Soluma esnasında, sadece oksijen değil havada hangi gazlar varsa hepsini akciğere alıyoruz. Akciğerde pasif (difüzyon) bir sistem ile çalışır. Yani O2 ve CO2 değişimi kendiliğinden oluşur. Difüzyonda gazlar yoğunluğu fazla olan ortamdan yoğunluğu az olan ortama dağılırlar. Nasıl parfüm yada kolonya kullandığından birden oda koku ile doluyorsa. Kokuda aynı şekilde difüzyonla yayılır. O yüzdendir ki havadaki nitrojen oranında gaz, kandada bulunur. Karşılıklı basınçları eşit oldukları için akciğerde difüzyona uğramazlar. Nitrojenin aksine oksijen ve karbondioksit vücutta kullanılarak oranları sürekle değiştiği için sürekli difüzyonla değiş tokuş olurlar.
Normalde havanın yaklaşık %20'si oksijendir. Bu seviye %6 ya düştüğünde kişinin bulunduğu ortam kapalı ise (yani bu düşen oksijen miktarı kadar kabondioksit üretmişse), yaşaması mümkün değildir.[1] Oksijen yetersizliğinden boğularak ölür.
Kaynaklar
- C. M. Milroy. (2018). Deaths From Environmental Hypoxia And Raised Carbon Dioxide. Academic Forensic Pathology, sf: 2. doi: 10.23907/2018.001. | Arşiv Bağlantısı