Bu tamamen yasa ve teorinin doğasıyla ilgili bir şey: Yasalar "Ne?" sorusuna cevap veren ifadeler. Teorilerse "Neden?" ve "Nasıl?" sorularına cevap veriyorlar.
"Ne?" sorusu çoğu durumda çok çıplak ve yalın gerçekler oluyor (mesela direkt bir gözlemin sonucu, örneğin serbest bırakılan cisimlerin düşmeye meyilli olması veya canlı popülasyonlarının nesiller içinde değişmesi gibi). Ama bu gözlemsel gerçeklerin neden ve nasılına yönelik birden fazla ve farklı seviyelerde (güç ve kapsamda) açıklama getirilebilir.
Mesela birebir aynı "cisimlerin yere düşme eğilimi" gözlemine Newton bir açıklama ("teori") getirdi, Einstein bambaşka bir açıklama ("teori") getirdi. Her ikisi de kendi bağlamı ve kapsamında doğru/geçerli teoriler ama her ikisi de nihai değil. Bunların detayları sürekli test ediliyor, durmadan geliştiriliyor ve hatalarından ayıklanıyor. Mesela hep Einstein'ın teorisinin Newton'unkinin yerini aldığı söylenir (çoğu durumda bu doğrudur da) ama mesela karanlık madde araştırmalarında olası cevaplardan biri "Modifiye Edilmiş Kütleçekim Teorisi" adı verilen, Newton'un Teorisi üzerine inşa edilen bir teoriden gelebilir. Yani bir teori her zaman diğerini tamamen ortadan kaldırmıyor, farklı kapsam ve bağlamda eski teori de işlemeye devam ediyor.
Teorilerin bu zenginliğini sadece yasalar karşılayamıyor. O nedenle ikisi arasında bir ayrım var. Ayrıca yasalar çok sınırlılar, sadece olan durumu bildiriyorlar, gözlemin gerekçesine yönelik hiçbir bilgi vermiyorlar.