çıkacaktı.
İlk ayakkabı konusunda gelince muhtemelen henüz Afrika’ya yaşayan ilk insanların ayaklarını haşere veya böcek ısırıklarına karşı korumak için çamur kullandıklarını, belki de çamurun rahatlatıcı bir özelliğe sahip olduğunu keşfetmeleriyle başlamış olabilir. Çamur yerine başka bir materyal kullanmak fikri de daha sonra doğmuş olabilir.
Bunun yanında eğer maymunlardan bahsedecek olursak, mesela goriller gecelediklerinde uykuya gitmeden önce yaprak ve çalı toplayarak yatak yaparlar ve bazen de bu yapraklarla uyurken üstlerini örterler. Yani bir çeşit yorgan.. Diğer yandan goriller yağmuru hiç sevmezler, yağmur yağdığında korunmak için başlarının üstüne çok geniş ve büyük bir ağaç yaprağı ile örterler. İşte size ilkel de olsa şapka kullanan insandan başka bir canlı türü.
Bir de burunluk kullanan yunuslar var tabi. Deniz tabanındaki kumların içinde yiyecek canlı ararken burunlarını sürtünmeye karşı korumak için sünger takıyorlar.
177 görüntülenme
Kaynaklar
-
K. Aydınlar. İnsanlar Neden Kıyafet Giyer? Hayvanlar Neden Giymezler?. (28 Ocak 2013). Alındığı Tarih: 4 Kasım 2020. Alındığı Yer: evrimteorisionline
| Arşiv Bağlantısı