Beceri ve kalite kavramlarının sosyal sonuçlarla ilişkili olan ve önemli sayılan belli başlı zeka ve başarıya katkıda bulunan Sorumluluk (Büyük beş faktör kuramı) gibi kişilik özelliklerine değindiğini varsayarak bu soruyu cevaplayacağım. Öncelikle psikometrisyenler tarafından genel zeka adı ile kavramlaştırılan bilişsel kabiliyeti istatistiksel olarak en sağlam temsil eden faktör psikometrik g'dir. Zeka'nın özelliklerinden, işlevinden ve kalıtsallığından daha önce bahsettiğimden dolayı uzun uzun burada da aynı cevabı yazmayacağım (Buradan daha detaylı okuyabilirsin). Özetle, psikometrik g faktörünün kendisi nerdeyse tamamı ile kalıtsaldır ve genel zekanın geniş anlamda kalıtsallığı yaklaşık yüzyılı aşan bir süredir yapılan çalışmaların nerdeyse hepsinde 0.8, yan, 80% olduğu ortaya konulmuştur. IQ yolu ile ölçülen genel zeka pozitif sosyal sonuçlar ile yakından ilişkili olmakla beraber herhangi bir mesleğin yada mesleğin içindeki farklılaşmış görevlerin bilişsel kompleksitesi ile pozitif korelasyon gösterir. IQ seviyesi bundan dolayı akademik ve mesleki çerçevelerde yaygın bir şekilde fayda sağlar ve görevin bilişsel kompleksliği arttıkça daha yüksek bir IQ'nun sağladığı fayda da bu doğrultuda artar. IQ ile iş kompleksliğine faydasının bir araştırmada birçok meslek arasında gereken bilişsel komplekslik ile IQ'nun sağladığı fayda arasındaki korelasyon 0.4 olarak bulunmuştur (Hartigan & Wigdor 1989). Meslekler arasında olmanın ötesinde ise mesleklerin içinde belirli görevlerin de bilişsel komplekslik seviyelerinde farklılık göstermelerinden dolayı bu doğrultuda da bir avantaj sağladığı söz konusudur. IQ seviyesi ile bir mesleğin içindeki farklı kabiliyet ve kapasitelerin iş performansı çerçevesinde korelasyonlarını gösteren bir şema ekliyorum (McHenry et al. 1990):
Sorumluluk gibi belli başlı kişilik özellikleri ise de meslek ahlakına, çalışkanlığa ve sonuç olarak da başarıya ulaşmakta katkıda bulunurlar. Bunu dolaylı olarak gösteren önemli çalışmalardan biri Wiggins, Blackburn & Hackman (1969) tarafından yapılmıştır. Bir sınıftaki öğrencilerin sorumluluk seviyelerini Beş büyük faktör kuramı bağlamında ölçerek bunun notları ile 0.5 pozitif korelasyon gösterdiğini ortaya koymuşlardır. Jericks (1979) ise daha büyük bir örneklemde öğrencilerin sorumluluk seviyeleri ile eğitim durumlarını test ederek korelasyonu 0.56 olarak bulmuştur. Tomlinson-Keasey & Little (1990) ise üstün zekalı 1500 öğrenci üzerinde boylamasına araştırma yaparak hayatlarının ileri safhalarındaki sosyoekonomik statülerini ve iş kazanımlarını incelemişlerdir. Diğerleri kadar başarılı olamayan öğrencilerin neden başarılı olamadığını kavrayabilmek için ise de öğretmenlerin öğrencileri kişilik bazında değerlendirmelerinden faydalanarak sorumluluk bilinci ile eğitim durumunun 0.87, sosyoekonomik statü ile de 0.68 pozitif korelasyon gösterdiğini ortaya koymuşlardır.
Bunları anlatmış olmamın sebebi ise bu tür başarıya katkıda bulunan özelliklerin büyük bir derecede kalıtsal olduğunu yani genler vasıtasıyla germ hattı aktarımı sonucunda yavrulara aktarıldığını, geriye kalan kısmının da sistematik olmayan ortak olmayan (non-shared) ortam ve etkisi yetişkinlikte tamamen yok olan ortak (shared) aile ortamı tarafından şekillendirilir. Herhangi bir şekilde epigenetik bir aktarım söz konusu değildir.
Kaynaklar
- Linda S. Gottfredson. (1997). Why G Matters. Intelligence. doi: 10.1016/S0160-2896(97)90014-3. | Arşiv Bağlantısı
- J. McHenry, et al. (2021). Modeling Job Performance In A Population Of Jobs.. Personnel Psychology. | Arşiv Bağlantısı
- A. K. Wigdor & A. Hartigan. (1989). Fairness In Employment Testing.