Büyük kütleli cisimler kütlelerinin büyüklüğüne bağlı olarak uzay zamanı bükerler. Kütleçekim yasasına göre kütle ve mesafenin karesiyle dogru orantılı olarak cisimler birbirini çeker. Bu iki cismin birbirini çekmesi, uzay zaman büküldüğü için doğrusal değil de dolanma hareketiyle yani eliptik, dairesel bir yörünge çizerek meydana gelir.
Gezegenlerin dönmesi, açısal momentum ve açısal momentumun korunumu ile ilişkilidir.
Gezegenler ve yıldızlar büyük gaz ve toz bulutlarının çökmesi ile oluşur. Bu gaz ve toz bulutlarında muhtelif yönlerde düzensiz bir hareket vardır ama bu hareket eşit değildir. Zamanla çökme sürecinde bütün kütlenin açısal momentumu (bu düzensiz hareket vektörlerinin yanal eksende üstün gelen kısımları yani) çökmenin odağını oluşturan gezegende toplanır. Gezegen, boyut olarak başlangıçtaki buluttan çok daha küçük olduğu için bu bulutta küçük bir hız vektörü olarak tezahür eden bu açısal momentum, gezegen ölçeğinde ciddi bir dönme olarak ortaya çıkar.
Bu dönme tabii ki muhtelif etkilerle zaman içinde yavaşlar (dünya ilk oluştuğunda bir gün 6 saatti, şimdi 24 saat) ve nihai olarak sistem ağırlık merkezine göreceli olarak durur. Buna "tidal locking" (kütleçekim kilidi) denir. Mesela ay, dünya sistemi özelinde bu durumdadır. aynı şekilde ay, dünya'ya bir kütleçekim torku uygular, bu yüzden dünyanın dönüşü yavaşlar ve transfer edilen açısal momentum nedeniyle ayın yörüngesi büyür. bu tarz ilişkiler güneş sistemi'ndeki tüm cisimler için geçerlidir.